İstanbul'da hangi ilçeler depremde tehlikeli? Semt sem deprem haritası
Haber Tarihi: 12 Haziran 2017 17:12 -
Güncelleme Tarihi:
12 Haziran 2017 17:12
İstanbul'da hangi ilçeler depremde tehlikeli? Semt sem deprem haritası
Ege Denizi depremi sonrası İstanbul'da hangi ilçelerin daha güvenli, hangi ilçelerin deprem açısından daha tehlikeli olduğu merak ediliyor. İşte yanıtı...
Ege Denizi depremi sonrasında İstanbul'un deprem açısından en riskli ve en tehlikeli ilçeleri hangisi sorusu sorulmaya başlandı. İşte İstanbul deprem haritası
İstanbul'un semt semt deprem haritası
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı "Deprem Bilgi Kartları"na ulaşıldı.
İşte ilk kez Aktüel'de yayınlanan İstanbul Depremi ile ilgili hiçbir yerde yayınlanmamış bilgiler...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığı, Büşükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş için, içinde İstanbul depremiyle ilgili birçok bilginin yer aldığı "Deprem Bilgi Kartları" hazırladı.
Bu kartlarda anlatılanlar doğrultusunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olası İstanbul depremi riskine karşı İstanbul'un ilçelerini tek tek inceliyor.
Bina taraması için ilk önce Avcılar, Küçükçekmece, Fatih, Eminönü, Bakırköy, Bayrampaşa, Adalar, Beyoğlu, Zeytinburnu ve Bahçelievler ilçeleri belirlendi.
Projenin koordinatörlüğünü üstlenen ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu yönetiminde beş yılda hazırlanan çalışmada, altı ilçede toplam 146 bin 987 konut ve işyeri tek tek tarandı ve karşımıza şu vahim tablo çıktı:
Zeytinburnu'nda 6 bin 30 binanın 2 bin 300'ü, Fatih'te 27 bin 884 binanın 2 bin 750'si, Küçükçekmece'de 53 bin 138 binanın 9 bini, Bahçelievler'de 20 bin 424 binanın 15 bini, Güngören'de 9 bin 538 binanın 7 bin 300'ü ve Bayrampaşa'da 19 bin 973 binanın 6 bin 150'si yüksek risk barındırıyor.
Zeytinburnu'nda yüksek risk barındıran 2 bin 300 binanın çoğunun Sümer Mahallesi'nde olduğu belirtiliyor.
İstanbul depremi için iki senaryo var. Deprem riskine karşı heyelan, sıvılaşma ve tsunami gibi depremin dolaylı etkileri göz önüne alınmadan hazırlanan iki ayrı senaryo bulunuyor.
En kötü senaryoda, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi içinde kalan ve 1766'dan beri kırılmayan kısmının tamamen kırılması ve 7,5 büyüklüğünde deprem yaratması hesaplandı.
Sucuoğlu'nun elindeki veriler, 7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre önemli derecede hasar beklenen yığma bina sayısının sadece 1500 olduğunu gösteriyor.
Çoğunluğu iki-üç katlı bu binaların yıkılması durumunda bile can kaybına neden olma olasılığı oldukça düşük.
"İstanbul'da 7,2 büyüklüğünde deprem olması durumunda incelenen 100 bin 665 betonarme binanın 24 bin 190'ının çökmesi veya ağır hasar görmesi bekleniyor.
7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre ise bu sayı 43 bin 270 olabilir.
Bu sayılar evvelce yaklaşık tahmin yöntemleri kullanarak ve binaları yerinde incelemeden, kayıtlı belgeler üzerinde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, oran olarak çok daha yüksek."
Bu durum, sadece belirli bölgelerde yapılacak kentsel dönüşüm çalışmalarıyla İstanbul genelinde deprem riskini azaltma hedeflerini neredeyse imk,nsız kılıyor.
Tehlikeli binaların yıkılması veya güçlendirilmesi gerekiyor. Güçlendirme için binanın sadece yıkılmamasını hedefleyen basit ve ekonomik yöntemlere ihtiyaç var."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi önümüzdeki süreçte Esenler, Bağcılar, Eminönü, Beyoğlu ilçelerinde de çalışmalara başlayacak, bakalım oralardan ne sonuç alınacak.
