6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli ülkemizi derinden sarsan depremlerde en büyük yıkımın yaşandığı şehirlerden biri de Hatay'dı. Futbolcu ve antrenörlerini enkazda kaybeden, tesisleri zarar gören Akdeniz temsilcisi, o dönem ligden çekilme kararı aldı. 2017 yılında beri Hatayspor bünyesinde yer alan Kemal Dağlı, deprem felaketinin yaşandığı döneme kadar burada tercüman, oyuncu izleme ve altyapı antrenörlüğü gibi görevlerde yer aldı.
Yıkıcı depremin ardından Hatayspor'dan ayrılarak Ankaragücü'ne katılan Dağlı, başkent ekibinde teknik direktörler Sedat Ağçay ve Tolunay Kafkas'ın yardımcılığını yürüttü.
Ağustos ayında İngiltere Championship ekibi Hull City'nin altyapısında U13-U14 teknik sorumlu olarak göreve başlayan 36 yaşındaki antrenör Kemal Dağlı, Hatayspor'da görev yaptığı sırada yaşadığı deprem felaketi, Hull City'e uzanan antrenörlük süreci ve hedefleriyle ilgili konuştu.
Öncelikle sizi tanıyalım. Kendinizden ve Hatayspor'da görev yaptığınız zamana kadar olan hayatınızdan bahseder misiniz?
1987 yılında Hatay Antakya'da doğdum. 9 yaşımdan 19 yaşıma kadar Hatayspor'un tüm yaş kategorilerinde forma giydim. Orada profesyonel olduktan sonra 3. Lig'de bulunan Antakyaspor'a gönderildim. Burada oynarken Konya Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesini kazandım. Konya'da hem okudum hem de futbol hayatıma devam ettim. Bunun yanında dil öğrenmek amacıyla yaz aylarında otellerde çalıştım. İngilizcenin yanı sıra Almanca ve Rusça dillerine hakimim.
"ÇOK AĞIR BİR YIKIM YAŞADIK, ALLAH BİR DAHA BÖYLE ACILAR YAŞATMASIN"
6 Şubat depreminden etkilenen illerimizin başında Hatay geliyordu. O dönem Hatay'da neler yaşadınız?
Çok ağır bir yıkım yaşadık. Bu durumu kelimelerle anlatabilir miyim bilmiyorum. İlk olarak ailemin durumunu merak ediyordum. Ağır hasar alan evimden eşimi, çocuğumu çıkardıktan sonra annemi ve babamı merak edip onların yanına koştum. Kız kardeşlerim ve yeğenim de aynı evdeydi. Şükür onlar da kendilerini dışarıya atabilmişlerdi. Onları alıp güvenli bir yere götürdüm. Saat 11'e kadar bekledik. İletişimin olmadığı bir yerdeydik. Daha sonra tesislere gittik. Herkes orada toplanmıştı. Allah bir daha böyle acılar kimseye yaşatmasın.
"VOLKAN HOCA, HERKESİN GÜVENDE OLDUĞUNU GÖRENE KADAR DURMADI"
Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel'in deprem günü yaptığı yardım çağrısı herkesin hafızasında tazeliğini koruyor. Volkan Demirel'in verdiği mücadeleye şahit olan kişilerden biri de sizsiniz. Duygularınızı anlatır mısınız?
İkinci deprem olmadan önce ailemle birlikte kulüp binasına geldik. Volkan Hoca'yı gördüm, bana sarıldı. Üzerimizde aşırı bir duygu yoğunluğu vardı. Her bir tanıdığımızı gördüğümüzde gözyaşlarımızı tutmak elde değildi. Volkan Hoca, herkesin güvende olduğunu görene kadar durmadı. Herkesle o iletişim kurmaya çalışıyordu. Enkazdan haber almaya çalışıyordu. Sürekli Taner ağabeyin ve Atsu'nun bulunduğu binaya gitti. Takımı Hatay'dan çıkaran kendisidir. Volkan Hoca'nın insanüstü çabaları olmasaydı o hengamede nasıl organize olunabilirdi bilmiyorum. Orada canlı olarak gördüğü herkese sarıldı. Herkese sarılırken de ayrı ayrı gözleri doldu. Bir gün içerisinde uçak indirdi ve takımı bir an önce buradan çıkardı. Daha sonra kendisi tekrardan deprem bölgesine geldi.
