3 yıl boyunca Fenerbahçe'de forma giydikten sonra Cagliari, Rangers ve Parma'da oynayan Bruno Alves, 1 yıllık aranın ardından UEFA Uluslar Ligi dörtlü finali öncesi tekrar kadroya çağrıldı.
Bruno Alves, 37 yaşında tekrar milli takıma seçilmesinin arkasında yatan gerçekleri anlattı:
"Hayatın döngüsü bu. Her şeyin belli bir zamanı var. Tekrar kadroya seçilmemde garip bir taraf göremiyorum. Milli Takım için hem antrenmanlarda, hem maçlarda her zaman elimden gelenin en iyisini veririm. Bu sezonun ardından tekrar çağrılmayı bekliyordum doğrusu. Kondisyon durumum çok iyi. Son kararı teknik direktör verecek ama ben kariyerimi tekrar ayağa kaldırdığım için mutluyum. Takım için elimden geleni yapacağım."
- 96 milli maçın var. 100 olmasını istiyor musun?
"Geriye pek bir şey kalmamış. Ben hayallerimi yaşıyorum. İlk futbola başladığımda bu noktaya kadar gelebileceğimi hayal edemezdim. Çok hırsım vardı ve fedakarlık yapmaya hazırdım. 96 milli maça çıktığım için çok mutluyum. Yalan yok, milli takım kapısının bana her zaman açık olduğunu biliyordum"
"FUTBOLDA HER ŞEY ANİDEN DEĞİŞİR"
- EURO2016 finali, Milli Takım kariyerinin en güzel anı diyebilir miyiz?
"O Avrupa Şampiyonası, benim için en fantastik tecrübeydi. O turnuvada çok konsantreydik. Ben çok az fırsat buldum ancak genç oyunculara yardım ettim. Onları motive ettim. Galler maçında ilk 11'deydim ve kazanarak finale yükseldik. Çok büyüleyici bir geceydi. Cristiano'nun sakatlığı, Eder'in oyuna etki edişi gibi detaylar her şeyi çok özel kıldı."
- Eder oyuna girmeden önce herhangi bir sohbetiniz oldu mu?
"Futbolun güzelliği bu. En az övgü alan futbolcu oydu ve kupayı getirdi. Futbolda her şey olur, her şey aniden değişir. Eder o maçta gol attığı için çok mutlu oldum. Yedek kulübesinde sürekli konuşuyorduk zaten. Oyuna girmek ve etki etmek için çok istekliydi."
"BANA İHTİYACI VARSA ÇAĞIRMIŞTIR"
- 3 yıl sonra, o tarihi geceden neler hatırlıyorsun?
"O anlar çok hızlı geçti. Çok hızlı yaşadık. Bu nedenle her şeyi tam olarak hatırlamıyorum. Başardıklarımızdan ötürü mutluyduk. Birçok zorlu engeli aşarak kupaya ulaşmıştık. Kazanacak ruhumuz vardı. Tüm Portekiz için EURO2004 ve EURO2012 sonrası o kupa hak edilmişti."
- Son olarak 2018 Dünya Kupası'nda kadroya seçilmiştin. O günden beri teknik direktör Fernando Santos ile bağlantın devam ediyor muydu?
"Hiçbir konuşma olmadı ama Fernando Santos ile her zaman çok güzel ilişkim olmuştur. AEK'da benim teknik direkörümdü. Ben çok gençken beni geliştirmişti. Çok fantastik becerileri vardır. Onun döneminde milli takımda daha az oynasam da görüşlerim değişmez. Fernando Santos beni kadro dışında bırakıyorsa daha iyileri olduğu içindir. Bunu doğal bir durum olarak görüyorum. 37 yaşındayım artık. Bana ihtiyacı varsa çağırmıştır. İçimde ona karşı hiçbir kötü duygu yok."
"PEPE, DÜNYANIN EN İYİLERİNDEN"
- Pepe, Fonte ve Ruben Dias ile birlikte sen varsın, toplamda 4 stoper. Mevkidaşlarını nasıl değerlendiriyorsun?
