Trabzonspor resmi internet sitesinden Fenerbahçe'nin Başkanı Ali Koç'a yanıt verdi.
İşte o açıklama;
"Eşi benzeri görülmemiş derecede trajikomik bir olay başımıza geldiğinde bunu nasıl adlandırırız? Elektriği olmayan bir köye elektrik faturasının gelmesi gibi...
Halkımız uzun yıllardır bu ve benzeri durumlar karşısında "Aziz Nesinlik olay" ifadesini kullanıyor. İşte Trabzonspor'un bugünlerde içine çekilmeye çalışıldığı hadiseler de ibretlik bir Aziz Nesin hikayesidir.
Ne gariptir ki kulübümüz, Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Bankalar Birliği tarafından yürürlüğe konan talimat ile yapılandırmalara uymasından ve dahası kurallara riayet etme noktasında sergilediği ısrardan dolayı suçlanıyor!
"Trabzonspor için kurgulanmış model" sözleri ile yaratılmak istenen algı, kuralları kendi hesap ve çıkarlarına uygun düzenlemeye alışmış şahısların, üstünlük kurmaya çalıştığı ve artık iflas eden bir düzen karşısındaki çaresizliklerinin dışavurumudur!
Kamuoyunun da gayet yakından takip ettiği üzere, Yönetim Kurulumuz göreve geldiği Nisan 2018'den bugüne ekonomik anlamda 'devrim' niteliğinde kararlar almış ve bunları uygulamaya koymuştur. Rakamlarla tekrar ve tekrar izah etmek gerekir ise;
Mayıs ve Ağustos arasındaki gelirler (2019)
Yusuf Yazıcı transferi - 17 milyon Euro
Sermaye artışından – 12 milyon Euro
Göğüs reklamı – 3 milyon Euro
Turkcell – Huawei sponsorluk – 2.7 milyon Euro
Kombine, loca, ticari ürün satışlarından - 7 milyon Euro
UEFA geliri 5 milyon Euro
Toplam gelir: 46.7 milyon Euro
Mayıs - Ağustos arası 17 oyuncu transferi için harcanan miktar: 10 milyon Euro (Bonservis ve menejer ücretleri dahil)
Yönetimimiz, şu ana kadarki görev süresi içerisinde (2018-2019, 2019-2020) 31 milyon Euro bedelle oyuncu satışı gerçekleştirirken 13 milyon Euro'luk transfer yapmıştır. Kadro maliyetini 39 milyon Euro'dan 21 milyon Euro'ya düşürülmüştür. Diğer bir deyişle, kulübümüz oyuncu satışından elde ettiği gelirin yalnızca 3'te 1'ini yine oyuncu transferini harcarken, geri kalan bölümünü borç ödemelerinde kullanmıştır!
Tüm bunların yanı sıra, kulübümüz altyapısındaki üretimi de sürdürülebilir hale getirmeyi başarmıştır. Yetiştirdiğimiz 6 oyuncunun bugünkü piyasa değeri 70 milyon Euro'ya ulaşmıştır. Kamuoyunda büyük ses getiren Yusuf Yazıcı'nın 17 milyon Euro'ya satışının yanı sıra, oyuncularımızdan Uğurcan Çakır'a 20 milyon Euro, Abdülkadir Ömür'e ise 23 milyon Euro'luk transfer teklifleri gelirken, Hüseyin Türkmen 4 milyon Euro, Abdulkadir Parmak 4 milyon Euro ve Serkan Asan ise 1.5 milyon Euro'luk değere ulaşmıştır. Takımımızın kadro değeri gelen transfer tekliflerine göre yaklaşık 100 milyon Euro'ya çıkarken, Transfermarkt verilerine göre ise 60 milyon Euro'dur! Diğer bir deyişle mevcut kadronun yıllık maaşının minimum 3 katı değere ulaşan futbolcu kadrosuna sahibiz.
Trabzonspor Kulübü, pek çok kulüp için emsal teşkil eden bu başarılı grafiği yakalayabilmek için bu uzun ve meşakkatli süreç boyunca yalnız ve yalnızca kendi iç işlerine odaklanmış; kendi asli meselelerine çözüm getirmek için uğraşmış ve diğer kulüplerin kasasına giren yahut kasasından çıkan parayı mevzubahis yapmamıştır! Ve dahası; hiçbir kulüp başkanının ve yöneticisinin ismini hedef göstererek kullanma gafletine düşmemiştir.
