Beşiktaş taraftarlarının tribünlerde söylediği marşlar ve tezahüratlar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde tez konusu oldu.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Meltem Deniz Doğan, Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz danışmanlığında siyah-beyazlı taraftarlar özelinde tribündeki tezüharatları tez çalışmasında işledi.
Tez çalışmasıyla ilgili AA muhabirine açıklamada bulunan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz, uzun zamandır spor folkloru, argosu ve futbolcu lakapları üzerinde çalışma arayışı içinde olduğunu belirterek, "Meltem Deniz öğrencimiz tez çalışması için bu konuyla gelince uygun gördük. Beşiktaş modelini uygun gördük. Beşiktaş taraftarı aslında çalışılmayı hak etmesi bakımından da gerçekten çok renkli, diğer takımlarla kendilerini değerlendirirken 'renkliler ve siyah-beyaz' diye tanımlasalar da renkli bir taraftar grubuna sahip." dedi.
Halk edebiyatı ve biçimi bakımından ele aldıkları konuların tribünde yansımalarını gördüklerini kaydeden Emeksiz, "Edebi türler ve biçimler açısından bakıldığında tribünlerde halk edebiyatının büyük ölçüde malzeme olarak kullanıldığını, aktarmalar olduğunu, dönüştürülerek tezahüratların yapıldığını görüyoruz. Manilerden türkülere, şarkılardan marşlara kadar ağırlıklı olmak üzere ezgi dönüşümleri, metin giydirmesi diyebileceğimiz uygun metinlere çalışıldığını görüyoruz. Bunların tamamının tribünlere yansımış olduğunu söyleyebiliriz. Davranış, jestler, mimikler, ses tonları, bağırmaları, kendi aralarında, rakip takım oyuncuları ve taraftarlarıyla iletişim biçimine baktığınızda edebiyatın tam da içinde olduğunu görebiliriz." diye konuştu.
Sporu bütünüyle değerlendirdiklerinde taraftarlar açısından bir spor organizasyonunun 90 dakikayla sınırlı kalmadığını kaydeden Emeksiz, "Öncesi ve sonrasıyla 90 dakika tribünlerde yaşananları değerlendirmeyle devam ediyor. Bu sadece futbolcuları ilgilendirmiyor. İşin en önemli yanlarından biri seyirciler. Seyircili ve seyircisiz maçlarda bunu daha iyi görmek mümkün." ifadelerini kullandı.
Tribünlerde edebi ve halk biliminden uyarlamaların yozlaşmaya yol açıp açmadığı sorusunu yanıtlayan Abdulkadir Emeksiz, "Yozlaşma olabileceğini veya aksini de söyleyebiliriz. Edebiyatı kendine uygun biçime getirmesi söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.
- "Statlar hamam gibi"
Beşiktaşlı taraftarların tezahürat üretme konusunda kendi içinde de rekabet yaşadığına dikkati çeken Emeksiz, şunları söyledi:
"Saha çalışmalarında çok örnek var. Yeni slogan, tezahürat üretme, yeni ifade biçimleri geliştirme ya da daha öncesinde yapılageleni en iyi şekilde yapma, desibel rekoru, dünyada bir ilk olan sessiz tezahürat... Uluslararası arenada futbol ya da spor, güçlü temsil alanı. Benim açımdan dikkat çekici olan grup aidiyetini, kendi içlerindeki dayanışmayı bu kadar güçlü yansıttığını görmek. Beşiktaş taraftarlarının dışarıdaki olaylara duyarsız kalmadığını, kan bağışı yapmak gerektiğinde nasıl kampanyaya çevirdiklerini, topluma nasıl dokunduklarını görmüş olmak, spor sınırlarında kalmayıp sosyal alanlara etki etmiş olması beni ilgilendirdi."
Tribünlerdeki tezahüratlarda mizahın da etkili olduğunu vurgulayan Emeksiz, "Mizah, eşitleyici davranış biçimidir diye söylenir. İnsanlar beraber bir şeylere gülebiliyorlarsa aynı seviyeye gelmişler anlamında düşünülebilir. Mizah, güldürü 'zekanın terlemesidir' tanımı var. Böyle bakıldığında statlar hamam gibi... Renkli mizahi söylenişler çıkıyor." diye konuştu.