"Pepe'yi anlatmaya gerek yok. Çok yakın arkadaşım, harika bir oyuncu ve bence dünyanın en iyilerinden biri. Teknik kaliteleri ve liderlik özellikleri çok yüksektir. EURO2016'nın en iyi oyuncularından biriydi. Porto'da hala ilk 11 başlıyor. Jose Fonte, futbol dışında da yakın bir arkadaşım. Dünyada gördüğüm en dürüst, en düzgün, en karakterli insanlardan biridir. Hep çok ciddidir. Onunla özel bir arkadaşlığım var. Sürekli mesajlaşırız. Ruben Dias ise çok yetenekli bir genç. Onu çok güzel bir gelecek bekliyor. Kararlı bir genç, çalışmayı çok seviyor. Bir gün dünyanın en iyilerinden biri olacak."
- Scolari, Paulo Bento, Carlos Queiroz ve Fernando Santos ile çalıştın. Tüm milli takım hocalarını biraz anlatır mısın?
"Scolari, beni milli takıma alan antrenördü. Bana her zaman çok inanırdı. Babam gibiydi ve beni çok iyi anlardı. Paulo Bento ile çalışmaktan da çok keyif aldım. Carlos Queiroz ise çok eğitimli ve futbol vizyonu çok modern bir teknik adamdı. Fernando Santos ise Avrupa'da futbol bilgisi olarak ender teknik adamlardan biridir. Belki de en iyi antrenörlerden biridir. Hepsinin birbirinden farklı artıları vardı."
"FENERBAHÇE'DEN SONRA PORTO TEKLİF YAPTI"
- Bruno, Sporting ve Porto ile adın anıldı. Tekrar ülkene dönüp oynamak istiyor musun?
"Hayat sürprizlerle dolu, bilemiyorum. Bu seçeneklerim geçmişte oldu. 2016'da Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra beni Porto istedi. 2017'de ise Sporting Lizbon. Bu teklifleri kabul etmedim, çünkü futbola yurt dışında devam etmek istedim. Porto her zaman kalbimdeki takım olmuştur, her zaman yakından takip etmişimdir."
- Bugüne kadar birçok ülkede oynadın ve birçok macera yaşadın. En iyisi hangisiydi?
"Çok fazla var. En iyisi sanırım Rusya'daydı. Danny ile St.Petersburg'ta arabayla gidiyorduk, polis bizi durdurdu. Bizi uyuşturucu satıcısı zannetmiş. Geceydi ve nehrin yakınlarındaydık. Arabayı görmüşler ve şüphelenmişler. Danny, St. Petersburg'ta çok tanınan biridir. Polisleri fark etmiş. Ben tutuklanacağız diye düşündüm. Polisler biraz agresifti, bize çenemizi kapatmamızı söyledi. Arabamızın her yerini aradılar. Eşlerimiz ve çocuklarımız da yanımızdaydı. Sonra bizim yasadışı hiçbir şey yapmadığımızı anladılar."
"ADAMLAR OTOBÜSÜMÜZE ATEŞ ETTİ"
- Türkiye'de yaşadığın zorlu durumlar var mıydı?
- Bazı anlar var evet. Trabzon'a gittiğimizde yaşadıklarımızı sayabilirim. Fenerbahçe'nin en büyük rakiplerinden biri. Aniden bir sallantı oldu ve silah sesini duydum. Bazı adamlar otobüsümüze ateş etti. Şoförümüzü hedef almışlar. Adam direksiyonun arkasında olduğu için kurtuldu. Ölmemesi bir mucizeydi."
- Otobüsünüz devrilmedi mi?
"Çok kritik bir müdahaleyle ayakta kaldık. Şoförün yanında oturan güvenlik görevlisi direksiyonu tutup otobüsü kontrol etti. Hepimiz çok korktuk. Bazı takım arkadaşlarım çok fazla korkmuştu. Takım arkadaşlarımdan Kamerunlu Webo yüzmeyi bilmiyordu ve otobüsün uçurumdan denize yuvarlanmaması için bağırıyordu.
