Spor yazarları, Trabzonspor'un deplasmanda Konyaspor'a 2-1 mağlup olduğu maçı köşelerinde değerlendirdi.
CEMAL ERSEN/MİLLİYET: Trabzonspor’un geçen haftayı boş geçmesi yeni teknik direktörü Bjelica açısından şanstı. Oyuncularını tanımak ve nasıl bir karakter göstereceklerini anlamak açısından önemliydi ara. Hırvat hocanın Konya karşısında tercih ettiği kadro kadar yedek kulübesi de değişimin ip uçlarını veriyordu zaten. Aslına bakarsanız Trabzonspor için sezon bitmişti. Hedeflerini yitirmiş bir takımın başına geçen Bjelica kontratının sonuna kadar kalır mı bilemem ama, işinin kolay olmadığı ortada. Bu sorumluluğu sadece para için üstlendiğini sanmıyorum, sonuçta kariyerine bir çizik yeme riski de var çünkü. İtiraf edeyim, ligin kalan haftalarında Trabzonspor’un alacağı sonuçlar pek ilgilendirmiyor beni. Kazansa da kaybetse de kaderi belli. Taraftarın beklentisi yok. Yönetim gelecek sezonun planlarını yapıyor. Kadrodaki bazı futbolcular ise bitse de gitsek modunda. Bjelica’nın oyuncu değişiklikleri mi? “Kimin ne söylediğine ve kasetlere değil, gözlerime inanırım” diyor hoca. Kadrodaki gençler için umut olabilir. Trabzonspor’un geleceği için de öyle.
İSKENDER GÜNEN/SABAH: Geçen haftadan değişik bir 11 sahaya çıktı. Doğucan ve Bardhi sağ kenarda, Trezeguet solda ve Umut Bozok, Maxi Gomez'in yerinde. Geldiği günden beri takıma büyük katkı veren Markovic ise nedense kulübede! Herhalde teknik adam, diğer oyuncuların da performansını görmek istiyor. Maça iyi başlangıç yapan taraf Trabzonspor'du. Hamsik ile öne geçtikten sonra Konyaspor'un çok adamla gelerek riskleri aldığı anlar var. Bu bölümde ikinci golü bulabilecek pozisyonlar elde etti. Fakat önde final pası yetersizliği ikinci golü getirmedi. Maçın kırılma anı ise Bakasetas'ın büyük bir sorumsuzluk örneği göstererek hiç gereği yokken rakibe yaptığı sert hareketten sonra çıkan kırmızı karttı. Sezon başından beri bana göre en önemli eksik, önde sırtı kaleye dönük oynamasını bilen oyuncudan yoksunluk (Nwakaeme ve Cornelius gibi).
AKSAL YAVUZ/MİLLİYET: Trabzonspor, Konya’dan elini kolunu sallaya sallaya değil de, elleri boş dönüyorsa; mimarı orta hakem Cihan Aydın, mühendisleri sorumsuz Bakasetas ile topa nasıl vurulması gerektiğini öğrenemeyen Umut Bozok ve nerede durulması gerektiğini bilmeyen Eren Elmalı’dır. Bakasetas, Umut ve Eren, aynı zamanda takım arkadaşlarını da eleştirilerden kurtarmış oldu. Zira bilhassa bir eksik kaldıktan sonra ne yaptığını bilen oyuncu yoktu sahada. Gerçi bu sezon bir, iki maç hariç çoğu ne oynadığını bilmiyordu ya!... Hakemle, dolayısıyla karşılaşmanın kırılma anlarıyla ilgili birkaç pozisyona değinmek gerekirse; bordo-mavili takım yediği ilk gol öncesi atağa kalkmışken, Cihan Aydın’ın faul olmayan pozisyonda oyunu kesip Konyaspor leyine faul vermesi tam bir komedi idi. Devamında Trabzonspor golü yedi. O pozisyon maçın kaderini değiştirdi; skorunu belirledi. Acemi hakem Bakasetas’ın Soner’e yaptığı hareketi önce Trabzonspor leyine faul veriyor, VAR devreye girdikten sonra kırmızı olduğunu anlıyor. Hareket kırmızının babası da… Bjelica’nın da şansızlığı, çıktığı iki maçta da takımı bir eksik kaldı. Ne yapsın ne etsin çiçeği burnunda Bjelica; ligi aylar evvel kafasında bitirmiş, mental olarak bitmiş oyuncuları toparlamak, ayağa kaldırmak o kadar kolay değil. Her anlamda zamana ihtiyacı var Hırvat teknik adamın… Özetle (gelecek yıla dair) Trabzonspor’un işi zor ama imkânsız değil! En büyük şansı; çok büyük bir camia olması…
ENGİN KEHALE/HÜRRİYET: Sezonun yorgunluğunun üzerine kırmızı kartlar eklenince konuşacak konu kalmıyor. Trabzonspor taraftarının, sezonun bu bölümünden beklentisi nedir? Bjelica’nın oyun felsefesine dair saha içerisinde bir şeyler görmek. Sezon boyunca beklenen performansı gösteremeyen Trezeguet ve Bardhi gibi oyuncuların formunda yükseliş gözlemlenmesi. Hırvat teknik adamın birkaç genç oyuncuya şans vermesi. İki haftadır yukarıdaki listeye -Arif’in oyuna girişi dışında- sıra gelememesi bir yana, bordo mavililer uzatmalar hariç 180 dakikanın 113’ünü 11’e 10 oynayarak geçirdi. İlk yarının sonunda Bakasetas’ın gereksiz bir pozisyonda gördüğü kırmızı kart, ikinci yarının senaryosunu daha başlamadan yazmış oldu. Konyaspor’un %70’lere varan topa sahip olma oranı, kendi yarı alanında 4-4-1 bekleyen ve topu kapınca kontra ile pozisyon üretmeye çalışan Trabzonspor... Konyaspor’un sayısal avantajıyla giderek artan baskısı, 87’de Soner ile skor avantajına dönüştü.