Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, 2008 Avrupa Şampiyonası'na kendilerini, Türk futbolunu dünyaya ve Avrupa'ya tekrar hatırlatmak için gittiklerini söyledi.
A Milli Takım'ın kamp yaptığı Gloria Resort Otel'de bir basın toplantısı düzenleyen Fatih Terim, 2008 Avrupa Şampiyonası içen şampiyonaya gitmeye hak ettiklerine inandıkları bir kadro üzerinde karar verdiklerini belirterek, "Mevcut kadromuz size ulaştığında mevki mevki ulaşmıştır. Her oyuncunun burada olmak istemesi normaldir, her oyuncunun gönlünde Avrupa Şampiyonası'na Dünya Şampiyonası'na katılma hedefi vardır. Ancak benim kadrom budur, tercihim budur. Biz, hak ettiğine inandığımız bir kadroya karar verdik. Onun dışındaki sesler üslubunda olduğu sürece eleştirilere açığız ve gerekli cevabı veririz. Ayrıca ben, Türk basınında net olarak 'İşte kadro budur', 'Başka kimse de dışarıda kalmadı', 'Kadro doğrudur' dendiğini hatırlamıyorum. Sadece benim zamanım için değil, tüm zamanlar için açıklanan kadrodan memnun olunduğunu görmedim. Hatta kendi kadromuzu geçtik, Portekiz Milli Takımı'nın açıklanan kadrosunu tartışmaya başladık. 'Maniche neden kadroda yok' deniliyor" dedi.
Her turnuvada en ideal kadroyu oluşturmaya çalıştıklarını kaydeden Terim, "Tabii ki zaman ve zemin bizim her yeniliğe açık olmamızı gerektiriyor. 'Dünyanın en iyi takımını hazırladık' demiyoruz. Ne orada eksik var, ne burada fazla var. Doğru olduğuna inandığımız şeyleri yapmaya devam ediyoruz. Bunun getirilerini veya götürülerini ileriki günlerde yine sizlerle paylaşacağız" şeklinde konuştu.
Fatih Terim, Antalya kampının hedefine ulaşıp ulaşmadığı yönündeki bir soruya, "Öncelikli hedefimiz futbolcularımızın lig yorgunluklarını atmaktı. Kamp boyunca yaptığımız testler de küçük testlerdir. Kamp boyunca kendilerinin başarılarında büyük payı olan ailelerinin de yanlarında olmasını istedik. Her grup iyi bir takım olmaz, ama her iyi takım bir gruptur. Özellikle futbolcu eşlerinin kampa gelmesindeki sebep, milli takımı bir aile ortamına çevirmeye çalışmaktı. Hedefimize ulaştık. Bazı şeyleri de serbest bıraktık. Antalya'daki bu 5-6 günde bir sezonun yorgunluğunu attık. Bir diğer hedefimiz de Türkiye Ligi bittiğine göre, gündemde transfer ve Avrupa Şampiyonası vardı. Burada yazılı ve görsel basına elimizden gelen yardımı yapalım istedik. Gayet güzel bir kamp oldu. Bundan da hoşnutuz" ifadelerini kullandı.
"GÖKHAN GÖNÜL VE SERVET'İN SAKATLIKLARI BİZE SÜRPRİZ OLDU"
Avrupa Şampiyonası öncesi Gökhan Gönül, Servet Çetin, Gökhan Zan gibi oyuncuların sakatlıklarının bulunmasının hatırlatılması üzerine Fatih Terim, eleme grubu maçları boyunca da sakat oyuncular konusunda sıkıntılar çektiklerini söyleyerek, "Gökhan Gönül ve Servet Çetin'in sakatlıkları bize sürpriz oldu. Gökhan Zan'ın sakatlığını biliyorduk ve tedbirini almıştık. 3 tane daha hazırlık maçı oynayacağız, inşallah başka sakatlık yaşanmaz. Gökhan ve Servet'in son performansları iyiydi ve çıkıştaydılar. Hamit'i söylemiyorum, Hamit artık iyileşti ve depar atmaya başladı. Diğer 3 oyuncunun tedavileri sürüyor. Ben, Servet'in oynayamayacağına inanmıyorum. Dirençli bir oyuncu. Diğer oyuncularımız da aynı şekilde. Onlar da müthiş bir özveri ile çalışıyorlar" diye konuştu.
