Salih Uçan: "Avrupa'da Türkleri sevmiyorlar"

Türk futbolunun büyük umutlar bağladığı "Ha bugün oldu, ha bugün olacak" dediği Altın Jenerasyonu'nun ilk temsilcilerinden Salih Uçan, Sporx'e özel bir röportaj verdi.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Salih Uçan: 'Avrupa'da Türkleri sevmiyorlar'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
20 Kasım 2019 10:57
Son güncelleme 20 Kasım 2019 15:34
ÖZEL RÖPORTAJ:  Burak Şen ve Serkan Bektaş

Türk futbolunda son dönemde en çok umut bağlanan ancak bir türlü kendisinden beklenen patlamayı yapamayan "saf yeteneklerden" biri olan Salih Uçan, Altın Jenerasyonu'nun Avrupa'ya açılan temel taşlarından biri olarak karşımızda duruyor. Marmaris'te başlayan ve Roma'ya kadar uzanan büyük hikaye; bugün biraz buruk, biraz acı verici ve biraz da pişmanlıkları içerisinde barındırdıran şekilde Alanyaspor'da devam ediyor.

Ozan Tufan'ın yeniden kendini bulduğu, Merih Demiral'ın Juventus'a kadar uzanan bir hikayeyi başlattığı Alanyaspor'da yeniden bir çıkış yolu arayan Salih Uçan kariyerinin ya da belki de hayatının en büyük dönüşlerinden birini gerçekleştirmek için Alanyaspor'da bir "var oluş" öyküsü yazmaya çalışıyor.

"Ozan döndü, Merih parladı, peki Salih Uçan neden olmasın" diyerek Alanya yollarına düştük ve Salih Uçan'ın hikayesine ortak olmak için kapısını çaldık. Roma efsanesi Francesco Totti'nin "O inanılmaz bir yetenek, eşsiz bir pırlanta" gibi dediği Salih Uçan röportajına hazırlanırken biraz çekimser kaldık; biz merak ediyorduk ve merak ettiklerimizi soracaktık ancak Salih bu sorulara cevap verir miydi?

Oldukça sıcak ve esprili bir karşılaşmanın ardından karşılıklı oturduk ve açık yüreklilikle "Ne istiyorsanız sorabilirsiniz, her şeye açığım" diyerek bize sınırsız bir özgürlük veren Salih Uçan'ın hikayesine sizi de ortak etmek istiyoruz.

- Bugün bu röportajı yapmaya iten en büyük sebeplerden biri de Ozan Tufan'ın Alanyaspor'da yaptığı "kariyer dönüşü" oldu! Salih Uçan'dan da bu dönüşü beklemek bizim hakkımız diye düşünüyoruz?

"Geleceği görmemiz mümkün değil ancak kendimi çok iyi hissediyorum ve doğru yerde, doğru takımda olduğumu düşünüyorum. Ozan Tufan, Merih Demiral Alanyaspor'da harika bir performans gösterdi ve dönüşü gerçekleştirdi. Ben de yeterince şans bulduğum ancak bunu yapabilirim. Salih Uçan'ın 30-40 maç düzenli oynaması durumunda bu dönüşü gerçekleştirebileceğini herkes biliyor, ben de kendime inanıyorum, çevremdeki herkes de bunu söylüyor"



- Alanyaspor, ligdeki en iyi dönemini geçiriyor ve bu başarılı süreç sadece yetenek, çalışma ile olabilecek bir durum değil diye düşünüyoruz! Fenerbahçe ve Roma gibi kulüplerden forma giyen Salih Uçan'dan dinlemek istiyoruz; Alanyaspor'un sihri nedir?

