Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, 'Futbol Ekonomisinde Son Durum' özel oturumunda Sabah Gazetesi Yazarı Levent Tüzemen'in sorularını yanıtladı..
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, 'Futbol Ekonomisinde Son Durum' özel oturumunda Sabah Gazetesi Yazarı Levent Tüzemen'in sorularını yanıtladı.
Önümüzdeki günlerde Türkiye'de çok konuşulacak konulardan biri, önümüzdeki 3 ya da 5 yılın yayın ihalesinin yapılmasıdır. Bununla birlikte Kulüpler Birliği ile çeşitli toplantılar yapıp ihale komisyonu seçtik. 9 kişiden meydana geliyor. 4 kişi Kulüpler Birliği, 4 federasyon, 1 tane de sekretaryamızı yapsın diye Kadir Kardaş'ı kurula alarak çalışmalara başladık. Birinci kademede bize mutlaka bir danışman gerektiği kararını verdik. Danışman aramaya başladık. TFF, dünyada çeşitli danışman firmaları listesini yaptık. Kulüpler Birliği de yaptı. Bunların içinden hangisini seçeceğimize dair bir çalışma yaptık. Bir firma seçtik ve anlaşma yaptık. Çalışmalara başladık. Kasım, aralık veya ocak ayı içerisinde ihaleyi sonlandıracağız.
İhalenin paket çeşitleri, bir paket mi, iki paket mi, üç paket mi ve şekli, yurt içi mi yurt dışı mı... Danışman kuruluşumuz bu çalışmaları yapıyor.
Yakın zamanda bir araya gelip önemli noktaları konuşacağız. Süreci de konuşacağız. 3 yıl mı, 5 yıl mı? Son sözleşme 5 yıllıktı. Ne artıları olur, ne eksileri olur kararı verip ilanı yapacağız. Ne kadar çok talep gelirse ihalede yarışmanın o kadar etkili olacağını, kulüplerimize fayda getireceğine inanıyorum.
Türkiye'deki ve dünyadaki ekonomik ortamı düşünün. Faiz var, kur var, hepsi var bu işin içinde. İşte burada nasıl bir rakam çıkacağını tahmin etmek zor. İnşallah iyi bir rakam bağlayarak hep beraber, bir noktaya getirip bu işi sonlandıracağız. 2022/23 sezonunda yeni yayıncı kuruluşla yolumuza devam edeceğiz.
Yabancı kuralı 1.5 yıllık bir iş. Biz bu işe 1.5 yıl evvel başlayacaktık. 2020/21'de başlayacaktık. Pandemi oldu, kulüpler bunun 1 yıl ertelenmesini istediler, kaldırılmasını değil. Bu yıl 8+3 devam ediyor. Neredeyse Süper Lig'de 8-9 takım ilk 11'de 11 yabancıyla birçok maça çıktı. Altyapıya önem vermeleri gerektiğini, Türk sporcuların gelişerek Milli Takıma da oyuncu seçme imkanının olacağı bir ortam olsun istedik. 8+3, 7+4 ve 6+5 olacak.
10 hafta itibarıyla takımlarımızın oynattığı yabancı oyuncu ortalaması 6,96. Biz onlara 8 yabancı imkanı verdik, 6,96 oyuncu oynatmışlar. Öyle kulüpler var ki 5'in altında, Göztepe. 4,54 olması lazım. Birçok kulüp 5-6 arasında. 7.6 veya 7.4'te oynayanlar var. Ortalaması 6,96.
Tüm kulüplerimizde altyapıdan birçok oyuncuya yer verdiler. Fenerbahçe'de, Galatasaray'da bunu gördük. Bir Kerem yetişti. Milli Takımın göz bebeği. Trabzon keza öyle. Beşiktaş'ta bir Rıdvan yetişti. Daha da bunun arkasının geleceğine inanıyoruz. Bu kuralı getirmeseydik, eski sistem devam edecekti. Süleyman Hurma gözümün içine bakıyor. Karagümrük'te de 4-5 tane çok yeni isimle yola çıktılar. Bu oyuncuların Milli Takımda görev almalarını bekliyoruz.
Şenol Güneş döneminde 2 tane Süper Lig'de oynayan, 9 tane yurt dışında oynayan çocuklarımız vardı. Stefan Kuntz maçlarında ise 4 Süper Lig oyuncusu, son maçta 6 Süper Lig oyuncusu vardı. Bu sayı gittikçe artacak. Bunu 6+5'te kesin kararımız var. Zaten ilan etmişiz. Herhangi bir olay olmazsa bu kararlarımızı devam ettirmek niyetindeyiz.
İnsanın olduğu her yerde hata olur. Dünya neden VAR sistemine ihtiyaç duydu. Hakem hatalarının minimuma inmesi için. Ofsaytta matematiksel, geometriksel bir sistem var. Neredeyse yüzde 100'e ulaştılar. Diğer konularda netice olarak ne kadar eğitirseniz eğitin, TFF'de de eğitime çok önem veriyoruz, çok eğitiyoruz ama kararı veren gözler. Biz bu gözlerin neyi gördüğünü tespit etmemiz söz konusu değil. Ne istiyoruz biz? Kötü niyetin olmadığına inanalım. İnsandır, hata yapabilir. Hoş görüyle, saygıyla yaklaşalım. Müesseseyi yıkmayalım. Galip gelince hiç sesleri çıkmayan ama mağlup olduğu zaman kendi oyuncusunu, teknik direktörünü hiç konuşmayan sadece olayı getirip hakeme bağlamak Türk futboluna çok zarar veriyor. Biz bu ligde birbirimizi ne kadar sever, saygı duyarsak kalite o kadar artar.