Öte yandan şurası da açıktır ki; UEFA ve CAS kararlarıyla şike yaptıkları için üç yıl surette Avrupa kupalarından men cezası ile cezalandırılmış bir kulübün başkanının hala, şikenin sahaya yansımadığı yönündeki gülünç iddiasını sürdürüyor olması yahut sportif ve adli yargı arasındaki ayrımı manipüle ederek toplumu yanlış yönlendirme gayreti içerisinde olması, Türk futbolunda Aziz Nesinlik hikayelerin henüz tükenmediğini göstermektedir. Ancak komedya bitmemiş olsa dahi düzen artık değişmiştir! Bugün, gücünü yalnızca ekonomik üstünlüğünden alanların, tıpkı Nesin'in Gol Kralı romanındaki gibi sahip olduğu zenginlikle futbolcu dahi olabileceğini sanan Sait Hopsait'ler devrinin sonuna gelinmiştir. "3 Temmuz Ruhu" başlıklı bir kampanya ile bugün sahte dış mihraklar yaratarak kendi camiasını konsolide etmeye çalışanların lehine işleyen düzen de iflas etmiştir. Türkiye'de artık güçlünün hukuku değil hukukun gücü vardır!
Evet; Trabzonspor, oyunun ortasında yapılmaya çalışılan kural değişikliğine şiddetle itiraz etmiş; bu ve benzer hukuk dışı hareketlerin karşısında duracağını açık bir şekilde vurgulamıştır. İçinde bulunduğumuz trajikomik durumun bir kurgu film yahut roman olmasını bizler de çok isterdik... Ancak son kertede yapılan açıklamaların ve yaşanan sürecin kabak tadı vermeye başladığının altını bir kez daha çizerken, aslında kulübümüze karşı takınılan bu tutum ve davranışların ne kadar doğru işler yaptığımız ve ne kadar doğru yolda olduğumuz gerçeğini de bir kez daha ortaya koymuştur!
Son olarak, 'Büyük Trabzonspor' camiasının son gelişmelerle ilgili hiçbir şekilde tahriklere kapılmamasını, söylenenlerden etkilenmemesini, futbolun sahada oynanan bir oyun olduğu gerçeğinden hareketle sadece ve sadece takımlarını desteklemelerini hassasiyetle rica ediyoruz.
Saygılarımızla."
İşte o açıklama;
"Eşi benzeri görülmemiş derecede trajikomik bir olay başımıza geldiğinde bunu nasıl adlandırırız? Elektriği olmayan bir köye elektrik faturasının gelmesi gibi...
Halkımız uzun yıllardır bu ve benzeri durumlar karşısında "Aziz Nesinlik olay" ifadesini kullanıyor. İşte Trabzonspor'un bugünlerde içine çekilmeye çalışıldığı hadiseler de ibretlik bir Aziz Nesin hikayesidir.
Ne gariptir ki kulübümüz, Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Bankalar Birliği tarafından yürürlüğe konan talimat ile yapılandırmalara uymasından ve dahası kurallara riayet etme noktasında sergilediği ısrardan dolayı suçlanıyor!
"Trabzonspor için kurgulanmış model" sözleri ile yaratılmak istenen algı, kuralları kendi hesap ve çıkarlarına uygun düzenlemeye alışmış şahısların, üstünlük kurmaya çalıştığı ve artık iflas eden bir düzen karşısındaki çaresizliklerinin dışavurumudur!
Kamuoyunun da gayet yakından takip ettiği üzere, Yönetim Kurulumuz göreve geldiği Nisan 2018'den bugüne ekonomik anlamda 'devrim' niteliğinde kararlar almış ve bunları uygulamaya koymuştur. Rakamlarla tekrar ve tekrar izah etmek gerekir ise;
Mayıs ve Ağustos arasındaki gelirler (2019)
Yusuf Yazıcı transferi - 17 milyon Euro
Sermaye artışından – 12 milyon Euro
Göğüs reklamı – 3 milyon Euro
Turkcell – Huawei sponsorluk – 2.7 milyon Euro
Kombine, loca, ticari ürün satışlarından - 7 milyon Euro
UEFA geliri 5 milyon Euro
Toplam gelir: 46.7 milyon Euro
Mayıs - Ağustos arası 17 oyuncu transferi için harcanan miktar: 10 milyon Euro (Bonservis ve menejer ücretleri dahil)
Yönetimimiz, şu ana kadarki görev süresi içerisinde (2018-2019, 2019-2020) 31 milyon Euro bedelle oyuncu satışı gerçekleştirirken 13 milyon Euro'luk transfer yapmıştır. Kadro maliyetini 39 milyon Euro'dan 21 milyon Euro'ya düşürülmüştür. Diğer bir deyişle, kulübümüz oyuncu satışından elde ettiği gelirin yalnızca 3'te 1'ini yine oyuncu transferini harcarken, geri kalan bölümünü borç ödemelerinde kullanmıştır!
