Dünyanın en iyileri arasında gösterilen Brezilya'nın efsane golcüsü Ronaldo, Dünya Kupası'nın kendisi için ne anlama geldiği ve bu süreçte neler yaşadığını anlattı. Ronaldo'nun kariyer yükselişini bir de ağzından okuyalım...
47
RONALDO'NUN ÖZEL HİKAYESİ
Dünyanın en iyileri arasında gösterilen Brezilya'nın efsane golcüsü Ronaldo, Dünya Kupası'nın kendisi için ne anlama geldiği ve bu süreçte neler yaşadığını anlattı. Ronaldo'nun kariyer yükselişini bir de ağzından okuyalım...
46
DÜNYA KUPASI DENİNCE
Dünya Kupası hakkında düşününce, aklıma resim geliyor. Küçük boya kutuları, mavi, yeşil ve sarı. Hayal edebileceğin en parlak renkler.
45
DÜNYA KUPASI'NDA BİR GELENEK VARDIR
Brezilya'da, her 4 yılda bir turnuva başlarken bir gelenek vardır. Dışarı çıkar ve şehrindeki sokakları boyarsın. Kimin daha güzel duvar resmi ya da merdiven boyaları yapacağı konusunda bir yarıştır bu. 1992 Dünya Kupası'nda, ben de diğer çocuklar gibi dışarı çıktım ve onlarla birlikte kendisokaklarımda boya yaptım. Şehirdeki herkes burada görev alır ve her duvarda resim olurdu. Her renkte, farklı dizaynlarda. Kuşlar, Brezilya bayrağı, milli takımdaki oyuncular...
44
HAYAL KURUYORSUN
Boya yaptıktan sonra, komşumuz Mr. Renato'ya giderdik hep birlikte ve maçları izlerdik. Onun sadece benden çok büyük olduğunu hatırlıyorum, çünkü ben çok küçüktüm. Hava Kuvvetleri'nden emekli olmuştu ve hepimize patates kızartması ile soda alabiliyordu. Bu bizim için büyük bir şeydi. Bu tarz yiyecekler çok yiyemiyorduk. Bu kadar küçük bir şey, aklınızda ancak bu kadar özel bir yer edinebilirdi. Patates ve soda ile televizyon karşısında arkadaşlarınla oturuyorsun ve belki de bir gün senin de profesyonel futbolcu olacağının hayalini kuruyorsun.
43
HERKESİN AKLINDA FUTBOL VARDI
Rio de Janeiro'nun kuzeyinde Bento Ribeiro'da büyüdüm. Orta sınıfın alt tabakası buradaydı. Gecekondu yoktu bizim oralarda. Herkesin aklında futbolun olmadığı bir gün de yoktu.
42
BİR BAĞ HİSSETTİM
5 yaşındayken, hayatımın futbolun etrafında şekilleneceğini gördüm. Nasıl anlatabilirim bilmiyorum, sadece bir bağ hissettim. İçimde olduğunu gördüm. Küçükken 'ben bir futbolcu olmak istiyorum' demek kolay. Ancak çocuk olarak bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsun. Bunun ne kadar büyük bir zorluk olduğunun farkında değilsin. Küçük yaşta hatal kurarken gerçeklik senin algılayabileceğin bir şey olmuyor.
41
ARKADAŞLARIMLA SOKAKTAYDIM
5 yaşındayken kesinlikle ben de bunu bilmiyordum. Futbolun beni nereye götüreceğinin de bilincinde değildim. Fırçamı boyaya batırıyordum, mavi renk bileklerimden akıyordu ve arkadaşlarımla sokaktaydım. Zico'nun yeni bir portresi de bizi izliyordu.
40
HAYAL, ÇOK HIZLI HAYATA DÖNÜŞTÜ
Ne kadar hızlı geçeceğinin bilincinde değildim. Hayal, çok hızlı hayata dönüştü. Şehrimizdeki futbol oynamayı bilen küçük çocuklardan biriydim. Sürekli oynuyordum. Belki de beni futbolcu olmak isteyen diğer çocuklardan farklı yapan şey buydu. Sadece en iyisi olmanın hayalini kurmuyor, aynı zamanda buna inanıyordum. En iyilerden biri olacağıma inanıyordum.
39
TOPA VURDUĞUM ANDAN İTİBAREN...
Bu nereden çıktı bilmiyorum, nasıl başladı farkında değilim. Topa vurduğum ilk andan beri hayat benim için böyleydi.
38
HAYATIMI FUTBOLSUZ BİLMİYORDUM
Ancak dürüst olmak gerekire, babamla Maracana'da gittiğim ilk Flamengo maçını bile hatırlamıyorum. Garip, ancak bunu kıyaslayabileceğim şey, örneğin yürümek. Yürümediğin zamanlar da vardır ancak hayatı onsuz bilmezsin. Ben de hayatımı futbolsuz bilmiyordum.
