Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Beşiktaş karşılaşmasının ardından açıklamalarda bulundu.
İŞTE FATİH TERİM'İN AÇIKLAMALARI
Umduğumuz gibi başladık. Baskı bekliyordum, oraları geçtik ama biraz basit top kaybı ve topa sahip olmada sıkıntı çektik. Sonra oyun daha dengelendi ve gol bulduk. Sonra bir yan top... Maalesef yine beklenmeyen bir gol yedik.
Korner olmadan, bizim yediğimiz golden önce Nelsson'a yapılan bir faul var. Sarı kartımsı bir faul. O korner de bize gol oldu. Mete Kalkavan'a sorsan anlatır o oradan şu geldi, bu geldi diye. Öyle bir gol yedik.
Değişiklik yaptım 2-1 oldu. Bir daha hamle yaptık. Kaçan 2 tane, daha fazla var da, kaçan 2 tane anlatılmaz gol var. Halil'in ve bir de penaltı. Sağık olsun. İstemedik. Mağlup olmamak için gerekli pozisyonları da bulduk. Özellikle oyunun son bölümünde. Penaltı dahil atamadık. Dolayısıyla mağlup olduk. Yapacak bir şey yok.
Penaltıcı Alex. 'Niye bu tarafa geliyorsun' dedim. Mustafa 'Ben atacağım' demiş. Riskli bir maçta yine atmasını istedim. Orada oyuncum önemlidir ama burada Alex'e bırakması lazımdı. Sağlık olsun, ne yapalım. Ne yazılmışsa oraya, kim hangi görevdeyse onu yapması lazım.
Kritik dönemlerde penaltı atmama rekoru bizdedir. Denizli'de kaçan penaltı, Mustafa'nın kaçırdığı penaltı... O penaltı bize şampiyonluk kaçırdı. Devreye 3-0 gitsek farklı bir skor çıkar, şampiyon olurduk. Penaltıları kaçırıyoruz. Penaltıcıyı belirliyoruz. Alex'in de topu bırakmaması 'Penaltıcı benim, ben atacağım' demesi lazım. Yine de haksız diyemeyiz. O kibarlığı yapmış.
Skoru koruyamamak defans ve kaleci özelinde değil. Takım olarak koruyamıyoruz. Topu alınca sorun yok ama atmosferden mi etkilendiler, başka bir şey mi. Çok top kaybettik. 7 topun 6'sını, 5 topun 4'ünü. Topun bizde olmasını isteyen, olduğu zaman iyi oynayan bir takımız. En önemli özelliğimizi sahaya yansıtamıyoruz ve hücum yiyoruz. Hücum üstüne hücum. Dayanmak kolay değil. Beşiktaş'ın ileride yetenekli oyuncuları var. O hengameden çıkıp oyunu kontrol altına almışsınız. Pas yaptığınız zaman çok bu pası kovalamayı sevmeyen oyuncuları var. Oynamayı sevdikleri için kovalamayı sevmezler. Yüksek pas hatasıyla, yüksek ve basit top kaybetme yüzdesiyle oynarsanız aleyhinize tecelli edecek.
Birinci gol mesela, Victor Nelsson kafayı vuruyor, Kerem kafasını uzatıp geri çekiyor. Uzatsa faul alacak. Alex kovalıyor ama ortaya müsaade ediyor. Ortaya, şuta, pasa müsaade edersen kalende gol olur. Çalışacağız. Çalışınca bitecek. Bakınca 3 UEFA maçında gol yemeyen bir takım var. Antrenörlük, teknik direktörlük, futbol karmaşık. Zaman zaman cazip, zaman zaman basit. Çok aklınıza getirince insanın aklı almıyor.
Felsefemizde bir değişiklik olmaz. Formasyonda olur. Kaybedince hemen oyuncu değişikliği, taktik değişikliği hayır. Esasında bu mağlubiyetlere bakınca olağanüstü haller geliyor başımıza. Kötü, hatalı goller yiyoruz. 1 metreden atamıyoruz, penaltı atamıyoruz. Bahanelere sığınmayacağız. Çalışıp bertaraf edeceğiz. Çalışmaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Penaltıyı atamıyorsun. Ön direkten top aşıyor. Oraya adam koyuyorsun, geçiyor. Oyun içinde bazı şeyler unutuluyor. Kötü goller yiyoruz. Yenecek golleri yesek sorun yok. Kötü goller hep. Benim canımı sıkan da o.