Fatih Terim, 1996 Avrupa Şampiyonası'nda da takım başında olduğunun hatırlatılması ve duygularının sorulması üzerine, "Aynı heyecan içindeyim. Bunlar insanlar için her zaman önemli fırsatlar. O heyecanımdan daha fazla heyecan duyuyorum, daha tecrübeliyim. Kadrolar değişiyor tabiki de. O zamandan Portekiz Milli Takımı'ndan kalan var mı tam bilmiyorum, ama biz de de yok gibi. Ama şu değişmiyor, gideceksiniz ve başarılı olacaksınız. Böyle önemli bir organizasyonda bulunmak da büyük mutluluk. Hırs ve heyecanım had safhada. Zaten bu hırs ve heyecan olmasa burada olmazdım" şeklinde konuştu.
2008 Avrupa Şampiyonası'nın, Milli Takım kalecisi Rüştü Reçber'in son büyük organizasyonu olabileceği sorusu üzerine ise Terim, "Rüştü ile aşağı yukarı 20 yıllık bir beraberliğimiz var. Türkiye'ye çok önemli şeyler yaşattılar ve yaşatmaya devam ediyorlar. Rüştü, ağabeylik ve liderlik vasfıyla da pozitif yönde çok önemli bir oyuncu ve o nesilden olanlara çok dikkatli bakmalı ve korumalıyız. O grubun bundan sonraki dönemde Türk futbolundaki yerlerini hazırlamalıyız. O grup, Türk futboluna futbolculuklarından sonra da hizmet etmemeliler. En azından ben, onlara kendim olarak her türlü yardımı ve desteği vereceğim. Burada bir 3. Lig takımında oynarken Milli Takım'a seçilmişti ve şu anda Milli Takım kaptanı. Bu da onur verici bir durum" ifadelerini kullandı.
Fatih Terim, Gökhan Gönül'ün Fenerbahçe'nin ligdeki son maçlarında sakat sakat oynadığı yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, "Doktorlarımızın sakatlığından haberi vardı. Bizim için hadisenin büyüdüğünü görmek sürpriz oldu. Sakatlığı nedeniyle 1-2 hafta oynayamayacak olması üzüntü verici. Bizimle gelecek ve her türlü fedakarlığı yaparak oynayacaktır. Nasıl Fenerbahçe'de fedakarlıkla oynadıysa Milli Takım'da da aynı fedakarlıkla oynayacaktır" şeklinde konuştu.
'Kadroyu elerken hangi mevkilere ağırlık vereceksiniz?' şeklindeki soruya Fatih Terim, "Kadroyu açıklarken futbolcuları mevkilerine göre ayırarak açıkladık. Yine tedbir mahiyetiyle Emre Gngör'ü kadroya davet ettik, ama kadroyu elerken sonradan geldi diye kadrodan o çıkacak anlamı çıkarılmasın. Gönül ister ki, kadroya 46 kişi alalım, ama yine az bulurlar. Ben, düşünürken çalışma ortamını da düşünmek zorundayım. 30 kişiyle antrenman yapmak çok kolay değil. Ben kadroyu açıklarken çok yönlü oyuncuları seçtim. Takıma esnek olarak bakmanız da yarar var. Emre kadroya sonradan çağrıldı diye Emre'nin çıkması söz konusu değil. Önümüzde daha 3 maç var ve 20'den fazla antrenman yapacağız" cevabını verdi.
