Fenerbahçe Konyaspor'u olaylı bir maç sonunda yendi. Tam 71 dakika mağlup oynadığı karşılaşmayı son 18 dakikada attığı gollerle farklı kazandı. Her zaman futbolun adaletinden bahsederiz. Öyle bir şey yok. Adaleti güçlü iseniz sağlıyorsunuz. Eğer biraz zaafınız varsa, adalet kendi safını hemen buluyor. 45 dakika boyunca Fenerbahçe'yi sahada kıpırdatmayan bir Konya takımı, ilk goldeki haksızlığa isyan ederken, diğer üç gole de isyan etti. Bir tanesi tamam, diğerleri için ne konuşuyorsun. 2 farklı öndeyken, avantajın azalmış, konsantrasyonunu, düzenini niye bozuyorsun'
İyi takım, büyük takım
İşte iyi takım olmakla, büyük takım olmak arasındaki fark bu. Fenerbahçe kötü oynuyordu. Kötü ne demek, koşmuyordu. Yediği iki golde orta sahası meydanda yok. Geriye kimse koşmuyor, ileriye kimse gitmiyor, topu ayağına alan pas verecek arkadaşını zor buluyor. Fenerbahçe içler acısı durumda ama kimse istifini bozmuyor. Yavaş yavaş pas yapıyorlar. Soran olursa 'kontrollü oynuyoruz' diyecekler. Öte tarafta Konya zıpkın gibi geliyor. Üçlü sıkıştırmalar ile Anelka ve Alex'e oyun sahası bırakmıyor. Fransız yine takımı sırtlamış durumda. Maçı umursayan tek Anelka var. Konya iki kere geldi, iki tane attı. İki tane de kaçırdı.
Anelka "el" koydu
İkinci yarı başlarken skor avantajını korumak istediler. Daum beş dakikada iki değişiklik yaptı. Defansını üçledi, Mehmet Yozgatlı ile Olcan'ı alarak oyunu riske etti. Fenerbahçe Konya'yı geriye doğru itiyor ama savunmasında zaaf bulamıyor. Maç doldur ' boşalta dönmüştü ki, Anelka olaya 'el' koydu. Sonrasında tartışmalar, kartlar ve küfürler silsilesi. Futbolcuların itirazı haklı. Anelka faül yapıyor. Ama hakem kararını vermiş değişmeyecek. Bir de ne değişmeyecek; Konya 2 ' 1 galip. Bu sinir içinde Aykut Kocaman'ın defansif hamleleri geliyor. Yorulan forvetlerini çıkartıp, tek forvete dönüyor, orta sahayı güçlendiriyor. Beş dakika geçmeden Nobre'nin şık kafa golü geldi.
Her gole itiraz
Konyasporlu oyuncular yine itiraz ediyor. Neye kızıyorlar, ilk gole' Ardından Nobre bir kafa daha çakıyor. Bu arada Anelka'nın verilmeyen bir penaltısı da var. Fenerbahçe öne geçiyor, Konyalılar itiraz ediyor. Neye itiraz ediyor; ilk gole' Ceyhun kırmızı kartla atılıyor, 90+1'de bu kez Anelka atıyor golü. Konyalılar yine itiraz ediyor. Neye ediyorlar' Bilmiyorum. Her halde ilk gole' Maçın bitiminde Kocaman'ın yine yüreği gibi büyük kararı geliyor. Görevinden de istifa ettiğini söylüyor, mesleğinden de' 'Emeklerimiz çalınacaksa, niye vakit harcıyoruz' yorumunu yapıyor.
Mesele kafada
İki haftadır takımının uğradığı hakem yanlışları bıktırmış Aykut Hoca'yı. Baş etmekten vazgeçiyor. Ama 45 yıldır bu ligler oynanıyor. Vazgeçmek küçüklerin işi, sen aynaya bak, büyük yüreğini gör Aykut Hoca' Bir de şu notu eklemek gerekir. Fenerbahçe'nin sahada 'donup' kalması, çarşambanın yorgunluğuna bağlanabilir. Yanlış' Maçı son 18 dakikada dört gol atıp kazanan bir takımın fizik gücü eksikliğinden bahsedilebilir mi' Mesele kafadaydı. O kafaları bu maça hazırlayamayanlardaydı
İyi takım, büyük takım
İşte iyi takım olmakla, büyük takım olmak arasındaki fark bu. Fenerbahçe kötü oynuyordu. Kötü ne demek, koşmuyordu. Yediği iki golde orta sahası meydanda yok. Geriye kimse koşmuyor, ileriye kimse gitmiyor, topu ayağına alan pas verecek arkadaşını zor buluyor. Fenerbahçe içler acısı durumda ama kimse istifini bozmuyor. Yavaş yavaş pas yapıyorlar. Soran olursa 'kontrollü oynuyoruz' diyecekler. Öte tarafta Konya zıpkın gibi geliyor. Üçlü sıkıştırmalar ile Anelka ve Alex'e oyun sahası bırakmıyor. Fransız yine takımı sırtlamış durumda. Maçı umursayan tek Anelka var. Konya iki kere geldi, iki tane attı. İki tane de kaçırdı.
Anelka "el" koydu
İkinci yarı başlarken skor avantajını korumak istediler. Daum beş dakikada iki değişiklik yaptı. Defansını üçledi, Mehmet Yozgatlı ile Olcan'ı alarak oyunu riske etti. Fenerbahçe Konya'yı geriye doğru itiyor ama savunmasında zaaf bulamıyor. Maç doldur ' boşalta dönmüştü ki, Anelka olaya 'el' koydu. Sonrasında tartışmalar, kartlar ve küfürler silsilesi. Futbolcuların itirazı haklı. Anelka faül yapıyor. Ama hakem kararını vermiş değişmeyecek. Bir de ne değişmeyecek; Konya 2 ' 1 galip. Bu sinir içinde Aykut Kocaman'ın defansif hamleleri geliyor. Yorulan forvetlerini çıkartıp, tek forvete dönüyor, orta sahayı güçlendiriyor. Beş dakika geçmeden Nobre'nin şık kafa golü geldi.
Her gole itiraz
Konyasporlu oyuncular yine itiraz ediyor. Neye kızıyorlar, ilk gole' Ardından Nobre bir kafa daha çakıyor. Bu arada Anelka'nın verilmeyen bir penaltısı da var. Fenerbahçe öne geçiyor, Konyalılar itiraz ediyor. Neye itiraz ediyor; ilk gole' Ceyhun kırmızı kartla atılıyor, 90+1'de bu kez Anelka atıyor golü. Konyalılar yine itiraz ediyor. Neye ediyorlar' Bilmiyorum. Her halde ilk gole' Maçın bitiminde Kocaman'ın yine yüreği gibi büyük kararı geliyor. Görevinden de istifa ettiğini söylüyor, mesleğinden de' 'Emeklerimiz çalınacaksa, niye vakit harcıyoruz' yorumunu yapıyor.
Mesele kafada
İki haftadır takımının uğradığı hakem yanlışları bıktırmış Aykut Hoca'yı. Baş etmekten vazgeçiyor. Ama 45 yıldır bu ligler oynanıyor. Vazgeçmek küçüklerin işi, sen aynaya bak, büyük yüreğini gör Aykut Hoca' Bir de şu notu eklemek gerekir. Fenerbahçe'nin sahada 'donup' kalması, çarşambanın yorgunluğuna bağlanabilir. Yanlış' Maçı son 18 dakikada dört gol atıp kazanan bir takımın fizik gücü eksikliğinden bahsedilebilir mi' Mesele kafadaydı. O kafaları bu maça hazırlayamayanlardaydı
