"Futbolun en büyük sorunu; yöneticiler"

Futbol yaşantısını sonlandırdıktan sonra Kanada'ya yerleşen Zafer Biryol, Sporx'e açıklamalarda bulundu. Özellikle Anadolu kulüplerindeki sorunlardan yakınan Zafer Biryol ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Futbolun en büyük sorunu; yöneticiler'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
10 Ocak 2012 11:36
Röportaj: Alper Kaya
twitter.com/alper_kaya


Eski milli futbolcu Zafer Biryol, Beşiktaş altyapısından yetişmiş bir isim. Zafer Biryol; Mersin İdmanyurdu, Edirnespor, Yeni Salihlispor, Şekerspor, Göztepe, Konyaspor, Fenerbahçe, Bursaspor, Çaykur Rizespor, ve Altay formalarını giymiş bir forvetti. 7 kez (A) Milli Takım'da yer aldı. 382 resmi maçta 154 gol kaydetti. 2003-04 sezonunda Konyaspor formasıyla attığı 25 golle gol kralı oldu.

Kısa bir süre önce aktif futbol yaşantısını sonlandıran Zafer Biryol, yaklaşık 8 ay önce ailesiyle birlikte Toronto'ya yerleşti. Biryol ile Anadolu kulüplerinin genel sorunları, Türk futbolu ve altyapısı üzerine konuştuk. İşte Sessiz Kral olarak anılan Zafer Biryol ile yaptığımız özel söyleşi...

"F.BAHÇE'YE GOL KRALI OLDUĞUM SENE GİTMEDİM"

- Beşiktaş alt yapısı çıkışlısınız, ilk sorumu bu konudan sormak istedim... Hiç daha sonra Beşiktaş'a dönmeyi istemediniz mi?

Tabii ki Beşiktaş'a dönmeyi istedim. Aslında bir ara olacaktı ama olmadı.

- Süper Lig'de gol kralı olduğunuz senenin akabinde Fenerbahçe'ye transfer oldunuz. O sene sizin ayarınızda (tarz olarak) başka forvet oyuncuları da vardı. Üstelik Anadolu kulüplerinde aşırı sivrilen futbolcuları alıp köreltmesiyle meşhur takımlardan birisine neden gittiniz?

Şunu açıklamakta yarar var. Ben Fenerbahçe'ye gol kralı olduğum sene gitmedim. Ondan bir sene sonra gittim. O sene de 18 gol attım Konyaspor'da; kupada attığım gollerle beraber 50 gol atmıştım son 2 sezonumda. Bu da Anadolu kulübü için çok yüksek bir gol oranı. Bu durum da hedeflerin büyümesine sebep oluyor; insan yeni hedefler peşinde koşmak istiyor, daha büyük denizlere açılmak istiyor. Yani Türkiye'deki hangi oyuncu olsa benim yaptığımı yapardı ve ben de bu kararımdan dolayı şimdi de çok memnunum.

"DEMEÇLERİMDE ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK YOK"

- Alçakgönüllü demeçlerinizle dikkat çektiniz daima. Altay'da mesela, bir maçta iki gol atıp iki de asist yaptıktan sonra uzatılan mikrofona "Ben bile futbola dönmeyi düşünmüyordum, nasıl böyle oldu anlamadım" demişliğiniz var. Günümüz futbol ortamı ise malumunuz, ego ve narsizizmden ötesine yer yok maalesef. Sizce verilen demeçler neden banal oluyor? Futbolcuların asıl sorunu ne?

Aslında demeçlerimde alçakgönüllülük yok! Ben sadece düşündüğüm doğruları söylemeye çalıştım her mikrofon uzatıldığında. Futbolcular, yani biz,o kadar fazla vakit bulmamıza rağmen kitap okumuyoruz. Kitap okuyanlar da zaten kendini belli ediyor. Bir de banal olan demeçlerde şu sorun var: Doğruları söylediğin zaman yöneticiler sana serzeniste bulunuyor "Niye bizim aleyhimize konuşuyorsun?" diye. O da futbolcuyu bir banallık içine sokuyor.

"NET CEVABI VAR: YÖNETİCİLER"

- Edirnespor 2. Lig'deyken formasını giymişliğiniz var. Şu an Edirnespor profesyonel liglerde mücadele edemiyor, biliyorsunuzdur. Onun gibi, dönemin meşhur ve sembol takımlarından Erzurumspor, Malatyaspor gibi kulüpler de dibi gördü. Sizce Anadolu kulüplerinin bu hallere düşmesinin nedeni ne?

