Galatasaray'ın efsane isimlerinden Gheorghe Hagi, Corriere dello Sport'a geniş bir röportaj verdi ve Türkiye'deki günlerine de önemli bir yer ayırdı. İşte Hagi'nin sözleri...
Lucescu harika bir oyuncuydu. Romanya, İtalya ve Türkiye'de teknik direktörlük konusunda da kendisini gösterdi. Lucescu ile Cruyff benim mentörlerim, iki harika futbol profesörü. Teknik direktörlük konusunda, bu iki ismi örnek alıyorum.
Lucescu ve Cruyff, beni futbol açısından zengin bir oyuncu yaptılar. Benim hep kazanma anlayışım vardı ve dünyanın en iyi oyuncusu olmak istedim. Her dakika en iyi performansımı verdim, her topa koştum, her boşlukta koşu gösterdim, öyle olmazsa, mutlu olamazdım. Barcelona'dan Galatasaray'a giderken, kendimi çok güçlü hissediyordum.
Galatasaray'da gerçekten büyük bir Hagi gördüler ancak Steaua'da daha da büyüktüm. Pele'nin beni yüzyılın en büyük oyuncularından biri arasında gösterdiğini unutmayın. Galatasaray'da daha tamamlanmış bir oyuncuydum, daha olgundum.
Galatasaray'a giderken ne yaptım? Başkana, sözleşmeme Avrupa Kupası kazanırsak prim alacağım yönünde bir madde koymasını sağladım. Ertesi gün beni çağırdı ve benim bu inancımın nereden geldiğini sordu. Ben de, 'Benim adım Hagi, ben İstanbul'a sadece gezmeye gelmiyorum' dedim.
Galatasaray'da fark yaratan bir oyuncu oldum ancak aynı zamanda takımı da inandırdım. Büyük oyuncular, sadece kendilerini büyütmez, takımı da düşünürler.
Dünyanın dört bir yanında futbol oynanıyor, şu anda Romanya'dayım. Bir gün tekrar bir milli takım çalıştırmak ve de bir takımla Avrupa'da kupa kazanmak istiyorum.
Oğlum Ianis, Fiorentina'ya gittiğinde çok gençti ve ona sabretmediler. Şimdi Steven Gerrard, Rangers'ta onun sıradışı işler yaptığını söylüyor. En yetenekli genç oyuncular bile hata yapar, bu normal.