Prof. Dr. Sucuoğlu'nun verdiği bilgilere göre depremde ağır hasar görmesi veya yıkılması beklenen binalar adres olarak teker teker belirlenmiş: "Her bina için ayrı bir dosya hazırlandı ve ilgili ilçe belediyelerine teslim edildi. İsteyen bina sahibi veya kat maliki bu dosyaya ulaşabilir."
Çalışma kapsamında incelenen birinci derece deprem bölgesindeki 125 bin binanın 16 binini Zeytinburnu, 27 binini Fatih, 35 binini Küçükçekmece ve 47 binini Bahçelievler- Bayrampaşa-Güngören ilçelerindeki konut ve işyerleri oluşturuyor.
İstanbul'un yıkılacağı öngörülen binalarının önemli bir bölümü Zeytinburnu'nda bulunuyor.
Zeytinburnu'ndaki 16 bin 30 binanın 2 bin 300'ü deprem için yüksek riskli binalar sınıfına giriyor.
Kötü senaryoda, yani depremin 7,5 büyüklüğünde olması durumunda ağır hasar görecek ve yıkılacak binaların oranı kıyıdaki Zeytinburnu'nda yüzde 57 (8 bin).
İBB Afet merkezinin raporunda Küçükçekmece deprem konusunda en riskli ilçe olarak belirtiliyor.
Diğerlerinin ise tamamen Küçükçekmece çevresindeki ve yakınındaki ilçelerden oluştuğu ifade ediliyor. Fakat olası bir depremde yıkılacak bina sayısı diğer ilçelere göre düşük.
Küçükçekmece'deki 53 bin 138 binanın 9 bini yıkılma riski taşıyor.
Halk arasında zelzele olarak da bilinen deprem, yer kabuğunda beklenmedik bir anda meydana gelen sarsıntı olayıdır. Bu sarsıntının boyutu yer altındaki sismik hareketlerin büyüklüğüne göre, yer yüzünde kırılma olarak kendini gösterir. Hayatı olumsuz şekilde etkileyen doğal afetlerden biri olan deprem hakkında bilmediklerinizi makalemizde detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz.
Dünya üzerinde sel felaketleri, kasırgalar, toprak kaymaları ve deprem gibi birçok doğal afet olayları yaşanmaktadır. Ciddi şekilde can ve mal kayıpları olan bu doğal afetleri ne yazık ki önlemek mümkün değildir. Ancak alınan tedbirlerle en az düzeyde zarar görmeye çalışılmaktadır. Bu doğal afetlerden biri de zelzele olarak da adlandırılan depremlerdir. Dünyanın oluşumundan bu yana fay hatlarında ve sismik yönden hareketli olan yerlerde depremler meydana gelmektedir.
Farklı şiddetlerde meydana gelen depremler bazen çok hafif sallantı şeklinde bazen de büyük tsunamilere sebep olacak kadar şiddetli olmaktadır. Eğer yeryüzüne yakın bir yerde çok büyük şiddette bir deprem meydana geldiyse bu tsunami, volkanik hareketler ve toprak kaymaları gibi birçok doğa olayını da tetikleyebilmektedir.
Dünyanın en etkin deprem kuşakları arasında yer alan ülkemizde de irili ufaklı birçok deprem meydana gelmektedir. Geçmişte yaşanılan büyük depremlerde ciddi sayıda can ve mal kaybı olmuş, birçok yer yaşanılamayacak hale gelmiştir.
Deprem Nedir?
Deprem Nedir?Deprem yer kabuğu içerisinde oluşan kırılmalar nedeniyle oluşan titreşimin, dalgalar halinde yayılarak yeryüzüne yansıması olayıdır. Bu dalgalar yayılırken geçtiği ve ulaştığı her yeri etkisinde bırakarak, kırılmalara yol açar. Diğer bir deyişle, aslında hareketsiz kabul ettiğimiz, üzerine güvenle basıp, evlerimizi yaptığımız toprağın hareket ederek üzerinde bulunan her şeye zarar vermesi olayıdır. Deprem esnasında evler ve binalar yıkılır, can kayıpları ve yaralanmalar olabilir.
