"Sevgili Okan Hoca,
1992 Mayısını, ligin son haftasında abinin takımına karşı oynadığın o ilk maçı hatırlıyor musun? Biz hiç unutmadık. Ne o günkü iki gollü başlangıcını, ne ayağın kırıldığında milyonlarca kalbin ortaklığında hissettiğimiz acıyı, ne geri dönüşünün hasretini, ne Bilbao maçının son saniyelerinde yerlerde kendini paralayışını, ne Avrupa’nın devlerini birer birer dize getirip UEFA Kupası’nı, Süper Kupa’yı müzemize koymanızı… O Bakırköyspor maçından da yıllar evvel, 10 yaşında bu kapıdan içeri girişinin üzerinden, dile kolay, 40’ı aşkın yıl geçmiş. Ayrılıklar da oldu kavuşmalar da, üzüntüler de oldu sevinçler de… Gerçi düşününce, sevinçlerin arasından üzüntüler seçilemiyor bile. Geçtiğimiz sezon, bu sevinçlere bir de teknik direktör olarak lig şampiyonluğu ekledin. Bunun niceleri zaten gelecek. Darısı, yeni Avrupa şampiyonluklarına…"
"Sevgili kaptanımız Nando,
Galatasaray formasıyla sayısız başarıya imza attın, herkesin sevdiği ve saydığı Nando oldun, sokakta futbol oynanırken kaleye geçmek istemeyenler senin sayende kaleci olmayı sevdi ve istedi. Bu kulübün tarihine adını altın harflerle yazdırdın. Yeniden yükselişe geçmek için ihtiyacımız olan her şeye sahipsin. Kaptan, sahne yine senin, takımın sana çok ihtiyacı var. Haydi!"
"Sevgili Eyüp,
Florya'ya geldiğin ilk gün, "Futbola başlama sebebim" demiştin Galatasaray için. Burada olmanın hayalini kuruyordun, bugün ise şampiyonluk hayali kuran milyonlarca Galatasaraylının umut beslediği isimlerden birisin. Kısa sürede bu takımın önemli bir parçası oldun. Galatasaray'daki ilk yılında yaşadığın şampiyonlukla genç Eyüplerin futbola başlamak için bir sebebi olabilirsin. Sıra sende."
"Sevgili Davinson,
Galatasaray'a geldiğin günden bu yana hep bizden biri gibi davrandın. Mücadeleniz, aidiyet duygunuz ve savaşçı ruhunuz bize çok yardımcı oldu. Sen sahadayken taraftarlarımız kendilerini güvende hissediyor. Atlético Nacional ile kazandığınız ilk şampiyonluğu unutmamışsındır. Ama burada şampiyon olursan, kimse seni unutmayacak. Unutulmaz olmak için savaşmaya devam et Patrón."
"Sevgili Mauro,
Seninle her an çok özel, eşsiz; her gol, her gülüş, her maç, her bağırış. Gittiğin her yere mutluluk götürüyorsun, insanlar sana dokunmak için saatlerce bekliyor, senin yanında olmak için her şeyini feda edebilecek milyonlarca taraftar var. Tüm bunları sadece güzel goller atarak elde etmediğin aşikâr. İnsanların kalbine ulaşabildin, onlardan biri oldun, onların umut ışığı oldun. Sana sarılabilmek için gözyaşı döken çocukların neşe kaynağısın. Ne iyi ettin de bizimle oldun, bizden biri olman bize büyük sevinç veriyor. Sana çok ihtiyacımız var ve her şeyde seninle olmak istiyoruz. Teşekkür ederiz!"
