Süper Lig'in 9. haftanın açılış maçında Beşiktaş, deplasmanda Başakşehir'e 3-2 mağlup oldu. Spor yazarları maçın değerlendirmesini yaptı. İşte o sözler...
UĞUR MELEKE: "Dün iki takımın ikişer gol attığı ikinci devrenin bu güzel maçın doğal akışı olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş’ın sahadan puansız ayrılma sebebiyse ilk devredeki temposuzluğuydu. Maçta 31’inci dakikaydı. Beşiktaş Rıdvan’la bir taç atışı kullanıyordu. Daha doğrusu kullanamıyordu! Top Rıdvan’ın elinde, genç oyuncu bir soluna bir sağına dönüyor, ama hiçbir arkadaşı kıpırdamıyor. Tüm Beşiktaşlılar markajda. Hepsi bizimle beraber izliyorlar Rıdvan’ı! Milli sol bek 15-20 saniyelik beklemeden sonra topu elinden manasızca çıkartıyor, top hiçbir arkadaşının olmadığı bölgeye gidiyor hedefsizce. Dün bu tarz sahneleri bolca izledik Başakşehir Stadı’nda. Siyah-beyazlıları geçen sezon taç atışlarındaki hassasiyetleri dolayısıyla çok övmüştüm bu sütunda. Aboubakar o taçların anlam kazanmasında çok önemli bir faktördü. Sanırım Kamerunlu’dan sonra aksadı biraz o işler. Aslında taç atışı, futbolun en fazla kullanılan duran topu. Bize çok önemsiz gibi geliyor, ama bu atışlarda topun sizde kalması atak sürekliliğinizi belirleyen belki de bir numaralı faktör." (HÜRRİYET)
ERMAN TOROĞLU: "Bu sene Beşiktaş'ta Sergen ve futbolcular hala geçen sene yani tarih ile yaşıyorlar. Enteresan beyanatlar ve diyaloglar var. Futbolda dün yok, bugün var. Geçen sene Beşiktaş ve Sergen; kadro darlığı, mücadelesi ve diğer teknik adamların ukalalığı dolayısıyla sempatik gelmişti. Ama bu sene kazın ayağı öyle değil. Sergen'in ayağının yere basması lazım. Dün geceki maçta Beşiktaş'ın neredeyse pozisyonu bile yok. Attıkları iki golün birini kaleci, diğerini defans hediye etti. Oyun anlayışı olarak sahaya yayılış, futbol mantalitesi olarak Başakşehir çok daha iyiydi. Teknik adam değişikliği 1-2 hafta takımlarda artı değişiklik yapar. Ama sonra eskiye döner. Başakşehir'in kadro görüntüsüyle puan durumu orantılı değil. Buralarda olmaması gerekir. Çünkü dün akşam net gördük. Daha akıllı oynayarak hak ettiğini aldılar.Dün akşam Beşiktaş ne oynadı. Hepsi hikâye. Sanki Beşiktaş 'nasıl olsa bu sene de şampiyonum' havasında... En büyük tehlike bu. Eski çamlar bardak olur. Başakşehir kazanmak için her şeyi yaptı ve hak ettiğini aldı." (SABAH)
TURGAY DEMİR: "Atiba her ne kadar öne çıksa da zaman zaman öne çıksa da hiç bir zaman sekiz ya da on numara değil. Dolayısıyla böyle bir maçta iki altı numarayla başlamak bana göre yanlıştı. Değişiklik yaparken aynı durumu koruyup Necip'i oyuna almak ise akıl tutulması… Rakip Real, Liverpool'sa Necip'i alır üçüncü stoper gibi kullanırsın ama burada kreatif bir oyuncuya ihtiyacın var, Necip'e değil. Nitekim Beşiktaş maçın büyük bölümünde ön tarafta çoğalmayı başaramadı ve oyun ritmini