"ATSU, DEPREMDEN 3 GÜN ÖNCE TAKIMDAN AYRILACAKTI. BAVULLARI ARABASINDA HAZIRDI"
Depremden 1 gün önce Kasımpaşa'ya gol atan futbolcu Christian Atsu ve sportif direktör Taner Savut'un vefatı herkesi yasa boğmuştu. Atsu ve Taner Hoca'yla ilgili Hatayspor'daki günlerinize dair neler söylemek istersiniz?
Atsu depremden 3 gün önce takımdan ayrılmak istedi. O zamanlar transfer süreci devam ediyordu ve bavullarını toplamıştı. Atsu'nun bavulları arabasında hazırdı, bizzat gözlerimle görmüştüm. Sanırım Portekiz'den bir takımla konuşmuş ve anlaşmıştı. Yönetimden izin çıkmamıştı ve Atsu'nun burada kalmasını söylemişlerdi. Atsu, bu teklifi kabul etti. Yönetim dahil hiç kimse Atsu'yu bırakmak istemedi. Atsu'ya zamanı geldiğinde bu takımda oynayacağı söylenildi. Son Kasımpaşa maçında Atsu'ya şans geldi ve golünü attı. Atsu'nun maddi açıdan hiçbir sıkıntısı yoktu. Bana, "Seni bir gün İngiltere'ye götüreceğim" demişti. Atsu, çok iyi yerlerde futbol oynamış birisiydi ve bizde para için oynamıyordu. Arabistan'da oynayamadığı için futbolu özlemişti. Buraya gelip tekrardan bir çıkış yakalamak istiyordu. Atsu ile ilgili çok anım var. İnanılmaz yardımsever bir insandı. Tüm personele ve çevresindeki herkese faydası dokunmuştur. Zor durumda olan herkese kendi parasıyla yardım eder, arkasına bile bakmazdı. Atsu, o golle aslında bize veda etti. Atsu, "Beni böyle hatırlayın" diyerek tüm dünyaya o golle veda etti. Takımda o güne kadar ona sarılmamış olanlar gidip sarıldılar. O sarılma sanki gol için değil de Atsu'nun tüm yaptıklarına teşekkür etmek içindi. Atsu'nun ailesi cenazesini bulana kadar hep benimle iletişimdelerdi. Atsu, o gece saat 04:00 sularında eve girmişti. Aslında hep o ümit bizi ayakta tuttu. Çünkü diğer takım arkadaşlarıyla maçtan sonra oturup, sohbet ederek oyun oynamışlardı. Samuel Adekugbe bana geldi. Adekugbe, "Atsu benim evimden saat 03:30 gibi çıktı" dedi. Maalesef hayatını kaybetti. Çok değerli ve bizim için çok anlam ifade eden bir insandı. Tekrardan başımız sağ olsun.
"TANER SAVUT'A, 'BUGÜNÜ ATLATALIM AĞABEY, YARIN ALLAH KERİM' DEDİM"
5 Şubat'taki Kasımpaşa maçından sonra şu an Hatayspor'un kadrosunda bulunan Kosovalı kaleci Visar Bekaj'ı alacaktık, onunla görüşüyorduk. Sözleşmenin birkaç detayı vardı. Yoğun bir transfer dönemi geçiyordu ve sürekli Taner ağabeyle beraberdik. Taner ağabey, "Sözleşmenin detaylarını hazırlayıp gönderir misin?" dedi. Maçtan çıkmıştık, hava soğuktu. Ben de, "Taner ağabey bugünü atlatalım, zaten galip geldik. Yoruldun, sen de biraz dinlen ağabey. Yarın Allah Kerim" dedim. Maalesef yarını göremedik. Enkazlarına koştuk ama bizim yapabileceğimiz bir şey kalmamıştı.
Hatayspor'dan sonra Ankaragücü'nde göreve geldiniz. Sıkıntılı ve zorlu bir dönemin ardından futbola odaklanma süreciniz nasıldı?