Tüm bunların yanı sıra, kulübümüz altyapısındaki üretimi de sürdürülebilir hale getirmeyi başarmıştır. Yetiştirdiğimiz 6 oyuncunun bugünkü piyasa değeri 70 milyon Euro'ya ulaşmıştır. Kamuoyunda büyük ses getiren Yusuf Yazıcı'nın 17 milyon Euro'ya satışının yanı sıra, oyuncularımızdan Uğurcan Çakır'a 20 milyon Euro, Abdülkadir Ömür'e ise 23 milyon Euro'luk transfer teklifleri gelirken, Hüseyin Türkmen 4 milyon Euro, Abdulkadir Parmak 4 milyon Euro ve Serkan Asan ise 1.5 milyon Euro'luk değere ulaşmıştır. Takımımızın kadro değeri gelen transfer tekliflerine göre yaklaşık 100 milyon Euro'ya çıkarken, Transfermarkt verilerine göre ise 60 milyon Euro'dur! Diğer bir deyişle mevcut kadronun yıllık maaşının minimum 3 katı değere ulaşan futbolcu kadrosuna sahibiz.
Trabzonspor Kulübü, pek çok kulüp için emsal teşkil eden bu başarılı grafiği yakalayabilmek için bu uzun ve meşakkatli süreç boyunca yalnız ve yalnızca kendi iç işlerine odaklanmış; kendi asli meselelerine çözüm getirmek için uğraşmış ve diğer kulüplerin kasasına giren yahut kasasından çıkan parayı mevzubahis yapmamıştır! Ve dahası; hiçbir kulüp başkanının ve yöneticisinin ismini hedef göstererek kullanma gafletine düşmemiştir.
Öte yandan şurası da açıktır ki; UEFA ve CAS kararlarıyla şike yaptıkları için üç yıl surette Avrupa kupalarından men cezası ile cezalandırılmış bir kulübün başkanının hala, şikenin sahaya yansımadığı yönündeki gülünç iddiasını sürdürüyor olması yahut sportif ve adli yargı arasındaki ayrımı manipüle ederek toplumu yanlış yönlendirme gayreti içerisinde olması, Türk futbolunda Aziz Nesinlik hikayelerin henüz tükenmediğini göstermektedir. Ancak komedya bitmemiş olsa dahi düzen artık değişmiştir! Bugün, gücünü yalnızca ekonomik üstünlüğünden alanların, tıpkı Nesin'in Gol Kralı romanındaki gibi sahip olduğu zenginlikle futbolcu dahi olabileceğini sanan Sait Hopsait'ler devrinin sonuna gelinmiştir. "3 Temmuz Ruhu" başlıklı bir kampanya ile bugün sahte dış mihraklar yaratarak kendi camiasını konsolide etmeye çalışanların lehine işleyen düzen de iflas etmiştir. Türkiye'de artık güçlünün hukuku değil hukukun gücü vardır!
Evet; Trabzonspor, oyunun ortasında yapılmaya çalışılan kural değişikliğine şiddetle itiraz etmiş; bu ve benzer hukuk dışı hareketlerin karşısında duracağını açık bir şekilde vurgulamıştır. İçinde bulunduğumuz trajikomik durumun bir kurgu film yahut roman olmasını bizler de çok isterdik... Ancak son kertede yapılan açıklamaların ve yaşanan sürecin kabak tadı vermeye başladığının altını bir kez daha çizerken, aslında kulübümüze karşı takınılan bu tutum ve davranışların ne kadar doğru işler yaptığımız ve ne kadar doğru yolda olduğumuz gerçeğini de bir kez daha ortaya koymuştur!
Son olarak, 'Büyük Trabzonspor' camiasının son gelişmelerle ilgili hiçbir şekilde tahriklere kapılmamasını, söylenenlerden etkilenmemesini, futbolun sahada oynanan bir oyun olduğu gerçeğinden hareketle sadece ve sadece takımlarını desteklemelerini hassasiyetle rica ediyoruz.
Saygılarımızla."