Depremi inceleyen bilim dalına ise sismoloji denir. Sismoloji depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yer kabuğu içerisinde hangi yönden ne tarafa doğru hareket ettiğini, sarsıntının şiddetini ve ölçüsünü inceleyen bilim dalıdır.
Deprem Nasıl Oluşur?
Deprem Nasıl Oluşur?Depremlerin büyük bir bölümü yeryüzünün 12 km derinliğine kadar ulaşan elastik kısımda meydana gelmektedir. Bu kısımdan daha aşağılarda sıcaklık 400 derecenin üzerinde olduğu için herhangi bir yer hareketi olmaz. Elastik olan üst kısımda ise her yıl birkaç cm'lik bir kayma hareketi olur. Bu küçük hareketler uzun yıllar birikir ve büyük bir hal aldığında birkaç metrelik büyük kaymalara yol açar. Bu da yeryüzünde deprem dediğimiz yer sarsıntısı olayı olarak bize yansımaktadır.
Deprem yer kabuğundaki fay adı verilen kırıklıklar üzerinde meydana gelir. Faylar kırılgan yapıda olan kayaların yüksek basınç ve gerilime maruz kalıp kırılmasıyla oluşan yapılardır. Bu gerilmeler yeryüzünün değişik kısımlarında olabilir. Depremler ise kayalık bir alanda oluşan gerilmenin ani bir harekete yol açacak kadar yükselmesiyle oluşan yer hareketidir. Bu gerilmelerin boşalmasıyla çok büyük bir enerji ortaya çıkar. Oluşan enerjinin çevresindeki kayalıklarda yaptığı titreşim sonucu ise depremler meydana gelmektedir.
Deprem Türleri Nelerdir?
Deprem Türleri Nelerdir?Depremlerin meydana gelme nedenlerine göre farklı türleri vardır.
Tektonik Depremler: Yeryüzünde oluşan depremlerin % 90'ı tektonik depremlerdir. Yer kabuğunu oluşturan levhaların birbirine basınç uygulamaları ve birbirlerini hareket ettirmeleri sonucu oluşan deprem türüdür. Türkiye'de oluşan depremlerin büyük bir bölümü tektonik depremler grubundadır. Volkanik Depremler: Volkan patlamaları nedeniyle oluşan depremlerdir. Yerin altında bulunan lav dediğimiz yanıcı katı ve gaz kütlelerinden oluşan sıvı yeryüzüne çıkmak istediğinde, lavların hareketinden dolayı bir gaz sıkışması olur. Bu gaz sıkışmaları ise volkan patlamalarını meydana getirmektedir. Japonya ve İtalya'da oluşan depremlerin bir kısmı volkanik depremlerdir. Türkiye'de ise aktif bir yanardağ bulunmadığından bu tür depremler görülmemektedir. Çöküntü Depremler: Bu tür depremler yerin altında oluşan boşlukların tavanlarında bulunan toprağın erimesi, yumuşaması ya da çökmesi sonucu oluşan depremlerdir. Çöküntü depremlerin oluşmasında maden ocaklarında yapılan kazı çalışmalarının olumsuz etkisi olmaktadır. Ayrıca barajlar yapılırken bir fay hattına denk gelinip toprağın çökmesiyle de çöküntü depremler oluşabilir. Bu tür depremlerin hissedilme alanı yerel olduğundan enerjileri ve etkileri diğer türlere göre daha azdır. Tsunami: Deprem odağı denizin altında olan ve denizin içerisinde meydana gelen deprem türüdür. Depremin meydana geldiği denizde dalgalar kıyıya doğru olur ve o kadar büyük boyutlara ulaşır ki, kıyıdaki tüm ev ve binalara zarar verir. Bu dev dalgalara ise tsunami adı verilmektedir. Deniz depremlerinin en çok görüldüğü ülke olan Japonya'da 1896 yılında tsunamiden 30.000 kişi hayatını kaybetmiştir.