Pau Gasol'ün ağzından, Kobe Bryant

2008'de Los Angeles Lakers'a katılan ve Kobe Bryant ile 2009 ve 2010 sezonlarında şampiyonluk yaşamış olan Chicago Bulls oyuncusu Pau Gasol, emekliye ayrılacak olan Kobe'yi kendi ağzından anlattı.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Pau Gasol'ün ağzından, Kobe Bryant
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
13 Nisan 2016 17:28
Son güncelleme 13 Nisan 2016 17:29
2008'de Los Angeles Lakers'a katılan ve Kobe Bryant ile 2009 ve 2010 sezonlarında şampiyonluk yaşamış olan Chicago Bulls oyuncusu Pau Gasol, emekliye ayrılacak olan Kobe'yi kendi ağzından anlattı.

İşte Gasol'ün anlattıkları:

"Lakers'taki ilk günümde, takımla Washington D.C.'deki Ritz'de tanıştım. gece 01.30 sularında kapım çaldı. Kobe'nin daha sonraları çok uyumadığını öğrendim. Yatağa oturdum, o da galiba TV'nin yanındaki masaya oturmuştu. Bana hoşgeldin dedi ve zamanın "harekete geçme" zamanı olduğunu söyledi. Kazanma zamanıydı. Onu tekrar tepeye çıkarabileceğimi hissetti ve bundan emin olmak istedi. "Bu bizim şansımız" dedi. Çok güçlü ve anlamlı bir sözdü. Harika bir şekilde uyumluyduk.

Üçgen hücumun asıl noktası birbirimizle çalışmak ve birbirimizi anlamaktı. Oyunu anlamıştım. Bu konuda baya titizdim. Sanırım o bunu takdir etti. Bunu yenileyici olarak gördü. Bizim ilişkimiz başlangıçtan beri iyi gidiyordu. Başarılı olmak için birbirimize ihtiyacımız olduğunu biliyordum.



NBA'de o kadar çok maç oynanıyor ki, duygular arasında gidip gelmek çok kolay. O herkesi sınırda tutuyordu. Antrenmanlarda insanlarla mücadele ediyordu. İnsanlara moral bozucu şeyler söylüyordu. Herkese uyumlu bir durum değildi. Bazı oyuncular buna gelmez, ama benim umrumda olmadı. Bu, onun sizi motive etme ve itekleme yoluydu. Rahat olmak çok kolaydır. O kimsenin rahat olmamasını sağladı.

2008 Finallerinde 6. maçta Celtics'e kaybettiğimizde, bu konu hakkında pek konuşmadık. Olanları sindirmemiz gereken bir dönemdi ve neden yetersiz geldiğimizi, içimizdeki ateşin vücudumuzu ve midemizi nasıl yaktığını bildiğimiz bir dönemdi. Sonraki sezona farklı bir tavırla girmiştik, daha agresif, daha azimli bir yaklaşımdı. Sanırım bu sayede sonraki iki şampiyonluğu da kazandık.

Onunla oynuyorsanız, büyük oyuncuların neden büyük olduğunun gün be gün kanıtını görüyorsunuz. Bunlar kazara olmuyor. O seviyeye ulaşmak ve orada kalmak tamamen bir takıntı. Azim, bağlılık,... bunlar eşsiz şeyler. Bunu bulamazsınız. Bana daha iyi olmam için ilham verdi ve oyuna daha detaylı bir şekilde bakmamı sağladı.

2009 Finallerinde Magic'i yenmiştik, ve herkes çok mutluydu. Fakat bu onun için farklıydı. Özel bir anlamı vardı. Basketbol onun hayatıydı ve kazanmak ise özverisi. Ailesi onun için daha az önemlidir demiyorum, onun için en önemli şey belki onlardır. Ama basketbolun daha bir derinliği vardı.

Chris Paul takası olacakken, ben de bunun bir parçasıydım. Fakat bu 2011 Aralık'ta engellenmişti ve bana ağabeylik yapan bir birey olarak beni savundu. Bir noktada Lakers'a "Onu takas edecekseniz, ne yapacaksanız yapın ve edin. Etmeyecekseniz, onu yalnız bırakın ve oyununu oynasın." demişti.



Saha dışında o kadar takılmadık, ama son zamanlar teke tek yemek yiyip geçmişi andığımız oluyordu. Lakers'tan 2014'te ayrılıp ayrılmama konusunda karar verdiğim dönemde, Redondo Beach'teki evime gelmişti. Benim L.A.'de kalmamı, onunla birlikte savaşmamı ve kariyerlerimizi birlikte tamamlamamızı istediğini söyledi. Bunlar onun laflarıydı. Ona kalbimde bir değişikliğe, bir hava değişikliğine ihtiyacım olduğunu söyledim. Ona "artık seninle oynamamaya karar verdim" demek, yaptığım en zor şeylerden biriydi.

Bulls ile anlaştım ve başka bir yüzük kazanma adına kendimi iyi bir pozisyona soktum. Bunu başaramadım. Onu çok özlüyorum. Varlığını özlüyorum. O tavrını özlüyorum. Bu, çok oyuncuda yok.

Beyaz Kuğu, Siyah Kuğu, tüm bunların hiçbiri beni sinirlendirmiyor. Beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Bu, bana değer verdiğini gösterdi. Bu zor bir sevgiydi. Beni deneyip duruyordu, çünkü benden fazlasını bekliyordu. Biri sizi önemsediğinde, sizi denemeye kalkar. Sizi önemsemeyen biri, sizi umursamaz. İşte o noktada endişelenmeniz gerekir.

Belki biraz şımarmış olabilir çünkü kazanmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum, ve o hissi çok seviyorum. Modumu değiştiriyor. Beni etkiliyor. Sanırım kazanmak, kariyerimi daha uzun yaşamamı ve motive olmamı sağlıyor. Kobe'nin etrafında olmanın hayatıma büyük etkisi oldu. Bu yaz dönemi serbest kalacağım. Şu anda tek düşündüğüm bu. İçimde kalan seneleri uzatmak istiyorum. Tekrar özel bir şeyin parçası olmak istiyorum."

Tümü
 Reklam