Galatasaray'ın mutlu sona ulaştığı Süper Lig oldukça uzun bir maraton ve özellikle bu sezon Video Hakem Sistemi'nin de hayatımıza girmesiyle beraber birçok kırılma anına sahne oldu. Şampiyonluk için bir an dahi "kırılma anı" olarak değerlendirilebilir, o anları hazırladık.
Galatasaray için sezonun ilk kırılma anı, deplasmanda oynanan Trabzonspor maçıydı. O gün Galatasaray için kolay bir akşam olmadı ama başarıya giden yol acında geçiyor. Belhanda'nın 30. dakikada gördüğü kırmızı kart ve sarı kırmızılıların o an zorlanması bir kırılmaydı. Fatih Terim elbette biliyordu ama takım da farkına vardı ki son şampiyon olmaları geçmişte kalan bir başarı. Tekrar başarılı olmaları için disiplinli olmaları ve bir 'şampiyon' gibi oynamaları gerekiyordu.
Bafetimbi Gomis'in satışı sonrası Fatih Terim'in elinde santrafor kalmamıştı. Deneyimli teknik adam Antalya deplasmanında sıkışan maçı açmanın bir yolunu buldu. Önce Maicon'u 76'da oyuna aldı ve pivot santrafor gibi kullanmaya başladı. Antalyaspor savunmasının çok zorlandığını gören Terim, ikinci stoperi Ryan Donk'u 85'de oyuna aldı ve onu da pivot santrafor oynatmaya başladı. Sarı kırmızılılar içeri ortaları sıklaştırmaya başladı. Ryan Donk, 87. dakikada golünü attı ve adeta mucizevi bir 3 puanı Galatasaray'a getirdi.
Galatasaray, sahasında Fenerbahçe'ye karşı 2-0 öne geçti ancak mücadele 2-2 sona erdi. Kırılma anı aslında, bu maçtan sonra verilen ağır cezalar. Galatasaray'ın düşmesi ve kopması beklenirdi ancak yılların deneyimi Fatih Terim, aldığı 10 maçlık cezayı adeta dezavantaja çevirdi. Galatasaray, bu maç öncesi ligde 1 mağlubiyet ve 1 beraberlik aldı ve sonrasında da işler beklendiği gibi gitmedi ancak Fatih Terim, takımının form düzeyini bir anda artırdı. Zorluktan adeta birlik doğdu.
Zorlu bir süreçten geçen Galatasaray ile federasyon arasındaki gerilim artarken, Fatih Terim’in Şampiyonlar Ligi’ndeki Schalke maçı öncesi sözleri, gündeme bomba gibi düştü. Terim, maç öncesinde TFF’yi eleştirirken ‘açtan sonra zamanımız olursa sevkler hakkında bir takım açıklamalar yaparız. Maç günü sevk kararlarının açıklanması pek hoş olmadı tabii. Madem bunu maça 3-4 saat kala açıkladın, eksik olmasın. TFF'den Schalke'ye bir tebrik mesajı da beklerdim’ ifadeleriyle yeni bir kıvılcımı ateşledi.
Kulüpler Birliği’nin 28 Kasım 2018’de 17 kulübün imzasıyla yayınladığı bildiri, Galatasaray camiasını adeta bir kez daha kenetlenmesine katkıda bulundu. Sarı-kırmızlı kulübün imzasının olmadan yayınlanan bildirinin ardından, Galatasaray camiası Kulüpler Bİrliği’nin bu açıklamasına büyük tepki gösterdi. Sosyal medyada da taraftarlar bu açıklamanın ardından ‘kenetlenme’ mesajları verdi.
Şu an kadro dışı olsa da Eren Derdiyok, 30. dakikada attığı golle maça 1-1'lik eşitliği getirdi. Bu gol Başakşehir'in 2 puan kaybetmesini, Galatasaray'ın ise 1 puan almasını sağladı. 3 puanlık değişim ve Galatasaray'ın deplasmanda olduğu bu beraberlik, önemini ligin sonunda gösterdi.
