Hürriyet yazarları, Trabzonspor ile Fenerbahçe arasındaki maçtan sonra yaşanan olayları değerlendirdi. İşte o yorumlar...
"Fenerbahçeli futbolcuların saldırganlara tekme tokat karşılık vermesini eleştirenler oldu. Sizce doğru mu yaptılar? Oyunculara ceza verilmeli mi?"
FIRAT AYDINUS: "Şu yapılanlarda ve yaşananlarda doğru bir şey aramak en son yapılması gerekendir. Başından sonuna kadar bir bütün halinde göz önüne alınarak neye karar verilecekse verilmeli. Her dakikasında yanlışların birbiri ile yarıştığı bu yaşananlar sonucu artık radikal kararlara muhtaç bir viraja girdik maalesef. Ya aracı toparlayıp, yola usulünce devam edilecek ya da bu virajda şarampole savrulacağız. Çok klişe olacak ama Allah aşkına bu milat olsun artık. Yeter!.. Yeter!.."
UĞUR MELEKE: "Yani hepimiz futbol konuşmak istiyoruz. Ama maalesef bu ülkede spor konuşmak, sporu sevmek imkansızlaştırıldı. Bir kısım insanlar skor seviyor, spor sevmiyor. Yine o bir kısım insanlar adalet istemiyor; kendilerine imtiyaz, başkalarına adalet istiyor. Süper Lig’de hakem dövüldü, Burak’a çakı, Fernandes’e tekme atıldı, Uğur Demirok’un gözü yaralandı, Volkan Bayarslan yumruklandı. Silahlı tehditler oldu. Hemen hemen hiç kimse caydırıcı ceza almadı. Suç suçlunun yanına kaldı. Hatta maalesef suçlu kahramanlaştırıldı. O yüzden de suç sürüyor, kesilmiyor, hatta artıyor. İnsanların can güvenliğini sağlamadan spor yapmaktan bahsetmek mümkün değil bence."
MEHMET ARSLAN: "Fenerbahçeli futbolcular o durumda ne yapsalardı? Çiçek mi verselerdi saldırganlara? Sahada kazanan takım sahada sevinir. Ve kimse de bu sevinci eleştirme hakkına sahip olamaz. Efendim taraftarlar tahrik oluyormuş. Olmasınlar, oraya maç izlemeye geliyorlar, tahrik olmaya değil. Hatırlayın Galatasaray, Kadıköy’de şampiyon olmuş, "Kupayı o sahada almadan çıkmam” demişti. Haklıydı. Fenerbahçeli oyuncular da haklıdır. Onlara verilecek en küçük ceza holiganizme verilecek en büyük ödüldür."
GÜNTEKİN ONAY:" Fenerbahçeli oyuncular Trabzon’da gerçekten çok zor koşullarda önemli bir galibiyet elde etti. Ancak ortam o kadar gerginken bence en doğrusu maçtan sonra hemen soyunma odasına gidip kutlamayı orada yapmalarıydı. Futbolcuların sevinç gösterisi yapmaları sahaya girenleri meşrulaştırmaz ancak yine de oyuncular her ne kadar kendilerini korumak isteseler de kavgaya karışmamalılardı. Çünkü kendini korumanın ötesinde bazılarının saldırdıklarına da tanıklık ettik."
Trabzon-Fenerbahçe maçı sırasında ve sonrasında yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan sonra ne olmalı?
MEHMET ARSLAN: "Türk futboluna bir 'Demir Lady' lazım. 29 Mayıs 1985 günü Brüksel’deki Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde, Juventus ile Liverpool arasında oynanan maçtan sadece 1 saat önce yaşanan olaylar, büyük bir faciaya dönüşmüş 39 kişi ölmüş, UEFA 3 yıl ceza vermişti Liverpool’a. Dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, "Bizim bu hayvanlara 3 yıl ceza az" diyerek tüm İngiliz takımlarına 5 yıl ceza vermişti. Holiganizme karşı dimdik duracak bir iradeye ihtiyacımız. Sadece fiziksel saldırılara karşı değil, holiganizmi körükleyen her türlü eylem ve söyleme karşı. Başka çaresi yok."
