"Bir kurumun en alttan en üst yönetimine kadar değerleri, tutumları, davranışları, iletişim kurma şekilleri ve karar alma mekanizmasını tanımlayan bir kavram. Bu sezon başında Beşiktaş’ta bir ‘şirket kültürü erozyonu’ oluşmuştu. Kadroda 10 Afrika kökenli, ana dili Fransızca olmuş bir soyunma odası. Davranış problemleri. Bu Warroll, Muci ve Musrati transferlerinde amaç, anladığım kadarıyla bir şirket kültürü dönüşümü."
"Beşiktaş’ta son dönemde ilk 11’de Türkler daha fazla oynuyor, onların yanına da Boşnak Hadziahmetovic, Kosovalı Rashica, Kazak Zaynutdinov gibi yerli kültürümüze yabancı olmayan yabancılar daha çok tercih ediliyordu. Arnavut Muci de belli ki bu şirket kültürüne uygun bulunmuş. Beşiktaş’ın orta sahada kaliteye, yaratıcılığa, rakip kaleye giden oyuncuya ihtiyacı ortada. Muci de bu tip bir oyuncu. Konferans Ligi gruplarında Aston Villa’ya 180 dakikada 3 gol atması etkileyici. Hem sol, hem de sağ ayağını kullanabiliyor; zaten Villa’ya da bir sol, bir de sağ ile atıyor kritik golleri. Ceza alanında iyi pozisyon alması, gol koklaması, rakibinin üzerine cesaretle gitmesi önemli özellikleri. Beşiktaş’ın Muci’ye yaptığı yatırım mantıklı bence."
"Al-Musrati ise daha farklı bir profil. Kariyerinde önemli bir kırılma noktasında şu an Pendikspor’u çalıştıran İvo Vieira olması enteresan. 2019’da Vitoria Guimaraes’i çalıştıran İvo Vieira, Al Musrati’nin potansiyelini fark edip A takıma çıkaran ve Avrupa Ligi’nde forma veren kişi. Bir başka tanıdık isim Carlos Carvalhal de Musrati’yi Braga’ya getiren ve takımın en önemli parçalarından biri yapan kişi."