37
LAKABIM: DADADO
İlk lakabımın da nasıl geldiğini hatırlamıyorum. İki büyük kardeşime karşı gol attığımda onlar, "Dadadoooooooo" diye bağırdı. Küçüklüğümde, Ronaldo demekte sorun yaşıyordum. Daha çok "Dadado" gibi bir şey diyordum ve Dadado da buradan gelmişti.
36
DÜNYANIN EN BÜYÜK FUTBOLCU HAYALİ
Kardeşlerim eve giderdi, ben futbol topumla birlikte dışarıda olurdum, sadece vururdum, yine vururdum. Sol ayak, sağ ayak, yine sol ayak. Dışarıda oynamayı seviyordum. Büyük bir evimiz yoktu ve çoğunlukla kanepede uyurdum. Ama evin etrafında çok alan vardı, benim de ihtiyacım olan buydu. Futbol oynamak için boşluk lazımdı. Evimiz meyve ağaçlarıyla çevriliydi. Kardeşlerim beni bıraktığında, tek başıma ağaçların arasında dripling yapardım. Dışarıda tek başıma kaldığımda da, dünyanın en büyük futbolcusu olacağımın hayalini kurardım.
35
FUTBOLCU OLMA SÜRECİM ÇOK HIZLI OLDU
Profesyonel bir futbolcu olmak için her şansı denemek istiyordum. Hep aklımdaydı, başka bir şey düşünemiyordum. Ailem ise okula odaklanmamı istiyordu. Futbol oynadığım 1 yılın ardından, her şey adım adım geldi. Bir parça şans, büyük parça da adanmışlık vardı. Bir yıl sonra Sao Cristovao futbol kulübünde idmanlara başladım. 13 yaşına geldiğimde, kulüp üzerime titriyordu. Cruzeiro'da oynamak için Belo Horizante'ye gittim. 15 yaşıma geldiğimde de, milli takımdan ilk daveti aldım. 16 yaşında da, Cruzeiro ile profesyonel olarak ilk maçıma çıktım. Bir sonraki yıl da, 1994'te, Brezilya ile Dünya Kupası'na gittim. Söylediğim gibi, her şey çok hızlı oldu.
34
SONRA DÜNYA KUPASI GELDİ...
Hepsini istememe rağmen, her adım benim için bir sürpriz oldu. Profesyonel futbolcu olmak için ne kadar zaman lazımdı, bilmiyordum. Bir plan yoktu. Bazen sanki bir gün evin arkasında oynuyor, sonraki gün de Bebeto ile idman yapıyormuşum gibi geliyordu. Sonra Dünya Kupası geldi. 1994 Dünya Kupası'nı nasıl anlatabilirim ki, ya da bizim takımı?
33
1 DAKİKA BİLE OYNAMADIM AMA
Bu turnuvada 1 dakika bile oynamadım, ama izledim ve her şeyi benimsedim. Notlar aldım, bir gün geri döneceğimi bilerek bilgileri topladım. Bu yaz hayatımı ve kariyerimi değiştirdi.
32
BU TAKIMDA OYNAMAK...
Amerika'da Harvard çok önemli bir yerdir, değil mi? Bu takımda da oynamak, futbolun altın şatosunda yer almak gibiydi. Sadece nasıl futbol olacağı ile ilgili değil, nasıl futbolcu olunacağı ile ilgili birinci sınıf bir eğitim almak gibi.
31
ROMARIO İLE TANIŞTIM
O yaz ayrıca, Romario ile tanıştığım ilk an oldu. Onu ve Zico'yu izleyerek büyümüştüm ve sadece, "Demek ki bir oyuncu saha içinde ve dışında böyle gözüküyormuş" diye düşündüm. O yaz kampa katıldığımda, Romario genç oyuncularla çok yakından ilgileniyordu, özellikle de benimle ilgilendi. Belki ikimiz de forvet olduğumuz için, belki de bende aynı adanmışlığı gördüğü için, bilmiyorum. Birçok idmandan sonra sadece konuşuyorduk. Garip gelebilir, ama futbolu aynı benim gibi gördüğünü fark ettim. Bir sonraki adıma kadar atacağın adımların ilkiydi bu. En iyi olana kadar atacağın adımlar. Bana bir sonraki adımın Avrupa olmasını da o söyledi.
30
HAVA DURUMUNDAN KONUŞUYORDUK
Romario o sıralar Barcelona'da oynuyordu ve PSV'de oynamıştı ve PSV ile ilgili konuştuk. Komik gelebilir, ancak konuştuğumuz konuların başında hava durumu geliyordu. Brezilya'da oynamakla, Hollanda'da karların arasında oynamanın farkı ne olabilirdi acaba diye düşündürüyordu.