Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe'nin deplasmanda Antalyaspor ile 1-1 berabere kaldığı maçı değerlendirdi.
Antalyaspor, Ersun Yanal döneminde de büyük maçlarda, bu tip oynamaya çalışıyorlardı. Tabi Nuri kardeşimiz, çok önemli büyük Teknik Direktörlerle çalıştı. Sadece Milli takımlarda değil kulüp takımlarında da ve bunlardan aldığı bir sürü dersler var. Bütün antrenörlerden ve oyunculuğundan kalma taktiksel düşünceleri muhakkak var. Önce durdur sonra vur 50 yıldır duyduğumuz bir cümledir. Antalyaspor'un amacı da buydu. Fenerbahçe'nin bu kadar pas yapması ev sahibi ekibin bu taktikle oynamasıydı. Nuri hoca bugün ne istediyse skor dışında oldu.
Oyunun genelinde Fenerbahçe'nin 3 puan alabilmesi için bir piyango vurdu takıma. Hiç pozisyonu yokken sol kanattan çok alakasız bir yerden faulle bir anda uykudan uyanan Fenerbahçe taraftarı vardı. Fakat o dakikaya kadar Fenerbahçe'nin maçı kazanma ihtimali yüzde 67 değil yüzde 7 ihtimal bile yoktu ve Nando, Serdar karışımı bir golle öne geçti.
Futbolda Antalyaspor takımına minumum bir puan getireceği görünen bir 99 dakika izledik. Fenerbahçe'nin maçta bu gol de kaçar mı? Dediğimiz bir pozisyonu yoktu. Fenerbahçe'nin yediği golde kaleci Berke hatalı topa çıktı. 1-0 öndeyken topu eline almaya çalışmak yerine yumruklayarak uzaklaştırabilirdi.
İsmail Kartal, Aykut hoca ile de çalıştığı için 4-2-3-1'ci hoca olduğunu biliyorduk. Fakat hoca için şu var, enkaz devraldı diye bir cümle varya çok doğrudur. Bu mental enkazdır. Fenerbahçeli oyuncular artık bırakmışlar bunu Adana Demirspor maçında da gördük bugün de gördük.
İsmail hocanın verebileceği ne olabilir onu konuşmalıyız. Oyuncuların konsantrasyonu, fizik çalışması, özel hayatı vs... bunlar üzerinde yoğunlaşabilir. Ben Fenerbahçe'de her türlü kanat oyuncusunun Osayi ve ya Ferdi'den birisi olması gerekrtiğini düşünüyorum. Osayi'den sağ bek olmaz. Nazım belki hazır değildir. Ferdi, Novak yoktur tamam bugün için bunu söyleyebiliriz.
Fenerbahçe takımının istatistiklerini açtığımız zaman bugün kadro üzerine fazla konuşmaya gerek kalmaz. Avrupa'daki bazı liglere bakıyorum takımlar mental olarak çok başka. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın sezon sezon maçlarını ve puanlarını koyduğumuz zaman her şey ortaya çıkıyor. Özellikle Fenerbahçe'de Takım artık fişi çekmiş. Yeni teknik direktörün hatrına bazı oyuncuların biraz oynadı gibi oldu ama onun dışında işi iyice bırakmışlar.
Fenerbahçe'nin bu durumu geninde mi yoksa son yıllardaki gen değişikliğinde mi bilinmez. Fenerbahçe ikilem de kaldı. İlk önce Zeki hocayla gideyim dedi olmadı. Sonra geçici olarak İsmail Kartal'ı getirdi ve son olarak şimdiden gelecek yılın planını yapayım ve öyle bir teknik direktör getireyim ki her şey hazır olsun dedi.
Fenerbahçe'nin vizyonu bu kadar olmamalı. Lucescu, Löw, Bilic. Löw, bugün gelirse mutlu olurum önemli bir teknik adamdır ağırlığı vardır. Ama Löw gelirse o mu karar verecek, yoksa İsmail Kartal mı? Löw'e takılmayın, yarın Sevilla veya başka bir takım isterse Fenerbahçe'ye falan gelmez. Fenerbahçe, Löw'ü beklemesin. 'Yazın geleceğim' diyorsa da görüşmeleri sonlandırsın.
