Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan Spor Saati adlı programda Emin Çağlar'ın sorularını yanıtladı. Altaylı, Galatasaray'da yönetim ile Fatih Terim arasında yaşanan krizi değerlendirdi.
Falcao'nun o kadar hak etmeden atılması, diğerlerini haksız çıkarmaz. Ha Fatih Terim 'Diğerlerine göre daha kolay atılıyoruz' dese anlayabilirim. Çünkü 'Faulü taktik olarak kullanan takımlara bu kadar kart çıkmazken bunu ezelden beri bilmeyen Galatasaray'a bu kartların çıkması ağır oluyor' dese anlaşırız. Bu kadar kart çıkmasının nedenini Fatih Terim de aramalı.
Babel'in pozisyonu bence faul değildir ama Türkiye'deki hakemlerin yüzde 99'una göre fauldür. Yakından seyret hiç çekiyor falan yok. Türkiye'de bunlar faul veriliyor. Aynı pozisyonun tam tersi olsa bu sefer Galatasaray bağırırdı büyük ihtimalle. Avrupa'nın pek çok liginde bunlar verilmiyor.
Galatasaray'da esas sorun saha dışında zaten, içinde değil... Yalan rüzgarı... Çok iyi bir diziydi. Jaws çene demektir. Bu beyefendinin çenesi de düşmüş. Sürekli konuşuyor, kimseyi ilgilendirmeyen detaylar... Kime ne Fatih Terim'in hangi toplantıya saat kaçta geldiğinden... Boş konuşmak diye bir şey vardır, aha vücut bulmuş hali.
'Hocamızla yönetim arasında sorun yok' demeye getiriyor çünkü yönetim kurulunun mahşerin dört atlısı mı beş atlısı mı var ya Florya'ya gittiler, Fatih Terim, Florya'da yok. Onlar geliyor diye gitmiş. Fatih Terim'in bunları taktığı yok. 'Çağırdık mı geliyor' açıklaması falan kime ne bundan? İlla bir şey söyleyeceksen 'Teknik direktörle aramızda sorun yoktur. Her türlü görüşme talebimize anında pozitif görüş vermek zorundadır, bunu yapmıyorsa Galatasaray'da teknik direktör kalması mümkün değildir' der geçersin. 'İkiyi bir geçe geldi' falan bunun adı yakışıksızlıktır. Galatasaray Başkanına yakışmayan bir tutumdur biz ne başkanlar gördük.
'Fatih Terim soyunma odası koridorlarında küfür etti' diyorum. Fatih Terim yalanladı mı? Hayır. Başka görenler yalanladı mı? Yalanlamadı. 'Futbolcu almadı'yı ben söylemiyorum, üzerine oturarak ayakta kalmaya çalıştığın teknik direktörün söylüyor.
Madem teknik direktörünün arkasındasın, onun yaptığı basın toplantılarını neden GS TV'de, portallarda yayınlamıyorsun? Madem her şey süt liman, hepiniz aile düzenindesiniz neden teknik direktörünün röportajları GS TV diyerek kendi medya organına çevirdiğiniz, kulübü ele geçirmiş bir yönetim kurulunun ve genel kurula gitmekten kaçan, ibra edilmeyeceği bildiği için hesapları kaçıran yönetim kurulunun oyuncağı haline gelmiş bir sözde bir kulüp kanalında yayınlatmıyorsun?
Kulübü niye genel kurula götürmüyorsun? Pandeminin tekrar hortlamasını vesile bilerek yapmayacaklarını biliyoruz. Bütün yaz herkes her şeyi yaparken sen niye yapmadın? Maksat ne? İki genel kurulu yapmadan, Galatasaray'ın iki senelik hesabı kitabını genel kurula vermeden seçime gidip 'Hadi bana eyvallah' demek. Bunların tamamı Galatasaray üyeliğinden atılırlar. Bu lekeli insanlarla yola gidemez Galatasaray.
Bunlar utanmadan başkanlığına aday olacaklarını söylüyorlarmış. Bir taraftan Abdurrahim Albayrak bir taraftan Yusuf Günay bir taraftan da Kaan Kançal... Quadriga'nın dört atı Galatasaray'da herhangi bir şeye aday olamazlar o şansı kaybettiler. Abdurrahim Albayrak ve Kaan Kançal bu rezillikler patlak verdiği gün, iki ay üç ay önce 'Arkadaşlar ben bu pisliğin içinde olmam' diyip istifa etselerdi Galatasaray Genel Kurulu onları bağrına basardı, doğruları yaptıkları için. Yusuf Günay zaten söz konusu değil, Galatasaray onu içinden istiskal eder!