Kendisinin Fenerbahçeli olduğunu belirten Abdulkadir Emeksiz, siyah-beyazlı taraftarların tezahürat yapma rekabetinde çıtayı giderek yükselttiğine ve dünyada tanınır hale geldiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tanınırlık hem şehir hem de ülke açısından avantaja dönüştürülebilir. Futbolcunun veya spor adamının ülkeyi ve şehri seçerken yaşayacağı tereddütte tercih nedeni olabilir. Hedefleri olan, kendilerini göstermek isteyen kimselerin kültürel uyumlarını sağlamak için taraftar tavırları olumlu unsurlardır."
- Meltem Deniz Doğan: "Hızlı ve senkronize çalıştıklarını söyleyebilirim"
Siyah-beyazlı taraftarlar özelinde tezi hazırlayan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Meltem Deniz Doğan ise çalışma için Beşiktaş'ın Çarşı diye adlandırılan taraftar grubunun mensuplarıyla görüştüğünü dile getirdi.
Kendilerini Çarşı çatısı altında gören farklı siyah-beyazlı taraftar gruplarıyla yan yana geldiğini anlatan Doğan, "2016'da Beşiktaş'ın şampiyonluğu sırasında 100 kişiyle de anket yaptık. Gruplar arasında 'Deplasman Kartalı', 'Depo Tayfası', 'Eski Kapalı Tayfası' ve 'Antipati' vardı. Bunlar Çarşı'dan ayrı grup değil. Tezahüratların çok fazla işlevi olduğunu, 90 dakikada stadın içinde olan durum olmadığını gördük. Sadece futbolculara seslenmek için değil; kendi düşüncelerini, bireysel sıkıntılarını da anlattıklarını gördük." şeklinde konuştu.
Meltem Deniz Doğan, toplam 85 tezahüratı incelediklerini vurgulayarak, "Bunların 7'si diğer takım taraftarlarına ait. Kalanı Beşiktaş taraftarlarına ait tezahüratlar. 20 kadarı uyarlama diyebileceğimiz şarkılardan alınmış tezahüratlar ama büyük çoğunluğu hem bestesiyle hem sözleriyle orijinal üretimler." ifadelerini kullandı.
Çalışmanın 1 yıl sürdüğünü kaydeden Doğan, şunları söyledi:
"11 kişiyle görüştüm. 4'ü farklı takım taraftarıydı. Tez çalışması sırasında 6 maça gittim. Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlamalarına gittim. Avrupa maçıysa taraftarlar daha fazla tezahürat yapmaya çalışıyor. Hızlı ve senkronize çalıştıklarını söyleyebilirim."
Beşiktaş taraftarlarının tezahüratlarında ilgisini en çok çekenin yağmurla ilgili olduğunu belirten Doğan, "Siyah-beyazlıların 'Tam 4 saat oldu, senin süren doldu, lütfen artık dur' şeklindeki tezahüratı ilgimi çekti. Güldüğüm bir tezahürattı. Diğer taraftarlar Beşiktaş taraftarlarıyla bu konuda rekabet edebilir mi? Beşiktaş taraftarı kendini geliştirmeye devam ediyor. Bu nedenle diğer taraftar gruplarının çok hızlı hareket etmesi gerekiyor. Beşiktaş taraftarı hem Türkiye'de hem de dünyada tanınan bir taraftar grubu. Diğer taraftar gruplarının büyük çaba harcaması gerekiyor."
Meltem Deniz Doğan, Galatasaray taraftarı olarak Beşiktaş marşı söylemeyeceğini ancak melodisini duyduğunda kendisinin de buna eşlik etmek istediğini kaydetti.
- Spor ve folklor
Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz, spor folklorunun ihmal edilmeden üzerinde çalışılacak bir konu olduğunu belirterek, yeni çalışmaların olabileceğini söyledi.
Spordaki argo kültürünün yanı sıra tarihiyle ve farklı analizlerle spor folkloru üzerinde çalışılmasını istediğini vurgulayan Emeksiz, kendi alanında taraftarların kullanabileceği neler olduğu sorusunu, "Türk masal tekerlemelerinin bestelenmesi için de destek veriyorum. Pekala taraftarlara da bu konuda destek verebiliriz." diye yanıtladı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Meltem Deniz Doğan, Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz danışmanlığında siyah-beyazlı taraftarlar özelinde tribündeki tezüharatları tez çalışmasında işledi.
