Arama Logo

Mustafa Çulcu: "Öztürk ve Ilıcalı ne der korkusuyla yönetiyor"




5
MUSTAFA ÇULCU'DAN HAKEM YORUMU
Spor yazarı ve hakem yorumcusu Mustafa Çulcu, Sabah'taki köşesinde Fenerbahçe-Göztepe mücadelesini yöneten Atilla Karaoğlan hakkında yorumlarda bulundu.
MUSTAFA ÇULCU'DAN HAKEM YORUMU
4
"ORTA SAHADAN İLERİ GİDEMEDİ"

"Fenerbahçe, rakip forvetlerden çok korkmuş olmalı ki geriye yaslanarak 8 oyuncu ile alan savunmasıyla başladı. Önde Dzeko ve Nesyri 15 dakika orta sahadan ileriye gidemedi, Göztepe kalecisini göremedik. Göztepe savunmada çok doğru pozisyon alarak önde başladı. Rakibin 3'lü stoper madenini bulunca defans arkasına atılan uzun yüksek toplarla Romulo ve Juan ile gol aradı."

\
3
"ÖLDÜ ÖLDÜ DİRİLDİ"

"Yusuf ve Çağlar yüksek toplara müdahale edemeyip, topun yere düşmesine izin verince sıkıntı yaşadılar. İlk yarıda son yılların en kötü Fenerbahçe'sini seyrettik. Maça başlaması gereken düzene ikinci yarı değişikliklerle dönünce temposuyla, futbol aklıyla ve golleriyle bir başka Fenerbahçe izledik. 3 puanı aldı ama öldü öldü dirildi."

\
2
"ILICALI VE ÖZTÜRK 'NE DER' DİYORLAR"

"Atilla Karaoğlan'ın gösterdiği-göstermediği kartlar, verdiği-vermediği fauller rahatsız ediciydi. Çok acı ve üzücü ama maalesef hakemlerimiz evrensel kural uygulamalar yerine maçtan sonra Acun Ilıcalı veya Metin Öztürk ne demeç verirler endişesiyle maç yönetiyorlar. Kartları ve beden dillerine bu net yansıyor."

\
1
"BU NASIL HAKEMLİK?"
"Nielsen'in ilk yarıyı kartsız geçmesi kabul edilemez. Szymanski rakibin umut vadeden atağını kesti, sarı olmalıydı pas geçti. Göztepe hücumunda 36'da kalkan ofsayt bayrağı hatalıydı. Bilerek oynayan savunmadan gelen toptu. Heliton'un, Dzeko'nun kafasına hareketi net sarıydı, vermedi. Djalma'nın hareketi kaçınılmaz temas değil, kontrolsüz hareket ve sarı karttı. Heliton, Dzeko'yu ikinci yarıda da ezmeye, dövmeye devam etti ama yine kart görmedi. Karaoğlan sahada uygulaması gereken disiplin cezalarını vermeyince kulübeler gerildi ve bu kez kulübedekilere kartlar havada uçuştu. Bu nasıl bir ürkeklik, bu nasıl korku, bu nasıl hakemlik?"
\