bulamadı. İlk yarıda Güven ve Atiba ve Oğuzhan'ın etkisizliği ana problemdi, ikinci yarıya Larin-Alex-Necip'le başlayınca problemin bir bölümü çözüldü hepsi bu. Alex, Ghezzal, Batshuayi'yi besleyemez ve yeteri kadar topla buluşturamazsan pozisyon üretmen de zorlaşır, gol atman da. Bu tip oyuncuları besleyecek kişi de asla Necip değil. Misal, Pjanic olsa Josef'in yanında Necip mi oynayacaktı yoksa Atiba mı! İkisi de değil Pjanic oynayacaktı! Öyleyse onun yokluğunda, yine kreatif bir çözüm bulmak gerekmez miydi!?" (FOTOMAÇ)
ALİ GÜLTİKEN: "Futbolda evdeki hesap çarşıya uymuyor. İki kere iki dört de etmiyor. Beşiktaş aslında bu matematiği böyle işleyeceği iddiasıyla maça çıktı, haklıydı da... Kadroda sakat olan birçok oyuncu sahaya dönmüş, hatta kulübe tekrar zenginleşmişti. Bütün bunlar iyi bir sonucu da hayal ettiriyordu. Ama ötesine geçemedi.. Beklenti yaratan Ghezzal, Oğuzhan, Batshuayi, Larin, Atiba ve Alex gibi oyuncular bireysel performanslarının çok gerisinde kaldılar. Bunun yanında takım bütünlüğü de yoktu. Beşiktaş'ın agresif oyununa alışığız. Dinamik ve coşkulu oyununa da çok alışığız. Ama dün akşam rakibine daha fazla müsaade eden, kendi oyunundan çok uzakta olan Beşiktaş performansı sahadaydı. Başakşehir tempoyu ne zaman istediyse yükseltti, ne zaman istediyse düşürdü. Özellikle Okaka'nın muazzam bireysel performansı Beşiktaş'ı oyun olarak da skor olarak da çok zorladı. Oyunun ilk yarısını zaten Beşiktaş adına es geçiyoruz. Sahada olan taraf yalnızca Başakşehir idi. Bunda Oğuzhan'ın, Atiba'nın, Güven'in ve Batsuhayi'nin çok düşük performanslarının etkisi oldu. İkinci yarıda doğal olarak Alex, Necip ve Larin değişikliği gelse de oyundaki değişim Beşiktaş'ın istediği ölçüde olmadı. Özellikle hücum arayışına çıkan bir takım olarak savunma arkasına verdiği pozisyonlarda yediği üst üste iki gol de Beşiktaş kadrosu adına çok affedilir bir şey değil. Bu maçın Beşiktaş açısından alınacak çok dersi var. Özellikle motivasyon ve coşku konusunda oyuncuların kendilerini sorgulamaları gerekiyor. Başakşehir'in coşkusu ve azmi Beşiktaş'ın üzerine çıkınca bunun farkı tabelaya da yansıdı." (SABAH)
REHA KAPSAL: "Rachid Ghezzal ile Valentin Rosier'in performansları bu sezon o kadar başarısız ki, Beşiktaş taraftarı sanırım geçen sezonu mumla arıyor. Batshuayi hareketli ama onu kullanacak, arkada oyun için konfor alanı yaratacak Oğuzhan Özyakup, Ghezzal ve Güven Yalçın'ın performansları çok yetersiz. Hatta Beşiktaş'ın, top Başakşehir'deyken ön alan baskısını Batshuayi'ye yardım ederek, hep birlikte geçen sezon yaptıkları o karşı presle yapamadıkları da açıkça görünüyor. Bir de geçen seneki gibi oyuna skora isyan etmeyen, saha içinde o işbirlikçi yapıdan da uzak kalınca; başarısızlık elbette kaçınılmazdı. Beşiktaş teknik heyeti ve futbolcuları, geçtiğimiz sezon ve çifte kupa kazandıkları mayıs ayındaki gibi yaşıyor ve davranıyorlar. Yeni sezonda ve Ekim ayındayız. Artık geçtiğimiz sezonu bırakıp, bu seneye odaklanmaları ve kafa yormaları gerekir. Hem de hepsinin!" (FOTOMAÇ)