Galatasaray, Sivasspor karşısında Eren Derdiyok'un attığı golle eşitliği sağladı ve bu maçı 4-2 kazandı. Sarı kırmızılıların büyük koşusunun başladığı andı. Bu galibiyetle Galatasaray farkı 6'ya indirdi. Sonrasında puan farkı 8'e çıktı ancak sarı kırmızılılar iç sahada aldığı bu galibiyetle ilk devreyi 3 puanla ve umutla bitirdi.
Galatasaray, Göztepe deplasmanında yeşil çimlerin değil de bir havuzun üstünde oynadı adeta maçı. 3 puan her iki tarafa da eşit uzaklıkta gibiydi. Sinan Gümüş'ün 72. dakikada attığı gol, ortada olan maçı Galatasaray'a getirdi ve deplasmanda zorlanan sarı kırmızılılara büyük moral ve özgüven getirdi.
Galatasaray, oyunu tek kaleye çevirip 90 dakika oynadı. Yüzde 72 topla oynama ve 21 şut var ancak gol yoktu. Yunan golcü Mitroglou, tek golünü o akşam inanılmaz bir ustalıkla attı. Galatasaray'ın o gün puan kaybetseydi belki havlu atılacaktı. Ancak, Mitroglou buna izin vermedi.
Galatasaray, Erzurum deplasmanına mutlak 3 puan parolasıyla gitti ama sahadan sadece 1 puanla ayrıldı, o günün lideri Başakşehir ile farkın 8'e çıkmasına mani olamadı. Takım, camia ve taraftarlar havlu atmış gibiydi. Fatih Terim maç sonunda tarihe geçecek cümlelerini sarf etti, "8 puan fark kapanır mı? 8 de kapanır 18 de kapanır yeter ki biz kazanalım." dedi. 64 günlük tarihi süreç başladı.
Galatasaray, Bursaspor deplasmanında önce Sakho, ardından Saivet'nin golleriyle 2-0 geriye düştü. Başakşehir ile aradaki puan farkı 8'di. 3 puan daha kaybedilirse telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkacaktı. Badou 45'te farkı 1'e indirdi. 56'da Diagne eşitliği sağladı. 62'de Feghouli, galibiyeti Galatasaray'a getiren golü attı. Feghouli'nin galibiyet golü, Galatasaray'ı tekrar hayata, şampiyonluk yarışına bağladı. Başakşehir'in de 2 puan kaybıyla fark tekrar 6'ya indi.
İlk golün asistini yapan Fernando, 54'te golünü attı ve Beşiktaş karşısında 2-0'lık üstünlüğü getirdi. Galatasaray, hem rakibi Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışının dışına attı hem de 64 günde 8 puanlık farkı kapatıp zirveyi aldı. Galatasaray camiası kısa süre önce şampiyonluğa inanmıştı ancak Fatih Terim dışında kimsenin inanmadığı 64 gün öncesinden bugüne 'şampiyon olacağını' anlamıştı.
Galatasaray, Rizespor deplasmanında yenilseydi morali bozulacaktı, Başakşehir maçında mutlaka kazanması gereken taraf olacaktı. 74. dakikada Emre Akbaba'yı acı bir sakatlıkla kaybettiler. 76'da Aminu'nun golüyle geri düştüler. Sıradan bir takım, bu iki olayın üstüne havlu atmış ve çökmüş olurdu. Ancak Fatih Terim, Fenerbahçe derbisi sonrası aldığı cezalarla dağılmış gibi görünen ancak aslında toparlanan takımını bugünler, bu anlar için hazırlamıştı bile. Sarı kırmızılılar başka türlü bir mental seviyedeydi. 90. dakikada Diagne eşitliği sağladı. 90+7'de ise attığı kafa golüle hem 3 puanı getirdi, hem de şampiyonluk kapısını ardına kadar açtı.