"AVRUPA ŞAMPİYONASI'NDAKİ ŞABLONUMUZ, OYUN SİSTEMİMİZ HAZIR"
Fatih Terim, futbolda numaralara inanmadığını defalarca söylediğini vurgulayarak, "Türk futbolunun şablonu, oyun sistemi hazırdır. Milli Takım için tek forvet düşüncesinin doğru yaklaşım olacağını düşünmüyorum. Gerekirse 5'li forvetle de oynayabiliriz. Oyun şablonu, oyun anlayışı ve prensibini saha içinde hep beraber paylaşacağız" diye konuştu.
2008 Avrupa Şampiyonası'na, 2002 Dünya Kupası'ndan sonra kendilerini hatırlatmak için gideceklerini belirten Terim, Emre Aşık ve Tümer Metin'in kadroya çağrılmasının bir uğur denemesi olup olmadığı sorusuna, "Ben uğura inanmam. Emre Aşık bir Norveç maçı, bir Macaristan maçı oynadı, benimle kaseti izlemenizi isterdim. Basın mensuplarıyla maç izlerken 'Allah yardımcınız olsun' diyorlar, sonra da final istiyorlar. Bu romantik düşünceye giriyor. Emre Aşık, bazı oyunculardan fazla görevini yapmıştır.
'Mehmetçik' gibi konuşmaz, işini yapar. Tümer ise 29-30 yaşından sonra milli olan bir oyuncu. Danimarka maçından önce hakkında yapılan kritikler ortada. Ancak ondan sonra herkes, Tümer'in doğru karar olduğunda birleşti. Tecrübesiyle, grup maçlarındaki performansıyla, sol ayağıyla, iyi futbolcu olduğuna inandığım için burada. Bu şampiyonada tecrübeli arkadaşlara da ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.
Fatih Terim, grup maçlarında sürekli 'Avrupa Şampiyonası'na hep beraber gideceğiz' dediğini hatırlatarak, "Dünya 3.'sü olan Şenol Güneş'i, teknik ekibi, futbolcuları, dönemin yöneticilerini, başarıda emeği olan herkesi kutluyorum. Önemli bir başarıdır. Ancak Avrupa Şampiyonaları'nın başlangıcı, Dünya Şampiyonaları'nın başlangıcından daha zor. Biz hep beraber gidiyoruz ve bunu da hep beraber kazanacağız. Burada da herkesin bir hakkı olacak. Avrupa Şampiyonası'nda herkes değişik bir takım görecek. İsteyen, istediğini alabilen bir takım. Kaybetmeyeceğiz diye bir şey yok, ama bizim kaybetmemiz oynayarak kaybetmek olur. Avrupa Şampiyonası'nda ne çok laubali ne çok kendine güvenen bir takım olacağız. Herkes, ikisinin ortası ve şampiyonaya konsantre bir takım görecek. Şampiyonada 15 takımın isteği neyse bizim isteğimiz bir fazla olacak" ifadelerini kullandı.
Avrupa Şampiyonası öncesi herkeste büyük bir heyecan olduğunu vurgulayan Terim, "Şampiyona öncesi iki kısım var. Birisi çevrem, diğeri futbolcular. Çocuklarımda, ailemde yakınlarımda kalp çarpıntısı, heyecan felaket durumda. Diğer kısım da ise toplandığımız zaman gördüğümüz fotoğraftan memnunuz. Futbolcularımız kendilerini şampiyonaya hazırlamışlar. Ayın 17'sinde Bielefeld'e adım attığımız zaman herkesin konsantre olduğunu göreceksiniz. Benim de onlara verebileceğim şeyler var" dedi.
Fatih Terim, hazırlık maçlarındaki rakiplerin seçimiyle ilgili soruya, Slovakya'nın Çek Cumhuriyeti'nden ayrılan ve aynı ekole sahip olan bir takım olduğunu, Finlandiya'yı İsviçre'nin futbol tarzına yakın bulduğunu Uruguay'ı da Portekiz'in oyun anlayışına sahip olduğunu düşündüğünü söyledi. Terim, hazırlık maçı için Brezilya ve Arjantin gibi ülkelere de teklifte bulunduklarını, ancak son olarak bu ülkelerle maç yapmaya karar verdiklerini kaydetti.