"Geçen sezona göre çok farklı bir değişiklik olmadı takımda ve yeni oyuncular ile beraber Alanyaspor daha güçlü bir hale geldi. Geçen sezona göre takıma daha da kaliteli oyuncular eklendi ki, şu anda Alanyaspor'un durumu daha iyi gözüküyor. Şu anda iyi gidiyoruz, geçen sezon da Kasımpaşa sezona iyi başlamıştı ama daha sonra kötü bir hava oluştu ve 2-3 puanla ligde kalmayı başardılar. Alanyaspor şu anda iyi gidiyor ancak bu tip durumları da iyi analiz ediyoruz, ayağımız yere basıyor ve kimse "Aaa beyler şampiyonluğa gidiyoruz" havasına kimse girmiyor. Bu ne zaman belli olur; Başakşehir gibi 2-3 sezon liderliğe, şampiyonluğa oynarsan o zaman belli olur. Alanyaspor'un tarihinde şampiyonluğa oynayan bir durumu olmadı, o yüzden de şu anda şampiyonluktan bahsetmiyoruz. 11 haftayı geride bıraktık ve birçok önemli maça çıktık, iyi bir süreç geçirdik. Alanyaspor hem camiası, hem yönetimi olarak farklı bir camia ve bir bütünlük var. Ben de birçok takımda oynadım ve bunu görebiliyorum. Oyuncu grubunun arasının bu kadar iyi olduğu başka bir takım görmedim, bunlar bir araya geldiği zaman başarı da doğal olarak geliyor"

- Marmarisspor dönemine dönmek istiyoruz. Daha o günlerde "Marmaris'te inanılmaz bir yetenek var" haberlerini okuyor, videolarını izliyorduk. Marmaris'teki hikayen nasıl başladı Salih?

"Marmaris'te "Salih Uçan" her zaman elle gösterilen bir oyuncuydu. Bu da benim yeteneğimden dolayıydı. 2008'de Marmaris'ten, Bucaspor'a transfer oldum, 14-15 yaşındaydım. İki sene Bucaspor altyapısında oynadım. 2 sene altyapıda oynadıktan sonra U15'te milli takıma yükseldim ve bütün maçlarda da iyi oynamaya başladım. İki sezon sonra Bucaspor'un başına Samet Aybaba hoca geldi ve beni A Takım'a aldı, daha çok gençtim. Bucaspor daha sonra bir alt lige düştü ve transfer yasağı geldi, bu da takım içerisinde yer alan gençler için oynama fırsatı oldu, ben de tamamen oynama fırsatını o süreçte buldum. O sezon, 27 maça çıktım, maçların büyük bir bölümünü de iyi performansla geçirdim"

- Marmaris, Bucaspor derken Fenerbahçe hikayen başladı. Aykut Kocaman ile Fenerbahçe'de bir ivme yakaladın ama olmadı Salih! Neden?

"1.Lig'den Fenerbahçe'ye genç bir futbolcu olarak gelmiştim, kimse benden büyük beklentiler içerisinde değil ama Aykut Kocaman hocayla konuştuk ve "Kupada şans bulacaksın değerlendirmeye çalış dedi". Ben de, o maçlara çıktım ve iyi bir performans gösterdim, Aykut Kocaman hoca da o dönemde benim arkadam durdu, ben de çıktığım maçlarda goller attım, asistler yaptım, takıma galibiyetler kazandırdım. Avrupa Ligi'nde gol attım, Fenerbahçe çeyrek finale kaldı. Marmaris'ten çıkan Salih, merdivenleri birer birer değil üçer beşer atlayarak tepeye çıktı ama ülkemizde medya, "genç futbolcu" olunca hemen seni "yıldız gibi yükseltiyor. Neden? Her sene 15 tane Salih gibi genç futbolcu çıksa medyanın yaklaşımı da böyle olmaz. Fenerbahçe'nin tarihine bakıyoruz mesala kaç tane genç oyuncu çıktı son 10 senede? Sayamıyoruz. Genç oyuncu şu anda zor, medya da seni yükseltiyor ve bir anda "oldum" havasına giriliyor"

- Sana göre Fenerbahçe'de her şey yolunda giderken; Ersun Yanal'ın takımın başına geçmesi bir anlamda kırılma noktası oldu. Fenerbahçe'deki "o kırılma anını" biraz anlatır mısın?

"Fenerbahçe'de iyi giderken hoca değişikliği oldu ve takımın başına Ersun Yanal geldi! Biz, Ersun Yanal hocayla yüz yüze konuştuğumuz zaman da "Salih daha çok gençsin, daha tecrübeli oyuncuları kullanacağım" dedi. Tamam hocam, çalışmaya devam dedik. Bu, Ersun hocayla yüz yüze konuştuğumuz bir şeydi. Ondan sonra bizim takım şampiyon oldu. Benim de Fenerbahçe ile 3-4 yıllık bir sözleşmem vardı ama ne oldu, Ersun hoca geldiği zaman ben daha az oynamaya başladım, tam ivme yakalamışken; boşa geçen bir sezonun içerisine girmeye başladım"



- Fenerbahçe'de oynamadığın dönemde Roma'nın seni transfer etmek istemesi sadece kaderin bir cilvesi olamaz sanırım?

