Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Galatasaray'ın Hakan Şükür ve Arif Erdem kararı ile ilgili Habertürk TV'de görüşlerini paylaştı.
Erdoğan, Galatasaray'ın ihraç kararını aidatlara dayalı olarak almasının yanlış olduğunu belirtirken, "Olay sadece aidata dayalı bir olay gibi değerlendirilmesi bana çok basit gelir. Bu kişiler kaçmış mıdır, kaçmıştır? Eğer suçlu değilsen kaçma. Yargılan ve mahkeme kararını versin ama bunlar Türkiye'yi vatan olarak görmeyenler. Doğrusu Galatasaray'ın aldığı kararın aidata bağlı olarak alınmasını ben hafif buluyorum. Yargılandığı yerden Galatasaray bilgi ister ve ona göre kararını verirdi, bu asil duruş olur. Galatasaray umarım eksik kalan kısmını da en kısa sürede telafi eder" ifadelerini kullandı.
ABDURRAHİM BOYNUKALIN: "AÇIK SÖYLEYEYİM, BU BİR İHANETTİR"
Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'yla (FETÖ/PDY) olan ilişkileri nedeniyle disipline sevk edilen isimlerden Arif Erdem ve Hakan Şükür'ün Galatasaray Kulübü yıllık olağan mali genel kurul toplantısında ihraç edilmemesine tepki gösterdi.
Spor Platformu tarafından TZOB Otel'de düzenlenen "Sporda daha yüksek başarılar için, daha hızlı kararlar için, daha güçlü Türkiye için Evet" organizasyonuna katılan Boynukalın, burada bir konuşma yaptı.
"Galatasaray Spor Kulübü'nde iki tane FETÖ'cünün, ülkeden kaçan iki ismin kulüp üyeliklerinin oy çokluğuyla iptal edilmediği bir süreci yaşadık." diyen Boynukalın, "Bu süreçte, Galatasaray gibi güzide bir kulübün, Avrupa'da yıllarca başarıdan başarıya koşmuş bir kulübün, milyonlarca insanın taraftarı olduğu bir kulübün 160-170 isminin, Olağan Genel Kurul'da bir manipülasyon yapıp, kulüp yönetimini ve kulübün kendisini, taraftarını zor duruma düşürdüğünü görüyoruz. Açık söyleyeyim, bu bir ihanettir." ifadelerini kullandı.
Spor kulüplerinin gerçek taraftarları ve yöneticileri tarafından yönetilmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını belirten Boynukalın, şu değerlendirmede bulundu:
"Aynı zamanda spor kulüpleri ve federasyon yöneticileri de bundan faydalanacak ve hep beraber, şeffaf, hızlı bir süreçle, spor dünyası da bambaşka noktalara gelmiş olacak. Referandum süreci ile ilgili bize özellikle sorulan iki konu var. Birincisi 18 yaş meselesi, ikincisi de 600 milletvekili. Beni ilgilendiren kısmı 18 yaş meselesinde enteresan bir kafa karışıklığının olduğunu görüyoruz. Bir milletvekilinin, 20-21 yaşında 2. defa listeye girmediğinde, 2 yılı tamamladığında emeklilik parasını alacağı yönünde kurgulanan bir manipülasyon var. Bu yalanın ciddi anlamda zihinlere yerleştiğini görüyoruz. Bir milletvekili 2 yılını doldursa da, maaşını alabilmesi için yaşını doldurması gerekecek. Bir de 'acaba böyle bir değişiklik geldiğinde kimin oğlunu, torununu, çevresini milletvekili yapacaksınız?' gibi bir algı var. Geçen dönem biz 30 yaşı 27'ye indirdiğimizde gelen en genç milletvekili 27 yaşındaki Muhammet Bilal Macit idi. Muhammet, hiçbir vekilin, bakanın oğlu değildi. Diğerlerine baktığımızda birçoğunun babasının, esnaf, imam, tüccar olduğunu görüyoruz. Bu uygulamanın sadece 18-25 yaş arasında 7 milyon genci bir şekilde siyasetin, karar alma mekanizmalarının içine katma mevzusu değil, aynı zamanda bize biçilen rolün dışına çıkacak, gerçekten gençlerin kurucu unsur olduğu bir düzenleme olduğunu görüyoruz."