Hiçbir maçın kolay yok. İnanın bana. Zor maçlar kolay geçer. Kolay diye addettiğiniz maçlar da zorlanacağız. Beni hatırlarsınız.
Ersin daha ne olacak. Penaltı kurtardı. Kurtarılmazı kurtardı. Tebrik ederim. Müthiş oynadı.
Maçların tamamına baktığımızda Galatasaray'ın yüzde 50'den fazla topla oynadığını görürsünüz. 2-3 tane maçta yüzdelerde biz eksi duruma geçince böyle sorular geliyor. Galatasaray oyunun kontrolünü alacaktır ama bazı maçlarda topu bırakmak işimize gelecektir. Geçiş hücumlarında Kerem gibi Barış gibi oyuncuları daha iyi kullanabiliriz. O pozisyonları da yakaladık. Oyun başka türlü oynanabilirdi. Bugün ve geçen maç evet ama öyle bir felsefem yok. Topun sahibi olmam lazım. Yine döneriz oraya. Bazen isteyerek bazen istemeyerek, bazen rakip de seni oraya yığar. Genelde biz topla daha haşır neşir olmalıyız. Biz kontrolü almayı isteyen bir anlayışa sahibiz. Geldiğimden beri 10 tanesinde gerideyizdir, 80-100 tanesinde biz öndeyizdir. Siz de böyle az görünce yadırgamışsınızdır. Ben de ekside olduğumuz maçlar için müştekiyim.
Bizim oyun anlayışımızda beklerin derinde topu alması, dipte hareket etmesi, hücum bölgesinde hareket etmesini isteyen bir hocayım. Orada biraz sıkıntı oluyor zaman zaman. Sacha Boey yetişir diye düşünmüştük ama yetişmedi. Bazen bazı oyuncular önemli oluyor. Yedlin daha defansa dönük bir oyuncu.
İŞTE FATİH TERİM'İN AÇIKLAMALARI
Umduğumuz gibi başladık. Baskı bekliyordum, oraları geçtik ama biraz basit top kaybı ve topa sahip olmada sıkıntı çektik. Sonra oyun daha dengelendi ve gol bulduk. Sonra bir yan top... Maalesef yine beklenmeyen bir gol yedik.
Korner olmadan, bizim yediğimiz golden önce Nelsson'a yapılan bir faul var. Sarı kartımsı bir faul. O korner de bize gol oldu. Mete Kalkavan'a sorsan anlatır o oradan şu geldi, bu geldi diye. Öyle bir gol yedik.
Değişiklik yaptım 2-1 oldu. Bir daha hamle yaptık. Kaçan 2 tane, daha fazla var da, kaçan 2 tane anlatılmaz gol var. Halil'in ve bir de penaltı. Sağık olsun. İstemedik. Mağlup olmamak için gerekli pozisyonları da bulduk. Özellikle oyunun son bölümünde. Penaltı dahil atamadık. Dolayısıyla mağlup olduk. Yapacak bir şey yok.
Penaltıcı Alex. 'Niye bu tarafa geliyorsun' dedim. Mustafa 'Ben atacağım' demiş. Riskli bir maçta yine atmasını istedim. Orada oyuncum önemlidir ama burada Alex'e bırakması lazımdı. Sağlık olsun, ne yapalım. Ne yazılmışsa oraya, kim hangi görevdeyse onu yapması lazım.
Kritik dönemlerde penaltı atmama rekoru bizdedir. Denizli'de kaçan penaltı, Mustafa'nın kaçırdığı penaltı... O penaltı bize şampiyonluk kaçırdı. Devreye 3-0 gitsek farklı bir skor çıkar, şampiyon olurduk. Penaltıları kaçırıyoruz. Penaltıcıyı belirliyoruz. Alex'in de topu bırakmaması 'Penaltıcı benim, ben atacağım' demesi lazım. Yine de haksız diyemeyiz. O kibarlığı yapmış.