Bunun tek ve net cevabı var: "Yöneticiler". Türk futbolunun en büyük sorunu budur zaten. Küçüklükten itibaren bir oyuncağını kırıp yenisi alınmış insanlar, büyüyünce aynısını futbola uygulamışlar. Böyle yapa yapa kulüpler borç batağına sürükleniyor ve daha sonra kapanıyor.

- Çok geri gitmeye gerek yok; daha iki yıl önce (2009-2010) formasını terlettiğiniz Altay geçen yıl büyük bir trajediyle tarihinde ilk kez 2. Lig statüsüne düştü. Altay gibi köklü bir takım, nasıl küme düştü sizce?

Altay'da ben oynarken çok büyük maddi sıkıntı vardı, peşinatlar dahi verilmemişti lig sonunda. Ancak genç bir takımdı ve bu gençler çok yetenekliydi. Neyse, şampiyonluğu son maçta kaçırdık. Yönetim istifa etti ve yeni yönetim geldi. O kadar borç batağında olan Altay; o kadar A2 takımında genç, yetenekli oyuncusu olan Altay gitti 30 yaş üstü futbolcuları topladı. İnanilmaz bir hata! Halbuki genç oyuncularla devam etseler, hem bir senede borçlarından kurtulacaklardı hem de genç oyuncuları tecrübe kazanacaktı "bence".

- Tam her şeyin bittiğini düşündüğümüz bir anda Mersin'de belirmiş ve -yanılmıyorsam- on altı gol atmıştınız. Hatta Buca maçında attığınız golle takımı Bank Asya'ya çıkardınız. Sonra Altay'a geçtin ve daha önceki iki sezonun gibi beş gol attınız. Mersin'den neden gittiniz?

Mersin'e neden gittim çünkü Mersin'in büyük hedefleri vardı; bunları anlattılar. Maddi açıdan da anlaşınca gitmeye karar verdim. Zaten bildiğim bir yerdi. Mersin'de güzel bir sene geçirdik. Final maçında son dakikada gol atıp galip gelmemiz, benim için ayrı bir mutluluk oldu.

"TÜRKİYE'DE 3 BÜYÜKTEN GERİSİ YALAN"

- Bursaspor'a tam da Süper Lig'e geri çıktığı sene transfer oldunuz. Takımın o dönemki içindeki hava nasıldı? Şu meşhur "Beşiktaş, Rize'ye maç sattı biz de düştük" geyiği takımda çok yoğun muydu?

Bursaspor'da arkadaşlık çok güzeldi. O sene genelde hep yeni transferler vardı, o yüzden eski mevzular açılmıyordu ancak taraftar her maçta Beşiktaş ve Rize aleyhine tezahürat yapıyordu.

- Bursaspor'un şampiyonluğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bursaspor'un şampiyonluğunun, "Türkiye'de 3 büyükten gerisi yalan" savını doğruladığını düşünüyorum. Türkiye'de 3 büyük harici bir takım Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olsun, 3 günde unutulur. Bursa çok büyük bir olay başardı ama herkes hemen unuttu. Yakında yuhlamaya başlar taraftar da.



"75 MİLYON'DAN NE ÇIKARIYORUZ?"

- Türkiye'de alt yapı sektörüne dair görüşleriniz neler?

Türkiye'nin altyapısı tam bir rezalet. Bunu kanıtlamak için basit bir kıstas: Almanya 5 milyon Türk'ten neler çıkarıyor, biz 75 milyondan ne çıkarıyoruz.

- Futbolu bıraktınız. Neler yapıyorsunuz şimdi?

Futbolu bıraktıktan sonra hemen Kanada Toronto'ya geldim. Burada hem İngilizce öğreniyorum hem de futbol okulumuz var onunla uğraşıyorum. Kanada'daki Türk oyunculara iyi eğitim verip, Türkiye'deki takımlara veya Milli Takım'a yollamak istiyoruz.

- Futbolculuk döneminden unutamadığınız bir maçı rica etsek?

Konyaspor'dayken gol krallığı yarışında Pierre van Hoijdonk'la çekişiyorduk. Benim cezalı olduğum hafta Hoijdonk 2 gol atıp öne geçmişti son haftalara yaklaşırken. Ben de bir hafta sonra Adanaspor maçında dört gol atarak gol krallığında öne geçtim ve bir daha bırakmadım. O maç benim için çok güzel ve özeldi.

- Bu kadar yoğunluğunuzun arasında bana zaman ayırdığınız için sonsuz teşekkürler! Ve başarılar, kalan hayatınızda...

Ben teşekkür ediyorum, iyi çalışmalar...
Tümü
 Reklam