Milliyet gazetesi yazarı Şansal Büyüka, Beşiktaş'ın şampiyonluk yürüyüşünü ve siyah beyazlıların gündemini değerlendirdi. Büyüka'nın yazısının tamamını okumak için 14 Nisan 2021 tarihli Milliyet gazetesini okuyabilirsiniz.
Milliyet gazetesi yazarı Şansal Büyüka, Beşiktaş'ın şampiyonluk yürüyüşünü ve siyah beyazlıların gündemini değerlendirdi. Büyüka'nın yazısının tamamını okumak için 14 Nisan 2021 tarihli Milliyet gazetesini okuyabilirsiniz.
Beşiktaş‘ın çok uzun zamandır sürdürdüğü, “güçlü” oyun, son haftalarda sanki yerini “orta” seviyeli futbola bıraktı. Buna rağmen Beşiktaş‘ın “orta” seviyeli futbolu bile Fenerbahçe ile Galatasaray’ın futbolunun çok önünde...
Süper Lig’de kolay maç tarihe karıştı. Buna rağmen Beşiktaş‘ın özellikle Sivas, Rize ve Galatasaray deplasmanları çok farklı ve önemli... Puan kaybedebilir mi? Elbette kaybedebilir.
Ancak Beşiktaş‘ı kovalayan Fenerbahçe ile Galatasaray‘ın görüntüleri ortada... Beşiktaş‘ı yakalamak ve geçmek için önce Beşiktaş‘ın kaybetmesini bekleyecekler, sonra da Fenerbahçe 7’de 7, Galatasaray 8’de 8 yapacak. Kolay mı? Hiç değil... Belki de mümkün değil...
Ayrıca; Fenerbahçe ile Galatasaray, oynadıkları rakipleri önünde çok hovardalar. Rahat, bol keseden puan dağıtıyorlar. Beşiktaş’ta bu hovardalık yok. Puan dağıtmakta ciddi anlamda “cimri” davranıyor ve bu cimrilik şampiyonluk yolunda Beşiktaş‘a büyük avantaj sağlıyor.
Önemli bir ayrıntı daha... Özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe, “hakem” dediler, “TFF” dediler, çıkmaz sokaklara çok daldılar. Motivasyonu dağıttılar. Sergen Yalçın bir-iki defa “hakem” dedi, şöyle bir kafayı kaldırdı, tek tekeri şarampole kaptırdı ama çabuk toparladı, yoldan çıkmadı.
Dikkat edin, Beşiktaş Yönetimi, Sergen Hoca‘nın yangınlarına körükle gitmedi, sakin kaldı, doğruyu yaptı. Böylece ritmi, enerjiyi, dikkati, motivasyonu başka tarafa taşımadı. Futbolcuların eline malzeme vermedi.
Kilometreler artık sayılı... Beşiktaş futbol olarak önde, puan farkı olarak çok önde... Beşiktaş ayağına sıkmazsa, Fenerbahçe ile Galatasaray‘dan bir mucize çıkmazsa yolun sonu belli... % 90 Beşiktaş, % 10 mucize... Kaldı ki mucizeler bile zaman alır. Oysa zaman kısa, yol kısa, Beşiktaş ile mesafe uzun...
Erzurumspor-Beşiktaş maçını izlerken, önce futbolcular, sonra Türk futbolu adına üzüldüm. Stadın zemini çim görünmesine rağmen gerçek anlamda engebeli bir tarla gibiydi. Hele yakın çekimlerde çukurlar, tümsekler, engebeli zemin çok açık ve dramatik şekilde belli oldu.
Galatasaraylılar, “Babel elle oynadı diye Mustafa‘nın attığı gol VAR kararıyla iptal edildi. Beşiktaş’ın Ghezzal ile kazandığı golden önce de Cenk Tosun elle oynadı. VAR bile devreye girmedi, bizim gol iptal edildi, Beşiktaş’ın golü verildi” diyorlar. Bunu eski hakem ve TV yorumcusu Deniz Çoban‘a sordum, dedi ki; “Gol vuruşundan önceki son harekete bakılır, ihlal var mı diye... Mustafa‘nın golünde top, elle oynayan Babel’den, Mustafa‘ya geldi, onun için iptal edildi. Ghezzal‘in golünde ise Cenk Tosun‘un elle oynamasından sonra, topu rakip oyuncudan Dorukhan kaptı, oradan Ghezzal‘e geldi, bu bakımdan Beşiktaş‘ın golü geçerli sayıldı.” Yani Ghezzal‘ın golünde Cenk Tosun‘un elle oynamasından sonra bir durak daha var. O da Dorukhan... Deniz Çoban‘a göre golün geçerli sayılması bu yüzden...