"Sevgili Berkan,
Galatasaray'a geldiğin günden itibaren çok şey yaşadın, acısı da oldu tatlısı da. Tıpkı hayat gibi... Ama bu süreçte değişmeyen tek şey vardı, o da mücadeleci kimliğin. Bu formayı her zaman sahiplendin, sarı ve kırmızı sadece formanda değil, kalbinde de birleşti ve sahadaki biz oldun. İtalya'daki serüvenin ardından sahadaki yerin ve sırtındaki numara biraz farklı olsa da katkın yine çok büyük. Mayıs ayında o kupayi yine ellerinde göreceğiz, yine sevinç gözyaşlarını dökeceğiz. Çocukluk aşkın için mücadeleye devam!"
"Sevgili Günay,
İstanbul'un farklı semtlerinde oynarken sen hep burayı düşlüyordun ve sonunda hayaline kavuştun. Senin gibi kazanma ruhu üst düzeyde, mücadele gücü yüksek oyuncular için bazen beklemek kolay olmuyor, biliyoruz. Ama sen sahada olduğun zaman en iyisini veriyorsun, olmadığın zaman da bütünleştirici yapınla soyunma odasını bir arada tutan önemli bir lidersin. Sana çok ihtiyacımız var, varlığın bize çok güç katıyor ve bu serüvenin sonunda kupa ellerimizde olduğunda, senin de katkın çok büyük olacak."
"Sevgili Tete,
Geldiğin gün Türk spor basını günlerce başka bir şey konuşmadı. Herkes büyük bir futbolcu kazandığımız için bizi tebrik etti ve biz de çok mutlu olduk. Olağanüstü bir yeteneğin var ve top ayağına geldiğinde seni durdurmak mümkün değil. Taraftarlar, takım arkadaşların ve sarı kırmızıyı seven herkes sana çok güveniyor. Sezon sonunda lig kupasını kaldırdığımızda seni gülümserken görmek bizi çok mutlu edecek. Kükre, aslanım!"
"Sevgili Hakim,
Dünya futbolunun sihirbazı.... Yeteneğinle yıllardır tüm dünyayı kendine hayran bıraktın. Seninle çok güçlüyüz, Galatasaray'ın ve milyonlarca taraftarının senin sihrine ihtiyacı var, senin sihrinle bitiş çizgisine ulaşacağımızdan hiç şüphemiz yok. Kükremek istediğinde unutma ki arkanda seni seven milyonlarca insan var."
"Sevgili Kaan,
Bazı kahramanların pelerini olmaz. Bazı kaptanların da kolunda pazıbendi olmaz. Sen ilk geldiğin andan beri sahadaki komutanlardan biri oldun, nerede ihtiyaç varsa orada elinden gelenin en iyisini yaptın. Zorlu şampiyonluk yolu seninle bize daha kolay. Yaptığın fedakarlığın sana kahramanlık olarak dönecek. Bu sene o kupa yine senin elinde tribünleri dolaşacak."
"Sevgili Victor,
Sıcak bir Ağustos gününde ülkeni ilk kez terk ederek dilini bilmediğin bir ülkeye geldin. Belki biz de senin dilini bilmiyorduk ama kısa süre içerisinde birbirimizi çok sevmek için aynı dili konuşmak gerekmediğini anladık. Sen bu ligin en iyi futbolcularından birisin. Geçen sene son anda yaptığın müdahaleler ile şampiyonluğun mimarlarından oldun. Bu sezon yine kadroda olduğunda gözümüzü kapamamızı sağladın. Sana çok güveniyoruz. Ve 'vi elsker dig meget'!"
"Sevgili Sérgio,
Bir insan yanınızda olmadığında, onun gerçek değerini o zaman anlarsınız. Son birkaç haftadır senin yokluğunda bunu hissettik. Geri dönmen harika, çünkü artık şampiyonluğu kazanmak için daha fazla umudumuz var. Tıpkı geçen yıl bizi şampiyonluğa taşıdığın gibi, sana yine ihtiyacımız var. Zarafet ve mücadeleyi harmanlıyorsun. Bunlar Galatasaray'ı da temsil eden nitelikler. Senin yardımınla bir kez daha "Freed from Desire!" diye söyleyerek zirvede olacağız."