SERDAR SARIDAĞ: "Sergen Yalçın, ikinci yarıda Necip, Alex ve Larin’i aynı anda oyuna sokarak sadece taktiği değil maçın havasını da değiştirmek istedi. 53. dakikada kaleciyle karşıya karşıya kalan Chadli’nin vuruşunda top Mert’in ayağına çarparak kornere gitti. Beşiktaş adına bir mucizeydi. Bunun üstüne bir de Alex 59’da beraberlik getiren golü atınca, maçın havası bir anda değişir diye düşündük. Fakat baskılı olmasına Beşiktaş savunması dönen toplarda tek ayağı üzerinde yakalandı. Önce Guldbransen’in pasında Okaka 83. dakikada durumu 2-1 yaptı. Ardından bu kez Guldbransen’in kendisi 85’te skoru 3-1’e getirdi. Batshuayi’nin 90+1’de attığı penaltı golü sadece 3-2’lik skoru belirledi." (MİLLİYET)
BİLAL MEŞE: "Koca Beşiktaş, rakip kaleyi taa 25. dakikada yoklayabildi! Olacak iş mi bu? O da Güven Yalçın’la, hem de üç kez... İkisi kalecinin kucağına, biri auta, hepsi o kadar! Arkadaş golcü ya, pas yerine hep vurmayı tercih etti nedense! Artı, rakibin oyun anlayışı nedeniyle bırakın Kartal pozisyon üretmeyi, sahasından çıkmak da bile zorlandı. Başakşehir mi? Valla, belli ki ilk maçı olmasına karşın Emre Belözoğlu dersini iyi çalışmış, öğrencilerini maça iyi hazırlamış. Emre Belözoğlu, ilk sınavından üç puanla çıkarken, Kartal’a da çelme taktı. Yalnız, Vida’nın ceza alanı içinde çekilip, indirilmesi, maçın kırılma anıdır bence. Nedense, bu tip hakem hataları genellikle Beşiktaş’a denk geliyor. Ne dersiniz eyyy MHK?" (MİLLİYET)
MURAT ÖZBOSTAN: "İlk yarı bittiğinde Beşiktaş sezonun en silik futbolunu oynadığı Gaziantep deplasmanından farklı bir görüntüde değildi. Cezalı Sergen Yalçın locada, sakatlıktan dönen Ghezzal ve Atiba sahadaydı. Ama varlıkları ile yoklukları belli değildi.. Sadece onlar değil tabii! İlk yarım saat rakip ceza alanı içinde topla bile buluşamayan Beşiktaş, oyunu Başakşehir sahasına yıkamazken sahada ne yaptığını bilen müthiş presi ile Batshuayi ve takımı hücuma çıkarmaya çalışan Rıdvan vardı.. İlk yarının özeti buydu.. Bu bölümü geride kapatan Sergen Yalçın kötü oynayan üç adamı oyundan aldı: Güven, Atiba ve Oğuzhan.. Ve Beşiktaş rakip alana yerleşti. Aslında Emre Belözoğlu'nun işine gelen oyun planıydı. Çünkü takımı öndeydi ve kontratak arayacaktı. Hesapları Volkan'ın bireysel hatası bozdu. 1-1'den sonra Belözoğlu'nun da doğru değişiklikleri Beşiktaş'ın baskısını kırdı. Ve Kartal dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Arka arkaya 2 kontratakla 3-1 geriye düştüler. Beşiktaş ikinci golü bulsa da sonuç değişmedi.. Geçen sezonki Beşiktaş'ı arıyor taraftar!.. Neden? En dikkat çeken şey oyun istikrarı yok. Geçen sezon Beşiktaş oyundaki kalitesi, isteği, hırsı ile şampiyon olmuştu. Kartal'a milli ara da iyi gelmemiş. Takımın enerjisi düşük. Önlerinde hayati Sporting maçı da var. Sonra da Galatasaray.. Sergen Yalçın'ın acilen bu takımı fabrika ayarlarına döndürmesi gerekiyor. Altay yenilgisi 10 tane sakat futbolcunun varlığı ile açıklanabilir ama dün gece Beşiktaş sadece Pjanic olmadığı için kaybetti denmeyeceğine göre, vidayı değil vidaları sıkma zamanı!.." (SABAH)