Bursa'da bulunan Hatayspor'un eski futbolcusu kardeşim Akın Alkan, depremden sonra bana ve aileme evini açtı. Günlerdir yollarda olduğumuz için Bursa'ya gelirken Konya'da durmak zorunda kaldım. Mame Diouf, eşofmanlarıyla çıktı geldi. Bana ve aileme kalacak yer ayarladı. Odalara herkese göre eşofman ve kıyafetler hazırladı. Bize istediğimiz kadar burada kalabileceğimizi söyledi. Depremden 3 gün sonra ilk kez orada duş aldık. Başımızda hala enkazdan kalma kırıntılar vardı. Orada bekleyemeyeceğimi ve ailemin durumunu düşündüm. Çalışmam gerektiğini gördüm. Volkan Hoca'dan izin alıp akabinde takımlara haber gönderdim. Ankaragücü'nde Sedat Ağçay Hocam göreve yeni gelmişti, ekibinde yer alabileceğimi söyledi. Ankaragücü Kulüp Müdürü Bekir Aracı'nın da oraya girerken referansı olmuştu. Ona da çok teşekkür ederim. Ömer Erdoğan'ın ayrılmasından sonra Sedat Ağçay göreve gelmişti. O da zaten kulüp antrenörüydü ve ekibi yoktu. Bana bu fırsatı verdiği için ona minnettarım. Sportif direktör Emre Yıldız'ın onayıyla yardımcı antrenörlük görevine getirildim. Emre Yıldız'ın üzerimde emeği çoktur. Yaklaşık 6 hafta Sedat Hoca'yla çalıştım. Emre Yıldız tarafından daha sonra gelen Tolunay Hoca'nın ekibinde olmam istendi. Tolunay Kafkas Hoca ve ekibiyle sezon sonuna kadar çalışma deneyimi yaşadım. Tolunay Hoca'nın üzerimde emeği vardır. İnanılmaz bir taktisyen. Onunla çalıştığım için çok şanslıyım. Futbola hemen odaklanmak zorundaydım ve ailemin geçimine yardımcı olmam gerekiyordu. Bunu en kısa zamanda yapmalıydım. Bu durum bana çok büyük motivasyon kaynağı oldu. Ankaragücü'nün bendeki yeri farklıdır. Çok kısa zamanda çok iyi dostluklar edindim. Bana kucak açan bu camiayı asla ve asla unutamam.
"HULL CİTY, STOKE CİTY VE MİDDLESBROUGH KULÜPLERİNE BAŞVURUDA BULUNDUM"
Son yıllarda projeleriyle adından söz ettiren Hull City'nin altyapı antrenörlüğüne uzanan serüveninize dair neler anlatmak istersiniz?
Samimi olmak gerekirse benim serüvenim Gökhan Zan'ın referansıyla İlhan Palut Hoca'nın beni Hatayspor'da göreve getirmesiyle başladı. Sonrasında bu süre içerisinde oyuncu izleme ve altyapı antrenörlüğü dahil farklı görevlerde bulundum. 6 yılda 6 farklı hoca ile bire bir çalışma deneyimim oldu. Bu hocalar hepsi birbirinden değerli ve birçoğu şu anda Süper Lig'de çalışan hocalar. Hatayspor'a en son Volkan Hoca geldiğinde ocak ayında beni yanına çağırdı ve beni ekibine aldığını söyledi. Onun ekibine girmek benim için çok büyük bir gurur kaynağıdır. Hatta ona, "Hocam ciddisiniz değil mi?" diye sorunca bana gülümsemişti. O sırada benim gözlerim dolmuş, yanından öylece ayrılmıştım. Çünkü inanamamıştım, bu görevi uzun zamandır bekliyordum. Benim burada olma sebebim Volkan Hoca'dır. Benim yanımda durdu. Şubat ayında malum deprem olayından sonra Ankaragücü'ne giderken ondan izin aldım ve öyle gittim. Malum evimiz yıkılmıştı ve yeni bir hayat kuracaktık. Bu sırada eşimden dolayı hak kazandığımız İngiltere vizesine başvuru yaptık ve bu süreç içerisinde kabul edildik. Hull City, Stoke City ve Middlesbrough kulüplerine de başvuruda bulundum. Hull City ve Stoke City başvuruyu kabul etmişti. Hull City, insanların gurur duyduğu bir yapılanma olan, herkesin takip ettiği ve takdirini kazandığı bir takım. CV'mi yolladım ve bunun yanında birkaç futbol kulübüne daha başvuru yaptım. Bu süreçte sisteme dahil olan bazı mülakatları geçmem gerekiyordu. Hem sahada hem de sözlü olarak mülakatlara girdim. Önce Merthan Açıl Bey ve Tan Kesler Bey'in sözlü mülakata girdim. Başkanın da ikna olması gerektiğini söylediler. Sonra da sahada mülakata girdim. Saha mülakatında mikrofonu takıyorsunuz, kamerayla antrenmanınızı tüm altyapı hocaları ve koordinatörleri izliyor. Daha sonra verecekleri raporla işe girebiliyorsunuz. Tüm bu işlemler sonucunda kabul edildim. Burada şu ana kadar yaşadığım deneyimler inanılmaz. Umarım bundan sonra da üstüne koyarak devam ederim. Tek amacım şu anda bana güvenen ve referans olan güzel insanların başını bir kere dahi yere eğdirmemek.