"Fenerbahçe'de oynamıyordum ama Roma geldi beni istedi. Tabii Roma, benim o sezon Fenerbahçe'deki performansımla değil, bir sezon önce lige, kupada ve Avrupa'da oynadığım 11 tane maçı canlı izleyerek beni transfer etti, Roma'nın beni izlediğinden haberim bile yoktu. Bunlar sadece yetenekle olacak şeyler değil, Roma gibi kulüpler her şeyi tek tek araştırıyor. Roma benimle beraber çok ciddi bir yatırıma da girdi. Yaklaşık 4-5 milyon euroluk bir kiralama bedeli verdiler ancak daha öncesinde Fenerbahçe'ye 10 milyon euro teklif etmişler; Aziz başkan da "Ben, Salih'i vermek istemiyorum" demişti. Transfer yatmak üzereydi ve daha sonradan bir formül bulundu ve transfer gerçekleşti"dedi.



- Peki Salih Uçan, Roma'ya transfer olmasaydı da Fenerbahçe'de kalsaydı nasıl bir süreç kendisini bekleyecekti?

"Fenerbahçe'den Roma'ya transfer oldum; bir ay sonra Ersun Yanal ayrıldı ve takımın başına İsmail Kartal hoca geldi. İsmail hoca da benim antrenmanlarımı, performansımı biliyordu. Büyük bir ihtimalle Aykut Kocaman hoca kalsaydı; o sene Fenerbahçe'de oynardım, sonuçta Aykut Kocaman ve İsmail Kartal ile her zaman beraberdik, sürekli konuşuyorduk. Hem İsmail hoca hem de Aykut hoca bana güveniyordu, yapabileceklerimi biliyordu. Fenerbahçe'de o zaman kalsaydım, oynayabilirdim ama hoca bana "tecrübeli oyuncuları oynatacağım" dedi, bu ne demek "seni oynatmayacağım" demek; ben de Roma fırsatını değerlendirmek istedim.



- Biraz Roma dönemini konuşmak istiyoruz! Fenerbahçe'den Roma'ya giden Salih Uçan'ın kariyer akışının değişmemesinde Salih Uçan'ın hiç mi payı yok?

"Fenerbahçe'den Roma'ya transferi aslında sadece "transfer" olarak düşünmemek gerekiyor. Ben, aslında Roma'nın bir projesiydim. Benim gibi bir de Parades vardı, o da Arjantin'den gelmişti. İkimiz de aynı seviyedeydik. Ben, o dönemde kamp dönemini iyi geçirdim, antrenmanları iyi geçirdim. Roma, dedi ki; "Salih Uçan'ı takımda tutalım, Parades'i gönderelim." Roma'nın o zamanki tercihi ben oldum. Sonra, ben takımda kaldım, az oynadım. Çünkü o zaman Totti oynuyor, skor ne olursa olsun Totti oyuna giriyor. Bir de Roma'da öyle bir takım vardı ki, Gervinho, Muhammed Salah, Rossi, Dzeko, Pjanic, Raja! Bu adamların biri çıkıyor, biri giriyor. Roma'da bütün hocalar benden çok memnumdu ve o zaman Roman sportif direktörü Walter Sabatini ile konuştuk ve "Salih senin kontratını şu anda ödeyemiyoruz, 11 milyon euroluk bir opsiyon var ama seni İtalya'dan takımlar soruyor. Futbolculuğun ile ilgili hiçbir şey söylemiyorum ama paranız varsa; Salih Uçan'ı alın diyorum" dedi"



- Roma'da isim olarak "çok büyük futbolcularla" oynadın ve orada da belki de paha biçilmez tecrübeler elde ettin. Roma sana ne öğretti?