ARSLAN: "KÜÇÜK BÜTÇELERLE KAZANMANIN İMKANI YOK"
Programa katılan Ak Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan ise Türkiye'nin uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmasının, uluslararası platformda saygınlık kazanması, turizmin ilerlemesi ve spor altyapısının iyileştirilmesini de beraberinde getireceğini dile getirdi.
"İnşallah olimpiyatlara ev sahipliği yaparız" diyen Arslan, şöyle devam etti:
"Bazı spor dallarının daha fazla ilgi gördüğünü itiraf etmemiz gerekiyor. Futbola yapılan yatırımların 10'da birini diğer sporlara ayırsak, millet olarak ilgimizi diğer spor dallarına çevirsek, bundan daha büyük başarılar kazanabiliriz. Artık spor bir endüstri. Küçük bütçelerle başarı kazanmanın imkanı yok. Nasıl amatör ruhla, mütevazı bütçelerle Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edemezsek, Türkiye'nin şu anki sistemle büyüme imkanı da yok. Bu sistemle maraton koşamazsınız, bu sistemle ancak mahalle maçı yapar, taştan kale kurar, kendi aranızda eğlenirsiniz. Olimpiyatlarda, Dünya Kupası'nda ancak averaj takımı olur hezimete uğrarsınız. Millet olarak Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmak, Dünya Kupası'nı kazanmak istiyoruz ancak bu sistemle daha elemelerde kaybediyoruz."
"Hayır" safında yer alanların belli olduğunu ifade eden Arslan, "Peki kim 'evet' diyor? Millet 'evet' diyor kardeşlerim. Şunun altını özellikle çizmek istiyorum; biz yeni bir gelecek, yeni bir Türkiye inşa ediyoruz. 'Hayır' cephesindekiler, köhnemiş bir sistemin devamını istiyorlar. Biz çocuklarımıza yepyeni parlak bir gelecek temin ediyoruz. Onlar 80'lerin 90'ların Türkiyesini reva görüyorlar. Biz Türkiye'yi Şampiyonlar Ligi'nde şampiyon yapmaktan bahsediyoruz. Onlar, 'amatör ligde küme düşmeye oynayalım' diyorlar." diye konuştu.
Erdoğan, Galatasaray'ın ihraç kararını aidatlara dayalı olarak almasının yanlış olduğunu belirtirken, "Olay sadece aidata dayalı bir olay gibi değerlendirilmesi bana çok basit gelir. Bu kişiler kaçmış mıdır, kaçmıştır? Eğer suçlu değilsen kaçma. Yargılan ve mahkeme kararını versin ama bunlar Türkiye'yi vatan olarak görmeyenler. Doğrusu Galatasaray'ın aldığı kararın aidata bağlı olarak alınmasını ben hafif buluyorum. Yargılandığı yerden Galatasaray bilgi ister ve ona göre kararını verirdi, bu asil duruş olur. Galatasaray umarım eksik kalan kısmını da en kısa sürede telafi eder" ifadelerini kullandı.
ABDURRAHİM BOYNUKALIN: "AÇIK SÖYLEYEYİM, BU BİR İHANETTİR"
Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'yla (FETÖ/PDY) olan ilişkileri nedeniyle disipline sevk edilen isimlerden Arif Erdem ve Hakan Şükür'ün Galatasaray Kulübü yıllık olağan mali genel kurul toplantısında ihraç edilmemesine tepki gösterdi.
Spor Platformu tarafından TZOB Otel'de düzenlenen "Sporda daha yüksek başarılar için, daha hızlı kararlar için, daha güçlü Türkiye için Evet" organizasyonuna katılan Boynukalın, burada bir konuşma yaptı.
"Galatasaray Spor Kulübü'nde iki tane FETÖ'cünün, ülkeden kaçan iki ismin kulüp üyeliklerinin oy çokluğuyla iptal edilmediği bir süreci yaşadık." diyen Boynukalın, "Bu süreçte, Galatasaray gibi güzide bir kulübün, Avrupa'da yıllarca başarıdan başarıya koşmuş bir kulübün, milyonlarca insanın taraftarı olduğu bir kulübün 160-170 isminin, Olağan Genel Kurul'da bir manipülasyon yapıp, kulüp yönetimini ve kulübün kendisini, taraftarını zor duruma düşürdüğünü görüyoruz. Açık söyleyeyim, bu bir ihanettir." ifadelerini kullandı.