17 Yaş Altı Milli Takımı'nın, Avrupa Şampiyonası'nda penaltı atışları sonunda Fransa'ya elenmesinin sorulması üzerine de Terim, "Maçtan sonra soyunma odasına indim. Hepsini tebrik ettim. Onlar sonuç olarak genç futbolcular. Onları yıkmamak gerekir. Soyunma odasında ağlayanlar vardı. Ağlamamalarını söyledim. 'Sizi 19 Yaş Altı Milli Takımı'na bekliyoruz' dedik ve kendilerini alkışladık. Genç oyuncularımıza kazanmayı ve kaybetmeyi öğretmemiz lazım. Bu bir oyun, şampiyon olmalarını isterdik, ama olmadı. Yine de memnunuz. Bir Avrupa Şampiyonası'nda takım nasıl olunur ve şampiyona nasıl düzenlenir herkese gösterdik" şeklinde konuştu. Terim, Beşiktaş'ın genç yıldızı Batuhan ile ilgili bir soruya da, "Batuhan çok şeyler beklediğimiz, yetenekli bir genç. Batuhan, yaptığı yanlışlar ve hatalar varsa farkına varacaktır, ama asıl hedefimizin bu oyuncuyu kazanmak olması gerekir. Çünkü yetenekler kolay gelmiyor. Geldiği zaman da bu yetenekleri değerlendirmek gerekiyor" cevabını verdi.
Milli Takım aday kadrosuna davet edilen futbolculardan Hakan Balta'nın eşinin doğum yapacağı için kampta bulunmadığını söyleyen Terim, "Tedavisi süren Gökhan Zan Amerika'dan Bielefeld'e gelecek. Hamit'te ayın 17'sinde Bielefeld'de olacak. Yıldıray, Gökdeniz, Nihat ve Halil'in son maç durumları, kampa gönderilmeye müsait değil. Onlarla da Bielefeld'de beraber olacağız" diye konuştu.
A Milli Takım'ın kamp yaptığı Gloria Resort Otel'de bir basın toplantısı düzenleyen Fatih Terim, 2008 Avrupa Şampiyonası içen şampiyonaya gitmeye hak ettiklerine inandıkları bir kadro üzerinde karar verdiklerini belirterek, "Mevcut kadromuz size ulaştığında mevki mevki ulaşmıştır. Her oyuncunun burada olmak istemesi normaldir, her oyuncunun gönlünde Avrupa Şampiyonası'na Dünya Şampiyonası'na katılma hedefi vardır. Ancak benim kadrom budur, tercihim budur. Biz, hak ettiğine inandığımız bir kadroya karar verdik. Onun dışındaki sesler üslubunda olduğu sürece eleştirilere açığız ve gerekli cevabı veririz. Ayrıca ben, Türk basınında net olarak 'İşte kadro budur', 'Başka kimse de dışarıda kalmadı', 'Kadro doğrudur' dendiğini hatırlamıyorum. Sadece benim zamanım için değil, tüm zamanlar için açıklanan kadrodan memnun olunduğunu görmedim. Hatta kendi kadromuzu geçtik, Portekiz Milli Takımı'nın açıklanan kadrosunu tartışmaya başladık. 'Maniche neden kadroda yok' deniliyor" dedi.
Her turnuvada en ideal kadroyu oluşturmaya çalıştıklarını kaydeden Terim, "Tabii ki zaman ve zemin bizim her yeniliğe açık olmamızı gerektiriyor. 'Dünyanın en iyi takımını hazırladık' demiyoruz. Ne orada eksik var, ne burada fazla var. Doğru olduğuna inandığımız şeyleri yapmaya devam ediyoruz. Bunun getirilerini veya götürülerini ileriki günlerde yine sizlerle paylaşacağız" şeklinde konuştu.