Tez çalışmasıyla ilgili AA muhabirine açıklamada bulunan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz, uzun zamandır spor folkloru, argosu ve futbolcu lakapları üzerinde çalışma arayışı içinde olduğunu belirterek, "Meltem Deniz öğrencimiz tez çalışması için bu konuyla gelince uygun gördük. Beşiktaş modelini uygun gördük. Beşiktaş taraftarı aslında çalışılmayı hak etmesi bakımından da gerçekten çok renkli, diğer takımlarla kendilerini değerlendirirken 'renkliler ve siyah-beyaz' diye tanımlasalar da renkli bir taraftar grubuna sahip." dedi.
Halk edebiyatı ve biçimi bakımından ele aldıkları konuların tribünde yansımalarını gördüklerini kaydeden Emeksiz, "Edebi türler ve biçimler açısından bakıldığında tribünlerde halk edebiyatının büyük ölçüde malzeme olarak kullanıldığını, aktarmalar olduğunu, dönüştürülerek tezahüratların yapıldığını görüyoruz. Manilerden türkülere, şarkılardan marşlara kadar ağırlıklı olmak üzere ezgi dönüşümleri, metin giydirmesi diyebileceğimiz uygun metinlere çalışıldığını görüyoruz. Bunların tamamının tribünlere yansımış olduğunu söyleyebiliriz. Davranış, jestler, mimikler, ses tonları, bağırmaları, kendi aralarında, rakip takım oyuncuları ve taraftarlarıyla iletişim biçimine baktığınızda edebiyatın tam da içinde olduğunu görebiliriz." diye konuştu.
Sporu bütünüyle değerlendirdiklerinde taraftarlar açısından bir spor organizasyonunun 90 dakikayla sınırlı kalmadığını kaydeden Emeksiz, "Öncesi ve sonrasıyla 90 dakika tribünlerde yaşananları değerlendirmeyle devam ediyor. Bu sadece futbolcuları ilgilendirmiyor. İşin en önemli yanlarından biri seyirciler. Seyircili ve seyircisiz maçlarda bunu daha iyi görmek mümkün." ifadelerini kullandı.
Tribünlerde edebi ve halk biliminden uyarlamaların yozlaşmaya yol açıp açmadığı sorusunu yanıtlayan Abdulkadir Emeksiz, "Yozlaşma olabileceğini veya aksini de söyleyebiliriz. Edebiyatı kendine uygun biçime getirmesi söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.
- "Statlar hamam gibi"
Beşiktaşlı taraftarların tezahürat üretme konusunda kendi içinde de rekabet yaşadığına dikkati çeken Emeksiz, şunları söyledi:
"Saha çalışmalarında çok örnek var. Yeni slogan, tezahürat üretme, yeni ifade biçimleri geliştirme ya da daha öncesinde yapılageleni en iyi şekilde yapma, desibel rekoru, dünyada bir ilk olan sessiz tezahürat... Uluslararası arenada futbol ya da spor, güçlü temsil alanı. Benim açımdan dikkat çekici olan grup aidiyetini, kendi içlerindeki dayanışmayı bu kadar güçlü yansıttığını görmek. Beşiktaş taraftarlarının dışarıdaki olaylara duyarsız kalmadığını, kan bağışı yapmak gerektiğinde nasıl kampanyaya çevirdiklerini, topluma nasıl dokunduklarını görmüş olmak, spor sınırlarında kalmayıp sosyal alanlara etki etmiş olması beni ilgilendirdi."
Tribünlerdeki tezahüratlarda mizahın da etkili olduğunu vurgulayan Emeksiz, "Mizah, eşitleyici davranış biçimidir diye söylenir. İnsanlar beraber bir şeylere gülebiliyorlarsa aynı seviyeye gelmişler anlamında düşünülebilir. Mizah, güldürü 'zekanın terlemesidir' tanımı var. Böyle bakıldığında statlar hamam gibi... Renkli mizahi söylenişler çıkıyor." diye konuştu.
