Fenerbahçe mart ayına birçok problemi çözmüş bir şekilde girdi. Önde eskisi gibi iştahlı prese döndüler, Ferdi, Lincoln, Valencia gibi zirve yapan performanslar var. Sevilla karşısında en büyük sorunu, tamamlayamadıkları atakların dönüşünde yaşayabilirler. Kayseri’ye bu dönüşlerde bazen 40-50 metrelik boşluklar verdiler.
Fenerbahçe için sezonu aslında iki perdede değerlendirebiliriz: 2022 Dünya Kupası arasına kadarki birinci perdede hemen her şey yolunda gidiyordu. Teknik direktör Jorge Jesus, 25 kişinin neredeyse 25’ini de kullandığı, bol rotasyonlu, bol rekabetli bir kadro yaratmıştı. Takım her daim canlı ve dinamik oynuyor, önde basıyor ve bloklar arası boşluk bırakmıyordu. Ancak ne olduysa Dünya Kupası arasında oldu, Fenerbahçe ocak ayına birçok problemle girdi. Eskisi kadar pres iştahı olmayan, dinamizmi ve tutkusu azalmış, önde basamayan bir Fenerbahçe döndü 2022 Dünya Kupası arasından...
25 oyuncuyu da kullanıyordu, fikir değiştirip 15-16'ya düşürdü O süreçte ikinci perde başladı: Artık iki cephe değil tek cephe devam ettiği, müsabaka sayısı azaldığı için kadro derinliği sekteye uğradı. 25 oyuncuyla değil, 15-16 kişiyle ligi sürdüren bir Fenerbahçe çıktı ortaya. Ancak Jesus’un son bir ayda bu 15 kişinin bireysel performanslarını artırdığını ve Sevilla karşısına oturmuş ve hazır bir 11’le çıktığını söyleyebiliriz. Ben Sevilla maçına Fenerbahçe’nin Kayseri deplasmanındaki 11’inden 1 oyuncu değiştirerek çıkacağını tahmin ediyorum. Sağda Arda Güler’in yerine İrfan Can Kahveci’nin başlaması muhtemel.
Fenerbahçe özellikle talihsiz felaketin ardından oynadığı Konyaspor ve Kayserispor maçlarında saha içi bazı problemleri çözmüş göründü: Takım hemen hemen eskisi gibi iştahlı pres futboluna döndü. Jorge Jesus üçlü-dörtlü savunma dönüşümünü çok fazla yapmamaya başladı, kritik Sevilla eşleşmesi öncesi dörtlüde istikrar sağladı. Samet Akaydın-Attila Szalai uyumu gelişti. Ferdi Kadıoğlu’nun süper formunun yanı sıra Lincoln Henrique de çok iyi bir seviyede. Miguel Crespo, Willian Arao gibi sallantı yaşayan bazı bireysel performanslar da toparlanma aşamasında.
Fenerbahçe’nin özellikle Kayseri’deki 90 dakikada yaşadığı en önemli sorunsa hücum dönüşleri. Sarı lacivertliler atak tamamlayamadıklarında ‘gerilla pres’ yapmaya çalışan, topu yitirdiği yerde aniden kalabalıklaşan bir takımdı. Gerek Avrupa’da gerek ligde savunmayı öne çıkarmalarını konuşurduk hep sarı lacivertlilerin. Şu sıralar o özellikleri sekteye uğramış görünüyor zira topu yitirdiklerinde bloklar arası dev mesafeler görüyorum Fenerbahçe’de. Teknik direktör Jorge Jesus’un şu an en hızla halletmesi gereken mesele bence bu.
Sevilla ile Avrupa Ligi’nde eşleşmek, tabii ki kıtadaki her takımı endişelendirecek bir fikstür. Zira nasıl Şampiyonlar Ligi, Real Madrid’in oyun alanı gibiyse; Avrupa Ligi de adeta ‘Uefa Sevilla Kupası’ hüviyetinde. Bu seviyede çok deneyimliler, çok özgüvenliler, en kötü günlerinde bile tehlikeli bir takımlar.
Bu yıl hiçbir cephede işleri iyi gitmedi, ligde artık küme düşme endişesi yaşıyorlar. Ancak Avrupa’da bir şekilde hayatta kaldılar: En önemli kırılma maçlarında gruplarda Kopenhag’ı, son 32’de de PSV’yi içeride 3-0 mağlup ettiler. Muhtemelen Fenerbahçe karşısında da işi yarın gece, Ramon Sanchez Pizjuan’da bitirmek isteyecekler. Ancak şu anda bu turdan daha önemli sorunlar yaşadıklarının da altını çizmek gerek:
1- Dünkü İspanyol medyası teknik direktör Sampaoli’nin topun ağzında olduğunu söylüyordu. Medyaya göre sportif direktör Monchi’nin Sampaoli’yi şu anda göndermeme nedeni, 6 milyon Euro’luk tazminat paketi.
2- Sampaoli’nin önünde itibarını kurtarmak için maksimum 4 maç olabilir. Bunların en önemlileri bence Fenerbahçe karşılaşmaları değil. Kümede kalma yarışındaki direkt rakipleri Almeria ve Getafe müsabakaları. Dolayısıyla o iki maça konsantre olma ihtimalleri de var.
3- Özellikle savunmada ciddi sakatlık problemleri var. Son lig maçında Madrid’de savunma göbeğinde ön libero Gudelj oynamıştı.