Şansal Büyüka, Galatasaray'ın Yukatel Denizlispor'u 6-1 mağlup ettiği mücadeleyi Milliyet gazetesine yorumladı. Büyüka'nın köşe yazısının tamamını Milliyet gazetesinin 21 Ocak 2021 tarihli nüshasını satın alarak okuyabilirsiniz.
Herkesin yazdığını biliyorum. Ben de yazmalıyım, bunu borç sayarım; Hoş geldin Muslera. Seni özlüyoruz, seni seviyoruz, seni taktir ediyoruz Muslera. Sadece Galatasaray’ın değil, Süper Lig’in bir zenginliği Muslera. Ligin gülen, sempatik yüzü Muslera.
Galatasaray dişine göre rakip buldu mu sorun olmuyor. Zaten belli bir kalitesi ve tecrübesi var. Bunları biraz ortaya koydu mu, sıkıntı çekmeden, zorlanmadan, belki de santrfora bile ihtiyaç duymadan rahat farka gidebiliyor. Galatasaray için, Denizlispor da “dişine göre“ rakiplerden biriydi. Hele Feghouli’nin dönüşü ile sağ kanadına zenginlik katan Galatasaray, daha ilk saniyeler içinde farka gideceğini açıkça ortaya koydu.
Emre Akbaba’nın golünde Belhanda’nın asistine lütfen dikkat. Bizde ortalar hep kaleye parelel yapılıyor, oysa geriye, penaltı noktası üstüne kesilen toplar rakip savunmayı “toptan“ taca çıkartıyor. Belhanda’nın böyle bir asistinde Emre Akbaba için golü atmak elbette kolay oldu. Feghouli golü derseniz, bir vuruş ustalığıydı.
Zaten Denizli savunmasının en ufak bir direnci yok... Hafif bir baskı yediklerinde “tel kadayıfı“ gibi dağılıyorlar. İlk yarının son dakikasında gelen Donk golünü hatırlayın. Denizli savunmasından üç adamla birlikte Donk yükseldi. Donk bu üçlünün arasından kafayı vurdu. Donk‘un bu golde ne kadar becerisi varsa, Denizli savunmasının da o kadar acizliği vardı.
Gençlerbirliği maçından sonra da yazdım. Belhanda biraz daha önde oynasa, ceza alanına biraz daha yakın olsa, Galatasaray‘ın gol yüküne ciddi katkı sağlar. Belhanda, takımın son vuruşları en iyi yapan oyuncularından biri, belki de birincisi. Ayrıca; Belhanda, Feghouli, rakip savunmanın arkasına çok iyi toplar attılar.
Feghouli takımın en fazla, hatta en ağır eleştirilen, tepki alan oyuncularından birisi ama, oynamadı mı hissediliyor, oynadı mı, çok daha fazla hissediliyor, bu unutulmasın.
Galatasaray‘ın ataklarını, gollerini yazıp duruyoruz. Denizli‘nin iki etkili atağında; önce Recep Niyaz‘ın, sonra Sagal‘ın vuruşlarını karşılayan Muslera, Galatasaraylılara “ben buradayım, geldim“ mesajını verip, gönüllerini rahatlattı.
Galatasaray 6 attığı maçta, Feghouli‘nin yakın vuruşunu kaleci Pantilimon çıkartmasa, Babel çok net 2-3 pozisyonu harcamasa, Emre Akbaba son vuruşları daha iyi yapabilse, Ömer Bayram burnunun dibine gelen pozisyonu kullanabilse sonuç 6+6 olurdu.
Galatasaray‘a gönül verenler bu sonuçlardan elbette mutludur. İçerdeki son maçta Gençlerbirliği’ne 6 gol atacaksın, Denizlispor’a aynı tarifeyi uygulayacaksın, gel keyfim gel. Bundan daha iyisi mi olur. Ama Galatasaray şampiyon olmak istiyorsa, bu farklı ve parlak galibiyetleri sadece “dişine göre“ rakipleri bulduğunda almayacak. Daha sert rakiplere de dişini geçirmesini bilecek.