- Portekiz, Türkiye, İskoçya ve Rusya'da derbiler oynadın. Hangisi en ateşlisiydi?
"Benim için Porto-Benfica maçından daha ateşli maç yoktur. O maçın tutkusunu içimde hissederdim. Rangers-Celtic maçı da çok etkileyiciydi. İskoçlar açısından bu maç çok büyük anlamlar içeriyor. Bu maçı kaybetmemen gerekiyor. Burada da Benfica'ya kendi evimizde yenilemezdik. Taraftarlar böyle bir sonucu asla kabullenemez. Bu nedenle tribünler hep fazla gergindir."
"PARMA'DA 1 YIL DAHA KALACAĞIM"
- Parma'da kalacak mısın?
"1 yıl daha kontratım var. Sonraki yıl neler olacağını bilmiyoruz. 2020 yazında bunu düşüneceğim. Kariyerimi bitirir miyim, devam eder miyim, bunu da bilmiyorum. Parma sportif açıdan gelişim kaydedecektir. Bu sezon mental olarak zorlandık. Bu takımı Serie A'da kalıcı yapmalıyız ve ardından Avrupa'ya dönüşünü sağlamalıyız."
- Atina, St. Petersburg ve İstanbul'da yaşadın. Böyle büyük şehirlerden sonra Parma gibi küçük bir şehirde yaşamaktan mutlu musun?
"Çok mutluyum. Çok keyif alıyorum. Kariyerimde ilk defa ailem olmadan yaşıyorum. Çünkü, çocuklarımın Portekiz'de okulları var. Çocuklarım 5, 9 ve 12 yaşlarındalar. Çok sessiz sakin bir hayatım var. Sabah kalkıyorum, kahvaltımı yapıyorum, dinleniyorum, çalışıyorum ve tesislerde yemeğimi yiyorum. Sonra eve geliip güzelce dinleniyor ve uyuyorum."
Bruno Alves, 37 yaşında tekrar milli takıma seçilmesinin arkasında yatan gerçekleri anlattı:
"Hayatın döngüsü bu. Her şeyin belli bir zamanı var. Tekrar kadroya seçilmemde garip bir taraf göremiyorum. Milli Takım için hem antrenmanlarda, hem maçlarda her zaman elimden gelenin en iyisini veririm. Bu sezonun ardından tekrar çağrılmayı bekliyordum doğrusu. Kondisyon durumum çok iyi. Son kararı teknik direktör verecek ama ben kariyerimi tekrar ayağa kaldırdığım için mutluyum. Takım için elimden geleni yapacağım."
- 96 milli maçın var. 100 olmasını istiyor musun?
"Geriye pek bir şey kalmamış. Ben hayallerimi yaşıyorum. İlk futbola başladığımda bu noktaya kadar gelebileceğimi hayal edemezdim. Çok hırsım vardı ve fedakarlık yapmaya hazırdım. 96 milli maça çıktığım için çok mutluyum. Yalan yok, milli takım kapısının bana her zaman açık olduğunu biliyordum"
"FUTBOLDA HER ŞEY ANİDEN DEĞİŞİR"
- EURO2016 finali, Milli Takım kariyerinin en güzel anı diyebilir miyiz?
"O Avrupa Şampiyonası, benim için en fantastik tecrübeydi. O turnuvada çok konsantreydik. Ben çok az fırsat buldum ancak genç oyunculara yardım ettim. Onları motive ettim. Galler maçında ilk 11'deydim ve kazanarak finale yükseldik. Çok büyüleyici bir geceydi. Cristiano'nun sakatlığı, Eder'in oyuna etki edişi gibi detaylar her şeyi çok özel kıldı."
- Eder oyuna girmeden önce herhangi bir sohbetiniz oldu mu?
