Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, amatör branşlara yatırım yapan kulüplere müjdeyi verdi.
İşte Bakan Kılıç'ın sözleri...
"Başta Dört Büyükler olmak üzere, amatör branşlara yatırım yapan kulüplerimizin üzerindeki yükü azaltmak için Maliye Bakanlığı ile yaptığımız bir çalışma var. Daha önce zaten bir vergi indirimi gelmişti. Bunu yeniden revize ederek kulüplerin üzerindeki bu yükü tamamen ortadan kaldıracağız."
"Biri İstanbul olmak üzere iki şehre olimpik enstitü kurulacak"
"Resmi gördüğümüze göre bu tabloyu daha ileriye taşımak için ne gibi projeler hazırlıyorsunuz?" şeklindeki srouya da Bakan Kılıç şu şekilde yanıtladı:
"Bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. 1996'dan sonra bazı Avrupa ülkeleri, mesela İngiltere, baktı ki sporda istenen sonuçlar alınmıyor, devlet doğrudan müdahale etti. Programlamasıyla, koordinasyonuyla, hangi branşlara ağırlık verileceği ile doğrudan işin içine girdi. Ondan sonra yavaş yavaş bunun semerisini aldılar. Bizim de buna benzer yaptığımız çalışmalar var. Hiç bir şeyi görmüyoruz derken, doğru olmaz. Biz de devlet olarak bazı şeylere müdahil olacağız. İlk olarak halletmemiz gereken en önemli sorun, sporculardaki spor mu, eğitim mi ikilemini ortadan kaldırmak. Bununla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız protokol son aşamaya geldi. Türk sporcusu bundan sonra sporunu ve eğitimini birlikte yürütecek. Hangi meslek üzerinde eğitim alıyorsa ona devam edecek, aynı zamanda da hangi branşta olursa olsun sporunu da yapmayı sürdürecek. Sporcularımızın kafalarındaki bu ikilemi kaldırdığınız takdirde zaten mental olarak spora çok iyi kanalize etmiş olursunuz."
'Antrenörlerimizi eğiteceğiz'
"Bunun dışında antrenör konusu var. Antrenörlerin hızlı bir şekilde eğitilmesi için çalışmalarımız var. Bazı uluslararası düzeyde isim yapmış yabancı antrenörleri getirerek antrenörlerimizi eğiteceğiz. Mevcut Olimpik Hazırlık Merkezleri'nin çehresini değiştirerek daha efektif hale getireceğiz. Sayılarını artıracağız. Ayrıca biri İstanbul'da, biri de daha sonra belirleyeceğimiz bir Anadolu şehrinde iki adet 'Olimpik Enstitü'yü devreye sokacağız. Bu enstitülerde olimpik ve paralimpik sporcular birlikte çalışacaklar, birlikte eğitim alacaklar. Enstitülerde çok iyi yetişmiş antrenörleri istihdam edeceğiz. İleri teknolojiyle üretilmiş araç, gereç, alet, edevatlar olacak. Sporcularımızı bilimsel metodlarla Olimpiyat ve Paralimpiklere hazırlayacağız."
'Okullar alt yapımız olacak'
"Bunların yanısıra kulüplerimize destek vereceğiz. Nasıl vereceğiz? Başta Dört Büyükler olmak üzere, amatör branşlara yatırım yapan kulüplerimizin üzerindeki yükü azaltmak için Maliye Bakanlığı ile yaptığımız bir çalışma var. Daha önce zaten bir vergi indirimi gelmişti. Bunu yeniden revize ederek kulüplerin üzerindeki bu yükü tamamen ortadan kaldıracağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar çerçevesinde beden eğitimi öğretmenlerini de profesyonel olarak işin içine çekeceğiz. Okullardaki potansiyeli bu şekilde harekete geçireceğiz. Bütün bunlar için projelerimiz hazır."