OKTAY DERELİOĞLU: "Sakatların birçoğunun düzelmesinin ardından Beşiktaş'ın Başakşehir karşısında güçlü bir oyunla sahada yer almasını bekliyorduk. Ancak dün beklenen olmadı ve Başakşehir maça etkili başlayan, topu kontrol eden, rakibini daha çok zorlayan taraf oldu. Emre Belözoğlu yönetiminde Turuncu- Lacivertliler'in oyun kimliğini değiştirdiğini ve daha öz güvenli oynadığını gördük. Beşiktaş'ın ise tam aksi milli takım arasını iyi değerlendiremediği ve geriye gittiği ortaya çıktı. Takımın coşkusunun da eskiye nazaran eksik olduğunu söyleyebiliriz. Bir tek Pjanic'in eksikliği Beşiktaş'ın oyununu bu kadar etkilememeli ve bu bahane olarak kabul edilmemeli. Şu bir gerçek ki Beşiktaş iyi durumda değil ve bir an önce fabrika ayarlarına dönmeli." (TAKVİM)
SİNAN VARDAR: "Tabancaya tek bir kurşun yerleştirilir ve kurşunun yeri belli değildir. Sonra tetik çekilir. Dünkü 90 dakika tam anlamıyla Beşiktaş için rus ruletiydi. Beşiktaş'ın ilk yarıdaki futbolu keyifsizdi. Atiba kötü günündeydi. Onun durgunluğu Josef'e de olumsuz yansıdı. Ghezzal sazı bir türlü eline alamayınca Beşiktaş pozisyon bile üretmekte zorluk çekti. Batshuayi baktı top gelmiyor kendi başına pozisyon üretmeye çalıştı. Başakşehir bulunduğu yeri hak etmediğini hepimiz biliyoruz. Kazanmak istediklerini gösterdiler. Özellikle ilk yarıda ayağa iyi pas yaptılar, takım olarak çok koştular ve Beşiktaş'a boş alan bırakmadılar." (FOTOMAÇ)
ATTİLA GÖKÇE: "Milli ara Beşiktaş’a yaramamış. Sakatlık ve tedavi süreçleri takımda çözülmeye neden olmuş. Savunma ve hücum organizasyonları adeta unutulmuş. Beşiktaş baskılı oyun ve çabukluğunu kaybetmiş, soğumuş. Başakşehir, sıkıntılı haftalarda önce Fenerbahçe’yi yendi. Dün de Emre Belözoğlu yönetiminde ayağa kalkıp Beşiktaş’ı yendi. Yolları açık olsun. Her topa ayak uzatılmayacağı da en iyi bilenlere acı bir ders oldu. Hayırlı olsun." (MİLLİYET)
İLKER YAĞCIOĞLU: "Beşiktaş'ın milli maç arasında sakatlarının büyük bölümü döndü ama takımın temposunda bir düşüş var. İki kaleci de yaptıkları hatalarla skora çok etki ettiler. Beşiktaş'ta bir de Pjanic'in eksikliği çok hissediliyor. Pjanic'li Beşiktaş ile Pjanic'siz Beşiktaş arasında dağlar kadar fark var. Emre Belözoğlu da ilk maçında önemli bir galibiyet elde etti. Bundan sonraki maçlarda da Başakşehir'in daha etkili bir futbol oynayabileceğini söyleyebilirim. Beşiktaş ise bir an önce eski formuna kavuşmalı." (TAKVİM)