Hatayspor deplasmanına konuk olan Fenerbahçe, 2-1 kazandı. Spor yazarlarından Engin Verel bu mücadeleyi Akşam'daki köşesinde değerlendirdi.
Fenerbahçe, Hatay'a karşı kontraya dayalı bir oyun anlayışıyla çıkmış. Maçın başında ev sahibi baskın gibi gözükse de aslında buna izin veren Fenerbahçe'ydi. Savunma arkasında yakaladıkları açıkları da hızlı şekilde değerlendirdiler. Hatay, ligin en hızlı oynayan takımlarından biri... Ancak cümbür cemaat hücuma kalkmanın da bazı bedelleri oluyor.
Pereira'nın taktiği kabul edilebilir ve anlaşılır. "Peki ya sonrası?" Bu soru tamamen Valencia'nın oyundan çıkarılış zamanıyla ilgili... Planlarınız tıkır tıkır işlemiş olabilir. Ancak 2-0 her zaman tehlikeli skordur. Valencia'yı dinlendirmek için çıkarırsın ama bunu 60. dakikada yapacaksan en az 3-0 önde olman gerekir.
Skor 2-0'ken Valencia'nın çıkışı en erken 75'te olur. Hatay'ın golü sonrasında her şey birbirine girdi. Ondan sonra da Pereira oyuna Pelkas ve Mesut gibi hücumcu iki ismi sokmak zorunda kaldı.
Çünkü en önemli kontra silahını oyundan erken almıştı. Maçın başında işleyen sisteminden uzaklaştığı için bunun bedelini ağır ödeyebilirdi. Sonuçta F.Bahçe'nin hanesine 3 puan yazıldı ve maç fazlasıyla liderlik geldi.
Ancak şu andaki liderlik kimseyi yanıltmasın. F.Bahçe'nin çözmesi gereken sorunları var. Mesut Özil konusuna tekrar tekrar girmek istemiyorum. Pereira, her fırsatını bulduğunda, "Mesut'u dinlendiriyorum" deyip yedek bırakacak. Sezon sonuna kadar aynı cümleleri kullanacak.
Sonuç olarak Fenerbahçe çok kritik bir zamanda inanılmaz kıymetli bir 3 puan aldı. Beşiktaş'ın sakatlıklar sebebiyle üst üste kayıp yaşadığı dönemde Fenerbahçe'nin hata yapmaması gerekiyordu.
İlk etapta bu başarıldı. Uzun vadede neler olacağını ise göreceğiz. Pereira'nın savunma arkasına atılan toplardaki panik ve kolay geçilen orta sahasıyla ilgili problemleri çözmesi dileğiyle...