Hull City'nin altyapısında hangi pozisyonda görev yapıyorsunuz? İngiltere günleriniz nasıl geçiyor?
Hull City'de U13-14 teknik sorumlusu olarak görevdeyim. Tam zamanlı çalışıyorum. Burada sadece futbol ve galip gelme odaklı değil de çocukların her türlü pozitif anlamda gelişimlerini takip edebildiğimiz bir altyapı sistemi var. O yüzden pozitif anlamda yoğun ve güzel bir tempoda çalışıyoruz. Hem öğrenip hem de öğretmeye çalışıyoruz.
"İNGİLTERE, TESİSLEŞME AÇISINDAN ÇOK İLERİDE. HER DEPLASMANA GİTTİĞİMDE DAHA FAZLA ŞAŞIRIYORUM"
Türk futbolunda bir süre görev yaptınız. İngiltere'deki deneyimlerinize de dayanarak Türk futbolunun altyapısıyla İngiltere'deki altyapıyı karşılaştırır mısınız?
Burada antrenörlerin, futbol kulüplerinin, ailelerin dahil olduğu İngiltere Futbol Federasyonu'nun kurduğu bir sistem var. Burada oyuncuların antrenmanlarını, maçlarını, gelişim raporlarını yazıyorsunuz ve bunu şeffaf anlamda yapıyorsunuz. Tamamıyla adil olmak zorundasınız. Gelişimlerini daha iyi görmemiz açısından tüm oyuncularımıza eşit süre vermeye çalışıyoruz. Takımımın sezon içinde 45 tane maç oynama barajı var. Çünkü bu çocuklar futbolu maç yaparak öğreniyorlar. Premier Lig'de neden bu kadar yüksek maçlar oynanıyor? Çünkü futbolcular bu yaşlardan itibaren hazırlanıyor. Galibiyetin dışında, yarışmadan uzak öğrenme odaklı bir sistem var burada. Tesisleşme açısından çok ama çok ilerideler. Her deplasmana gittiğimde daha fazla şaşıramam diyorum ama şaşırıyorum. Bizim ülkemizde tesisleşme eksiği göze çarpıyor. Maalesef Süper Lig takımlarının altyapılarında antrenman yapacak saha bulmakta bile zorlanılıyor. Gençlerden bir şey beklemek için önce doğru ve sağlıklı bir zemin kurmaları lazım. Umarım bu sorunlar bir an önce çözülür.
"ÜLKEMİZDEKİ KULÜPLER, GENÇ OYUNCU OYNATMA SORUMLULUĞUNU ALMAK İSTEMİYOR"
Avrupa'da görev yapan birçok yabancı antrenör, Türkiye'nin altyapılarında kaliteli oyuncuların olduğuna fakat antrenörler tarafından bu oyuncuların fark edilmediğine dikkat çekiyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir?
Kaliteli oyuncuların olduğuna yüzde yüz katılıyorum ancak fark edilmediklerine katılmıyorum. Yetenekler var ama bunları ortaya çıkarmak için sorumluluk almak gerekiyor. Birçok kulüp genç oyuncu oynatma ve sorumluluk alma noktasında sıkıntı yaşıyor. Şans verildiğinde Bertuğ Yıldırım ve Ajax'a transfer olan Ahmetcan Kaplan gibi birçok oyuncu var ülkemizde. Bunların çıkmamasının sebebini kulüplerin genç oyuncu oynatma sorumluluğunu almak istememeleridir. Çünkü ülkemizde hep kısa vadeli plan yapılmakta, orta ve uzun vade pek düşünülmemektedir.
"ALIŞMA SÜRECİNİ ATLATTIM, DOĞRU ADIMLAR ATARAK HEDEFİME ULAŞMAK İSTİYORUM"
Hem hayalinizden hem de hedeflerinizden bahseder misiniz?
Herkesin bir hayali vardır tabii ki. Benimde kendime çizdiğim hedeflerim var. Klasik şeyler söylemek istemiyorum o yüzden bunu şimdi söylemek uygun olmaz. İleride ne yapabildiğimi göreceğim. Ben henüz yolun başındayım, daha hiçbir şey başarmadım. Dediğim gibi ülkede çok fazla antrenöre nasip olmayacak 6 farklı antrenörle birlikte çalıştım, bu 6 farklı mantalite demek. Hepsinden alabildiğim maksimum dersleri aldığımı düşünüyorum. Burasının değerini çok iyi biliyorum ve nerede olduğumun da farkındayım. Ona göre çalışıyorum. Hangi antrenöre sorsan İngiltere'de çalışmak ister. Çok şükür alışma sürecini atlattım. Umarım doğru adımlar atarak hedeflerime ulaşırım.
