Beşiktaş 2. Başkanı Ahmet Nur Çebi; geride kalan şampiyonluktan, yeni sezon hedeflerine, her şeyi anlattı
İşte Ahmet Nur Çebi'nin Sabah gazetesine yaptığı açıklamalar...
Şampiyonluğu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geldiğimizdeki kulübün durumuyla bugünkü durumu arasında dağlar kadar fark var. Beşiktaş'ın şampiyon olmasını üç yıldır planlıyoruz. Transferleri, nokta isimleri hep planlama içerisinde olduk. Yönetim olarak şampiyonluğu futbol takımına işleyebildik, onları buna inandırdık. Sonuçta bu inancın ve planlı çalışmanın sonucudur. İlk yıl özellikle mali konulardaki icra ve haciz konularını ve kontratlardan kaynaklanan borçlarımızdan dolayı yaşadığımız sıkıntıları aşabilmek için mücadele ettik. İkinci dönem kesinlikle planlarımızda Beşiktaş'ı şampiyon yapmak vardı. Şampiyonluk 3 yıllık bir planlama, istek, inanma ve kenetlenme sonucunda geldi. Camia birbirine daha çok kenetlendi. Birçok insan Beşiktaşlı olmanın verdiği hazzı artık ifade etmeye başladı. Şimdi çok istekli ve arzulu bir şekilde etrafına, "Ben Beşiktaşlıyım, biz Beşiktaşlıyız" demenin keyfini yaşıyorlar. Beşiktaşlı aslında çoktu ama sahneye çıkmıyorlardı, şimdi sahneye çıktılar. Artık onlar da gururla dolaşıyorlar, oturdukları masalarda, sohbetlerde keyifle Beşiktaşlı olmanın gururunu yaşıyorlar. Bizim için çok büyük keyif. Beşiktaş'ın başarısı taraftarın mutluluğu içindir, her şeyin bir amacı vardır. Şampiyonluğun birçok pozitif etkisi oluyor. Kartal yuvalarında satışlarınız artıyor, kombine satışlarınız artıyor, sponsorlarınız memnun oluyor. Artık Beşiktaş kazanmaya da başladı. Sadece şampiyonluğu değil o şampiyonluğun getirdiği yanındaki birçok şeyi de kazanmaya başladı. Taraftarı artıyor, taraftar kombine bilet alıyor. Maddi manevi Beşiktaş kazanıyor.
Bu şampiyonluk bir başlangıç mı?
Beşiktaş'ın bu şampiyonluğa ihtiyacı vardı. Çok uzun zaman olmuştu. Ve inanıyorum ki 2-3 yıl biz yönetimde olduğumuz sürece Beşiktaş üst üste şampiyonluklar yaşayacak. Şampiyonluk bundan sonrakiler için yeni başlangıç. Özellikle bundan sonrakilerin peş peşe olacağını düşünüyorum. Ara vererek değil. Seri şampiyonlukların başlangıcı diyelim buna.
Takım şampiyon oldu, yeni stada ilk kez çıktınız. İşte o an neler hissettiniz?
İlk 10 dakikayı hatırlamıyorum, etrafıma bakıp görmediğimi, sadece önümden film şeridi gibi 4 yılın geçtiğini biliyorum. İcra memurları, avukatlar, futbolcu arkadaşlarımız alacaklarından dolayı gelen menajerler, bunları 10 dakika yaşadım. Sevindim ama tuhaftım, bir boşluk içindeydim tarifi yok bunun. O an zaman durdu ve boşluk oluştu. Sonra birden bire kendime geldim.
YENİ STADA İLK ÇIKTIĞIMIZDA ZAMAN DURDU, BİR BOŞLUK OLDU...
Kendi evin olmadan, başka şehirlerde oynayarak şampiyon olmak nasıl bir duygu?
Birçok yönetim kurulu toplantısında toplantının üçte birini 'hangi statta oynayacağız' diye konuşmaya başlıyorduk. Büyük bir zaman, enerji ve motivasyon kaybıydı bizim için. Slaven Bilic de Şenol Güneş de soruyordu, "Bu hafta neredeyiz" diye. "Bakalım hocam toplantı yapacağız, inşallah iki üç tane maçı peş peşe aynı statta oynarız" dediklerimiz oldu. Başakşehir'e teşekkür etmek istiyorum. Bize en azından 3-5 maç seri şekilde statlarını verdiler. Herkes şöyle empati yapıp düşünebilir "evim yok, yuvam yok" ne hissederlerse bizi iyi anlayacaklarını düşünüyorum.
