Hürriyet yazarları, Fenerbahçe'ye kaybeden Galatasaray'ı değerlendirdi.
Galatasaray kendi sahasında beraberliğin dahi yettiği derbiyi kaybetti. Sarı kırmızılılar hangi departmanlarda yetersiz kaldı?
FIRAT AYDINUS: "6 puanlık farkın üstüne belki Fenerbahçe’nin çok erken 10 kişi kalmasıyla oluşan “Nasıl olsa kazanırız’ havasından mıdır bilinmez, Galatasaray kendi sahasında ilk kez bu kadar durgundu. Sezonun genelindeki başarının mimarı olan bazı futbolcular hatta Okan Buruk bile tutuktu. Fenerbahçe’nin gerek oyun gerekse skor üstünlüğünü elde ettiği anlarda ne Buruk ne de oyuncular reaksiyon verebildi."
GÜNTEKİN ONAY: "Galatasaray’ın 70 dakikadan fazla 10 kişi oynayan Fenerbahçe’ye karşı bir tek isabetli şut dahi atamaması, akan oyunda bir tane bile pozisyon üretememesi, hem de iç sahada bu performansı ortaya koyması şaşırtıcı. Orta alanda sanki Torreira tek başına kaldı. Galatasaray kopuk ve organize değildi. Fenerbahçe ise tek bir blok halinde, sahanın her bölgesinde çok iyi mücadele etti ve yardımlaştı. Özellikle Icardi’nin topla buluşmak için dahi hareketsiz kalması Fenerbahçe stoperlerinin de işini kolaylaştırdı."
MEHMET ARSLAN: "Mert Hakan Yandaş maçtan önce tüm konsantrasyonunu ve sakinliğini bozdu Galatasaray’ın. Yeri gelmişken şunu da belirteyim, hiç kimsenin rakip oyuncu formasındaki amblemi öptü diye tahrik olmaya hakkı yok. Oraya tahrik olmaya değil takımınızı desteklemeye geliyorsunuz. “Tahrik etti” bahanesinin arkasına kimse saklanmasın. Dolayısıyla sakin kalması gereken Galatasaray o andan itibaren kontrolü kaybetti. Oysa asıl stres rakibindeydi. İkinci nokta Galatasaray kötü oynadı değil, Fenerbahçe rakibini oynatmadı. Sezar’ın hakkı Sezar’a."
UĞUR MELEKE: "Galatasaray’ın bu sezon kafasının bir köşesinde beraberlik olan üç maçta da kötü oynadığını görüyoruz: Şampiyonlar Ligi son grup maçında Kopenhag’a karşı çok etkisizlerdi. Avrupa Ligi’nde Prag rövanşına beraberlik için çıktılar, başarısız oldular. Ve pazar gecesi de yine beraberliğin yettiği bir maçtan eli boş çıktılar. Maçın 11’e 11 oynandığı bölümde de Fenerbahçe üstündü, şutlar 4-0, kornerler 2-0’dı. Galatasaray’a karşı Fenerbahçe önde baskıyla başlayarak, temaslı oynayarak, mücadele seviyesini en yukarıda tutarak kazandı derbiyi. Galatasaray için sezonun kötü günlerinden biriydi oyun olarak."
Derbideki olaylar ve başkanların tehditvari sözleri için yorumunuz nedir? Bu işin sonu nereye varacak? Devlet müdahil olmalı mı?
UĞUR MELEKE: "Türkiye’nin en büyük STK’larının liderlerinin seviyesi bu mu? Bize yakışan üslup bu mu? Çocukça ve utanç verici bence. Devlet müdahil olmalı mı diye bitirmişsiniz soruyu. TFF’yi kim seçiyor? 20 yıldır TFF seçimlerinde hiç birden fazla aday çıkabildi mi? Mevcut TFF Başkanı’nın futbolla olan ilişkisi, bilgi-birikimi mi getirdi onu bu pozisyona? Yani devlet erkanı şu anda futbola gerçekten müdahil değilse ve olmayı düşünüyorlarsa şunu yapabilirler öyleyse: TFF tüzüğünü değiştirirler. Tüm milli futbolcuları, Süper Lig antrenörlerini, hakemlerini, spor ailesinin tüm unsurlarını delege yaparlar. 300 delegenin yarısının dahi katılmadığı göstermelik değil, 10 bin delegeyle gerçek bir seçim olur. O zaman daha kalifiye isimler tarafından yönetilir Türk futbolu. O durumda o TFF’nin yönetimi de inandırıcı olur, disiplin talimatı da, bu tarz olaylarda vereceği cezalar da."
FIRAT AYDINUS: "Başkan, hakemi dövdü... Başkan, takımını sahadan çekti... Başkanlar, Riyad’da oynanmayan Süper Kupa sonrası birbirlerini suçladı... Başkanlar, taraftarlarına hakemleri hedef gösterdi, kellelerini istediler ve aldılar... Bu sütuna sığmayacak bunlar gibi o kadar çok olay var ki... Bir tek eksik kalmıştı; o da derbi sonrası iki güzide kulübün başkanlarının bu denli eylem ve söylemleri. Biz yine de ‘Daha ne olabilir ki’ demeyelim!"
GÜNTEKİN ONAY: "Ne yazık ki bu sezon yaşananlar geçtiğimiz yılları dahi geride bıraktı. Başkanların ve yöneticilerin kendi taraftarına şirin gözükmeye çalışmaları sonucu yapılan açıklamalar tansiyonu bu noktaya getirdi. Toplumun sağduyulu davranıp bu tip açıklamalara prim vermemesi gerekiyor. Sosyal medyanın bu kadar baskın olması Türk futbolunda seviyesizliği bu düzeye getiren bir başka önemli etken."
MEHMET ARSLAN: "Sporun en güzel yanı rakibe saygıdır. Bunu çok maçta hem futbolcu hem de teknik adamların ağzından duymuşsunuzdur. Fenerbahçe ile Galatasaray arasında ise bu saygı ve sevgi kalmadı ne yazık ki. Nobran bir dil ve davranış hakim onların ilişkilerine. Ülkenin futbol bayramı olması gereken karşılaşmalar bir hesaplaşma ve savaşa dönüyor. Ve bu savaş sahanın dışında da olanca gücüyle artarak devam ediyor. Birazcık saygı diyeceğim ama taraftar bunu da istemiyor. Devlet ne yapsın ki! Yasaklasın mı?"