Yıkıcı depremin ardından Hatayspor'dan ayrılarak Ankaragücü'ne katılan Dağlı, başkent ekibinde teknik direktörler Sedat Ağçay ve Tolunay Kafkas'ın yardımcılığını yürüttü.
Ağustos ayında İngiltere Championship ekibi Hull City'nin altyapısında U13-U14 teknik sorumlu olarak göreve başlayan 36 yaşındaki antrenör Kemal Dağlı, Hatayspor'da görev yaptığı sırada yaşadığı deprem felaketi, Hull City'e uzanan antrenörlük süreci ve hedefleriyle ilgili konuştu.
Öncelikle sizi tanıyalım. Kendinizden ve Hatayspor'da görev yaptığınız zamana kadar olan hayatınızdan bahseder misiniz?
1987 yılında Hatay Antakya'da doğdum. 9 yaşımdan 19 yaşıma kadar Hatayspor'un tüm yaş kategorilerinde forma giydim. Orada profesyonel olduktan sonra 3. Lig'de bulunan Antakyaspor'a gönderildim. Burada oynarken Konya Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesini kazandım. Konya'da hem okudum hem de futbol hayatıma devam ettim. Bunun yanında dil öğrenmek amacıyla yaz aylarında otellerde çalıştım. İngilizcenin yanı sıra Almanca ve Rusça dillerine hakimim.
"ÇOK AĞIR BİR YIKIM YAŞADIK, ALLAH BİR DAHA BÖYLE ACILAR YAŞATMASIN"
6 Şubat depreminden etkilenen illerimizin başında Hatay geliyordu. O dönem Hatay'da neler yaşadınız?
Çok ağır bir yıkım yaşadık. Bu durumu kelimelerle anlatabilir miyim bilmiyorum. İlk olarak ailemin durumunu merak ediyordum. Ağır hasar alan evimden eşimi, çocuğumu çıkardıktan sonra annemi ve babamı merak edip onların yanına koştum. Kız kardeşlerim ve yeğenim de aynı evdeydi. Şükür onlar da kendilerini dışarıya atabilmişlerdi. Onları alıp güvenli bir yere götürdüm. Saat 11'e kadar bekledik. İletişimin olmadığı bir yerdeydik. Daha sonra tesislere gittik. Herkes orada toplanmıştı. Allah bir daha böyle acılar kimseye yaşatmasın.
"VOLKAN HOCA, HERKESİN GÜVENDE OLDUĞUNU GÖRENE KADAR DURMADI"
Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel'in deprem günü yaptığı yardım çağrısı herkesin hafızasında tazeliğini koruyor. Volkan Demirel'in verdiği mücadeleye şahit olan kişilerden biri de sizsiniz. Duygularınızı anlatır mısınız?
İkinci deprem olmadan önce ailemle birlikte kulüp binasına geldik. Volkan Hoca'yı gördüm, bana sarıldı. Üzerimizde aşırı bir duygu yoğunluğu vardı. Her bir tanıdığımızı gördüğümüzde gözyaşlarımızı tutmak elde değildi. Volkan Hoca, herkesin güvende olduğunu görene kadar durmadı. Herkesle o iletişim kurmaya çalışıyordu. Enkazdan haber almaya çalışıyordu. Sürekli Taner ağabeyin ve Atsu'nun bulunduğu binaya gitti. Takımı Hatay'dan çıkaran kendisidir. Volkan Hoca'nın insanüstü çabaları olmasaydı o hengamede nasıl organize olunabilirdi bilmiyorum. Orada canlı olarak gördüğü herkese sarıldı. Herkese sarılırken de ayrı ayrı gözleri doldu. Bir gün içerisinde uçak indirdi ve takımı bir an önce buradan çıkardı. Daha sonra kendisi tekrardan deprem bölgesine geldi.
"ATSU, DEPREMDEN 3 GÜN ÖNCE TAKIMDAN AYRILACAKTI. BAVULLARI ARABASINDA HAZIRDI"
Depremden 1 gün önce Kasımpaşa'ya gol atan futbolcu Christian Atsu ve sportif direktör Taner Savut'un vefatı herkesi yasa boğmuştu. Atsu ve Taner Hoca'yla ilgili Hatayspor'daki günlerinize dair neler söylemek istersiniz?
