Türkiye sırıkla atlama rekorunu elinde tutan milli atlet Ersu Şaşma, Avrupa ve dünya şampiyonaları ile olimpiyatta madalya kazanmadan tatmin olmayacağını söyledi.
Spora basketbolla başlayan, sonrasında ise beden eğitimi öğretmeninin telkiniyle atletizme geçmeye karar veren Ersu, spor yaparken yaşadıklarını AA muhabirine anlattı. Sırık yardımıyla ve kısa süreliğine de olsa yer çekimine karşı koymanın benzersiz bir his olduğunu aktaran Ersu, "Çok farklı bir his. Yavaş yavaş antrenmanlarla yüksekliklere kendimizi alıştırdığımız için bunun farkına varmıyoruz. Bana şöyle geliyor: Koşuyorum, atladım, bitti. Hani 10 saniye bir video ama bana 5 saniyeymiş gibi geliyor. Atlıyorsun bitiyor. Öyle bir his var yani. Sadece çıtanın düşüp düşmediğini düşünüyorum. Koşuya başlayıp yaklaşırken ilk sıçramayı yaptıktan sonra 'Tamam, atladım' diyorsun. Yani o his geliyor artık." diye konuştu.
Ersu, dünya salon ve Avrupa açık hava şampiyonasının yanı sıra 2024 Paris Olimpiyatları'nın da yapılacağı bu sezon için nasıl bir hazırlık planı olduğu sorusuna, "Bu sene kampları Mersin'de değil Antalya'da yapmaya karar verdik. Bu yıl biraz daha farklı. Marttaki dünya salon şampiyonasından sonra hemen bir kamp hazırlığına gireceğiz. Daha doğrusu geçen sene kasım ayında başladık biz bu hazırlık sürecine. Dünya salon şampiyonası ve Avrupa şampiyonası olimpiyatın hazırlığı aslında zaten. Onları biz olimpiyatın ısınması, hazırlığı olarak görüyoruz." yanıtını verdi.
İlk olimpiyat deneyimini Tokyo 2020'de yaşayan, Paris 2024'e de katılım hakkı elde eden Ersu, iki olimpiyat arasındaki yaklaşım farkına ilişkin "İlk olimpiyata giderken finale kalma gibi bir hedefim yoktu, gitmekti ilk başta. Çünkü oraya giderken İbrahim hocayı kaybetmiştim, ilk antrenörümü. Oraya gittiğimde tek başımaydım. Hoca olmadığı için finale kalamayabilirim diye düşünüyordum, gitmek yeterliydi benim için. Finale kalınca dedim ki 'Bu sene burada finale kaldıysam sonraki olimpiyatta da artık üstüne koyarak bir madalya kazanırım'. Alacağıma da inanıyorum. Şu anki kafam olsa Tokyo'da madalya alırdım. Şu an daha iyi olduğumu, kendimi iyi hazırladığımı, daha iyi hazırlayacağımı da düşünüyorum. O yüzden olimpiyatta madalyayı inşallah alacağımı düşünüyorum." diye konuştu.
Ersu, geçen yıl temmuz ayında 5,90 metreyle kendisine ait Türkiye rekorunu geliştirerek olimpiyat kotası kazandığı derecenin, Tokyo 2020'de bronz madalya kazanmasına yettiğinin hatırlatılması üzerine, "Ben daha çok geçmişe değil de geleceğe baktığım için 5,90'daki enerjimi oraya yansıtmaya çalışacağım. O zaman öyle olması gerekiyordu. Ama artık 5,90'ının üzerini atlayarak madalya yapmayı düşünüyorum. Orada da belki daha iyisi olacak. Belki 6,00'la alacağım. belki daha iyisiyle de alabilirim." değerlendirmesinde bulundu.
