Spor yazarlarından Reha Kapsal, Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın Dortmund'a 2-1 mağlup olduğu karşılaşmayı Fotomaç'taki köşesinde değerlendirdi.
Şampiyonlar Ligi güçlü ve farklı bir organizasyon. Dortmund gibi yüksek tempolara çıkan oyun kalitesi ve ezberi iyi bir takımla oynamak da kolay değil. Beşiktaş, Sergen Yalçın'la beraber ülkemizde olumlu ve farklı oynayan bir takım.
Çıkan ilk 11'de de Ersin haricinde tamamında yabancı oyuncu tercihi oldu Sergen Yalçın'ın. Tabi ki bu tercih içinde bu tempolara çıkabilecek, o ritmi sahaya yansıtabilecek eldeki kadrodan çok oyuncu olmamasına rağmen iyi bir başlangıç yaparak ilk 15 dakikada Batshuayi'yle iki tane gol pozisyonuna girdi.
Bundan sonraki oyun temposunda hem ilk devre vites yükselten Dortmund, iki tane gol bulduğu gibi oyunun temposunda hem ilk yarı hem de ikinci yarı skoru aldıktan sonra yeri geldiğinde tempoyu yükseltip yeri geldiğinde de düşürüp, saha içinde topa sahipken de aktif dinlenmeyi çok doğru yaptı.
Batshuayi, ikinci yarı net bir pozisyon kaçırdı. Onun alınmasındaki en önemli sebeplerden biri; Şampiyonlar Ligi'nde hücum bölgesinde problemi çözüp, gol yapmasıydı.
Aynı şekilde Pjanic; rakip ceza sahasına yakın bölgelerden de uzak oynayıp daha derinlemesine bir orta saha gibi Josef'le oynaması, Beşiktaş'ın üretkenliğini etkilediği gibi Dortmund'un yaptığı bölgesel baskılardan da çıkamadığından hücuma ne topla ne de topsuz destek verebildi.
Futbolda birçok temel prensip varsa saha içinde, Dortmund'un yaptığı çok basit ama saha içindeki oyunda fark yaratan, top rakipteyken boşlukları kapattı, top ayağındayken boşluklar yaratıp oraya oynadı. Tabii Pjanic'in özellikle anahtar oyuncu olarak, bu kadar Dortmund kalesinden uzak oynadığı zaman oradaki pas opsiyonları ve üretkenliği de Beşiktaş'ın azaldı.
Pjanic'in duran topta gösterdiği farkını, hareketli oyunda Beşiktaş'ın saha içindeki hücum gücünün daha iyi olması için daha fazla rakip yarı alanda oynaması gerek. Dortmund sürü halinde hem savunma hem hücum yaptı. Ön alan baskısı ve hatlar arasında çok iyi baskı götürüp aynı şekilde de sahanın her yerinde de hücumda da 2'ye 1, 3'e 2, 4'e 3 gibi bir fazla oyuncuyla hücum etti.
Böyle maçlar bir takımın kendi gücünü ve seviyesini görmesi açısından çok önemlidir. Oyuncular için de Sergen hoca için de müthiş bir tecrübedir. Beşiktaş takımı tabii ki böyle marketing değeri yüksek bir takımla karşılaşınca bir puan alsa bile çok önemliydi. "Ama yenildiğinde de saha içinde mutlaka dersler de çıkarmalı." En büyük kazancı da bu olmalı, geriye kalan gruptaki oynayacağı 5 maçı için. Çünkü saha içinde güçlü ve sağlam bir organizasyonu olan, üst seviyede bir takıma karşı oynadılar.
Beşiktaş da saha içinde demekki Şampiyonlar Ligi organizasyonu mutlaka daha üst seviyelere çıkarması gerekir bu rakiplerle gruptaki yarışması için. Böyle mağlubiyetlerin geri bildirimini doğru aldığınız zaman kaybederken de çok şey kazanırsınız. Beşiktaş mağlup oldu ama saha içinde mutlaka öğreneceği çok şeyi de cebine koyduğunu düşünüyorum.