Fenerbahçe ve Galatasaray belli kaygılarla açmadı statlarını. Mesela dediler ki Beşiktaş taraftarı koltuklarımızı vs. kırar dediler. Başakşehir de böyle sıkıntılar oldu mu?
Başakşehir stadında koltuklar kırılmadığına göre onların da kırılmayacaktı. Keşke o şansı bize verseydiler. Birlik beraberliğe en ihtiyacımız olduğu dönemler bunlar bizim bu sene değil sadece. Ülke olarak da birlik beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Maalesef biz daha bunu birlik beraberliğimizin en ufak kısmı olan spor camiasında, spor kamuoyunda başaramadık. Gerçekten bizim yöneticiler olarak düşünmemiz gereken, taraftar biz yöneticiler kadar vahşi ve kırıcı davranmaz diye düşünüyorum.
İhale komisyonu lağvedilmişti, bunun sebebi nedir?
Fikret Bey'le beraber lağvetmeyi uygun gördük. Çünkü ihale komisyonunun prosedürü zaman alıcı ve oyalayıcıydı. İncik boncuk işlerin ihale komisyonu tarafından yürütülmesi işleri geciktiriyordu. Aynı işlev, satın alma komisyonuna dönüştürüldü. Kimse bizim iyi niyetimizden şüphe edemez. Doğru olanı yaptık.
"EMEKLERİMİZ HELAL OLSUN"
Stad, şampiyonluk kadar kıymetli mi?
Şampiyonluk en önemlisi. Sonuçta yaptığınız transferler, futbolcularınız, hocalarınız, yöneticileriniz, konuştuğumuz stat problemleri hepsi şampiyonluk için bir araç. Mabede kavuştuk, çok güzel stat oldu. Ben stadın ihale komisyonu başkanlığını yaptım. Çok önemli konuydu. Saatlerce emek verdim, helali hoş olsun, iyi ki yapmışım. Ben kulüpte mali işlerle uğraştım, UEFA'ya gidişle ilgili mali kriterleri tutturabilmek için büyük mücadeleler verdim. İcra kurulu, ihale kurulu başkanlığı yaptım. İletişimle ilgili yöneticilik yaptım. Futbol şube başkanlığı, basketbol şube yöneticiliği, Beşiktaş İnşaat A.Ş başkanvekilliği yaptım. Beşiktaş'ın hemen hemen her noktasında bulundum. Bu da benim görev alanım içindeydi, ikinci başkan olarak zaten bunlar benim kulübün her yerinde olmamı gerektiren pozisyonlarda çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum. Stadyumda Fikret Bey başta olmak üzere Umut Güner ve emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Benim ve bütün diğer yöneticilerin orada emeği, katkısı olduğunu söylemek istiyorum. Bir yönetici kalkıp para işiyle uğraşıyorsa o stat için bir para buluyorsa o statta katkısı olduğu anlamına gelir. O stadı biz yaptık. Hükümetin verdiği katkıları da gayet iyi biliyorum. Ve bu stadın mali anlamda ve manevi anlamda Beşiktaş'ın geleceği olduğunu söylemek istiyorum.
"STADA VERDİĞİM DEMİR BENİM ÜÇ GÜNLÜK ÜRETİMİM"
Sizin işiniz de belli, Kaptan Holding ülkenin en büyük demir üreten, satan şirketlerinden birisi... Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben buraya demir satmak gibi bir planlama ve arzu içerisinde hiç olmadım. Sayın başkan defalarca "Ağabey demiri yetiştiremezsek bu inşaat gecikir" diyerek katkı yapmamı istedi. Ben de Beşiktaş'ı seven biri olarak bunu yapmak zorundaydım, yönetici olmam önemli değil. Benim Beşiktaş'a verdiğim demir benim üç günlük üretimim. Kamuoyunda o rakamlar çok farklı görünüyor. Demirin tamamının satın alınmasıyla ilgili her pazartesi fiyat teklifi alındı. Ancak alınan fiyat teklifleri için peşin para şartı koymuştur satıcılar. Biz o şartlardan daha iyi şartlarda parasını ne zaman alacağımızı bilmediğimiz bir teslimat yaptık. Dolayısıyla bu konuda vicdanen hiçbir rahatsızlığım yok, aksine çok mutluyum çünkü o stadın bitmesine katkı verdiğimi düşünüyorum.
