Milliyet yazarı Bilal Meşe, Fenerbahçe'de son zamanlarda eleştiri oklarının hedefinde olan İsmail Kartal ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Hani bir deyiş vardır, “Teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur” diye... Maalesef Fenerbahçe’de teker kırıldı, yarıştan koptu, kopacak, uçurumun kenarında dolaşıyor!
Eee böyledir bu işler, kötü neticelerin faturası ülkemizde teknik adamlara çıkar, bu kaçınılmazdır, asıl aktörleri her nedense pas geçeriz! Yerlici olarak İsmail Kartal’ı eleştirmek pek içimden gelmiyor, ne var ki, gerçekleri de sümen altı edemeyiz:
Yıldız oyuncuları yönetme konusunda sorunlar yaşadı. Çalıştığı iki farklı dönemde Diego Ribas ve Mesut Özil’le yaşadıklarını anımsayın!
İletişimi sıkıntılı, saha dışını yönetme konusunda pasif kalıyor. Maçlar krize girdiğinde çözüm üretemiyor, hamleleriyle hep sınıfta kaldı!
Dzeko’nun yaşına takılıp, kalmış, o tabusunu bir türlü yıkmayı başaramadı. Onun sahadaki varlığı yeter, gol atmasa bile oyunu tutan, rakip savunmayı oyalayan yapısı var, bunu göremedi!
İrfan Can Kahveci’nin şartlar ne olursa olsun sahada kalması gerekir, istatistikleri ortada ama sürekli çıkıyor!
Ya Ferdi Kadıoğlu, yedeğe çekilir mi arkadaş, çekti! Örnekleri çoğaltabiliriz, ancak İsmail Kartal’ın üzerindeki baskıyı da pas geçemeyiz.
2014’ten bu yana şampiyonluk yok, iç sahadaki baskıyı düşünün. Baskı, stresi de beraberinde getirir, eliniz ayağınız dolaşır, hatalara yelken açarsınız tıpkı İsmail Kartal gibi!