Atsu depremden 3 gün önce takımdan ayrılmak istedi. O zamanlar transfer süreci devam ediyordu ve bavullarını toplamıştı. Atsu'nun bavulları arabasında hazırdı, bizzat gözlerimle görmüştüm. Sanırım Portekiz'den bir takımla konuşmuş ve anlaşmıştı. Yönetimden izin çıkmamıştı ve Atsu'nun burada kalmasını söylemişlerdi. Atsu, bu teklifi kabul etti. Yönetim dahil hiç kimse Atsu'yu bırakmak istemedi. Atsu'ya zamanı geldiğinde bu takımda oynayacağı söylenildi. Son Kasımpaşa maçında Atsu'ya şans geldi ve golünü attı. Atsu'nun maddi açıdan hiçbir sıkıntısı yoktu. Bana, "Seni bir gün İngiltere'ye götüreceğim" demişti. Atsu, çok iyi yerlerde futbol oynamış birisiydi ve bizde para için oynamıyordu. Arabistan'da oynayamadığı için futbolu özlemişti. Buraya gelip tekrardan bir çıkış yakalamak istiyordu. Atsu ile ilgili çok anım var. İnanılmaz yardımsever bir insandı. Tüm personele ve çevresindeki herkese faydası dokunmuştur. Zor durumda olan herkese kendi parasıyla yardım eder, arkasına bile bakmazdı. Atsu, o golle aslında bize veda etti. Atsu, "Beni böyle hatırlayın" diyerek tüm dünyaya o golle veda etti. Takımda o güne kadar ona sarılmamış olanlar gidip sarıldılar. O sarılma sanki gol için değil de Atsu'nun tüm yaptıklarına teşekkür etmek içindi. Atsu'nun ailesi cenazesini bulana kadar hep benimle iletişimdelerdi. Atsu, o gece saat 04:00 sularında eve girmişti. Aslında hep o ümit bizi ayakta tuttu. Çünkü diğer takım arkadaşlarıyla maçtan sonra oturup, sohbet ederek oyun oynamışlardı. Samuel Adekugbe bana geldi. Adekugbe, "Atsu benim evimden saat 03:30 gibi çıktı" dedi. Maalesef hayatını kaybetti. Çok değerli ve bizim için çok anlam ifade eden bir insandı. Tekrardan başımız sağ olsun.
"TANER SAVUT'A, 'BUGÜNÜ ATLATALIM AĞABEY, YARIN ALLAH KERİM' DEDİM"
5 Şubat'taki Kasımpaşa maçından sonra şu an Hatayspor'un kadrosunda bulunan Kosovalı kaleci Visar Bekaj'ı alacaktık, onunla görüşüyorduk. Sözleşmenin birkaç detayı vardı. Yoğun bir transfer dönemi geçiyordu ve sürekli Taner ağabeyle beraberdik. Taner ağabey, "Sözleşmenin detaylarını hazırlayıp gönderir misin?" dedi. Maçtan çıkmıştık, hava soğuktu. Ben de, "Taner ağabey bugünü atlatalım, zaten galip geldik. Yoruldun, sen de biraz dinlen ağabey. Yarın Allah Kerim" dedim. Maalesef yarını göremedik. Enkazlarına koştuk ama bizim yapabileceğimiz bir şey kalmamıştı.
Hatayspor'dan sonra Ankaragücü'nde göreve geldiniz. Sıkıntılı ve zorlu bir dönemin ardından futbola odaklanma süreciniz nasıldı?