İşte Ahmet Nur Çebi'nin Sabah gazetesine yaptığı açıklamalar...
Şampiyonluğu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geldiğimizdeki kulübün durumuyla bugünkü durumu arasında dağlar kadar fark var. Beşiktaş'ın şampiyon olmasını üç yıldır planlıyoruz. Transferleri, nokta isimleri hep planlama içerisinde olduk. Yönetim olarak şampiyonluğu futbol takımına işleyebildik, onları buna inandırdık. Sonuçta bu inancın ve planlı çalışmanın sonucudur. İlk yıl özellikle mali konulardaki icra ve haciz konularını ve kontratlardan kaynaklanan borçlarımızdan dolayı yaşadığımız sıkıntıları aşabilmek için mücadele ettik. İkinci dönem kesinlikle planlarımızda Beşiktaş'ı şampiyon yapmak vardı. Şampiyonluk 3 yıllık bir planlama, istek, inanma ve kenetlenme sonucunda geldi. Camia birbirine daha çok kenetlendi. Birçok insan Beşiktaşlı olmanın verdiği hazzı artık ifade etmeye başladı. Şimdi çok istekli ve arzulu bir şekilde etrafına, "Ben Beşiktaşlıyım, biz Beşiktaşlıyız" demenin keyfini yaşıyorlar. Beşiktaşlı aslında çoktu ama sahneye çıkmıyorlardı, şimdi sahneye çıktılar. Artık onlar da gururla dolaşıyorlar, oturdukları masalarda, sohbetlerde keyifle Beşiktaşlı olmanın gururunu yaşıyorlar. Bizim için çok büyük keyif. Beşiktaş'ın başarısı taraftarın mutluluğu içindir, her şeyin bir amacı vardır. Şampiyonluğun birçok pozitif etkisi oluyor. Kartal yuvalarında satışlarınız artıyor, kombine satışlarınız artıyor, sponsorlarınız memnun oluyor. Artık Beşiktaş kazanmaya da başladı. Sadece şampiyonluğu değil o şampiyonluğun getirdiği yanındaki birçok şeyi de kazanmaya başladı. Taraftarı artıyor, taraftar kombine bilet alıyor. Maddi manevi Beşiktaş kazanıyor.
Bu şampiyonluk bir başlangıç mı?
Beşiktaş'ın bu şampiyonluğa ihtiyacı vardı. Çok uzun zaman olmuştu. Ve inanıyorum ki 2-3 yıl biz yönetimde olduğumuz sürece Beşiktaş üst üste şampiyonluklar yaşayacak. Şampiyonluk bundan sonrakiler için yeni başlangıç. Özellikle bundan sonrakilerin peş peşe olacağını düşünüyorum. Ara vererek değil. Seri şampiyonlukların başlangıcı diyelim buna.
Takım şampiyon oldu, yeni stada ilk kez çıktınız. İşte o an neler hissettiniz?
İlk 10 dakikayı hatırlamıyorum, etrafıma bakıp görmediğimi, sadece önümden film şeridi gibi 4 yılın geçtiğini biliyorum. İcra memurları, avukatlar, futbolcu arkadaşlarımız alacaklarından dolayı gelen menajerler, bunları 10 dakika yaşadım. Sevindim ama tuhaftım, bir boşluk içindeydim tarifi yok bunun. O an zaman durdu ve boşluk oluştu. Sonra birden bire kendime geldim.
YENİ STADA İLK ÇIKTIĞIMIZDA ZAMAN DURDU, BİR BOŞLUK OLDU...
Kendi evin olmadan, başka şehirlerde oynayarak şampiyon olmak nasıl bir duygu?
Birçok yönetim kurulu toplantısında toplantının üçte birini 'hangi statta oynayacağız' diye konuşmaya başlıyorduk. Büyük bir zaman, enerji ve motivasyon kaybıydı bizim için. Slaven Bilic de Şenol Güneş de soruyordu, "Bu hafta neredeyiz" diye. "Bakalım hocam toplantı yapacağız, inşallah iki üç tane maçı peş peşe aynı statta oynarız" dediklerimiz oldu. Başakşehir'e teşekkür etmek istiyorum. Bize en azından 3-5 maç seri şekilde statlarını verdiler. Herkes şöyle empati yapıp düşünebilir "evim yok, yuvam yok" ne hissederlerse bizi iyi anlayacaklarını düşünüyorum.
