Trendyol Süper Lig'in 13. haftası geride kalırken Hürriyet yazarları Mehmet Arslan, Güntekin Onay, Uğur Meleke ve Fırat Aydınus "G.Saray iyi oynamadı ama 12. maçında 11. galibiyetle rekor kırdı. Rekoru ve maça 3-5-2 başlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna yanıt aradı.
Mehmet Arslan: İcardi’nin yokluğu Okan Buruk’u arayışlara sürüklüyor. Bodrum maçındaki G.Saray’ı beğenmedim. Rakip alan baskısı ve coşkusundan çok uzaktı. Bunda Volkan Demirel’in yeni devraldığı Bodrum’un direnci de etkiliydi. Rakip 10 kişi kalmasa belki de skoru bulamayacaktı G.Saray. Ama öyle bir forvet hattı var ki, şapkadan tavşan çıkarıyor. Bodrum maçı takımda gerileme olduğu hissi verdi. En ufak bir takılma onları strese sokar.
Uğur Meleke: G.Saray’ın üçüncü sezonu yarılayan istikrarlı bir çizgisi var. Bunun için Buruk ve futbolcuları tebrik etmek gerek. Ancak Buruk’un dizilişi fazla kurcaladığı kanaatindeyim. Süper Kupa ikinci yarısında 4-4-2’ye dönüş, yine 4-4-2 başlanan Young Boys ve Kasımpaşa maçlarının sonuçları ortada. Ayrıca üçlü savunmayla Elfsborg’dan 3, Samsun’dan 2 gol yenen maçlarda da savunma sıkıntıları vardı. Bodrum maçı ilk yarısındaki görüntü de iyi değildi.
Fırat Aydınus: G.Saray kötü oynarken de kazanıyor. Ülkemizde görüşler sonuca endeksli olduğundan, takım kazandıktan sonra ne sistem ne de oyun pek sorgulanmaz. Ama şu bir gerçek; şampiyonluk yolunda en önemli adımların atıldığı maçlar iyi oynamadan kazandığın maçlardır. Kazanmak için ise gol atmak gerekir. G.Saray golcü konusunda en efektif takım. İcardi yoksa Osimhen’i, o da yoksa Batshuayi’si var.
Güntekin Onay: G.Saray, Bodrum 10 kişi kalmasa maçı kazanır mıydı, bu sorunun cevabını vermek tabii ki mümkün değil. Ancak o maçtaki koşullardan dolayı oyuncuların konsantrasyonunun düşük olduğunu gördük. Takımlar zaman zaman böyle maçlar oynar. Önemli olan bu günlerde 3 puandır. Buruk’un 3’lü savunma kurgusu İcardi ve Osimhen’i beraber oynatabilmek açısından mantıklıydı. Ancak çift santrfor oynamayacaksa 3-1-4-2’ye gerek yok.