"Roma, "egoyu" ortadan kaldıran bir kulüp; Totti'den de bunu öğrendik. Ben, Roma'da oynarken Totti de 40 yaşındaydı, Totti'yle aram iydir, ne zaman mesaj atsam bana cevap verir. Kendi aramızda yemeğe çıkardık, Totti'yi çağırırdık ama "Ben zamanında çok çıktım, siz gençler kendi aranızda takılın" derdi. Totti bir efsane. Tesise en erken gelen Totti olurdu, kahvaltısını eder, kahvesini içer ve geçer bir köşede antrenmanını beklerdi; çok önemli bir isim. Muhammed Salah biraz içine kapanık bir insandı, eşi vardı, ailesi yanındaydı. Antrenmanı yapar, ailesi ile zaman geçirirdi; evli olduğu için eşinin, çocuğunun yanına giderdi. Biz daha çok o zaman Adem Ljajic, Pjanic beraber zaman geçirirdik. Roma'daki arkadaşlık çok iyiydi, o seviyeye gelen futbolcular da zaten ego olmuyor"



- Senden sonra Roma'ya iki futbolcumuz daha gitti; Önce Cengiz Ünder, şimdi de Mert Çetin. İki futbolcu ile de konuşup, deneyimlerini paylaşıyor musun?

"Mert Çetin'i Roma'ya transfer olana kadar bilmiyordum, yalan olmasın! Cengiz Ünder benim kardeşim gibidir, ben Bucaspor'a transfer olduğum zamandan bu yana Cengiz'i tanıyorum, benim küçük kardeşim gibidir, birlikte büyüdük. Cengiz ile ağabey, kardeş ilişkimiz var ve tecrübelerimi kendisine de aktarıyorum. Kardeşim, Roma'da çok iyi gidiyor"

- Fenerbahçe'de olduğu gibi Roma'da da beklediğin gibi işler yolunda gitmedi ve daha sonra yeniden Fenerbahçe'ye dönmek zorunda kaldın. Bu kez olacak demedin mi?

"Fenerbahçe benim için bir satın alma opsiyonu belirledi ve bu bedel biraz yüksek geldi. Roma'da benim adıma her şey çok güzel gidiyordu ancak opsiyon kullanılmayınca daha sonra Fenerbahçe'ye geri döndüm. Fenerbahçe'de de iyi başladım, antrenmanlar, hazırlık maçları iyi gidiyor, hoca da Vitor Pereira. İki maça çıktık, Pereira da beni oynatıyor; aaa bir baktık Aziz başkan; Pereira'yı yolladı; Advocaat geldi, bir maç oynadım; daha sonra yine yedek, yine başa döndük. Her şey tek taraflı değil, bu şekilde düşünmemek gerekiyor"



- Salih Uçan denince gözümüzün önünde şöyle bir haber profili duruyor; "Salih Uçan sakatlığı sebebiyle 1 ay sahalardan uzak kalacak". Sadece şansızlık mı?

"Kariyerimde yaşadığım şansız sakatlıklar var, Alanyaspor'da da hiçbir şeyim yoktu, dizimi yere çarptım menisküsüm yırtıldı. Tam bir plan, proje yapıyorum, sakatlıklar bunu bozuyor. Kariyerimde birçok sakatlık yaşadım. Sion'da oynarken iyi devam ediyorum, herkes alkışlıyor ama antrenmanlar hava şartlarından dolayı suni çime alındı, yine hiçbir şey yok ortada ama ayak bileğim suni çime takıldı, yine sakatlandım, 50 gün antrenman yapamadım. Kendime iyi bakıyorum, iyi besleniyorum, iyi uyuyorum, sporcu kimliğine uygun bir şekilde yaşıyorum ancak bazen şanstan daha öteye gidemiyorsunuz"



- Ekşi Sözlük'te senin için yazılanlardan biri de şu; "Salih Uçan'ın kariyerinin geldiği noktada bizim suçumuz var, aynı Merih Demiral'da olduğu gibi! Salih'i de harcadık ve onu da kaybetik"

"İnsan geleceğini göremiyor. Ben, Bucaspor'da oynarken; Eskişehirspor, Trabzonspor, Beşiktaş ve Rubin Kazan istiyordu. Bucaspor başkanı bana dedi ki; "Seni Rusya'ya satacağım Salih". Buca ligden düşmüş, çok büyük borç var, kulüp battı batacak. Ben, o gün Buca başkanına "Tamam başkanım deseydim", her şey farklı da olabilirdi ya da Beşiktaş, Trabzonspor'u tercih etseydim neler olacaktı? Bunu bilemiyoruz. Ben, Fenerbahçe'ye seçtim; benim, Fenerbahçe'deki ilk senem inanılmaz iyi geçti; ikinci senemde de Aykut hoca devam etseydi, daha farklı olabilirdi. Aykut hocayla o sezon Fenerbahçe'de ligi ikinci bitirdik, kupayı kazandık, UEFA'da yarı final oynadık, takım iyi. Ben de iyiydim ve hoca devam etseydi belki de 35-40 maç oynayacaktım ama hoca değişti, Ersun hoca geldi ve "tecrübeli futbolcularla oynayacağım" dedi. Ben, hatayı dışarıda aramıyorum, hata zaten bende ancak tek taraflı da hata olmaz. Bir hata varsa bu hata da birliktelik vardı"