Zihinsel açıdan da güçlenmeye çalışıyor
Ersu, 5,90 metreyle kariyerinin en iyi derecesini yaptıktan bir ay sonra düzenlenen 2023 Dünya Şampiyonası'nda 5,55 metrede kalmasının hatırlatılarak, baskıyla başa çıkmak adına zihinsel bakımdan kendini güçlendirmek için ne yaptığı sorusuna şu cevabı verdi:
"Genelde her gün yatarken ya da boş zamanlarımda otururken gözlerimi kapatırım ve yarışı düşünüyorum, atladığımı düşünürüm. Gitmeden önce ya da antrenman zamanlarında hep zihnen hazırlamaya çalışıyorum. Ama bazen olmuyor. Yani bazen atlıyorum kafamda, geçemiyorum. Başka zaman oluyor geçiyorum. Yani kafamda da bir savaş veriyorum ben aslında. Oraya da 5,90'la gittim. Seçmede 5,75, finalde de 5,55 atladım. Orada biraz yük hissettim kendimde. 5,90'la gitmişim... Orada 5,90 atlasam belki üstüne koysam madalya alacağım. Atlayamadığım için de hayal kırıklığı olmuştu ama kötüye yormak istemedim. Zihnen tekrardan toparlamak istedim ve sonraki yarışlarda en kötü 5,72-5,75 atlamaya başladım. Kendimi toparlamak biraz zor oldu dünya şampiyonasından sonra ama en azından ona göre kendimi hazırlamaya çalışacağım. Aynı şeyleri yaşamamak için bundan sonra daha ağırlık vereceğim."
Ersu, kariyerinin sonunda kendisini nerede görmek istediğiyle ilgili de "Üç büyük yarışmada da madalya alırsam tatmin olurum. Dünya şampiyonası, Avrupa şampiyonası ve olimpiyatlar. Ve Diamond Lig'de bir tane ödül alırsam, yani birinci olursam ligin hepsinde gözüm arkada gitmez. Tamamlamış olurum." dedi.
Atletizm dışında ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirdiğini söyleyen Ersu, bazen basketbol oynadığını, bazen de bilgisayar oyunlarıyla ilgilendiğini paylaştı.
Ersu ayrıca kariyerinin başında atlayışlar öncesi uğur getirdiğine inandığı bazı şeyler tekrarladığını ancak artık yapmayı bıraktığını dile getirerek, "Sadece antrenman, çalışmak, atlamak. Düşünmek aslında benim için bir totem diyebilirim. Yarıştan önceki gece düşünmem gerek atlayışı, ne yapacağımı. Düşünmezsem benim için iyi geçmiyor." yorumunu yaptı.
Spora basketbolla başlayan, sonrasında ise beden eğitimi öğretmeninin telkiniyle atletizme geçmeye karar veren Ersu, spor yaparken yaşadıklarını AA muhabirine anlattı. Sırık yardımıyla ve kısa süreliğine de olsa yer çekimine karşı koymanın benzersiz bir his olduğunu aktaran Ersu, "Çok farklı bir his. Yavaş yavaş antrenmanlarla yüksekliklere kendimizi alıştırdığımız için bunun farkına varmıyoruz. Bana şöyle geliyor: Koşuyorum, atladım, bitti. Hani 10 saniye bir video ama bana 5 saniyeymiş gibi geliyor. Atlıyorsun bitiyor. Öyle bir his var yani. Sadece çıtanın düşüp düşmediğini düşünüyorum. Koşuya başlayıp yaklaşırken ilk sıçramayı yaptıktan sonra 'Tamam, atladım' diyorsun. Yani o his geliyor artık." diye konuştu.
Ersu, dünya salon ve Avrupa açık hava şampiyonasının yanı sıra 2024 Paris Olimpiyatları'nın da yapılacağı bu sezon için nasıl bir hazırlık planı olduğu sorusuna, "Bu sene kampları Mersin'de değil Antalya'da yapmaya karar verdik. Bu yıl biraz daha farklı. Marttaki dünya salon şampiyonasından sonra hemen bir kamp hazırlığına gireceğiz. Daha doğrusu geçen sene kasım ayında başladık biz bu hazırlık sürecine. Dünya salon şampiyonası ve Avrupa şampiyonası olimpiyatın hazırlığı aslında zaten. Onları biz olimpiyatın ısınması, hazırlığı olarak görüyoruz." yanıtını verdi.