UĞUR MELEKE: "Bu olaylar sebep değil, sonuç. Futbolda şiddetin merkezi olarak anılmaya başlamamızın 1 numaralı sebebi "resmi, takım elbiseli holiganlar"dır. Çoğunlukla babadan zengin ve fanatik olmaktan başka hiçbir özelliği bulunmayan liyakatsiz, holigan kulüp yöneticileri, ülke futbolunu batağa sürüklemişlerdir. Hakemlerini koruyamayan, hatta itibarsızlaştıran, onlara baskı ortamı kuran TFF de sorunun çok önemli bir parçasıdır. Türk futbolunun sorunu hiçbir zaman hakem, futbolcu ya da antrenör değildir. Türk futbolunun sorunu 15 dakikalık şöhret peşindeki yönetici görünümlü inşaatçı, ayakkabıcı, galericidir. Ben zaten on yıldır yüz defa sporda şiddet yasası ve futbol disiplin talimatı sıfırdan yazılmalı ve cezalar caydırıcı hale gelmeli diye söyledim. Bugün de verilecek hiçbir ceza caydırıcı olmayacak bilmiyorum. Kozmetik operasyonla düzelmez bu sorunlar. Futbola kalp nakli, beyin nakli lazım."
GÜNTEKİN ONAY: "Ne yazık ki yaşanan olaylar bu kadar gerginliğin bir sonucu gibi oldu. Bu sezon hakem dövüldü, sahadan takım çekildi, Süper Kupa finali oynanamadı, karşılıklı suçlamalar, bildiriler, maalesef ortalık yangın yeri. Trabzon’da yaşananlardan sonra olaylar hassasiyetle incelenmeli ve karışanlara en ağır cezalar verilmeli."
FIRAT AYDINUS: "Yaşananların futbolumuz adına izahı varsa biri çıkıp söylesin. Daha önce bu ve benzeri mevzularda ne olmalıydı, ne oldu? Hiçbir yaptırım olmamış ki, bugünleri yaşıyoruz. 21 gün sonra bu konunun da üzerine hassasiyetle gidilmeyecekse ve daha önceki olaylar gibi unutulup gidilecekse kimse kendini yormasın. Menfaat gözetmeden Türk futbolu için ortak paydada buluşup, çözüm bulunmalı."
İsmail Kartal, "Bu maç tatil edilmeliydi" diyerek hakem Halil Umut Meler’i eleştirdi. Meler’in maçtaki stratejisini doğru muydu?
FIRAT AYDINUS: "Halil Umut Meler’in bu olaylar karşısında elinde "Şunu şunu uygulayacaksın" diye bir talimat var mı? Daha önce sırayla birinci, ikinci anons ve sonunda karar alınması gibi uygulanacak bir durum söz konusuydu. Şimdi yok. Bununla birlikte, kısa süre önce yaşadığı travma ve mental olarak tam hazır değilken, üst üste bu derbilere atandı. Bu psikolojideki bir hakem Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşananların akabinde maçı tatil edebilmek bir yana, herhangi bir yaptırım uygulaması konusunda adım dahi atmadı."
MEHMET ARSLAN: "Kesinlikle tatil edilmeliydi. Bunda hiçbir tereddüdüm yok. Halil Umut Meler ile konuşmadım. Ama maçı iptal etmedi çünkü korktu. Tribünlerin, kulüplerin tepkisinden çekindi. Ben hakem olsam ben de iptal etmeye korkardım. Hakem maçın sağlıklı bir ortamda oynanmasına izin veren iradedir. Ama Meler maçı iptal etse, ayağa kalkacak camialar vardı. Kendisi hedef haline gelecekti. O da 2-3 ay önce yumruklu saldırıya uğrayan bir hakem olarak durumu idare etti. Aksi halde yapayalnız kalacak linç edilecekti."
UĞUR MELEKE: "Halil Umut Meler’in zaten böyle bir maça atanması skandal bir hata. Birkaç ay önce saha içinde bir kulüp başkanı tarafından saldırıya uğramış, muhtemelen mental olarak henüz toparlanmakta olan genç bir hakemin omzuna böyle ağır bir yükü yükleyen yapay zeka olabilir herhalde ancak. Çünkü organik bir zeka almaz bu kararı."
GÜNTEKİN ONAY: "Halil Umut Meler, Ankaragücü-Rizespor maçında uğradığı saldırının ardından Beşiktaş-Galatasaray derbisinde de ciddi anlamda yıprandı. Böylesine travma yaşayan bir hakemin, Türkiye’nin en gergin maçına atanması bence büyük bir hataydı. Böyle bir hakem o ortamda nasıl cesur kararlar verebilir ki. Yine de futbolcular maçın içinde iyi niyetliydi ve hakemi krize sokmadılar. Ama öyle travmatik bir sezon yaşayan Halil Umut Meler’in işi açıkçası çok zordu. Hakem maçı tatil etseydi, belki olaylar daha da büyüyebilir diye endişe etmiş olabilir."