Fatih Terim, Antalya kampının hedefine ulaşıp ulaşmadığı yönündeki bir soruya, "Öncelikli hedefimiz futbolcularımızın lig yorgunluklarını atmaktı. Kamp boyunca yaptığımız testler de küçük testlerdir. Kamp boyunca kendilerinin başarılarında büyük payı olan ailelerinin de yanlarında olmasını istedik. Her grup iyi bir takım olmaz, ama her iyi takım bir gruptur. Özellikle futbolcu eşlerinin kampa gelmesindeki sebep, milli takımı bir aile ortamına çevirmeye çalışmaktı. Hedefimize ulaştık. Bazı şeyleri de serbest bıraktık. Antalya'daki bu 5-6 günde bir sezonun yorgunluğunu attık. Bir diğer hedefimiz de Türkiye Ligi bittiğine göre, gündemde transfer ve Avrupa Şampiyonası vardı. Burada yazılı ve görsel basına elimizden gelen yardımı yapalım istedik. Gayet güzel bir kamp oldu. Bundan da hoşnutuz" ifadelerini kullandı.
"GÖKHAN GÖNÜL VE SERVET'İN SAKATLIKLARI BİZE SÜRPRİZ OLDU"
Avrupa Şampiyonası öncesi Gökhan Gönül, Servet Çetin, Gökhan Zan gibi oyuncuların sakatlıklarının bulunmasının hatırlatılması üzerine Fatih Terim, eleme grubu maçları boyunca da sakat oyuncular konusunda sıkıntılar çektiklerini söyleyerek, "Gökhan Gönül ve Servet Çetin'in sakatlıkları bize sürpriz oldu. Gökhan Zan'ın sakatlığını biliyorduk ve tedbirini almıştık. 3 tane daha hazırlık maçı oynayacağız, inşallah başka sakatlık yaşanmaz. Gökhan ve Servet'in son performansları iyiydi ve çıkıştaydılar. Hamit'i söylemiyorum, Hamit artık iyileşti ve depar atmaya başladı. Diğer 3 oyuncunun tedavileri sürüyor. Ben, Servet'in oynayamayacağına inanmıyorum. Dirençli bir oyuncu. Diğer oyuncularımız da aynı şekilde. Onlar da müthiş bir özveri ile çalışıyorlar" diye konuştu.
Fatih Terim, 1996 Avrupa Şampiyonası'nda da takım başında olduğunun hatırlatılması ve duygularının sorulması üzerine, "Aynı heyecan içindeyim. Bunlar insanlar için her zaman önemli fırsatlar. O heyecanımdan daha fazla heyecan duyuyorum, daha tecrübeliyim. Kadrolar değişiyor tabiki de. O zamandan Portekiz Milli Takımı'ndan kalan var mı tam bilmiyorum, ama biz de de yok gibi. Ama şu değişmiyor, gideceksiniz ve başarılı olacaksınız. Böyle önemli bir organizasyonda bulunmak da büyük mutluluk. Hırs ve heyecanım had safhada. Zaten bu hırs ve heyecan olmasa burada olmazdım" şeklinde konuştu.
2008 Avrupa Şampiyonası'nın, Milli Takım kalecisi Rüştü Reçber'in son büyük organizasyonu olabileceği sorusu üzerine ise Terim, "Rüştü ile aşağı yukarı 20 yıllık bir beraberliğimiz var. Türkiye'ye çok önemli şeyler yaşattılar ve yaşatmaya devam ediyorlar. Rüştü, ağabeylik ve liderlik vasfıyla da pozitif yönde çok önemli bir oyuncu ve o nesilden olanlara çok dikkatli bakmalı ve korumalıyız. O grubun bundan sonraki dönemde Türk futbolundaki yerlerini hazırlamalıyız. O grup, Türk futboluna futbolculuklarından sonra da hizmet etmemeliler. En azından ben, onlara kendim olarak her türlü yardımı ve desteği vereceğim. Burada bir 3. Lig takımında oynarken Milli Takım'a seçilmişti ve şu anda Milli Takım kaptanı. Bu da onur verici bir durum" ifadelerini kullandı.