'İşini yapmayana müdahale ederim'
Herkes kendine çeki düzen versin sözü üzerine "Sayın Bakan, bu bir gözdağı mı, devletin el koyacağına, müdahale edeceğine dair bir sinyal mi?" sorusuna, "Hayır gözdağı olarak algılamayın" diyor Bakan Kılıç ve konuşmasını şu şekilde sürdürüyor:
"Devletin üzerindeki sorumluluk gereği bu yapılan harcamalar ve çalışmalar konusunda daha ağır, daha sıkı bir takip içerisinde olacağız. Bizim işimiz şahıslarla değil. Siyaset bana müdahale etmesin! Yok böyle bir şey! Evet, ben siyasiyim ama üzerimde bir yürütme zorunluluğu var. Elimizde vatandaşın vergisinden oluşan bir bütçe var. Dolayısıyla bu bize vatandaşın emaneti. Sorumlu kişileri de doğru harcamalar ve işi doğru yönetmeleri için takip edeceğiz. Biz nasıl millete hesap veriyorsak, devletin ilgili kurumlarına hesap veriyorsak, kimse kusura bakmasın onlar da hesap verecek."
'Hidayet'in adaylığı hayırlı olsun'
"Bir örnek vereyim: Bir sporcumuzun olimpiyata gitmesi için müdahale ettik. (Modern pentatlondan söz ediyor.) Bunu bütün Türkiye biliyor. Benim sporcumun hakkını yiyene ben 'dur arkadaş' demeyeyim mi? Ben seçimle geldim, bana kimse karışamaz! Yok böyle bir dünya! Bal gibi karışırım! Bir projemiz de aktif spor hayatını noktalamış, tecrübeli sporcularımızı işin içine çekmek." Bakan Kılıç'ın sözünü bir kez daha böldük ve Hidayet Türkoğlu'nun adaylığının bu planın bir parçası olup olmadığını sorduk. Sayın Kılıç'ın cevabı ise şu oldu: "Hidayet Türkoğlu bildiğim kadarıyla basketbolla alakalı çalışma içerisinde. Önemli sporcu, genç bir arkadaşımız. Yurtdışı tecrübelerini aktarma konusunda arzusu var. Hayırlısı olsun."
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'la söyleşinin önemli konularından biri de elbette 2016 Rio Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'ydı. Önce Olimpiyat Oyunları için şu genel tabloyu ortaya koyuldu:
- Türkiye olarak Olimpiyat Oyunları'na toplam 21 branşta 103 sporcuyla katıldık. Oyunlar sonunda 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz olmak üzere toplam 8 madalya aldık ve genel sıralamada da 41. olduk. Bu madalyaların 5'i güreşten gelirken halter, tekvando ve atletizmden de 1'er madalya çıkardık. Madalya sayısı bakımından Pekin 2008 ve Londra 2012'yi geride bırakırken, katıldığımız 21 olimpiyatın 18'inden daha başarılı bir sonuca ulaştık. Minderde de 52 yıl sonra ilk kez 5 madalya birden aldık. Ancak buna karşın, 21 branştan sadece 4'ünde madalya alabildik.
'Olimpiyatta aldığımız sonuç beni tatmin etmedi'
Ve Sayın Bakan Kılıç'a şu soru soruldu:
"Bu tablo karşısında Türkiye, sizce 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda başarılı mıdır, değil midir? Başarısız bulmuş olmalısınız ki, Paralimpik sporculara verdiğiniz yemekte, federasyon başkanlarına istifa çağrısında bulundunuz!"
Böyle bir soruyu beklediği, verdiği cevaptan belli olan Bakan Kılıç önce, "İstifaya davet değil, şapkalarını önlerine koymalarını söyledim!" şeklinde bir düzeltme yaparak şöyle konuştu:
"80 milyonluk bir ülkenin şu an kazandığı madalya sayısından daha fazlasını alması gerekir mi? Elbette gerekir. Daha önce hiç katılamadığımız ya da davetle katıldığımız branşlarda kota alarak gitmemiz başarı mı? Başarı. Ancak bu beni tatmin ediyor mu? Etmiyor. Türkiye'nin alacağı sonuç bu olmamalı. Her ne kadar bazı branşlarda madalyayı kıl payı kaçırsak da..."