Bursa'da bulunan Hatayspor'un eski futbolcusu kardeşim Akın Alkan, depremden sonra bana ve aileme evini açtı. Günlerdir yollarda olduğumuz için Bursa'ya gelirken Konya'da durmak zorunda kaldım. Mame Diouf, eşofmanlarıyla çıktı geldi. Bana ve aileme kalacak yer ayarladı. Odalara herkese göre eşofman ve kıyafetler hazırladı. Bize istediğimiz kadar burada kalabileceğimizi söyledi. Depremden 3 gün sonra ilk kez orada duş aldık. Başımızda hala enkazdan kalma kırıntılar vardı. Orada bekleyemeyeceğimi ve ailemin durumunu düşündüm. Çalışmam gerektiğini gördüm. Volkan Hoca'dan izin alıp akabinde takımlara haber gönderdim. Ankaragücü'nde Sedat Ağçay Hocam göreve yeni gelmişti, ekibinde yer alabileceğimi söyledi. Ankaragücü Kulüp Müdürü Bekir Aracı'nın da oraya girerken referansı olmuştu. Ona da çok teşekkür ederim. Ömer Erdoğan'ın ayrılmasından sonra Sedat Ağçay göreve gelmişti. O da zaten kulüp antrenörüydü ve ekibi yoktu. Bana bu fırsatı verdiği için ona minnettarım. Sportif direktör Emre Yıldız'ın onayıyla yardımcı antrenörlük görevine getirildim. Emre Yıldız'ın üzerimde emeği çoktur. Yaklaşık 6 hafta Sedat Hoca'yla çalıştım. Emre Yıldız tarafından daha sonra gelen Tolunay Hoca'nın ekibinde olmam istendi. Tolunay Kafkas Hoca ve ekibiyle sezon sonuna kadar çalışma deneyimi yaşadım. Tolunay Hoca'nın üzerimde emeği vardır. İnanılmaz bir taktisyen. Onunla çalıştığım için çok şanslıyım. Futbola hemen odaklanmak zorundaydım ve ailemin geçimine yardımcı olmam gerekiyordu. Bunu en kısa zamanda yapmalıydım. Bu durum bana çok büyük motivasyon kaynağı oldu. Ankaragücü'nün bendeki yeri farklıdır. Çok kısa zamanda çok iyi dostluklar edindim. Bana kucak açan bu camiayı asla ve asla unutamam.
"HULL CİTY, STOKE CİTY VE MİDDLESBROUGH KULÜPLERİNE BAŞVURUDA BULUNDUM"
Son yıllarda projeleriyle adından söz ettiren Hull City'nin altyapı antrenörlüğüne uzanan serüveninize dair neler anlatmak istersiniz?
Samimi olmak gerekirse benim serüvenim Gökhan Zan'ın referansıyla İlhan Palut Hoca'nın beni Hatayspor'da göreve getirmesiyle başladı. Sonrasında bu süre içerisinde oyuncu izleme ve altyapı antrenörlüğü dahil farklı görevlerde bulundum. 6 yılda 6 farklı hoca ile bire bir çalışma deneyimim oldu. Bu hocalar hepsi birbirinden değerli ve birçoğu şu anda Süper Lig'de çalışan hocalar. Hatayspor'a en son Volkan Hoca geldiğinde ocak ayında beni yanına çağırdı ve beni ekibine aldığını söyledi. Onun ekibine girmek benim için çok büyük bir gurur kaynağıdır. Hatta ona, "Hocam ciddisiniz değil mi?" diye sorunca bana gülümsemişti. O sırada benim gözlerim dolmuş, yanından öylece ayrılmıştım. Çünkü inanamamıştım, bu görevi uzun zamandır bekliyordum. Benim burada olma sebebim Volkan Hoca'dır. Benim yanımda durdu. Şubat ayında malum deprem olayından sonra Ankaragücü'ne giderken ondan izin aldım ve öyle gittim. Malum evimiz yıkılmıştı ve yeni bir hayat kuracaktık. Bu sırada eşimden dolayı hak kazandığımız İngiltere vizesine başvuru yaptık ve bu süreç içerisinde kabul edildik. Hull City, Stoke City ve Middlesbrough kulüplerine de başvuruda bulundum. Hull City ve Stoke City başvuruyu kabul etmişti. Hull City, insanların gurur duyduğu bir yapılanma olan, herkesin takip ettiği ve takdirini kazandığı bir takım. CV'mi yolladım ve bunun yanında birkaç futbol kulübüne daha başvuru yaptım. Bu süreçte sisteme dahil olan bazı mülakatları geçmem gerekiyordu. Hem sahada hem de sözlü olarak mülakatlara girdim. Önce Merthan Açıl Bey ve Tan Kesler Bey'in sözlü mülakata girdim. Başkanın da ikna olması gerektiğini söylediler. Sonra da sahada mülakata girdim. Saha mülakatında mikrofonu takıyorsunuz, kamerayla antrenmanınızı tüm altyapı hocaları ve koordinatörleri izliyor. Daha sonra verecekleri raporla işe girebiliyorsunuz. Tüm bu işlemler sonucunda kabul edildim. Burada şu ana kadar yaşadığım deneyimler inanılmaz. Umarım bundan sonra da üstüne koyarak devam ederim. Tek amacım şu anda bana güvenen ve referans olan güzel insanların başını bir kere dahi yere eğdirmemek.
Hull City'nin altyapısında hangi pozisyonda görev yapıyorsunuz? İngiltere günleriniz nasıl geçiyor?