Fatih Terim, Gökhan Gönül'ün Fenerbahçe'nin ligdeki son maçlarında sakat sakat oynadığı yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, "Doktorlarımızın sakatlığından haberi vardı. Bizim için hadisenin büyüdüğünü görmek sürpriz oldu. Sakatlığı nedeniyle 1-2 hafta oynayamayacak olması üzüntü verici. Bizimle gelecek ve her türlü fedakarlığı yaparak oynayacaktır. Nasıl Fenerbahçe'de fedakarlıkla oynadıysa Milli Takım'da da aynı fedakarlıkla oynayacaktır" şeklinde konuştu.
'Kadroyu elerken hangi mevkilere ağırlık vereceksiniz?' şeklindeki soruya Fatih Terim, "Kadroyu açıklarken futbolcuları mevkilerine göre ayırarak açıkladık. Yine tedbir mahiyetiyle Emre Gngör'ü kadroya davet ettik, ama kadroyu elerken sonradan geldi diye kadrodan o çıkacak anlamı çıkarılmasın. Gönül ister ki, kadroya 46 kişi alalım, ama yine az bulurlar. Ben, düşünürken çalışma ortamını da düşünmek zorundayım. 30 kişiyle antrenman yapmak çok kolay değil. Ben kadroyu açıklarken çok yönlü oyuncuları seçtim. Takıma esnek olarak bakmanız da yarar var. Emre kadroya sonradan çağrıldı diye Emre'nin çıkması söz konusu değil. Önümüzde daha 3 maç var ve 20'den fazla antrenman yapacağız" cevabını verdi.
"AVRUPA ŞAMPİYONASI'NDAKİ ŞABLONUMUZ, OYUN SİSTEMİMİZ HAZIR"
Fatih Terim, futbolda numaralara inanmadığını defalarca söylediğini vurgulayarak, "Türk futbolunun şablonu, oyun sistemi hazırdır. Milli Takım için tek forvet düşüncesinin doğru yaklaşım olacağını düşünmüyorum. Gerekirse 5'li forvetle de oynayabiliriz. Oyun şablonu, oyun anlayışı ve prensibini saha içinde hep beraber paylaşacağız" diye konuştu.
2008 Avrupa Şampiyonası'na, 2002 Dünya Kupası'ndan sonra kendilerini hatırlatmak için gideceklerini belirten Terim, Emre Aşık ve Tümer Metin'in kadroya çağrılmasının bir uğur denemesi olup olmadığı sorusuna, "Ben uğura inanmam. Emre Aşık bir Norveç maçı, bir Macaristan maçı oynadı, benimle kaseti izlemenizi isterdim. Basın mensuplarıyla maç izlerken 'Allah yardımcınız olsun' diyorlar, sonra da final istiyorlar. Bu romantik düşünceye giriyor. Emre Aşık, bazı oyunculardan fazla görevini yapmıştır.
'Mehmetçik' gibi konuşmaz, işini yapar. Tümer ise 29-30 yaşından sonra milli olan bir oyuncu. Danimarka maçından önce hakkında yapılan kritikler ortada. Ancak ondan sonra herkes, Tümer'in doğru karar olduğunda birleşti. Tecrübesiyle, grup maçlarındaki performansıyla, sol ayağıyla, iyi futbolcu olduğuna inandığım için burada. Bu şampiyonada tecrübeli arkadaşlara da ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.