- Salih Uçan için en sık gördüğümüz başlıklardan bazıları şunlar; "Salih Uçan çalışmıyor, Salih Uçan kendisine bakmıyor, Salih Uçan çapkınlık yapıyor" Gerçekten de öyle mi Salih?

"Fenerbahçe'de oynadığım ilk dönemimde hiç böyle bir şey yoktu. Fenerbahçe'de ikinci dönemimde Ersun Yanal hoca "Tecrübelerle devam edeceğim" dedi, bir hafta sonra basında bir haber; "Salih Uçan şu idmanda şu kadar koşamadı, nefesi yetmedi, az çalışıyor, çok geziyor". Daha sonra menajerimle konuşuyorum, "Bu haberler, sen oynamadığın için çıkıyor" diyor. "Salih Uçan çalışmıyor" diyene şöyle yapmak gerekiyor; "Ağabey ben çalışmıyormuşum ya, arayacaksın ağabey nereden biliyorsun çalışmadığımı, sana kim söyledi, antrenmanı mı izledin? Çok geziyormuş? Sen benimle beraber mi yaşıyorsun ağabey? Türkiye'de "çok geziyorsun" kalıbı var ya; yurt dışına baksalar "şok" olurlar, insanlar eve girmiyor ki! Futbolcu dışarıda yemek yiyorsa, "geziyor" gibi bir algı var. Ben, bekarım! Arkadaşım var ve arkadaşlarımla beraber gideceğim en güzel yerde yemek yemek istiyorum! Neden bunu istemeyeyim ki? İzin günüm, dışarı çıkıyorum, eğlenmem de gerekiyor, dans etmem de gerekiyor! Bunlar gayet normal"



- Futbol dışında da Salih Uçan'ı biraz tanımak istiyoruz. "Gezen, çapkın" Salih Uçan profili anlattığın kadarıyla pek de doğru değil. Dört duvar arasında nasıl bir Salih var?

"FIFA oynamayı sevmiyorum, Netflix'ten Peaky Blinders'ı biraz izledim ancak daha sonra bıraktım. Arkadaşlarla evde genelde PUBG'i oynuyoruz. Antrenmandan önce atıyoruz, antrenmandan sonra oynuyoruz, günün 4 saatini PUBG'i oynayarak harcıyoruz. Oyunda çok fazla hile var bu ara, pek mutlu değiliz tabii"



-"Asker Selamı"ndan dolayı Avrupa'da hedef tahtasına koyulduk ve tabir-i caizse çifte standart uygulamaların tam ortasında kaldık. Genç yaşta Avrupa deneyimi yaşayan Salih Uçan, "Avrupa'da Türklere olan bakış açısını" bize anlatır mı?

"Türkler, Avrupa'da çok sevilmiyor! Ben, Roma'da oynarken mesala beni çok seviyorlardı, aram taraftarla çok iyiydi. Roma'da oynadığım dönemde; ülkemizde bir ara bombalar patlıyordu; ben, milli takıma geliyordum; Rossi bana diyordu ki, "Önemli maç değilse Türkiye'ye gitme, çok tehlikeli orası". Roma'da fizyoterapistimiz vardı, "Salih, ben tatile gideceğim, Antalya güvenilir mi, savaş var mı orada, bomba patlıyor mu" diye soruyordu! Antalya'da ne bombası patlayacak, ne savaşı olacak Antalya'da! Yurtdışında Türkiye deyince sanıyorlar ki her yerde savaş var, o yüzden "biz" baya bir savaşcı gözündeyiz, insanlar sürekli bombayla kendini patlatıyorlar sanıyorlar. Türklerin, Avrupa'da sevildiğini düşünmüyorum. Enver Cenk Şahin, Asker Selamı verdiği için sözleşmesi iptal edildi ve bunun birçok örneği var; bu da zaten bizim Avrupa'da sevilmediğimizin bir göstergesi"



- Salih Uçan ile Quiz zamanı diyoruz ve tek kelime ile cevaplarını aldığımız Quiz'i sizlerle paylaşmak istiyoruz. Salih'e yönelttiğimiz sorulardan biri şuydu; "İki kişi ile akşam yemeğine çıkmak istesen, kimleri yanına alırdın?"

