ALİ GÜLTİKEN: "Bu maça kadar Galatasaray ligimizin duran toplardan açık ara en çok gol atan takımıydı. 27 golün 11'ini bu tür organizasyonlardan atmıştı. Beşiktaş karşısında da bunu tekrar etti. Daha doğrusu Beşiktaş çok ortada olan bu istatistiklere rağmen aynı şekilde goller yiyerek bile bile lades dedi. Galatasaray çift santrfor olarak Osimhen ve İcardi ile oynamaya çalıştı. Ancak çok arzu ett-i ği seviyeye ulaşamadı. Birçok derbide olduğu gibi Beşiktaş, 11'in içinden performans olarak hiç kimseyi öne çıkaramadı. Fakat bireysel bazı performanslar maçın sonucu belirledi. Galatasaray adına sahanın en iyisi Sanchez'di. Galatasaray'ı ayakta tuttu. Bir diğer isim de Osimhen'di. Attığı golle Beşiktaş'ın gardını düşürdü." [Sabah]
UĞUR MELEKE: "Beşiktaş cephesinde değişen bir şey yok. Rafa Silva’nın kanatta oynadığı hemen her maçta hayal kırıklığı yaşıyorlar. Van Bronckhorst’un Rafa’yı sola kilitlediği maçlar Ajax (0-4) ve Lugano (3-3)... Rafa Silva’yı sağa kilitlediği maçlar Gaziantep (1-1) ve Galatasaray (1-2). Takımın beyni, kalbi, her şeyi Rafa Silva’nın merkezde kendini en iyi hissettiği yerin elinden alınıp Joao Mario’ya verilmesi inanılmaz." [Hürriyet]
ÖMER ÜRÜNDÜL: "Beşiktaş'a gelince sergiledikleri futbol tam bir hayal kırıklığıydı. Okan Buruk, İcardi'den vazgeçemediği için çift santrforlu, üçlü defans uygulatmaya başladı. Bu düzene karşı pozisyon olarak zorlamanız için önde kenarlarda hızlı oyuncularınız olacak. Ne Semih ne Rafa Silva bu tipte oyuncular değil. Rashica sakat olduğundan elinde bu tarzda sadece Muçi vardı. Çoğu maç oynattığın Muçi'yi niye 11'de oynatmadın? Sıradan bir İsveç takımı bu düzendeki Galatasaray'a bir devrede 3 gol attı. Son saniyede de dördüncüyü kaçırdı. Ben sezon başladıktan sonra 'Immobile ile Rafa Silva çok önemli oyuncular ama fiziki düşüş başladı' dedim. Bu maçta ikisi de sahada yok gibiydi." [Sabah]
GÜNTEKİN ONAY: "İkinci golün ardından Beşiktaş’ın oyundan düştüğünü gördük. Giovanni Van Branckhorst orta alanda yüksek pas isabetiyle oynayan baskıdan topu rahat çıkartan Joao Mario’yu oyundan çıkartmasının da bunda etkisi oldu. Çıkması gereken oyuncu Joao Mario değil Semih Kılıçsoy idi. Okan Buruk son bölümde yaptığı değişikliklerle hem süreye oynadı hem de takımın direncini artırmak istedi ancak Galatasaray’ın da dengesi bozuldu. Beşiktaş golü daha erken bulabilse bu maçtan puan da çıkartabilirdi." [Hürriyet]
BİLAL MEŞE: "Beşiktaş kötü mü oynadı, elbette hayır... Rakip sahaya geçişleri iyi uygulayan Kartal, final paslarında sınıfta kaldı. Siyah-beyazlı takım ikinci yarı vites yükseltti, pozisyon üretti, gelin görün ki bunları gollerle taçlandıramadı. Bronckhorst’un sabrına hayranım! Mario’ya nasıl bu kadar sabır gösterdin, pes doğrusu! Muçi 68’de oyuna girdi, 90+4’te klasına yakışır bir gol attı, Muslera izlemekle yetindi! Evet, hakem Arda Kardeşler, Kartal’a el freni oldu, namağlup unvan gitti, artı zirve yarışında ‘darbe’ yedi, lider ile aradaki puan farkı açıldı!" [Milliyet]
AHMET ÇAKAR: "Beşiktaş'ta iki tane oyuncu var, Gedson ve Rafa Silva, hepsi bu... Gerisi çok sıradan. 'Yıldız Semih' diyoruz, yıldız falan değil. Daha birinci dakikada yaptığı hatayı hiçbir yıldız yapmaz. Sıfıra yakın dışarı çıkartacağına kaleye vurmaya çalışıyor. Bu sıradanlıktır." [Sabah]
TURGAY DEMİR: "Beşiktaş, yürüyen bir Galatasaray'dan iki gol yiyerek derbiden puansız ayrıldıysa bunun en büyük sorumlusu inatçı, hayalperest Giovanni Van Brocnkhorst'tur… Sezon başından bu yana, özel maçlar ve Avrupa arenası dahil, iki kanatta, Muçi, Semih, Joe, Rashica, Bahtiyar hatta Rafa Silva'yı denemesine rağmen, bu kanatların en önemli oyuncusu Can Keleş'i bir kez olsun kadroya koymayan Giovanni, Beşiktaş'ı güneş altındaki kar gibi eritiyor ve eritecek." [Fotomaç]
