Türk futbolunun tecrübeli teknik direktörlerinden Mustafa Denizli, Galatasaray'ın Beşiktaş'ı deplasmanda 1-0 yendiği maçın ardından Hürriyet'te değerlendirmelerde bulundu.
Sahaya baktığımda ilk yarıda Semih ve Cenk ileride etkili olamadılar. Topla buluşma şansları da olmadı. İlk yarıda Beşiktaş’ta Rashica, Muci, Necip Uysal ve Mert Günok arkadaşlarının önündeydi.
Galatasaray’da ise maç geneli itibariyle Muslera, Nelsson, Sanchez, Barış, Kerem Demirbay ve özellikle de Mertens çok iyi bir görüntü bıraktılar.
Beşiktaş’a karşı daha önce oynadığı 3 maçta da fileleri havalandıran Mauro İcardi, dünkü derbide de sahnedeydi. Karşılaşmanın 89. saniyesinde Kerem Demirbay’ın sol taraftan kullandığı köşe atışında altıpasın önünde seken topa Mauro İcardi kafayı vurmak üzere iken araya giren Al-Musrati, kafayla topu kendi ağlarına gönderdi. Bu şok golün ardından Galatasaraylı diğer futbolcular İcardi’nin yanına koşarak kendisini tebrik etti. İcardi, büyük maçlarda golcü kimliğiyle öne çıkıyor. Arjantinli futbolcu, ligde Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Başakşehir ile oynanan 11 karşılaşmada 10 kez topu filelere gönderdi. İcardi, 4 Beşiktaş maçında 5, 3 Trabzonspor müsabakasında 3, 3 Fenerbahçe derbisinde 2 kez ağları havalandırdı.
İkinci yarıda oyun neredeyse 45 dakika Beşiktaş kontrolündeydi dersek yanlış olmaz. Coley’in 59 ve Ghezzal’ın 61.dakikada Muslera ile karşı karşıya vurduğu toplar Beşiktaş adına şanssızlıktı.
Bu maçlar, baktığınız zaman hakem adına ağır olan ve altından kalkabilecek isim Halil Umut Meler’di. Genel itibariyle iyi maç yönetti. Oyunun içinde kaçırdığı pozisyonlar var. Mertens’e ve Barış Alper’e yapılan faulleri sarı kart olarak değerlendirmedi. Cenk’in pozisyonu var tartışılan ancak VAR’a çağırılmadı. Ama Cenk’in o düşmeyle hakem adına inandırıcı olması mümkün değil. Çekme var ama Cenk öyle bir darbe almış gibi yere düştü ki olabilecek bir penaltıyı önledi.
Beşiktaş’ın son yakaladığı seri iyi bir seriydi. Gol yemeden kazandığı maçlar vardı. Santos ile iyi bir hava yakaladılar. Derbide ise sonuç bekledikleri gibi olmadı. Ama bu her iki takım içinde geçerli. Muslera ve Mert’in kurtarışları var. Futbolcuların düşündükleri gibi topu yönlendirememeleri var. Neticede zaman zaman oyunun durmasına neden olan ki bunu özellikle belirteyim saha içinde futbolcuların davranış biçimleri son derece yakışıksız. Bu itirazlarla tribünleri kötü yönlendirmiyorsun arkadaşlarının sinir kat sayısını da artırıyorlar. Bundan vazgeçmedikleri sürece hakemlerin işi çok zor. Birine beddua etmek istiyorsan inşallah hakem olursun demeye kadar geliyor iş. Netice itibariyle beklediğimden daha pozisyonlu bir maç oldu. Muslera ve Mert ön plana çıkıyorsa burada maçın nasıl geçtiğine dair bir bilgi sahibi olabilirsiniz.
Rashica, Muci ve Mertens için söylediğim iyi şeyleri İcardi ve Vinicius için söyleyemeyeceğim. İcardi aylardır kendini arıyor. Galatasaray da düşündüğü İcardi’yi arıyor. Kısacası böyle bir derbiydi yaşadığımız. Halil Umut Meler’in kaçırdığı sarı kartlar hariç Galatasaray kendi adına bu yarının en zor deplasmanını kayıpsız atlattı. Bu şampiyonluk yarışında onlar için çok büyük bir psikolojik ortamı sağlayacak. Önümüzde uzun bir maraton var. Galatasaray ve Fenerbahçe birbirlerinin puan kaybını bekliyor. İkili yarış ne kadar keyifli olur bir lig maratonunda bilemiyorum. İcardi taraftarın özlediği kimliğine kavuşursa Galatasaray büyük bir avantaj yakalar. Bu görüntü benim için sürpriz değil. Vinicius’u hangi akıl transfer etti onu geldiği günden beri çözemedim.
Semih Kılıçsoy, taraftarların ve takım arkadaşlarının her an bir şey beklediği bir futbolcu tipi. Yetenekli, çabuk, süratli, adam geçen ve her türlü açıdan şut atan bir oyuncu. Fakat dün son derece tecrübeli savunmacılar karşısında alan bulamadı. Semih takıma girdiği günde beri şunu gösteriyor; “İyi bir golcüyüm.”
Bu mesajı verdi ve vermeye devam ediyor. Önümüzdeki haftalar Beşiktaş’ın oynayacağı maçlar derbi kadar sert geçmeyecek. Semih gollerine devam eder. Arkasında ve yanında Rashica, Ghezzal ve Muci gibi pozisyon hazırlayacak futbolcular var.