Skoru koruyamamak defans ve kaleci özelinde değil. Takım olarak koruyamıyoruz. Topu alınca sorun yok ama atmosferden mi etkilendiler, başka bir şey mi. Çok top kaybettik. 7 topun 6'sını, 5 topun 4'ünü. Topun bizde olmasını isteyen, olduğu zaman iyi oynayan bir takımız. En önemli özelliğimizi sahaya yansıtamıyoruz ve hücum yiyoruz. Hücum üstüne hücum. Dayanmak kolay değil. Beşiktaş'ın ileride yetenekli oyuncuları var. O hengameden çıkıp oyunu kontrol altına almışsınız. Pas yaptığınız zaman çok bu pası kovalamayı sevmeyen oyuncuları var. Oynamayı sevdikleri için kovalamayı sevmezler. Yüksek pas hatasıyla, yüksek ve basit top kaybetme yüzdesiyle oynarsanız aleyhinize tecelli edecek.
Birinci gol mesela, Victor Nelsson kafayı vuruyor, Kerem kafasını uzatıp geri çekiyor. Uzatsa faul alacak. Alex kovalıyor ama ortaya müsaade ediyor. Ortaya, şuta, pasa müsaade edersen kalende gol olur. Çalışacağız. Çalışınca bitecek. Bakınca 3 UEFA maçında gol yemeyen bir takım var. Antrenörlük, teknik direktörlük, futbol karmaşık. Zaman zaman cazip, zaman zaman basit. Çok aklınıza getirince insanın aklı almıyor.
Felsefemizde bir değişiklik olmaz. Formasyonda olur. Kaybedince hemen oyuncu değişikliği, taktik değişikliği hayır. Esasında bu mağlubiyetlere bakınca olağanüstü haller geliyor başımıza. Kötü, hatalı goller yiyoruz. 1 metreden atamıyoruz, penaltı atamıyoruz. Bahanelere sığınmayacağız. Çalışıp bertaraf edeceğiz. Çalışmaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Penaltıyı atamıyorsun. Ön direkten top aşıyor. Oraya adam koyuyorsun, geçiyor. Oyun içinde bazı şeyler unutuluyor. Kötü goller yiyoruz. Yenecek golleri yesek sorun yok. Kötü goller hep. Benim canımı sıkan da o.
Hiçbir maçın kolay yok. İnanın bana. Zor maçlar kolay geçer. Kolay diye addettiğiniz maçlar da zorlanacağız. Beni hatırlarsınız.
Ersin daha ne olacak. Penaltı kurtardı. Kurtarılmazı kurtardı. Tebrik ederim. Müthiş oynadı.
Maçların tamamına baktığımızda Galatasaray'ın yüzde 50'den fazla topla oynadığını görürsünüz. 2-3 tane maçta yüzdelerde biz eksi duruma geçince böyle sorular geliyor. Galatasaray oyunun kontrolünü alacaktır ama bazı maçlarda topu bırakmak işimize gelecektir. Geçiş hücumlarında Kerem gibi Barış gibi oyuncuları daha iyi kullanabiliriz. O pozisyonları da yakaladık. Oyun başka türlü oynanabilirdi. Bugün ve geçen maç evet ama öyle bir felsefem yok. Topun sahibi olmam lazım. Yine döneriz oraya. Bazen isteyerek bazen istemeyerek, bazen rakip de seni oraya yığar. Genelde biz topla daha haşır neşir olmalıyız. Biz kontrolü almayı isteyen bir anlayışa sahibiz. Geldiğimden beri 10 tanesinde gerideyizdir, 80-100 tanesinde biz öndeyizdir. Siz de böyle az görünce yadırgamışsınızdır. Ben de ekside olduğumuz maçlar için müştekiyim.
Bizim oyun anlayışımızda beklerin derinde topu alması, dipte hareket etmesi, hücum bölgesinde hareket etmesini isteyen bir hocayım. Orada biraz sıkıntı oluyor zaman zaman. Sacha Boey yetişir diye düşünmüştük ama yetişmedi. Bazen bazı oyuncular önemli oluyor. Yedlin daha defansa dönük bir oyuncu.
Galatasaray