'Servet'ten madalya beklerdim'
"Peki sizin oyunlar öncesi ön görünüz neydi?" şeklindeki soruya verdiği yanıt ise şöyle:
"Ben madalya sayısı olarak 10'un üzerine çıkacağımızı düşünüyordum. Ama öngörüm tutmadı! Mesela, Servet Tazegül'ün kesinlikle madalya kazanacağını düşünüyordum, olmadı. Nur Tatar'ın madalya renginin daha farklı olacağını öngörmüştüm, o da olmadı. Kadın basketbolunda da madalya bekliyordum, alamadık. Biraz daha ilerleyebilirdik. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Eksiklerimiz var ama bu eksikleri giderme konusunda da azmimiz var. Daha önceki oyunlarda yaşananları biliyorsunuz. (Dopingten bahsediyor.) Şükürler olsun ki, şu ana kadar böyle bir sonuçla karşılaşmadık."
Federasyonlara uyarı
Burada araya giriyoruz ve bu çalışmalara şimdi başlarsak 2020 için geç olup olmayacağını, Çin'in Pekin 2008 öncesi 8 yıllık bir master plan yaparak oyunlara sporcu yetiştirdiğini, bizde ise maalesef federasyonların oyunlara bir iki yıl kala harekete geçtiğini hatırlattık Bakan Kılıç'a... O da devam etti:
"Bizim zaten mevcut Olimpik Hazırlık Merkezleri'nde 1080 civarında olimpik sporcu havuzumuz var. Bir kaç sene önce startını verdik. Bunu hesaba katarsak 2020'ye sporcularımızın yetişmiş olacağını söyleyebilirim. 2024'ün de hazırlıklarına şimdiden başladık. Sizin de dile getirdiğimiz bir konu var, federasyonlar bir iki sene kala harekete geçiyor. Bizim burada yapmamız gereken, daha önce başka ülkelerin yaptıklarını örnek almak. Mesela, Almanya baktı futbolda işler iyi gitmiyor, müdahale etti. Doğrudan devlet koordine etti. Daha önce İngiltere örneğini de vermiştim. Biz spora çok büyük yatırım yapıyoruz. Harcamalarımız bir çok ülkenin üzerinde. Burada herkesin kendine çeki düzen vermesi, şapkasını önüne koyması lazım."
İşte Bakan Kılıç'ın sözleri...
"Başta Dört Büyükler olmak üzere, amatör branşlara yatırım yapan kulüplerimizin üzerindeki yükü azaltmak için Maliye Bakanlığı ile yaptığımız bir çalışma var. Daha önce zaten bir vergi indirimi gelmişti. Bunu yeniden revize ederek kulüplerin üzerindeki bu yükü tamamen ortadan kaldıracağız."
"Biri İstanbul olmak üzere iki şehre olimpik enstitü kurulacak"
"Resmi gördüğümüze göre bu tabloyu daha ileriye taşımak için ne gibi projeler hazırlıyorsunuz?" şeklindeki srouya da Bakan Kılıç şu şekilde yanıtladı:
"Bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. 1996'dan sonra bazı Avrupa ülkeleri, mesela İngiltere, baktı ki sporda istenen sonuçlar alınmıyor, devlet doğrudan müdahale etti. Programlamasıyla, koordinasyonuyla, hangi branşlara ağırlık verileceği ile doğrudan işin içine girdi. Ondan sonra yavaş yavaş bunun semerisini aldılar. Bizim de buna benzer yaptığımız çalışmalar var. Hiç bir şeyi görmüyoruz derken, doğru olmaz. Biz de devlet olarak bazı şeylere müdahil olacağız. İlk olarak halletmemiz gereken en önemli sorun, sporculardaki spor mu, eğitim mi ikilemini ortadan kaldırmak. Bununla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız protokol son aşamaya geldi. Türk sporcusu bundan sonra sporunu ve eğitimini birlikte yürütecek. Hangi meslek üzerinde eğitim alıyorsa ona devam edecek, aynı zamanda da hangi branşta olursa olsun sporunu da yapmayı sürdürecek. Sporcularımızın kafalarındaki bu ikilemi kaldırdığınız takdirde zaten mental olarak spora çok iyi kanalize etmiş olursunuz."