Kendisinin Fenerbahçeli olduğunu belirten Abdulkadir Emeksiz, siyah-beyazlı taraftarların tezahürat yapma rekabetinde çıtayı giderek yükselttiğine ve dünyada tanınır hale geldiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tanınırlık hem şehir hem de ülke açısından avantaja dönüştürülebilir. Futbolcunun veya spor adamının ülkeyi ve şehri seçerken yaşayacağı tereddütte tercih nedeni olabilir. Hedefleri olan, kendilerini göstermek isteyen kimselerin kültürel uyumlarını sağlamak için taraftar tavırları olumlu unsurlardır."
- Meltem Deniz Doğan: "Hızlı ve senkronize çalıştıklarını söyleyebilirim"
Siyah-beyazlı taraftarlar özelinde tezi hazırlayan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Meltem Deniz Doğan ise çalışma için Beşiktaş'ın Çarşı diye adlandırılan taraftar grubunun mensuplarıyla görüştüğünü dile getirdi.
Kendilerini Çarşı çatısı altında gören farklı siyah-beyazlı taraftar gruplarıyla yan yana geldiğini anlatan Doğan, "2016'da Beşiktaş'ın şampiyonluğu sırasında 100 kişiyle de anket yaptık. Gruplar arasında 'Deplasman Kartalı', 'Depo Tayfası', 'Eski Kapalı Tayfası' ve 'Antipati' vardı. Bunlar Çarşı'dan ayrı grup değil. Tezahüratların çok fazla işlevi olduğunu, 90 dakikada stadın içinde olan durum olmadığını gördük. Sadece futbolculara seslenmek için değil; kendi düşüncelerini, bireysel sıkıntılarını da anlattıklarını gördük." şeklinde konuştu.
Meltem Deniz Doğan, toplam 85 tezahüratı incelediklerini vurgulayarak, "Bunların 7'si diğer takım taraftarlarına ait. Kalanı Beşiktaş taraftarlarına ait tezahüratlar. 20 kadarı uyarlama diyebileceğimiz şarkılardan alınmış tezahüratlar ama büyük çoğunluğu hem bestesiyle hem sözleriyle orijinal üretimler." ifadelerini kullandı.
Çalışmanın 1 yıl sürdüğünü kaydeden Doğan, şunları söyledi:
"11 kişiyle görüştüm. 4'ü farklı takım taraftarıydı. Tez çalışması sırasında 6 maça gittim. Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlamalarına gittim. Avrupa maçıysa taraftarlar daha fazla tezahürat yapmaya çalışıyor. Hızlı ve senkronize çalıştıklarını söyleyebilirim."
Beşiktaş taraftarlarının tezahüratlarında ilgisini en çok çekenin yağmurla ilgili olduğunu belirten Doğan, "Siyah-beyazlıların 'Tam 4 saat oldu, senin süren doldu, lütfen artık dur' şeklindeki tezahüratı ilgimi çekti. Güldüğüm bir tezahürattı. Diğer taraftarlar Beşiktaş taraftarlarıyla bu konuda rekabet edebilir mi? Beşiktaş taraftarı kendini geliştirmeye devam ediyor. Bu nedenle diğer taraftar gruplarının çok hızlı hareket etmesi gerekiyor. Beşiktaş taraftarı hem Türkiye'de hem de dünyada tanınan bir taraftar grubu. Diğer taraftar gruplarının büyük çaba harcaması gerekiyor."
Meltem Deniz Doğan, Galatasaray taraftarı olarak Beşiktaş marşı söylemeyeceğini ancak melodisini duyduğunda kendisinin de buna eşlik etmek istediğini kaydetti.
- Spor ve folklor
Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz, spor folklorunun ihmal edilmeden üzerinde çalışılacak bir konu olduğunu belirterek, yeni çalışmaların olabileceğini söyledi.
Spordaki argo kültürünün yanı sıra tarihiyle ve farklı analizlerle spor folkloru üzerinde çalışılmasını istediğini vurgulayan Emeksiz, kendi alanında taraftarların kullanabileceği neler olduğu sorusunu, "Türk masal tekerlemelerinin bestelenmesi için de destek veriyorum. Pekala taraftarlara da bu konuda destek verebiliriz." diye yanıtladı.