Fenerbahçe'nin Kasımpaşa'yı 3-0 yendiği maça değinmeden önce Kasımpaşa'nın 100 yılını kutlayalım. 100 yılı devirmek kolay değildir, tebrik etmek gerekir.
Maça gelirsek, Fenerbahçe çok iyi mücadele etti ve maçın doğru anlarında doğru işler yaparak maçı rahat kazandı. Kasımpaşa kalecisi ve defansının Fenerbahçe'den puan alabilecek bir görüntü çizmediğini net olarak belirtmek lazım.
Bu yıl enteresan bir Fenerbahçe izliyoruz. Perotti, Samatta, Sosa, Gökhan Gönül gibi yıldızlar bazen sakat bazen de formsuz oldukları için sahada neredeyse her hafta farklı 11'ler görüyoruz. Aslında bunlar iyi sinyaller değil çünkü ligin neredeyse yarısına geldik. Fenerbahçe aldığı puanlar itibariyle iddiasını koruyor ama o kadar farklı kadrolar seyrediyoruz ki başımız döndü. İstikrarlı 11 ve istikrarlı futbolun başarıya giden yol olduğunu biliyoruz.
Bu maçın özeline gelirsek, maçın başında Fenerbahçe'nin Tisserand ile çıkardığı uzun paslar hiçbir işe yaramadı ama ilerleyen dakikalarda Pelkas, Valencia, Thiam üçgenleri sonrasında Kasımpaşa sol beki ile sol stoperi arasına atılan paslar Kasımpaşa defansını sallamaya başladı. Gol sağ taraftan gelecek derken gol sol kanattan MHY'nin ortasına çok iyi zamanlamayla sıçrayan Pelkas'ın topu Thiam'ın önüne bırakmasıyla gerçekleşti. Thiam gelişine mükemmel vurdu ve Fenerbahçe 1-0 öne geçti.
Sonrasında Ozan ve MHY'nin orta sahada kaptırdıkları topları Kasımpaşa gole çeviremeyince maçın rengi belli olmaya başladı.
Pelkas ilk devrenin uzatma anlarında yine devreye girerek 2'ci asistini yine Thiam'a yaptı.
Pelkas'la Thiam galiba birbirlerini sevdiler! Umarım bu ortaklık kısa vadeli olmaz.
Maçın ikinci yarısına 2-0 önde giren Fenerbahçe daha kontrollü oynayınca Kasımpaşa 2'ci yarıda neredeyse hiç pozisyon üretemedi. Kontratakları cömertçe harcayan Fenerbahçe ise maçın 86. dakikasında Ozan'ın harika pasını gole çeviren Ferdi ile maçı 3-0'a getirdi ve maç öncesindeki kadroya endişe ve şüphe ile bakan Fenerbahçe taraftarı rahat bir nefes almış oldu.
Eski bir sporcu ve eski bir TFF yöneticisi olduğum için hakemler ile ilgili yazmayı sevmiyorum ama taraftarın hakemlere olan güveni sıfır noktasına doğru hızla iniyor. TFF, Kulüpler Birliği ve MHK'nin acilen toplanıp radikal kararlar alması gerekir çünkü tartışılması dahi mümkün olmayan pozisyonların VAR tarafından pas geçildiğine şahit oluyoruz. Dün gece Fenerbahçe'nin ve Kasımpaşa'nın birer penaltısı verilmedi, bunları izah etmek mümkün değil. Yayıncı kuruluşun hakemi Deniz Çoban dahi izah edemedi. Yayıncı kuruluşun hakemi isyan ediyorsa taraftardan anlayış beklemek zor.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un maç sonrasında söylediği bazı sözlerin altını çizerek yazımı bitirmek istiyorum. Başkan net olarak "ölümüne mücadele eden ve savaşan bir takım istediğini" belirtti. Ben daha da ileri gideyim, Fenerbahçe kadrosundaki her futbolcu eğer futbolculuk hayatının en büyük fedakarlığını gösterip olağanüstü mücadele etmezse şampiyonluk Fenerbahçe için hayal olur çünkü bunu yapan takımlar var hatta ipucu vereyim, birinin rengi siyah-beyaz.