'Antrenörlerimizi eğiteceğiz'
"Bunun dışında antrenör konusu var. Antrenörlerin hızlı bir şekilde eğitilmesi için çalışmalarımız var. Bazı uluslararası düzeyde isim yapmış yabancı antrenörleri getirerek antrenörlerimizi eğiteceğiz. Mevcut Olimpik Hazırlık Merkezleri'nin çehresini değiştirerek daha efektif hale getireceğiz. Sayılarını artıracağız. Ayrıca biri İstanbul'da, biri de daha sonra belirleyeceğimiz bir Anadolu şehrinde iki adet 'Olimpik Enstitü'yü devreye sokacağız. Bu enstitülerde olimpik ve paralimpik sporcular birlikte çalışacaklar, birlikte eğitim alacaklar. Enstitülerde çok iyi yetişmiş antrenörleri istihdam edeceğiz. İleri teknolojiyle üretilmiş araç, gereç, alet, edevatlar olacak. Sporcularımızı bilimsel metodlarla Olimpiyat ve Paralimpiklere hazırlayacağız."
'Okullar alt yapımız olacak'
"Bunların yanısıra kulüplerimize destek vereceğiz. Nasıl vereceğiz? Başta Dört Büyükler olmak üzere, amatör branşlara yatırım yapan kulüplerimizin üzerindeki yükü azaltmak için Maliye Bakanlığı ile yaptığımız bir çalışma var. Daha önce zaten bir vergi indirimi gelmişti. Bunu yeniden revize ederek kulüplerin üzerindeki bu yükü tamamen ortadan kaldıracağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar çerçevesinde beden eğitimi öğretmenlerini de profesyonel olarak işin içine çekeceğiz. Okullardaki potansiyeli bu şekilde harekete geçireceğiz. Bütün bunlar için projelerimiz hazır."
'İşini yapmayana müdahale ederim'
Herkes kendine çeki düzen versin sözü üzerine "Sayın Bakan, bu bir gözdağı mı, devletin el koyacağına, müdahale edeceğine dair bir sinyal mi?" sorusuna, "Hayır gözdağı olarak algılamayın" diyor Bakan Kılıç ve konuşmasını şu şekilde sürdürüyor:
"Devletin üzerindeki sorumluluk gereği bu yapılan harcamalar ve çalışmalar konusunda daha ağır, daha sıkı bir takip içerisinde olacağız. Bizim işimiz şahıslarla değil. Siyaset bana müdahale etmesin! Yok böyle bir şey! Evet, ben siyasiyim ama üzerimde bir yürütme zorunluluğu var. Elimizde vatandaşın vergisinden oluşan bir bütçe var. Dolayısıyla bu bize vatandaşın emaneti. Sorumlu kişileri de doğru harcamalar ve işi doğru yönetmeleri için takip edeceğiz. Biz nasıl millete hesap veriyorsak, devletin ilgili kurumlarına hesap veriyorsak, kimse kusura bakmasın onlar da hesap verecek."
'Hidayet'in adaylığı hayırlı olsun'
"Bir örnek vereyim: Bir sporcumuzun olimpiyata gitmesi için müdahale ettik. (Modern pentatlondan söz ediyor.) Bunu bütün Türkiye biliyor. Benim sporcumun hakkını yiyene ben 'dur arkadaş' demeyeyim mi? Ben seçimle geldim, bana kimse karışamaz! Yok böyle bir dünya! Bal gibi karışırım! Bir projemiz de aktif spor hayatını noktalamış, tecrübeli sporcularımızı işin içine çekmek." Bakan Kılıç'ın sözünü bir kez daha böldük ve Hidayet Türkoğlu'nun adaylığının bu planın bir parçası olup olmadığını sorduk. Sayın Kılıç'ın cevabı ise şu oldu: "Hidayet Türkoğlu bildiğim kadarıyla basketbolla alakalı çalışma içerisinde. Önemli sporcu, genç bir arkadaşımız. Yurtdışı tecrübelerini aktarma konusunda arzusu var. Hayırlısı olsun."
