Ortada sıçan! - Fatih Şamlıoğlu

Ortada sıçan!

Zevk vermeyin ama kazanın. Tarih nasıl kazandığınızı değil, kazanıp kazanmadığınızı yazar...

calendar 31 Mayıs 2008 12:39
Haber: Sporx.com Yazarlar
Ortada sıçan!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.

Paylaş:

EURO 2008'in başlamasına kısa bir süre kaldı. Milli Takım önce Slovakya ardından Uruguay ve son olarak Finlandiya ile hazırlık maçlarını yaparak beklemeye geçti. Bu sürecin başlamasında ve gelişiminde birbirinden önemli olaylar yaşandı. Fatih Terim'in aday kadrosu, bu aday kadrodan giden isimler ve hazırlık maçlarında sergilenen basiretsiz futbol... Hepsi ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken konular. Öncelikle aday kadro ve oyuncu tercihlerinin kabaca tozunu alalım. SEMİH VE MEVLÜT 45'İ GEÇEMEZ! Fatih Terim'in aday kadrosundan başlayalım öyleyse. Öncelikle Türkiye'de Milli Takım düzeyinde futbol oynayabilecek 50 futbolcu var. Mehmet Topuz'dan girin İbrahim Toraman'da bekleyin, Ümit Karan'dan çıkın. Say say bitmez. Aday kadronun eleştiri kaldırabilecek üç yönü var. Bunlardan ilki Ümit Karan. Fatih Terim'in yıllardır süren Karan sıkıntısı devam etti. Bir santrforun Milli Takım'da oynaması için ne yapması gerekir, ben anlamış değilim. Ümit Karan'ı her yönüyle kullanabilirdi Terim. Hava toplarında, son vuruşlarda, karambollerde diye uzar gider bu liste. Karan'ın yerine tercih edilen isim Mevlüt oldu. Daha sonra ise Halil'in yerine Mevlüt... Bu tam manasıyla bir kumar. Aynı EURO 96'da Vedat ve Hakan'da olduğu gibi. O zamanki cesaret başarı ile ödüllendirilmişti şimdi ise tam bir muamma. İşin özü; Mevlüt-Ümit tercihini Ümit'ten, Halil-Mevlüt tercihini Halil'den yana kullanırdım. Sonuç olarak aslında çok da fazla bir şey farketmeyecek turnuvada. Ümit de olsa, Mevlüt de olsa, Halil de olsa grupta oynanacak üç maçta alacakları süre 45'i geçmeyecekti. Aynı şekilde Semih de öyle. Terim'in sistemi belli. 4-3-2-1... En uçtaki adam Nihat. Terim'in sisteminde dolayı hücum hattındaki isimleri pek bir önemi yok aslında. 23'ÜN 11'İ ORTA SAHA! Şimdi bir de orta alana göz atalım. Milli Takım'dan başka EURO 2008'de '11 orta saha oyuncusu' olan bir başka takım daha yok. Kimler yok ki. Genci yaşlısı herkes o bölgede. Şampiyona boyunca ilk 11'i garanti 3 isim var. Arda, Mehmet Aurelio ve Emre. Bu üç futbolcunun yeri garanti. Bu üç isme Colin Kazım, Tuncay Şanlı ve Gökdeniz Karadeniz'in eklenmesi muhtemel. Tabii bir de Sabri sağ bek oynar ise Hamit de bu bölgeye kaydırılabilir. Geriye kalan isimler; Uğur Boral; Emre Belözoğlu ve Mehmet Aurelio ikilisinin yedekleri Mehmet Topal ve Ayhan Akman. Burada tartışmaya açık iki konu var. Birincisi Tümer Metin... Hangi kriterler ışığında Milli Takım'a davet edildiğini anlayamadım açıkçası. İyi bir alternatif mi' Hayır! Hakan Balta'nın alternatifi Uğur Boral, Tümer Metin'in sol kulvarda yapacağı işi çok daha etkin bir şekilde yapardı. Benim elimde 11 orta saha oyuncum var ise ve ben buna rağmen Tümer'i bu takıma çağırıyorsam bir sorun var demektir. Tümer için Yıldıray feda edildi. Hadi Yıldıray'ı da bırakalım bir kenara. Elinde üç santrfor var. Tümer'i yolla Halil kalsın! Zaten geriye kalan 10 orta saha seni EURO 2012'ya kadar götürür. KORKU TÜNELİ... Gelelim defans hattına... Tam bir korku tüneli. Öncelikle aday kadrodan başlayalım. Bu bölgede tek eksik tercih İbrahim Toraman bence. 'İbrahim Toraman iyi bir sezon geçirmedi' evet bu görüşe katılabilirim. Ama Servet dışında göbekte yer alan Gökhan Zan ve Emre Aşık da iyi bir sezon geçirmedi. Gökhan Zan ligde 34 maçın 19'unda oynadı ve sürekli sakattı. Emre Aşık'ın da bir farkı yok. O da istikrarı sağlayamadı. Bu iki futbolcunun Milli Takım'a alınması yanlış mı peki! Hayır. Sadece ben bu iki ismi bu performansları dahilinde aday kadroma davet ediyorsam Toraman'ı da alırım. Gökhan Gönül ve Servet Çetin'in sakatlıkları olmasaydı Emre Güngör de şu anda kadroda olmayacaktı. Bir de bu var tabii. Orta alanda her futbolcunun iyi birer alternatifi düşünüldü ama ne kısmet ise defans hattında aynı taktiksel plan sağlanamadı. İbrahim Kaş tercihi var bir de... Başlı başına bir hata. Yollanacağı daha önceden hesaplanmasına rağmen çağırılması daha da ilerisi ayıp. Oyuncu zaten biliyor gideceğini... Defans hattında yaşananları toparlayacak olursak; orta alana verilen önem kesinlikle defans hattına verilmeliydi. Madem sorunun ne olduğunu biliyoruz... Ona göre tedbirimizi alsaydık. En iyi futbol hücum futboldur hikayesi de geride kaldı artık. Fatih Terim'in 2000 yılında yarattığı oyun anlayışı da demode kaldı bir yerde... Çok adamla hücum, sürekli golü düşünen bir takım yok artık. Kalmadı... Bkz. Son Avrupa Şampiyonası. Bkz. Son Dünya Kupası. Başarı, kazanmaya endeksli bir olay olduğa göre ne oynadığınızın da fazla bir önemi yok öyleyse. Zevk vermeyin ama kazanın. Tarih nasıl kazandığınızı değil, kazanıp kazanmadığınızı yazar...
HER GÜN EK 1 MİLYON TL! Bu fırsatı kaçırmayın! <<<<<

Tümü
 Reklam