Fenerbahçe'nin Manchester United'ı yendiği UEFA Avrupa Ligi karşılaşmasını, sarı-lacivertli formayı uzun yıllar giyen Rüştü Reçber yorumladı.
İşte Rüştü Reçber'in Hürriyet Gazetesi'ndeki "Hepsi Kahraman" başlıklı köşe yazısı...
Fenerbahçe'nin 11'ine baktığımızda "Van Persie yok, Emenike yok" derken, 11'de olan Sow'un İbrahimovic'e nazire yaparcasına "Ben de fantazi severim" diyerek attığı gol, yaklaşık 40 bin taraftarı (Fenerbahçe, bu sezon kendi seyirci rekorunu kırdı) maça, Manchester'ı ise, şoka soktu.
Maç golle başlayınca, bir anda oyun da farklı bir h,l aldı. ManU'nun baskı kurup topa hükmederek ortaya koyduğu futbolu, F.Bahçe, takım savunması yaparak cevapladı. Rooney'nin pozisyonu dışında rakibini kaleye hiç yaklaştırmadı.
İbrahimovic girdikten sonra Rooney ile beraber hakemin üzerinde psikolojik bir baskı kurdular. Bu durum bizim futbolcularımızı ise, pasif bir çizgiye itti. Ama buna "Dur" diyen isim 42. dakikada yaptığı agresiflikle Volkan Demirel oldu. Bu hareket, "Kendimizi Kadıköy'de ezdirmeyiz" demenin farklı bir ifadesiydi. Dolayısıyla gördüğü kart ne kadar doğruyduysa, bu davranışı da arkadaşlarını silkelemek adına o kadar doğruydu.
EMENiKE ENGELİ
İlk yarı Fenerbahçe'nin oyununda göze çarpan tek şey vardı: İyi savunmanın yanında kanatlardan geldiği her atakta da tehlike yarattı.
Aslında orta alanda ne zaman pres yapsak top da kazandık, ama bunu 45 dakikada sadece üç kere yapabildik. Maç boyunca 58. dakikadaki paslaşmaları çoğaltabilseydik rakibe daha net üstünlük sağlardık.
Nitekim o dakikadaki paslaşmaların sonunda oluşan faulle gelen Lens'in mükemmel golü ManU'yu çaresizleştirdi. Zaten 65'ten sonra ümitlerinin kırıldığını da gördük. Fakat, onları dehşete düşürecek skoru Emenike'nin iki pozisyonda gecikmesi, diğerinde de tercih hatası önledi. Rooney'nin golü de güzeldi, ama gole sevinmeyip, teslim görüntüsü vermesi bir Türk olarak gururlandırdı. Çünkü daha oynanacak 6-7 dakika vardı.
Bu galibiyetle Fenerbahçe şunları kazandı:
Üst üste 3. resmi maçını aldı, havaya girdi. Formda olmasa da bir dünya devini devirdi. Müthiş bir özgüven yakaladı ve lig iştahını da artırdı. Feyenoord maçına ipler elinde çıkacak. Ha, kahraman kimdi? Böyle maçlarda kahraman yoktur, kahramanlar vardır. Hepsi kahraman...
İşte Rüştü Reçber'in Hürriyet Gazetesi'ndeki "Hepsi Kahraman" başlıklı köşe yazısı...
Fenerbahçe'nin 11'ine baktığımızda "Van Persie yok, Emenike yok" derken, 11'de olan Sow'un İbrahimovic'e nazire yaparcasına "Ben de fantazi severim" diyerek attığı gol, yaklaşık 40 bin taraftarı (Fenerbahçe, bu sezon kendi seyirci rekorunu kırdı) maça, Manchester'ı ise, şoka soktu.
Maç golle başlayınca, bir anda oyun da farklı bir h,l aldı. ManU'nun baskı kurup topa hükmederek ortaya koyduğu futbolu, F.Bahçe, takım savunması yaparak cevapladı. Rooney'nin pozisyonu dışında rakibini kaleye hiç yaklaştırmadı.
İbrahimovic girdikten sonra Rooney ile beraber hakemin üzerinde psikolojik bir baskı kurdular. Bu durum bizim futbolcularımızı ise, pasif bir çizgiye itti. Ama buna "Dur" diyen isim 42. dakikada yaptığı agresiflikle Volkan Demirel oldu. Bu hareket, "Kendimizi Kadıköy'de ezdirmeyiz" demenin farklı bir ifadesiydi. Dolayısıyla gördüğü kart ne kadar doğruyduysa, bu davranışı da arkadaşlarını silkelemek adına o kadar doğruydu.
EMENiKE ENGELİ
İlk yarı Fenerbahçe'nin oyununda göze çarpan tek şey vardı: İyi savunmanın yanında kanatlardan geldiği her atakta da tehlike yarattı.
Aslında orta alanda ne zaman pres yapsak top da kazandık, ama bunu 45 dakikada sadece üç kere yapabildik. Maç boyunca 58. dakikadaki paslaşmaları çoğaltabilseydik rakibe daha net üstünlük sağlardık.
Nitekim o dakikadaki paslaşmaların sonunda oluşan faulle gelen Lens'in mükemmel golü ManU'yu çaresizleştirdi. Zaten 65'ten sonra ümitlerinin kırıldığını da gördük. Fakat, onları dehşete düşürecek skoru Emenike'nin iki pozisyonda gecikmesi, diğerinde de tercih hatası önledi. Rooney'nin golü de güzeldi, ama gole sevinmeyip, teslim görüntüsü vermesi bir Türk olarak gururlandırdı. Çünkü daha oynanacak 6-7 dakika vardı.
Bu galibiyetle Fenerbahçe şunları kazandı:
Üst üste 3. resmi maçını aldı, havaya girdi. Formda olmasa da bir dünya devini devirdi. Müthiş bir özgüven yakaladı ve lig iştahını da artırdı. Feyenoord maçına ipler elinde çıkacak. Ha, kahraman kimdi? Böyle maçlarda kahraman yoktur, kahramanlar vardır. Hepsi kahraman...