Pandeminin ilk çıktığı Mart ayının 12'sinde sonra Süper Lig'de ilk haftayı büyük bir cesaretle oynadık. O haftayı oynatmakla cesaretli olduğumu kabul ediyorum şimdi. Çok şükür o haftayı oynatırken vakaya sebep olmadık. 1-2 teknik direktörümüz rahatsızlandı ama hepsi sahanın dışından hasta oldu, bunu tespit etmiştik. 17 Mart'ta liglere 3 ay ara verdik. Kalan 8 maçı büyük bir cesaretle, önemli olan birçok ismin 'Futbol oynanamaz, bu sezonu böyle tescil edelim' sözlerine, yorumlarına rağmen seyircisiz oynattık ve sezonu tamamladık.
Pandemi 2020/21'de de devam etti. Bütün sezonu seyircisiz oynama kararı aldık. Yalnız Türkiye'de değil dünyanın birçok ülkesinde seyircisiz oynayarak sezonlar tamamlandı. 2021/22'de baktık ki ortam iyi, Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda çift aşı oranının iyi olması nedeniyle %50 tribünler ve tam kapasite localar ile 10. haftayı tamamladık. Amatör maçlar ve kadın ligleri de bu ay sonunda başlayacak.
Hedefimiz %100 kapasiteyle maçların oynanması. Ligde 10 hafta, Avrupa'da 3 hafta geçti. 10 haftada sadece 3 maç yüzde 50 şartını zorladı. Bunlardan biri Beşiktaş - Galatasaray derbisiydi. Trabzonspor ve Fenerbahçe'nin 1'er maçları var. Şampiyonlar Ligi ve Avrupa maçlarında ise sadece Beşiktaş - Dortmund maçında yüzde 50 kapasiteye yaklaşıldı. Sağlık kurulu çalışıyor. Hedef stadyumları yüzde 100'e getirmek.
Bir de içimde dert var. 12 yaş altının gelmesi çok zor. Çocukların maç sevgisini yerine getirmemiz lazım. Ona hızla çalışıyoruz. Onu da çözerek 12 yaş altına tribünleri açmayı planlıyoruz.
Başta 4 büyük kulüp ve 1-2 Anadolu kulübü bankalar ile anlaşmaya varıp yapılandırma yaptılar. %100 çözüm olmasa dahi kulüplerin sıkıntılarına %70-80 çözecek yeni anlaşmayı imzaladılar. Bankalara da teşekkür etmek lazım. Türk futbolu sıkıntı noktasındaydı. Nefes almalarını sağladı. İş orada bitmiyor. TFF'nin takım harcama limitlerini tespit eden Lisans Kurulumuz var. 7 arkadaş var. 3 tanesi yeminli mali müşavir. Hukukçu arkadaşımız var. Kulüplerimizin bizlere vermiş oldukları bilançoları tespit ederek harcama limitlerinin 3. sezonunu yaşıyoruz. 2019/20 yılında başladık. O sezon yüzde 30 fazlasını harcayabilirsiniz dedik. Neredeyse tüm kulüpler buna uydu. 2020/21'de ise yüzde 30'u 15'e düşürdük, onu da yaptılar. Bilançoları inceliyoruz. Limitleri aşan var mı, yok mu önümüzdeki günlerde belli olacak.
Bu yıl harcama limitlerinin aşımı sıfır olmalıydı. Kulüpler, pandemiden dolayı ne kadar kayıpta olduklarını gösterdiler. Lisans Kurulumuz detaylı inceledi. Kulüpler Birliği ile görüştük. Bu seneye mahsus olmak üzere limitleri yüzde 25 aşabilirsiniz dedik. Başka çaremiz yok dedik.
Avrupa'da başarı istiyoruz. Puanımız düştü. Şampiyonumuz, direkt olarak Şampiyonlar Ligi gruplarına gidemiyoruz. Takım sayımız 5'ti, 4'e düşme ihtimali var. Takımlar, bize müsaade edin iyi takım kuralım, Avrupa'dan gelirlerin 3'te 1'ini kullanabiliyorlardı, 3'te 2'sini kullanalım dediler. İnceledik. Sadece Avrupa'da mücadele edecek takımların Avrupa'dan gelen gelirlerinin 3'te 2'sini dahil ettik.
Takımlar kur artışlarından muzdaripler. Oyuncular var, hocalar var. Sıkıntılar büyük. Geçen yıl kur ortalamasını, harcamalarda sabit aldık. Bu onların önünü açan rahatlatan bir neden oldu. Bunun gibi birkaç konuda daha takımlarımıza destek olmaya çalıştık. Kulüplerin, futbolcu lisanslarını alabilmeleri için vergi ve sigorta borçsuzluk belgelerini bize ibraz etmeleri gerekiyordu. Geçen sene pandemide yapmamıştık. Bu sene kulüplerimiz, sıkıntılarının olduğunu borçlarının devam ettiğini ve 1 yıl daha destek istediler. Bunu da kulüplerimiz, pandemiyi atlatmaları için destek olduk. 2022/23'te yayın ihalesiyle kulüplerimizin sıkıntılarını atlacakları düşünüyoruz.