"Herkes babamın Senegalli bir müslüman olduğunu biliyor. En yakın arkadaşının ismi İsmail'di. Onun ismini bana vermek istemiş. Takma adım ise 'Izo'. Monaco gibi küçük bir şehirden İstanbul gibi büyük ve harika bir şehre geldim. Burada kendimi rahat hissediyorum. Keyifli ve mutluyum. Daha önce hiç gelmemiştim. Büyük bir şehir şehir olduğunu biliyordum. Boğaz ve tarihi hakkında çok şey duymuştum. Avrupa ve Asya'nın birleşimi olduğunu biliyordum. Doğrusu hala çok fazla bilgim yok şehirle ilgili çünkü gerçekten çok maçımız vardı. İstanbul'da trafik benim için çok stres yaratıyor. Genelde evde vakit geçiriyorum ve pek yalnız kaldığım da söylenemez. Ailem ve arkadaşlarım sürekli benmile. Genellikle evde Mario Kart, PlayStation ve masa tenisi oynuyorum. Dışarı çıkarsam da restoranlara gidiyorum. En yakın arkadaşlarımdan bir tanesi benim şefim. Evde olduğum zamanlarda bana harika yemekler yapıyor."
"Türklerle büyüdüm. Köln'de çok fazla Türk var. Galatasaray - Fenerbahçe rekabeti, Barcelona - Real Madrid rekabeti gibi. Bazı arkadaşlarım sonuna kadar Galatasaray'ı destekliyordu. Bazıları da Fenerbahçe'yi. Bazıları buraya geldiğimde mutlu oldu ama bazıları olmadı. Türk kültürü ile büyüdüm ve Galatasaray - Fenerbahçe rekabeti hakkında çok şey biliyorum."
"Almanya'da en çok disiplin ve saygıyı öğrendim diyebilirim. Futbol kariyerim ve özel hayatım boyunca da bunu sürdürdüm. Yani açıkçası lider olmanın etiği bu, çok çalışmalısın."
"Türk kültürü ile büyüdüğüm için Türk yemeklerini de biliyorum. Biz Almanya'da 'Döner, Almanya'dan çıkmış bir lezzet, Türkiye'den değil' deriz. Döner benim favorim ama Alman döneri favorim."
"Takıma ilk katıldığımda... Her zaman 'Biz bir aileyiz' gibi şeyler söylenir ama buraya geldiğimde futbolcuların aileleri vardı. Hepsi birbiriyle inanılmaz kaynaşmış bir şekilde yaşıyordu. Bence bu aile yapısının olması gerektiği bir şey. Burada kendimi çok rahat hissettim."
"Nerede bu su? Normal bir su mu? Ben daha içmedim (Gülerek). Deneyeceğim. Atmosferden bahsettiğinizi anladım tabii ki. Monaco küçük bir yerleşimdi ve orada az bir seyirci vardı. Burada ilk maçıma çıktığımda inanılmazdı. Futbolu işte bu yüzden oynarsınız. Florya'dan stada giderken taraftarlar etrafımızı sarıyor, camlara çıkıyor, bizi destekliyorlardı. O tutkuyu hissediyorsunuz. Bunu görünce kulüp için savaşmak istiyorsunuz."
"Takımda çok büyük isimler var. Onlarla birlikte olmak harika bir şey. Benim süperstar olmaya ihtiyacım yok. Her maç elimden gelenin en iyisini yapıp futbolun keyfini çıkarmak istiyorum."
"Takımın şampiyon olduğunu biliyordum ama gelmeden önce sadece büyük maçları izlemiştim. Ancak Galatasaray'ı her zaman duyuyorsunuz. Ben hiç şampiyonluk yaşamadım. Bazıları için bu normal bir durum olabilir ama benim için değil. Buraya ilk şampiyonluğumu kazanmaya geldim. Avrupa Ligi'nde de başarılı olabiliriz. Gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz. 'Orada şampiyon olacağız' diyemem ama ilerleyebildiğimiz kadar ilerleyeceğiz."
"Önce beni menajerim aradı ve 'Galatasaray seninle ilgileniyor' dedi. Sonra Okan Hoca ile görüştük. Harika bir insan, kulübün efsanesi. Ona çok büyük saygu duyuyorum. Bence bu takım için mükemmel hoca Okan Buruk."
"Sessiz bir insan değilim ama ön plana çıkmayı da sevmiyorum. O işi başkalarına bırakıyorum genelde. Çok röportaj vermeyi sevmem ama insanlarla çok sohbet ederim. İnsanlar benim hakkımda konuşmayı seviyor ama... Sadece rahat bir adamım."
"Türk futbolunun iyi olduğunu biliyordum, şaşırmadım. Futbolun burada çok büyük olduğunu biliyordum ama bu seviyede beklemiyordum. Bir din gibi! Sokakta herhangi bir insanla karşılaştığında mutlaka üç büyüklerden birini tutuyor."