Fenerbahçe ve Galatasaray belli kaygılarla açmadı statlarını. Mesela dediler ki Beşiktaş taraftarı koltuklarımızı vs. kırar dediler. Başakşehir de böyle sıkıntılar oldu mu?
Başakşehir stadında koltuklar kırılmadığına göre onların da kırılmayacaktı. Keşke o şansı bize verseydiler. Birlik beraberliğe en ihtiyacımız olduğu dönemler bunlar bizim bu sene değil sadece. Ülke olarak da birlik beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Maalesef biz daha bunu birlik beraberliğimizin en ufak kısmı olan spor camiasında, spor kamuoyunda başaramadık. Gerçekten bizim yöneticiler olarak düşünmemiz gereken, taraftar biz yöneticiler kadar vahşi ve kırıcı davranmaz diye düşünüyorum.
İhale komisyonu lağvedilmişti, bunun sebebi nedir?
Fikret Bey'le beraber lağvetmeyi uygun gördük. Çünkü ihale komisyonunun prosedürü zaman alıcı ve oyalayıcıydı. İncik boncuk işlerin ihale komisyonu tarafından yürütülmesi işleri geciktiriyordu. Aynı işlev, satın alma komisyonuna dönüştürüldü. Kimse bizim iyi niyetimizden şüphe edemez. Doğru olanı yaptık.
"EMEKLERİMİZ HELAL OLSUN"
Stad, şampiyonluk kadar kıymetli mi?
Şampiyonluk en önemlisi. Sonuçta yaptığınız transferler, futbolcularınız, hocalarınız, yöneticileriniz, konuştuğumuz stat problemleri hepsi şampiyonluk için bir araç. Mabede kavuştuk, çok güzel stat oldu. Ben stadın ihale komisyonu başkanlığını yaptım. Çok önemli konuydu. Saatlerce emek verdim, helali hoş olsun, iyi ki yapmışım. Ben kulüpte mali işlerle uğraştım, UEFA'ya gidişle ilgili mali kriterleri tutturabilmek için büyük mücadeleler verdim. İcra kurulu, ihale kurulu başkanlığı yaptım. İletişimle ilgili yöneticilik yaptım. Futbol şube başkanlığı, basketbol şube yöneticiliği, Beşiktaş İnşaat A.Ş başkanvekilliği yaptım. Beşiktaş'ın hemen hemen her noktasında bulundum. Bu da benim görev alanım içindeydi, ikinci başkan olarak zaten bunlar benim kulübün her yerinde olmamı gerektiren pozisyonlarda çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum. Stadyumda Fikret Bey başta olmak üzere Umut Güner ve emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Benim ve bütün diğer yöneticilerin orada emeği, katkısı olduğunu söylemek istiyorum. Bir yönetici kalkıp para işiyle uğraşıyorsa o stat için bir para buluyorsa o statta katkısı olduğu anlamına gelir. O stadı biz yaptık. Hükümetin verdiği katkıları da gayet iyi biliyorum. Ve bu stadın mali anlamda ve manevi anlamda Beşiktaş'ın geleceği olduğunu söylemek istiyorum.
"STADA VERDİĞİM DEMİR BENİM ÜÇ GÜNLÜK ÜRETİMİM"
Sizin işiniz de belli, Kaptan Holding ülkenin en büyük demir üreten, satan şirketlerinden birisi... Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben buraya demir satmak gibi bir planlama ve arzu içerisinde hiç olmadım. Sayın başkan defalarca "Ağabey demiri yetiştiremezsek bu inşaat gecikir" diyerek katkı yapmamı istedi. Ben de Beşiktaş'ı seven biri olarak bunu yapmak zorundaydım, yönetici olmam önemli değil. Benim Beşiktaş'a verdiğim demir benim üç günlük üretimim. Kamuoyunda o rakamlar çok farklı görünüyor. Demirin tamamının satın alınmasıyla ilgili her pazartesi fiyat teklifi alındı. Ancak alınan fiyat teklifleri için peşin para şartı koymuştur satıcılar. Biz o şartlardan daha iyi şartlarda parasını ne zaman alacağımızı bilmediğimiz bir teslimat yaptık. Dolayısıyla bu konuda vicdanen hiçbir rahatsızlığım yok, aksine çok mutluyum çünkü o stadın bitmesine katkı verdiğimi düşünüyorum.