İlk olimpiyat deneyimini Tokyo 2020'de yaşayan, Paris 2024'e de katılım hakkı elde eden Ersu, iki olimpiyat arasındaki yaklaşım farkına ilişkin "İlk olimpiyata giderken finale kalma gibi bir hedefim yoktu, gitmekti ilk başta. Çünkü oraya giderken İbrahim hocayı kaybetmiştim, ilk antrenörümü. Oraya gittiğimde tek başımaydım. Hoca olmadığı için finale kalamayabilirim diye düşünüyordum, gitmek yeterliydi benim için. Finale kalınca dedim ki 'Bu sene burada finale kaldıysam sonraki olimpiyatta da artık üstüne koyarak bir madalya kazanırım'. Alacağıma da inanıyorum. Şu anki kafam olsa Tokyo'da madalya alırdım. Şu an daha iyi olduğumu, kendimi iyi hazırladığımı, daha iyi hazırlayacağımı da düşünüyorum. O yüzden olimpiyatta madalyayı inşallah alacağımı düşünüyorum." diye konuştu.
Ersu, geçen yıl temmuz ayında 5,90 metreyle kendisine ait Türkiye rekorunu geliştirerek olimpiyat kotası kazandığı derecenin, Tokyo 2020'de bronz madalya kazanmasına yettiğinin hatırlatılması üzerine, "Ben daha çok geçmişe değil de geleceğe baktığım için 5,90'daki enerjimi oraya yansıtmaya çalışacağım. O zaman öyle olması gerekiyordu. Ama artık 5,90'ının üzerini atlayarak madalya yapmayı düşünüyorum. Orada da belki daha iyisi olacak. Belki 6,00'la alacağım. belki daha iyisiyle de alabilirim." değerlendirmesinde bulundu.
Zihinsel açıdan da güçlenmeye çalışıyor
Ersu, 5,90 metreyle kariyerinin en iyi derecesini yaptıktan bir ay sonra düzenlenen 2023 Dünya Şampiyonası'nda 5,55 metrede kalmasının hatırlatılarak, baskıyla başa çıkmak adına zihinsel bakımdan kendini güçlendirmek için ne yaptığı sorusuna şu cevabı verdi:
"Genelde her gün yatarken ya da boş zamanlarımda otururken gözlerimi kapatırım ve yarışı düşünüyorum, atladığımı düşünürüm. Gitmeden önce ya da antrenman zamanlarında hep zihnen hazırlamaya çalışıyorum. Ama bazen olmuyor. Yani bazen atlıyorum kafamda, geçemiyorum. Başka zaman oluyor geçiyorum. Yani kafamda da bir savaş veriyorum ben aslında. Oraya da 5,90'la gittim. Seçmede 5,75, finalde de 5,55 atladım. Orada biraz yük hissettim kendimde. 5,90'la gitmişim... Orada 5,90 atlasam belki üstüne koysam madalya alacağım. Atlayamadığım için de hayal kırıklığı olmuştu ama kötüye yormak istemedim. Zihnen tekrardan toparlamak istedim ve sonraki yarışlarda en kötü 5,72-5,75 atlamaya başladım. Kendimi toparlamak biraz zor oldu dünya şampiyonasından sonra ama en azından ona göre kendimi hazırlamaya çalışacağım. Aynı şeyleri yaşamamak için bundan sonra daha ağırlık vereceğim."
Ersu, kariyerinin sonunda kendisini nerede görmek istediğiyle ilgili de "Üç büyük yarışmada da madalya alırsam tatmin olurum. Dünya şampiyonası, Avrupa şampiyonası ve olimpiyatlar. Ve Diamond Lig'de bir tane ödül alırsam, yani birinci olursam ligin hepsinde gözüm arkada gitmez. Tamamlamış olurum." dedi.
Atletizm dışında ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirdiğini söyleyen Ersu, bazen basketbol oynadığını, bazen de bilgisayar oyunlarıyla ilgilendiğini paylaştı.
Ersu ayrıca kariyerinin başında atlayışlar öncesi uğur getirdiğine inandığı bazı şeyler tekrarladığını ancak artık yapmayı bıraktığını dile getirerek, "Sadece antrenman, çalışmak, atlamak. Düşünmek aslında benim için bir totem diyebilirim. Yarıştan önceki gece düşünmem gerek atlayışı, ne yapacağımı. Düşünmezsem benim için iyi geçmiyor." yorumunu yaptı.