Fatih Terim, grup maçlarında sürekli 'Avrupa Şampiyonası'na hep beraber gideceğiz' dediğini hatırlatarak, "Dünya 3.'sü olan Şenol Güneş'i, teknik ekibi, futbolcuları, dönemin yöneticilerini, başarıda emeği olan herkesi kutluyorum. Önemli bir başarıdır. Ancak Avrupa Şampiyonaları'nın başlangıcı, Dünya Şampiyonaları'nın başlangıcından daha zor. Biz hep beraber gidiyoruz ve bunu da hep beraber kazanacağız. Burada da herkesin bir hakkı olacak. Avrupa Şampiyonası'nda herkes değişik bir takım görecek. İsteyen, istediğini alabilen bir takım. Kaybetmeyeceğiz diye bir şey yok, ama bizim kaybetmemiz oynayarak kaybetmek olur. Avrupa Şampiyonası'nda ne çok laubali ne çok kendine güvenen bir takım olacağız. Herkes, ikisinin ortası ve şampiyonaya konsantre bir takım görecek. Şampiyonada 15 takımın isteği neyse bizim isteğimiz bir fazla olacak" ifadelerini kullandı.
Avrupa Şampiyonası öncesi herkeste büyük bir heyecan olduğunu vurgulayan Terim, "Şampiyona öncesi iki kısım var. Birisi çevrem, diğeri futbolcular. Çocuklarımda, ailemde yakınlarımda kalp çarpıntısı, heyecan felaket durumda. Diğer kısım da ise toplandığımız zaman gördüğümüz fotoğraftan memnunuz. Futbolcularımız kendilerini şampiyonaya hazırlamışlar. Ayın 17'sinde Bielefeld'e adım attığımız zaman herkesin konsantre olduğunu göreceksiniz. Benim de onlara verebileceğim şeyler var" dedi.
Fatih Terim, hazırlık maçlarındaki rakiplerin seçimiyle ilgili soruya, Slovakya'nın Çek Cumhuriyeti'nden ayrılan ve aynı ekole sahip olan bir takım olduğunu, Finlandiya'yı İsviçre'nin futbol tarzına yakın bulduğunu Uruguay'ı da Portekiz'in oyun anlayışına sahip olduğunu düşündüğünü söyledi. Terim, hazırlık maçı için Brezilya ve Arjantin gibi ülkelere de teklifte bulunduklarını, ancak son olarak bu ülkelerle maç yapmaya karar verdiklerini kaydetti.
17 Yaş Altı Milli Takımı'nın, Avrupa Şampiyonası'nda penaltı atışları sonunda Fransa'ya elenmesinin sorulması üzerine de Terim, "Maçtan sonra soyunma odasına indim. Hepsini tebrik ettim. Onlar sonuç olarak genç futbolcular. Onları yıkmamak gerekir. Soyunma odasında ağlayanlar vardı. Ağlamamalarını söyledim. 'Sizi 19 Yaş Altı Milli Takımı'na bekliyoruz' dedik ve kendilerini alkışladık. Genç oyuncularımıza kazanmayı ve kaybetmeyi öğretmemiz lazım. Bu bir oyun, şampiyon olmalarını isterdik, ama olmadı. Yine de memnunuz. Bir Avrupa Şampiyonası'nda takım nasıl olunur ve şampiyona nasıl düzenlenir herkese gösterdik" şeklinde konuştu. Terim, Beşiktaş'ın genç yıldızı Batuhan ile ilgili bir soruya da, "Batuhan çok şeyler beklediğimiz, yetenekli bir genç. Batuhan, yaptığı yanlışlar ve hatalar varsa farkına varacaktır, ama asıl hedefimizin bu oyuncuyu kazanmak olması gerekir. Çünkü yetenekler kolay gelmiyor. Geldiği zaman da bu yetenekleri değerlendirmek gerekiyor" cevabını verdi.
Milli Takım aday kadrosuna davet edilen futbolculardan Hakan Balta'nın eşinin doğum yapacağı için kampta bulunmadığını söyleyen Terim, "Tedavisi süren Gökhan Zan Amerika'dan Bielefeld'e gelecek. Hamit'te ayın 17'sinde Bielefeld'de olacak. Yıldıray, Gökdeniz, Nihat ve Halil'in son maç durumları, kampa gönderilmeye müsait değil. Onlarla da Bielefeld'de beraber olacağız" diye konuştu.