Abdurrahim Albayrak da Kaan Kançal da ben adayım diye Galatasaray Genel Kurulunun karşısına çıkamazlar! Bunların hiçbirini Galatasaray kabul etmez, istemez. Çünkü bugünkü suçun, rezaletin ortaklarıdır. Çok sevdiğim kardeşlerim, arkadaşlarım olmasına rağmen söylemek zorundayım. Abdurrahim Albayrak 20 küsür yıllık arkadaşımdır, her yönetimine girsin diye elimden gelen her şeyi yaptım ama bugün o noktada değil"
Galatasaray yönetimleri kirli pazarlıklara girmezler. Bir takım odaklarla Fatih Terim'i kovma, onun yerine bilmem kimi getirme pazarlıkları yapmazlar. Bunun hocanın kulağına gitmesinden sonra fıldır fıldır dönüp sözde bir takım mesajlarla bir yerlere yaranmaya çalışmazlar. Sonra da paçayı tamamen kaptırıp taraftar üzerinden ayakta kalmaya çalışmazlar. Bunlar edepsizliktir. Galatasaray edepli bir camiadır. Kalkıp 'mektepli mektepsiz' üstünden gidemezsin.
Mustafa Cengiz'i o koltuğa oturtanların yüzde 90'ı mekteplilerdir. O koltuktan yakışıksız tavırları nedeniyle aşağı indirecek olanlar da mektepsizlerdir. Ve mekteplilerin bir bölümüdür. Galatasaray'da böyle bir kavga yoktur.. Kimse heveslenmesin, Yusuf Günay hiç, rüyasında göremez.
Ne yaptıklarını kendilerinin dahi bildiğini sanmıyorum. Ne yaptığını bilmeyen bir yönetimle karşı karşıyayız ama ne yaptığını bilmeyen bir teknik direktörle de karşı karşıyayız anladığım kadarıyla. Fatih Terim'in lakırdılarına baktığımız zaman laf demiyoruz çünkü içerik yok, 'Taraftara söz verdim' diyor.
Sözleşmeyi taraftar mı yapmış? Taraftar istedi diye Özhan Canaydın göreve getirdi, kulübü el birliğiyle batırdınız sonra gitti. Ali Dürüst'ün ve Abdurrahim Albayrak'ın talebiyle Ünal Aysal döneminde getirildi iki adet başarı elde edildi. O iki adet başarıyı Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'la paylaşmaktan hem teknik direktör hem kulüp başkanı memnun olmadığı için ikisi el birliğiyle Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ı uzaklaştırdılar sonra kendileri de darmadağın olup gitmek zorunda kaldılar.
Bu iş, bir ekip işidir. Camianın toplam işidir. Taraftar gruplarına şirin gözükmek için yarış halinde olan bir başkan ve teknik direktörün Galatasaray'ı başarılı olma ihtimali yoktur. Gücün kaybolmuşsa, yapabileceğini düşündüklerini yapamayacak noktaya çekilmişsen gelmişsen yapacağın tek şey popülizmdir.
Yapacakları hiçbir şey yok. Hiçbir gelecek planları, öngörüleri yok. Galatasaray'ı buradan nasıl çıkarırız diye düşünceleri olmadığı için sarılacakları tek şey popülizm ipi. Popülizm kimseyi kurtarmamıştır, tam aksine! Kendinizi dayadığınız kitleler başarısızlıkta silindir gibi üzerinizden geçerler. Bunun farkında değiller.
Yusuf Günay, Nişantaşı kafelerinde iki seneden beri Mustafa Cengiz'i kötülüyordu. Abdurrahim Albayrak keza 'Bu adamın hiçbir planı yokmuş, ben olmasam ne yapacaktı' noktasındaydı ve ağır konuşuyordu. Hakaret etmez ama başkanın tavrı hakkında çok ağır cümleler sarf ediyordu. Ama orada olmak çok hoşlarına gidiyor. Bir kılıf bulmuşlar 'Ben Galatasaray'ı yarı yolda bırakmam' diye, yürüyorlar. Bundan en büyük zararı Galatasaray görüyor, iki senedir. Mali açıdan büyük bir felaket sportif olarak büyük bir felaketle karşı karşıyayız. İki sene önce 'Biz artık elimizi çekiyoruz Galatasaray'dan' demiştim, biz derken kastettiğim camiadır.
Siz o camiayı bölerseniz, size destek veren ve vermeyen olarak ayrıştırırsanız sonuç bu olur. Benim kastım oydu. Biz derken bir grup Galatasaraylı. O hava kayboluyor. Bu havayı kaybeden kulübün başarılı olma ihtimali yok. Galatasaray bunu zaman zaman zaman kaybediyor, yine kaybetti.