Spor kulüplerinin gerçek taraftarları ve yöneticileri tarafından yönetilmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını belirten Boynukalın, şu değerlendirmede bulundu:
"Aynı zamanda spor kulüpleri ve federasyon yöneticileri de bundan faydalanacak ve hep beraber, şeffaf, hızlı bir süreçle, spor dünyası da bambaşka noktalara gelmiş olacak. Referandum süreci ile ilgili bize özellikle sorulan iki konu var. Birincisi 18 yaş meselesi, ikincisi de 600 milletvekili. Beni ilgilendiren kısmı 18 yaş meselesinde enteresan bir kafa karışıklığının olduğunu görüyoruz. Bir milletvekilinin, 20-21 yaşında 2. defa listeye girmediğinde, 2 yılı tamamladığında emeklilik parasını alacağı yönünde kurgulanan bir manipülasyon var. Bu yalanın ciddi anlamda zihinlere yerleştiğini görüyoruz. Bir milletvekili 2 yılını doldursa da, maaşını alabilmesi için yaşını doldurması gerekecek. Bir de 'acaba böyle bir değişiklik geldiğinde kimin oğlunu, torununu, çevresini milletvekili yapacaksınız?' gibi bir algı var. Geçen dönem biz 30 yaşı 27'ye indirdiğimizde gelen en genç milletvekili 27 yaşındaki Muhammet Bilal Macit idi. Muhammet, hiçbir vekilin, bakanın oğlu değildi. Diğerlerine baktığımızda birçoğunun babasının, esnaf, imam, tüccar olduğunu görüyoruz. Bu uygulamanın sadece 18-25 yaş arasında 7 milyon genci bir şekilde siyasetin, karar alma mekanizmalarının içine katma mevzusu değil, aynı zamanda bize biçilen rolün dışına çıkacak, gerçekten gençlerin kurucu unsur olduğu bir düzenleme olduğunu görüyoruz."
ARSLAN: "KÜÇÜK BÜTÇELERLE KAZANMANIN İMKANI YOK"
Programa katılan Ak Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan ise Türkiye'nin uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmasının, uluslararası platformda saygınlık kazanması, turizmin ilerlemesi ve spor altyapısının iyileştirilmesini de beraberinde getireceğini dile getirdi.
"İnşallah olimpiyatlara ev sahipliği yaparız" diyen Arslan, şöyle devam etti:
"Bazı spor dallarının daha fazla ilgi gördüğünü itiraf etmemiz gerekiyor. Futbola yapılan yatırımların 10'da birini diğer sporlara ayırsak, millet olarak ilgimizi diğer spor dallarına çevirsek, bundan daha büyük başarılar kazanabiliriz. Artık spor bir endüstri. Küçük bütçelerle başarı kazanmanın imkanı yok. Nasıl amatör ruhla, mütevazı bütçelerle Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edemezsek, Türkiye'nin şu anki sistemle büyüme imkanı da yok. Bu sistemle maraton koşamazsınız, bu sistemle ancak mahalle maçı yapar, taştan kale kurar, kendi aranızda eğlenirsiniz. Olimpiyatlarda, Dünya Kupası'nda ancak averaj takımı olur hezimete uğrarsınız. Millet olarak Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmak, Dünya Kupası'nı kazanmak istiyoruz ancak bu sistemle daha elemelerde kaybediyoruz."
"Hayır" safında yer alanların belli olduğunu ifade eden Arslan, "Peki kim 'evet' diyor? Millet 'evet' diyor kardeşlerim. Şunun altını özellikle çizmek istiyorum; biz yeni bir gelecek, yeni bir Türkiye inşa ediyoruz. 'Hayır' cephesindekiler, köhnemiş bir sistemin devamını istiyorlar. Biz çocuklarımıza yepyeni parlak bir gelecek temin ediyoruz. Onlar 80'lerin 90'ların Türkiyesini reva görüyorlar. Biz Türkiye'yi Şampiyonlar Ligi'nde şampiyon yapmaktan bahsediyoruz. Onlar, 'amatör ligde küme düşmeye oynayalım' diyorlar." diye konuştu.