Hull City'de U13-14 teknik sorumlusu olarak görevdeyim. Tam zamanlı çalışıyorum. Burada sadece futbol ve galip gelme odaklı değil de çocukların her türlü pozitif anlamda gelişimlerini takip edebildiğimiz bir altyapı sistemi var. O yüzden pozitif anlamda yoğun ve güzel bir tempoda çalışıyoruz. Hem öğrenip hem de öğretmeye çalışıyoruz.
"İNGİLTERE, TESİSLEŞME AÇISINDAN ÇOK İLERİDE. HER DEPLASMANA GİTTİĞİMDE DAHA FAZLA ŞAŞIRIYORUM"
Türk futbolunda bir süre görev yaptınız. İngiltere'deki deneyimlerinize de dayanarak Türk futbolunun altyapısıyla İngiltere'deki altyapıyı karşılaştırır mısınız?
Burada antrenörlerin, futbol kulüplerinin, ailelerin dahil olduğu İngiltere Futbol Federasyonu'nun kurduğu bir sistem var. Burada oyuncuların antrenmanlarını, maçlarını, gelişim raporlarını yazıyorsunuz ve bunu şeffaf anlamda yapıyorsunuz. Tamamıyla adil olmak zorundasınız. Gelişimlerini daha iyi görmemiz açısından tüm oyuncularımıza eşit süre vermeye çalışıyoruz. Takımımın sezon içinde 45 tane maç oynama barajı var. Çünkü bu çocuklar futbolu maç yaparak öğreniyorlar. Premier Lig'de neden bu kadar yüksek maçlar oynanıyor? Çünkü futbolcular bu yaşlardan itibaren hazırlanıyor. Galibiyetin dışında, yarışmadan uzak öğrenme odaklı bir sistem var burada. Tesisleşme açısından çok ama çok ilerideler. Her deplasmana gittiğimde daha fazla şaşıramam diyorum ama şaşırıyorum. Bizim ülkemizde tesisleşme eksiği göze çarpıyor. Maalesef Süper Lig takımlarının altyapılarında antrenman yapacak saha bulmakta bile zorlanılıyor. Gençlerden bir şey beklemek için önce doğru ve sağlıklı bir zemin kurmaları lazım. Umarım bu sorunlar bir an önce çözülür.
"ÜLKEMİZDEKİ KULÜPLER, GENÇ OYUNCU OYNATMA SORUMLULUĞUNU ALMAK İSTEMİYOR"
Avrupa'da görev yapan birçok yabancı antrenör, Türkiye'nin altyapılarında kaliteli oyuncuların olduğuna fakat antrenörler tarafından bu oyuncuların fark edilmediğine dikkat çekiyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir?
Kaliteli oyuncuların olduğuna yüzde yüz katılıyorum ancak fark edilmediklerine katılmıyorum. Yetenekler var ama bunları ortaya çıkarmak için sorumluluk almak gerekiyor. Birçok kulüp genç oyuncu oynatma ve sorumluluk alma noktasında sıkıntı yaşıyor. Şans verildiğinde Bertuğ Yıldırım ve Ajax'a transfer olan Ahmetcan Kaplan gibi birçok oyuncu var ülkemizde. Bunların çıkmamasının sebebini kulüplerin genç oyuncu oynatma sorumluluğunu almak istememeleridir. Çünkü ülkemizde hep kısa vadeli plan yapılmakta, orta ve uzun vade pek düşünülmemektedir.
"ALIŞMA SÜRECİNİ ATLATTIM, DOĞRU ADIMLAR ATARAK HEDEFİME ULAŞMAK İSTİYORUM"
Hem hayalinizden hem de hedeflerinizden bahseder misiniz?
Herkesin bir hayali vardır tabii ki. Benimde kendime çizdiğim hedeflerim var. Klasik şeyler söylemek istemiyorum o yüzden bunu şimdi söylemek uygun olmaz. İleride ne yapabildiğimi göreceğim. Ben henüz yolun başındayım, daha hiçbir şey başarmadım. Dediğim gibi ülkede çok fazla antrenöre nasip olmayacak 6 farklı antrenörle birlikte çalıştım, bu 6 farklı mantalite demek. Hepsinden alabildiğim maksimum dersleri aldığımı düşünüyorum. Burasının değerini çok iyi biliyorum ve nerede olduğumun da farkındayım. Ona göre çalışıyorum. Hangi antrenöre sorsan İngiltere'de çalışmak ister. Çok şükür alışma sürecini atlattım. Umarım doğru adımlar atarak hedeflerime ulaşırım.