"Futbolun güzelliği bu. En az övgü alan futbolcu oydu ve kupayı getirdi. Futbolda her şey olur, her şey aniden değişir. Eder o maçta gol attığı için çok mutlu oldum. Yedek kulübesinde sürekli konuşuyorduk zaten. Oyuna girmek ve etki etmek için çok istekliydi."
"BANA İHTİYACI VARSA ÇAĞIRMIŞTIR"
- 3 yıl sonra, o tarihi geceden neler hatırlıyorsun?
"O anlar çok hızlı geçti. Çok hızlı yaşadık. Bu nedenle her şeyi tam olarak hatırlamıyorum. Başardıklarımızdan ötürü mutluyduk. Birçok zorlu engeli aşarak kupaya ulaşmıştık. Kazanacak ruhumuz vardı. Tüm Portekiz için EURO2004 ve EURO2012 sonrası o kupa hak edilmişti."
- Son olarak 2018 Dünya Kupası'nda kadroya seçilmiştin. O günden beri teknik direktör Fernando Santos ile bağlantın devam ediyor muydu?
"Hiçbir konuşma olmadı ama Fernando Santos ile her zaman çok güzel ilişkim olmuştur. AEK'da benim teknik direkörümdü. Ben çok gençken beni geliştirmişti. Çok fantastik becerileri vardır. Onun döneminde milli takımda daha az oynasam da görüşlerim değişmez. Fernando Santos beni kadro dışında bırakıyorsa daha iyileri olduğu içindir. Bunu doğal bir durum olarak görüyorum. 37 yaşındayım artık. Bana ihtiyacı varsa çağırmıştır. İçimde ona karşı hiçbir kötü duygu yok."
"PEPE, DÜNYANIN EN İYİLERİNDEN"
- Pepe, Fonte ve Ruben Dias ile birlikte sen varsın, toplamda 4 stoper. Mevkidaşlarını nasıl değerlendiriyorsun?
"Pepe'yi anlatmaya gerek yok. Çok yakın arkadaşım, harika bir oyuncu ve bence dünyanın en iyilerinden biri. Teknik kaliteleri ve liderlik özellikleri çok yüksektir. EURO2016'nın en iyi oyuncularından biriydi. Porto'da hala ilk 11 başlıyor. Jose Fonte, futbol dışında da yakın bir arkadaşım. Dünyada gördüğüm en dürüst, en düzgün, en karakterli insanlardan biridir. Hep çok ciddidir. Onunla özel bir arkadaşlığım var. Sürekli mesajlaşırız. Ruben Dias ise çok yetenekli bir genç. Onu çok güzel bir gelecek bekliyor. Kararlı bir genç, çalışmayı çok seviyor. Bir gün dünyanın en iyilerinden biri olacak."
- Scolari, Paulo Bento, Carlos Queiroz ve Fernando Santos ile çalıştın. Tüm milli takım hocalarını biraz anlatır mısın?
"Scolari, beni milli takıma alan antrenördü. Bana her zaman çok inanırdı. Babam gibiydi ve beni çok iyi anlardı. Paulo Bento ile çalışmaktan da çok keyif aldım. Carlos Queiroz ise çok eğitimli ve futbol vizyonu çok modern bir teknik adamdı. Fernando Santos ise Avrupa'da futbol bilgisi olarak ender teknik adamlardan biridir. Belki de en iyi antrenörlerden biridir. Hepsinin birbirinden farklı artıları vardı."
"FENERBAHÇE'DEN SONRA PORTO TEKLİF YAPTI"
- Bruno, Sporting ve Porto ile adın anıldı. Tekrar ülkene dönüp oynamak istiyor musun?
"Hayat sürprizlerle dolu, bilemiyorum. Bu seçeneklerim geçmişte oldu. 2016'da Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra beni Porto istedi. 2017'de ise Sporting Lizbon. Bu teklifleri kabul etmedim, çünkü futbola yurt dışında devam etmek istedim. Porto her zaman kalbimdeki takım olmuştur, her zaman yakından takip etmişimdir."
