Real Madrid'in Alman yıldızı Antonio Rüdiger, Borussia Dortmund ile oynanacak Şampiyonlar Ligi finali öncesi El Mundo'ya özel röportaj verdi. Rüdiger'in 'İnsan, insandan korkmaz. Ben Müslümanım ve çok güçlü bir inancım var, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmam. Çünkü, Allah yerin ve göğün, her şeyin yaratıcısıdır.' sözleri dikkat çekti.
"İnanılmaz duygular. Bakın, bunlar hayalini kurduğum anlar, Real Madrid ile bir finalde olmak. Real Madrid tarihi göz önüne alındığında, birçok kez Şampiyonlar Ligi kazandı ama yine de özel... Real ile ilk Şampiyonlar Ligi finalim ve kendimi iyi hissediyorum, sadece anın tadını çıkarmaya çalışıyorum."
"Bu iki yılda Real Madrid DNA'sını anlamanız için size ne söylendi? Bu şans olamaz."
- Hayır, hayır, hayır... Biri 14 kez kazanıyorsa şanstan bahsedemezsiniz. Sokakta, nereye giderseniz gidin insanların size söylediği şey “hadi 15‘inciyi alalım, hadi 15’inciye alalım”. Bunu dört yaşındaki küçük bir çocuktan da duyarsınız, yaşlı bir kadından da... Bu DNA'dır. DNA kazanmaktır. Bunu seviyorum ve bunun için imza attım. Çok fazla sorumluluk hissediyorum çünkü bu kulüp sadece kazanmak üzerine kurulu ve benim için de hayat sadece kazanmak üzerine kurulu, bu yüzden mükemmel, iyi bir uyum.
"Peki soyunma odası size ne ifade ediyor?"
- Soyunma odası sakin ve odaklanmış durumda çünkü aşırı heyecanlı olamazsınız.... Ve bu oyuncular bu tür maçları biliyor. Birçok kez oynadılar ve sakinler, bu sakinliklerini takıma da yansıtıyorlar. Hayat dengeyle ilgilidir, heyecan ve sakinlik arasında orta yolu bulmanız gerekir. Ve soyunma odası da buna sahip.
"Manchester City - Real Madrid maçında kritik penaltıyı attınız ve taraftarlara doğru 100 metre koştunuz. Madrid'de geçirdiğiniz en güzel gün müydü?"
- Sanırım Madrid'deki en iyi günüm kesinlikle imza attığım gündü. Bu bir numaraydı çünkü asla unutamayacağım bir şey. Ama tabii ki o gece büyülüydü, o penaltı anında tamamen kendimdeydim, cennete ya da cehenneme dokunabilirdim çünkü futbolda bazen böyle bir orta yol yoktur. Ve bakın... Büyük bir gurur anıydı, duygular tüm vücudumdan ve zihnimden geçti... Hepsini serbest bıraktım. Harika bir gündü.
"17-19 yaşları arasında Borussia Dortmund'daydınız, neler hatırlıyorsunuz ve orada neler öğrendiniz? Bu finali sizin için daha da özel kılıyor mu?"
- Ailemden ve Berlin'den ilk defa uzaktaydım. Çok şey öğrendim, olgunlaşmayı ve kendime inanmayı öğrendim.... Ama Dortmund'da ilk profesyonel maçıma çıkamadım ve bu bir Şampiyonlar Ligi finali. Hepsi bu kadar, ki bu zaten çok fazla.
"Toni Kroos emekli oluyor, Luka Modric'in yapacak çok az şeyi kaldı... 31 yaşındasınız, bu yeni nesil Madrid oyuncularının lideri olduğunuzu düşünüyor musunuz?"
- Evet... Her şeyin bir sonu vardır ve ne yazık ki Toni için de bu son geldi. Onu çok özleyeceğiz çünkü o eşsiz ve yeri doldurulamaz bir oyuncu. Modric hala genç (gülüyor), taze ve çok iyi oynuyor. Lucas Vazquez, Nacho, Carvajal gibi emektarlarınız da var.... Ama evet, kendimi takımın lideri olarak görüyorum. Belki büyük laflar eden bir lider değilim ama çalışan bir liderim.
"Kroos ile ilgili anınız nedir?"
- Onu milli takımdan tanıyordum ama o kadar yakın değildik. Dürüst olacağım, onunla ilgili farklı bir algım vardı ama buraya geldiğimde gerçek Toni Kroos'la tanıştım. Ailesini seven harika bir adam ve ben de bir baba olduğum için ona çok saygı duyuyorum. Ona baktığımda harika bir rol model görüyorum çünkü ailesini sevme ve ona davranma şeklini başka hiçbir futbolcuda görmedim. Futbolcu olarak onun hakkında konuşmama gerek yok çünkü Almanya'da hiç şüphesiz gelmiş geçmiş en iyimiz ve o bir Real Madrid efsanesi ama bir insan olarak tek kelimeyle harika.
"Madrid sizi herhangi bir şekilde değiştirdi mi?"
- Çok fazla değiştiğimi düşünmüyorum. Bu her zaman kendinizi önemli hissedip hissetmediğinizle ilgili bir sorudur. İlk yılımda kulüp La Liga ve Şampiyonlar Ligi'ni yeni kazanmıştı ve açıkçası önümdeki iki oyuncunun forma için büyük bir avantajı vardı, bunu anlıyorum. Çok fazla önemli maç oynamadım ve dürüst olmak gerekirse kendimi önemli hissetmedim ama bu yıl, sakatlıklar da işleri değiştirdiği için, sadece insanlara burada olabileceğimi göstermek değil, aynı zamanda kendim için de önemliydi. Kendimi burada zafer kazanmış olarak görmek. İşte bu yüzden bu final benim için önemli, bu yıla damgamı vurmak için.
"Anneniz size 'Savaşçı' derdi, siz hala bir Savaşçı mısınız"
- Bu benim DNA'm: savaşçı olmak. Hep öyleydim ve hep öyle olacağım.
"Wembley, Dortmund, Madrid, Şampiyonlar Ligi finali? Herhangi bir şeyden korkuyor musunuz?"
- Sadece Allah'tan korkulur! Sonuçta biz insanız ve insan, insandan korkmaz. Ben Müslümanım ve çok güçlü bir inancım var, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmam. Çünkü, Allah yerin ve göğün, her şeyin yaratıcısıdır. Allah'tan başkasından korkmanıza gerek yok!
Ancelotti maç öncesi rutinini anlattı: somon, brokoli, makarna ve şekerleme. Sizin de var mı?
- Belki de kilo verdiği için böyle söylemiştir. Uzun zamandır bu işin içinde, çok şey biliyor. Maçlardan önce her zaman bolonez spagetti yerim, en önemli şey olan annemle konuşurum ve günde beş kez namaz kılar, Allah'a dua ederim.
"Tchouameni piyano çalıyor, Camavinga şarkı söylüyor, Rodrygo gitar çalıyor? Gizli yeteneğiniz nedir?"
- Çocuklarım için iyi bir palyaçoyum. Onları evde her zaman mutlu etmeye çalışırım, bu benim en büyük erdemim.