THY EuroLeague'de ocak ayı MVP'si seçilen Jan Vesely, özel bir röportaj verdi. İşte Vesely'nin hayatını da anlattığı röportajı...
Sezona her açından gerçekten kötü başlamıştık. Şanslıydık ki bir arada kalabildik. Kendimize inandık. Yeni bir takım, yeni bir koç, yeni bir sistem ve birçok yeni oyuncu. Bilirsiniz, birbirimize alışma süreci biraz zaman aldı. Kimin hangi yönü zayıf, kimin hangi yönü güçlü, koçun beklentileri neler öğrenmek için vakit gerekiyordu.
Şimdi aramıza Marko Guduric de katıldı ve artık çok daha iyi durumdayız. Marko Guduric'in katılması birçok oyuncuya olumlu yansıdı. Onları rahatlattı, üstlerindeki baskıyı aldı. Bence şu an harika bir basketbol oynuyoruz.
Ocak ayının MVP'si olabileceğimi düşünmüyordum. Efsanelerden ve çok iyi oyunculardan oluşan bir takımın parçasıyım. Bu oyuncularla bir arada olduğum için şanslıyım ve onur duyuyorum. Takıma da elimden geldiğince katkı sağlayabildiğim için mutluyum. En üst seviyede oynayabildim.
Ostrava'da doğdum. 6 yıl sonra çok daha küçük bir yere taşındım, adeta bir köydü. Orada gerçekten basketbol dışında hiçbir şey yoktu, sadece basketbol vardı. Başka hiçbir seçeneğim yoktu. Babam basketbol, annem ise voleybol oynamıştı. Babam bir zamanlar koçluk yapıyordu. Daha sonra o köyden tekrar Ostrava'ya taşındık. Ardından çok daha ciddi basketbol antrenmanları yaptım. Doğrusunu söylemek gerekirse, basketboldan başka seçeneğim yoktu.
1.5-2 sezon boyunca Slovan'da oynadım ve Adriyatik Ligi'ndeydim. İyi maçlar çıkardım. Partizan ve Kızılyıldız'a karşı iyi maçlar oynadım. Dusko Vujosevic beni görmüş. Menejarimle görüştü ve beni Partizan'a istedi. Annemle beraber oraya gittim ve hiç İngilizcesi yoktu. Antrenmanları, Partizan'ı görmek istedi. Dusko, normalde bu tip şeyleri göstermek istemiyordu ve çok katıydı. Ancak, anneme izin verdi. Voleybol oynadığı için bu tip şeylerde bilgisi vardı. Genç bir oyuncu için a takımın ne kadar zor olabileceğini biliyordu. Ancak, Partizan'ı sevdi. Ben de Partizan'a transfer oldum ve kulübe aşık oldum. İyi ki Partizan'ı seçmişim.
NBA'de sözleşmemin bitmesine 1 yıl vardı ve Zeljko Obradovic ile konuşuyordum. Yaz Ligi'ndeydim ve Obradovic de Panathinaikos sonrası 1 yıl ara vermişti. Fenerbahçe'de bir takım oluşturmaya çalışıyordu. Onunla oturdum ve otelin lobisinde görüştüm. Sohbet etttik. Bana orada 'Fenerbahçe'ye gelmek ister misin?' diye sordu. Ben de, 'NBA'de birkaç yıl daha kalmak istiyorum. Sonrasında neden olmasın' dedim. Bir sonraki yıl Fenerbahçe'ye transfer oldum. Transferim böyle gerçekleşti.
EuroLeague'de şampiyon olduğumuz 2016/17 sezonu aslında çok zordu. 2016 Final Four bizim için çok zordu. Takım olarak birarada kalmaya çalıştık. Hiç kimse sesli olarak söylemiyordu ama hepimizin aklında şampiyonluk vardı. Herkes çok odaklanmıştı. Hepimizin kafasında şampiyonluk vardı. Final Four İstanbul'daydı ve 'Bunu burada kazanmamız gerekiyor' diyorduk. Kendi taraftarlarımızın önünde oynamak çok özledi. Bizim için çok daha büyük bir motivasyon olmuştu. Takımda atmosfer vardı zaten, herkes hedefini çok iyi belirlemişti.
Fenerbahçe ile birlikte EuroLeague'in elit takımları arasına girmek harika bir his. Bu organizasyonun ve kazanılan tarihi başarıların bir parçası olduğum için mutluyum. Ben de bu kulübü daha da başarılı yapabilmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Maçlara çıktığımda 30 sayı atmalıyım, şu kadar ribaunt almalıyım gibi şeyler düşünmüyorum. Takımımla beraber iyi oynamak ve kazanmak istiyorum. Burada Avrupa'nın en iyi basketbol takımlarından birini oluşturduk. Umarım, bu başarıyı devam ettirebiliriz.
Fenerbahçe taraftarlarını Moskova'da görmek çok mutluluk vericiydi. Bu sezon için iyi bir değişim oldu. Özellikle sezon başında boş tribünler önünde oynamak çok zorlayıcıydı. Kendimizi motive etmek zorlanıyorduk. Tamamen dolu tribünler önünde oynamak çok daha kolay. Buna da bir şekilde alıştık. Artık maçlara çok daha kolay motive oluyoruz ve oyunumuzu oynuyoruz. Ancak, Moskova'da Fenerbahçeli taraftarları görmek beni çok mutlu etti. Kısa da olsa buluşmak harika bir histi. Moskova'ya kadar gelip bize destek olan Fenerbahçelilere çok teşekkür ediyorum.
30'lu yaşlarıma geldim ama hala oynamak, antrenman yapmak istiyorum. Basketboldan keyif alıyorum. 3-4 sene sonra ne olacak gerçekten bilemiyorum.