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'la söyleşinin önemli konularından biri de elbette 2016 Rio Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'ydı. Önce Olimpiyat Oyunları için şu genel tabloyu ortaya koyuldu:
- Türkiye olarak Olimpiyat Oyunları'na toplam 21 branşta 103 sporcuyla katıldık. Oyunlar sonunda 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz olmak üzere toplam 8 madalya aldık ve genel sıralamada da 41. olduk. Bu madalyaların 5'i güreşten gelirken halter, tekvando ve atletizmden de 1'er madalya çıkardık. Madalya sayısı bakımından Pekin 2008 ve Londra 2012'yi geride bırakırken, katıldığımız 21 olimpiyatın 18'inden daha başarılı bir sonuca ulaştık. Minderde de 52 yıl sonra ilk kez 5 madalya birden aldık. Ancak buna karşın, 21 branştan sadece 4'ünde madalya alabildik.
'Olimpiyatta aldığımız sonuç beni tatmin etmedi'
Ve Sayın Bakan Kılıç'a şu soru soruldu:
"Bu tablo karşısında Türkiye, sizce 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda başarılı mıdır, değil midir? Başarısız bulmuş olmalısınız ki, Paralimpik sporculara verdiğiniz yemekte, federasyon başkanlarına istifa çağrısında bulundunuz!"
Böyle bir soruyu beklediği, verdiği cevaptan belli olan Bakan Kılıç önce, "İstifaya davet değil, şapkalarını önlerine koymalarını söyledim!" şeklinde bir düzeltme yaparak şöyle konuştu:
"80 milyonluk bir ülkenin şu an kazandığı madalya sayısından daha fazlasını alması gerekir mi? Elbette gerekir. Daha önce hiç katılamadığımız ya da davetle katıldığımız branşlarda kota alarak gitmemiz başarı mı? Başarı. Ancak bu beni tatmin ediyor mu? Etmiyor. Türkiye'nin alacağı sonuç bu olmamalı. Her ne kadar bazı branşlarda madalyayı kıl payı kaçırsak da..."
'Servet'ten madalya beklerdim'
"Peki sizin oyunlar öncesi ön görünüz neydi?" şeklindeki soruya verdiği yanıt ise şöyle:
"Ben madalya sayısı olarak 10'un üzerine çıkacağımızı düşünüyordum. Ama öngörüm tutmadı! Mesela, Servet Tazegül'ün kesinlikle madalya kazanacağını düşünüyordum, olmadı. Nur Tatar'ın madalya renginin daha farklı olacağını öngörmüştüm, o da olmadı. Kadın basketbolunda da madalya bekliyordum, alamadık. Biraz daha ilerleyebilirdik. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Eksiklerimiz var ama bu eksikleri giderme konusunda da azmimiz var. Daha önceki oyunlarda yaşananları biliyorsunuz. (Dopingten bahsediyor.) Şükürler olsun ki, şu ana kadar böyle bir sonuçla karşılaşmadık."
Federasyonlara uyarı
Burada araya giriyoruz ve bu çalışmalara şimdi başlarsak 2020 için geç olup olmayacağını, Çin'in Pekin 2008 öncesi 8 yıllık bir master plan yaparak oyunlara sporcu yetiştirdiğini, bizde ise maalesef federasyonların oyunlara bir iki yıl kala harekete geçtiğini hatırlattık Bakan Kılıç'a... O da devam etti:
"Bizim zaten mevcut Olimpik Hazırlık Merkezleri'nde 1080 civarında olimpik sporcu havuzumuz var. Bir kaç sene önce startını verdik. Bunu hesaba katarsak 2020'ye sporcularımızın yetişmiş olacağını söyleyebilirim. 2024'ün de hazırlıklarına şimdiden başladık. Sizin de dile getirdiğimiz bir konu var, federasyonlar bir iki sene kala harekete geçiyor. Bizim burada yapmamız gereken, daha önce başka ülkelerin yaptıklarını örnek almak. Mesela, Almanya baktı futbolda işler iyi gitmiyor, müdahale etti. Doğrudan devlet koordine etti. Daha önce İngiltere örneğini de vermiştim. Biz spora çok büyük yatırım yapıyoruz. Harcamalarımız bir çok ülkenin üzerinde. Burada herkesin kendine çeki düzen vermesi, şapkasını önüne koyması lazım."