NBA efsanesi Michael Jordan'ın, geçmişte 17 yaşındaki LeBron James'e verdiği tavsiye ortaya çıktı.
Jordan 2003'te emekli olmaya hazır olduğunda, LeBron, geleceğin süperstarı olarak ses getiren ve ABD'nin en iyi lise basketbolcusu olan, 17 yaşında bir çocuktu.
Ancak Jordan'ın emekliye ayrılmasından ve LeBron'un 2003'te NBA Draft'ına katılacağını duyurmasından yalnızca birkaç ay önce, LeBron ve Jordan'ın yolları kesişmişti.
Sports Illustrated'dan Grant Wahl, 'oldukça samimi' olarak nitelendirdiği bu kesişmeyi, şu şekilde kaleme aldı:
"Lacivert şık bir takım elbise içinde, cilalı kafası ışıkta göz kamaştırıcı bir şekilde parlayan Michael Jordan, Cleveland'ın Gund Arena tüneline adım atmıştı ve yüzünde büyük bir gülümsemeyle birlikte, ülkenin en iyi lise oyuncusu LeBron James ile 'eski bir dost' havasında tokalaşmıştı.
LeBron'a bakıp 'Annen yanında değil mi?' diye sormuştu.
Annesi Gloria'nın önceki yaz Şikago'da tanıştıklarında Jordan'la ne kadar iyi anlaştığını hatırlayan LeBron, 'New Orleans'ta' diye cevap vermişti.
Ocak ayının son gecesiydi ve saat 22:00'ydi. Gergin bir bekleyişin olduğu bu an için, 'tarihi' bile denilebilirdi. Genç Bill Clinton'ın JFK ile tanışırken çekilmiş fotoğrafını hatırlıyor musunuz? İşte aynı hava vardı.
Majesteleri ve King James, 38 yaşındaki usta ve 17 yaşındaki mucize çocuk, tüm zamanların en iyi oyuncusu ve ağzının suyu akan NBA genel menajerlerinden, birbiriyle rekabete giren ayakkabı şirketi yöneticilerine ve şaşkına dönmüş basketbolseverler dahil bir çok kişiye göre, kendisinin veliahtı olabilecek lise öğrencisi.
Jordan, Cavaliers'ı son saniyede yine hüsrana uğrattığı bir maçtan çıkıyordu, ancak başka bir karşılaşma daha kapıdaydı.
St. Vincent-St Lisesi için 29.6 sayı, 8.3 ribaund ve 5.9 asist ortalamalarıyla oynayan, olağanüstü yetenekli, 2.01 boyunda ve 102 kg'lık bir guard olan LeBron'un, Jordan'ın Nike için olduğu gibi, bir alt giyim markasına sahip olması adına gereken tüm unsurlara sahip olduğu düşünülüyordu.
Yüksekten uçarak oynadığı bir oyun tarzına sahip olmasının yanı sıra, kendine özgü bir cazibesi ve Jordan'da pek bulunmayan, Iverson benzeri bir sokak itibarı da vardı. LeBron'un bir NBA çaylağı için tarihteki en kazançlı ayakkabı anlaşmasını imzalamaya yakın olmasının ve Nike'nin atletik giyim bölümünü temsil eden Jordan'ın, onu Swoosh ailesine istemesinin nedeni de buydu.
Ancak bu gece, LeBron siyah bir ceket giymiş ve lise takımının sponsoru Adidas'ın logosunu taşıyan bir bere takmıştı. Jordan bunu fark etmiş fakat yine de görmezden gelmeyi tercih etmişti.
İkili birkaç dakika konuşup sakalaştıktan sonra, Jordan, ayrılmadan önce LeBron'a şöyle bir tavsiye vermişti:
'Topu bir kez yere vur, dur ve şuta kalk. Görmek istediğim bu.'
LeBron ise başını sallayıp gülümseyerek, 'Seviyorum bu adamı' demişti."
Jordan 2003'te emekli olmaya hazır olduğunda, LeBron, geleceğin süperstarı olarak ses getiren ve ABD'nin en iyi lise basketbolcusu olan, 17 yaşında bir çocuktu.
Ancak Jordan'ın emekliye ayrılmasından ve LeBron'un 2003'te NBA Draft'ına katılacağını duyurmasından yalnızca birkaç ay önce, LeBron ve Jordan'ın yolları kesişmişti.
Sports Illustrated'dan Grant Wahl, 'oldukça samimi' olarak nitelendirdiği bu kesişmeyi, şu şekilde kaleme aldı:
"Lacivert şık bir takım elbise içinde, cilalı kafası ışıkta göz kamaştırıcı bir şekilde parlayan Michael Jordan, Cleveland'ın Gund Arena tüneline adım atmıştı ve yüzünde büyük bir gülümsemeyle birlikte, ülkenin en iyi lise oyuncusu LeBron James ile 'eski bir dost' havasında tokalaşmıştı.
LeBron'a bakıp 'Annen yanında değil mi?' diye sormuştu.
Annesi Gloria'nın önceki yaz Şikago'da tanıştıklarında Jordan'la ne kadar iyi anlaştığını hatırlayan LeBron, 'New Orleans'ta' diye cevap vermişti.
Ocak ayının son gecesiydi ve saat 22:00'ydi. Gergin bir bekleyişin olduğu bu an için, 'tarihi' bile denilebilirdi. Genç Bill Clinton'ın JFK ile tanışırken çekilmiş fotoğrafını hatırlıyor musunuz? İşte aynı hava vardı.
Majesteleri ve King James, 38 yaşındaki usta ve 17 yaşındaki mucize çocuk, tüm zamanların en iyi oyuncusu ve ağzının suyu akan NBA genel menajerlerinden, birbiriyle rekabete giren ayakkabı şirketi yöneticilerine ve şaşkına dönmüş basketbolseverler dahil bir çok kişiye göre, kendisinin veliahtı olabilecek lise öğrencisi.
Jordan, Cavaliers'ı son saniyede yine hüsrana uğrattığı bir maçtan çıkıyordu, ancak başka bir karşılaşma daha kapıdaydı.
St. Vincent-St Lisesi için 29.6 sayı, 8.3 ribaund ve 5.9 asist ortalamalarıyla oynayan, olağanüstü yetenekli, 2.01 boyunda ve 102 kg'lık bir guard olan LeBron'un, Jordan'ın Nike için olduğu gibi, bir alt giyim markasına sahip olması adına gereken tüm unsurlara sahip olduğu düşünülüyordu.
Yüksekten uçarak oynadığı bir oyun tarzına sahip olmasının yanı sıra, kendine özgü bir cazibesi ve Jordan'da pek bulunmayan, Iverson benzeri bir sokak itibarı da vardı. LeBron'un bir NBA çaylağı için tarihteki en kazançlı ayakkabı anlaşmasını imzalamaya yakın olmasının ve Nike'nin atletik giyim bölümünü temsil eden Jordan'ın, onu Swoosh ailesine istemesinin nedeni de buydu.
Ancak bu gece, LeBron siyah bir ceket giymiş ve lise takımının sponsoru Adidas'ın logosunu taşıyan bir bere takmıştı. Jordan bunu fark etmiş fakat yine de görmezden gelmeyi tercih etmişti.
İkili birkaç dakika konuşup sakalaştıktan sonra, Jordan, ayrılmadan önce LeBron'a şöyle bir tavsiye vermişti:
'Topu bir kez yere vur, dur ve şuta kalk. Görmek istediğim bu.'
LeBron ise başını sallayıp gülümseyerek, 'Seviyorum bu adamı' demişti."
