Türkiye'den Avrupa'ya ihraç ürünleri götüren tır şoförleri, yurt dışına çıkmadan önceki son iftarlarını, Kapıkule Sınır Kapısı'ndaki tır parkında açıyor.
Yüklerini ulaştırmak için kimi zaman ülke, kimi zaman da kıta geçmek zorunda kalan çok sayıda tır şoförü, ramazanı da ailelerinden kilometrelerce uzakta geçiriyor.
İhraç ürünleri Avrupa ülkelerine götüren tır şoförleri, yurt dışına çıkmadan önceki son iftarlarını Kapıkule Sınır Kapısı'ndaki tır parkında yapıyor.
Tırın dorsesindeki dolapta bulunan iftarlıklarını hazırlayan tır sürücüleri, okunan ezanla oruçlarını açıyor. İftar sofralarındaki meslektaş sohbetleri, demlenen çayların içilmesiyle koyulaşıyor.
Afyonkarahisar'dan Belçika'ya yük taşıyan tır şoförü Ali Demirkapı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iftar için Kapıkule Sınır Kapısı'nda mola verdiğini söyledi.
İftar sonrası sahura kadar yol alacağını belirten Demirkapı, "Ailemden ayrı ilk iftarım. Hüzünlü oluyor. Çoluk çocukla daha neşeli ve huzurlu, güzel vakit geçiyordu. Evde oruç tutmak güzel oluyordu ama çalışmamız şart. Yollar bizim." dedi.
Demirkapı, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı kişisel önlemlerini aldığını, maske, dezenfektan ve kolonya kullandığını belirtti.
Ayaz, koronavirüsten korunmak için insanlarla olan diyaloglarında sosyal mesafeye dikkat ederek, maske kullandığını dile getirdi.
İstanbul'dan Almanya'ya giden tır şoförü Ahmet Taşer de orucunu Kapıkule Camisi'nde okunan ezanla açtı.
Türkiye'den 20 yıldır Avrupa ülkelerine yük taşıdığını ifade eden Taşer, şöyle konuştu:
"Bugün iftarımı Kapıkule'de yapıyorum. Ramazanda ailemizden ayrı olmak kötü bir şey ama yapacak bir şey yok, ekmek davası. Kovid-19 salgınına rağmen birçok ülkeye seyahat etmekten korkmuyoruz. Koronavirüse karşı araç içerisinde güvendeyiz. Camı açtığımda gümrük kapılarında biriyle diyaloğa gireceğim zaman maskemi ve eldivenlerimi takıyorum. Pasaportumu verip kaşelettirdikten sonra geri aldığımda kolonya ile silerim."
Yüklerini ulaştırmak için kimi zaman ülke, kimi zaman da kıta geçmek zorunda kalan çok sayıda tır şoförü, ramazanı da ailelerinden kilometrelerce uzakta geçiriyor.
İhraç ürünleri Avrupa ülkelerine götüren tır şoförleri, yurt dışına çıkmadan önceki son iftarlarını Kapıkule Sınır Kapısı'ndaki tır parkında yapıyor.
Tırın dorsesindeki dolapta bulunan iftarlıklarını hazırlayan tır sürücüleri, okunan ezanla oruçlarını açıyor. İftar sofralarındaki meslektaş sohbetleri, demlenen çayların içilmesiyle koyulaşıyor.
Afyonkarahisar'dan Belçika'ya yük taşıyan tır şoförü Ali Demirkapı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iftar için Kapıkule Sınır Kapısı'nda mola verdiğini söyledi.
İftar sonrası sahura kadar yol alacağını belirten Demirkapı, "Ailemden ayrı ilk iftarım. Hüzünlü oluyor. Çoluk çocukla daha neşeli ve huzurlu, güzel vakit geçiyordu. Evde oruç tutmak güzel oluyordu ama çalışmamız şart. Yollar bizim." dedi.
Demirkapı, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı kişisel önlemlerini aldığını, maske, dezenfektan ve kolonya kullandığını belirtti.
"Ramazanda ailemizden ayrıyız ama, ekmek davası"
Demirkapı ile aynı firmada çalışan ve Fransa'ya giden Dilaver Ayaz da ramazanı ailesinden ayrı geçirmenin burukluğunu yaşadığını ifade ederek, "Gönül ister ki ailemizle beraber olalım ama bu işi yapmak zorundayız. Bugün iftarda buradayız. Yarın Sırbistan'da devam." dedi.Ayaz, koronavirüsten korunmak için insanlarla olan diyaloglarında sosyal mesafeye dikkat ederek, maske kullandığını dile getirdi.
İstanbul'dan Almanya'ya giden tır şoförü Ahmet Taşer de orucunu Kapıkule Camisi'nde okunan ezanla açtı.
Türkiye'den 20 yıldır Avrupa ülkelerine yük taşıdığını ifade eden Taşer, şöyle konuştu:
"Bugün iftarımı Kapıkule'de yapıyorum. Ramazanda ailemizden ayrı olmak kötü bir şey ama yapacak bir şey yok, ekmek davası. Kovid-19 salgınına rağmen birçok ülkeye seyahat etmekten korkmuyoruz. Koronavirüse karşı araç içerisinde güvendeyiz. Camı açtığımda gümrük kapılarında biriyle diyaloğa gireceğim zaman maskemi ve eldivenlerimi takıyorum. Pasaportumu verip kaşelettirdikten sonra geri aldığımda kolonya ile silerim."