Kariyerinde Manchester City, Ason Villa ve Fiorentina gibi kulüplerin formasını giyen eski İngiliz milli futbolcu Micah Richards, Daily Mail gazetesinde Mesut Özil ile ilgili bir köşe yazısı yazdı. İşte Micah Richards'ın köşe yazısı...
Mesut Özil, son olarak 7 Mart 2020 tarihinde oynadı. O maçtan sonra futbol durdu ve Arsenal'in West Ham'ı 1-0 yendiği maçta 89. dakikada kenara geldi. O günden beri 315 gün geçti ve en çok sevdiği şeyi yapamıyor. Onun durumunu anlıyor ve ona sempati duyuyorum. İnsanlar haftada 350 bin pound kazanan birinin sürekli sağlıklı olmasını ve formda olmasını bekler. Durumu tartışmalı olsa da Özil de zaman zaman durumu iyi idare edemedi.
Mesut Özil, kadroda olmadığı günlerde twitter'ı düzenli olarak kullandı. Emile Smith Rowe'un 10 numara olarak oynamasına övgüde bulundu ve inceden Mikel Arteta'ya ima yaptı. Dürüst olmak gerekirse ne Arsenal ne de Özil için iyi bir görüntü değildi.
Taraftarlar, Mesut Özil'in içinde bulunduğu durumun sadece bir kısmını görüyorlar. Ben de o durumda bulundum. Herkes, Mesut'un yattığı yerden para kazandığını söyler. Ancak, hiçbir futbolcu böyle bir durumda olmaktan mutlu olmaz. Aston Villa'da oynarken sürekli sakatlanıyordum ve iyi bir maaş alıyordum. Aslında gerçek çok daha farklıydı. Evet, sağlık problemleri vardı ama ne zaman oynayabilecek durumda olsam oynatılmazdım. 2015'te Aston Villa'ya gittim ve Tim Sherwood ile çalıştım. Çok katkı bir rejim vardı. Tüm kadrodan 1 gün eksik çalışmak zorundaydım, çünkü 17 yaşımdan beri beni bırakmayan bir diz sakatlığı problemim vardı. Bu sistemde nadiren bir maç kaçırırdım.
Problemlerim Remi Garde'nin menajerlik görevini almasıyla başladı. Fitness antrenörü Robert Duverne ilk antrenmanda beni çağırdı. Askeri bir düzenimiz vardı. Dizimle ilgili durumumu ona anlattım. Uyguladıkları antrenmanlara tam anlamıyla katkılacak olsaydım sakatlanırdım. Tüm çalışmalarım, emeğim heba olacaktı. O antrenmanlara katılamasam bir kaptan olarak durum iyi görünmeyecekti. Tırmanma, atlama, ağır inişler olan antrenmanı yapmaya karar verdim. Şaşırtıcı olmayan şekilde dizim balon gibi şişti. Remi Garde ile aramızdaki ilişki iyi değildi ve sürekli olarak beni kadro dışında bıraktı.
Küme düştükten sonra Remi Garde görevinde kalamadı. 2016 yazında transfer için bir fırsatım oldu. Kulüp CEO'su Keith Wyness ile aramızda ayrılık için bir görüşme oldu. Villa beni transfer etmek için bonservis ödememişti. MLS'ten Orlando beni istemişti. Wyness'a haftada 3 maça dayanamayacağımı açıkça söyledim. Buna rağmen beni göndermediler. Kısa süre sonra Roberto Di Matte menajer olarak geldi. Onun döneminde çoğu zaman zindeydim ve oynayacak durumdaydım. Sadece 2 kez beni oynattı. Steve Bruce Ekim 2016'da geldi ve onun ilk maçında son maçımı oynadım. Wolves ile Villa Park'ta 1-1 berabere kaldık.
Steve Bruce'a saygı duyuyorum ama bana hiçbir zaman güvenmedi. O sezonun geri kalanında, çok formda olsam bile beni oynatmadı. Sonraki sezon beni James Chester ve John Terry ile birlikte oynatmak istedi ve ben de sakatlandım. Her şey bu kadardı. Tüm yeni menajerler, kendi otoritelerini sağlamak isterler. Ancak, birisi onların otoritesini esnetirken kadronun dışında bırakılan bir oyuncunun zihinsel durumunu nadiren düşünürüz. Özil'in Arteta'yı ciddiye aldığından asla şüphe etmeyin ama bu durum insanın güvenini gerçekten mahvediyor.
Oynamayan bir futbolcunun morali çok bozuktur. Haftanın en önemli anı, bir cumartesi günü maça çıkmaktır. Kulübünüzün taraftarlarıyla yüz yüze bakmaktır. Bana çoğu zaman çok az kişi nasıl olduğumu sorardı. Doğal bakış açım hayata karşı hep olumlu yaklaşmaktır ama Villa'da yaşadığım şeyler, dışarıda bırakılmak ve hayatımda yapmak istediğim tek şeyden alıkoymak beni dibe götürdü. Antrenmanlara gitmekten utanır hale geliyorsunuz.
Bir futbolcu olarak Mesut Özil'i her zaman takdir etmişimdir. Onunla yollarım ilk kez 2009'da Almanya - İngiltere U21 maçında kesişti. Sansasyonel ve oyunun kaderini değiştiren sıradışı bir oyuncuydu. Arsenal'de de olağanüstü işler yaptı. Premier Lig'de 50 asiste en hızlı ulaşan ilk oyuncu oldu. 3 Federasyon Kupası kazanmış biri olarak ayrılacak. Ancak, son dönemde yaşanan olaylardan sonra dünya çapında bir yeteneğe sahip olan bu oyuncu üzücü bir şekilde Arsenal'den ayrılacak.
Mesut Özil'e kenarda oturuyor ve parasını alıyor demek büyük haksızlık. Arsenal, Mesut'u kadrosunda tutabilmek için bu büyük maaşı öneren taraftı. Mesut Özil, bu maaşı ödesinler diye Arsenalli idarecilerin başına silah dayamadı. Anlaşmaları yapan kulüplerdir ve bu anlaşmadan ötürü Mesut Özil suçlanamaz.
Mesut Özil'in hayatına başka bir yerde devam etme zamanı geldi. Görünüşe göre Fenerbahçe Özil'i çok istiyor ve Özil de Türkiye'de oynamayı çok istiyor. Umarım herkes için böylesi daha güzel olur. Mesut Özil'in yeniden futbol oynaması ve özgür olması gerekiyor.