- Bugüne kadar birçok ülkede oynadın ve birçok macera yaşadın. En iyisi hangisiydi?
"Çok fazla var. En iyisi sanırım Rusya'daydı. Danny ile St.Petersburg'ta arabayla gidiyorduk, polis bizi durdurdu. Bizi uyuşturucu satıcısı zannetmiş. Geceydi ve nehrin yakınlarındaydık. Arabayı görmüşler ve şüphelenmişler. Danny, St. Petersburg'ta çok tanınan biridir. Polisleri fark etmiş. Ben tutuklanacağız diye düşündüm. Polisler biraz agresifti, bize çenemizi kapatmamızı söyledi. Arabamızın her yerini aradılar. Eşlerimiz ve çocuklarımız da yanımızdaydı. Sonra bizim yasadışı hiçbir şey yapmadığımızı anladılar."
"ADAMLAR OTOBÜSÜMÜZE ATEŞ ETTİ"
- Türkiye'de yaşadığın zorlu durumlar var mıydı?
- Bazı anlar var evet. Trabzon'a gittiğimizde yaşadıklarımızı sayabilirim. Fenerbahçe'nin en büyük rakiplerinden biri. Aniden bir sallantı oldu ve silah sesini duydum. Bazı adamlar otobüsümüze ateş etti. Şoförümüzü hedef almışlar. Adam direksiyonun arkasında olduğu için kurtuldu. Ölmemesi bir mucizeydi."
- Otobüsünüz devrilmedi mi?
"Çok kritik bir müdahaleyle ayakta kaldık. Şoförün yanında oturan güvenlik görevlisi direksiyonu tutup otobüsü kontrol etti. Hepimiz çok korktuk. Bazı takım arkadaşlarım çok fazla korkmuştu. Takım arkadaşlarımdan Kamerunlu Webo yüzmeyi bilmiyordu ve otobüsün uçurumdan denize yuvarlanmaması için bağırıyordu.
- Portekiz, Türkiye, İskoçya ve Rusya'da derbiler oynadın. Hangisi en ateşlisiydi?
"Benim için Porto-Benfica maçından daha ateşli maç yoktur. O maçın tutkusunu içimde hissederdim. Rangers-Celtic maçı da çok etkileyiciydi. İskoçlar açısından bu maç çok büyük anlamlar içeriyor. Bu maçı kaybetmemen gerekiyor. Burada da Benfica'ya kendi evimizde yenilemezdik. Taraftarlar böyle bir sonucu asla kabullenemez. Bu nedenle tribünler hep fazla gergindir."
"PARMA'DA 1 YIL DAHA KALACAĞIM"
- Parma'da kalacak mısın?
"1 yıl daha kontratım var. Sonraki yıl neler olacağını bilmiyoruz. 2020 yazında bunu düşüneceğim. Kariyerimi bitirir miyim, devam eder miyim, bunu da bilmiyorum. Parma sportif açıdan gelişim kaydedecektir. Bu sezon mental olarak zorlandık. Bu takımı Serie A'da kalıcı yapmalıyız ve ardından Avrupa'ya dönüşünü sağlamalıyız."
- Atina, St. Petersburg ve İstanbul'da yaşadın. Böyle büyük şehirlerden sonra Parma gibi küçük bir şehirde yaşamaktan mutlu musun?
"Çok mutluyum. Çok keyif alıyorum. Kariyerimde ilk defa ailem olmadan yaşıyorum. Çünkü, çocuklarımın Portekiz'de okulları var. Çocuklarım 5, 9 ve 12 yaşlarındalar. Çok sessiz sakin bir hayatım var. Sabah kalkıyorum, kahvaltımı yapıyorum, dinleniyorum, çalışıyorum ve tesislerde yemeğimi yiyorum. Sonra eve geliip güzelce dinleniyor ve uyuyorum."