"Salih Uçan; "İki kişi ile akşam yemeğinde yanıma davet edeceğim ilk isim kesinlikle Mustafa Kemal Atatürk olurdu. Düşünsenize yanınızda oturuyor, berabersiniz. Sabaha kadar Mustafa Kemal'i dinlemek ister. Futbol dünyasından ise akşam yemeğinda yanıma almak isteyeceğim insan Cristiano Ronaldo olurdu"

Unutamadığın maç; Benfica - Fenerbahçe
Unutumadığın maç: Barcelona - Roma
Maç öncesi totemin: Dövmemi öperim
En üzüldüğün maç: Benfica - Fenerbahçe
En çok etkileyen stat: Camp Nou
En iyi teknik adam: Spaletti
En kötü teknik adam: Dick Advocat
En iyi kaleci: Wojciech Szczesny
En yeteneksiz; Seydou Doumbia
En bonkör: Emre Belözoğlu
En doğrucu: Selçuk Şahin
En çok zorlandığın: Pjanic
En iyi anlaştığın: Emre Belözoğlu
En sert futbolcu: Sevmem ama Bruno Alves
En iyi golcü: Şu anda Papiss Cisse
En çok yemek yiyen: Eljif Elmas çok yer
Lakabın: Eskiden bonus derlerdi
En sevdiğin film: Fight Club
En sevdiğin dizi: Breaking Bad
En büyük hayalin: Sportif direktör olmak
Futbolcu olmasaydın?; Futbolcu olurdum



- Röportajımızın sonuna gelirken; seninle tek kelime, tek cevap yapmak istiyoruz ve elbette bize vereceğin cevapları da merak ediyoruz.

Salih Uçan'a öncelikli olarak Emre Belözoğlu'nu soruyoruz ve Emre Belözoğlu deyince derin bir nefes çekiyor; "Emre Belözoğlu! Türk futbol tarihinin gelmiş, geçmiş en iyi oyuncusu" diyor.

Alex de Souza: Yetenek
Aykut Kocaman: Karakter
Fenerbahçe: Aile
Aziz Yıldırım: Efsane
Dirk Kuyt: Azim
Totti: Kral
Alanyaspor: Macera
Pjanic: Usta ayak
Van Persie: Çok sevmem
Emenike: Deli



- Salih Uçan'tan birlikte oynadığı futbolculardan "kusursuz bir futbolcu kombinasyonu" oluşturmasını istesek, bu kombinasyon nasıl olur?

Liderlik: De Rossi
Oyun görüşü: Pjanic
Mantalite: Martin Skrtel
Oyun zekası: Emre Belözoğlu
Hızlanma: Salah ve Emenike
Çalışkanlık: Egemen Korkmaz

SALİH UÇAN'IN EN İYİ 11'İ






Salih Uçan'a röportajımızın son bölümünde Instagram'dan paylaştığı üç fotoğrafın hikayesini sormak istiyoruz

Volkan ağabey hala konuştuğum bir adam, Fenerbahçe'ye gittiğim günden bu yana sürekli benim yanımda olan, bana destek veren benim ağabey. Çok büyük karakter ve kendisini çok severim. Bu fotoğrafta da Semih abi bizi çekmişti.



Şampiyonlar Ligi maçım, Leo Messi ile beraber aynı fotoğraftayız. Hem Şampiyonlar Ligi oynuyorsun, hem de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri olan Messi'ye karşı rakipsin. Müthiş bir anıydı ve bu fotoğrafı da Instagram hesabımda yayınlamak istedim.



Emenike, bizim canavar. Bu resmin hikayesi; Emenike ile bir antrenmanda tartıştık, birbirimize kızdık. Daha sonra ben yanına gittim, buzlar erisin diye sarıldım, konuştuk ve barıştık. Bu resmi de bizim canavar diye paylaştım.



Tümü
 Reklam