Spor yazarı Engin Verel, Fenerbahçe'nin deplasmanda Göztepe ile 2-2 berabere kaldığı mücadeleyi Akşam'daki köşesinde kaleme aldı. İşte o değerlendirmeler...
Fenerbahçe'nin, Şampiyonlar Ligi ön elemesinde başarısız olması kuşkusuz taraftarın çok ciddi şekilde moralini bozdu. İlk hafta Adana Demir karşısındaki vasat oyun ve Lille hüsranı taraftarı Mourinho konusunda 'acaba' noktasına götürdü. Çatlak seslerin çoğalmaması için Fenerbahçe'nin hem oyununu hem de saha skorunu düzeltmesi gerekiyordu. Türkiye'de insanların sabırsız olduğu, bunun da istikrarsızlığı getirdiğini söylemeye gerek yok. Bir haftada bir takımı şampiyon ilan edip, diğer hafta yerin dibine sokuyoruz.
Ancak şunu söylemem lazım ki ilk 7-8 haftayı geride bırakmadan takımların performansı halinde sağlıklı bir kanaatte bulunmak mümkün olmayacak. Dün Fenerbahçe, İzmir'de zor bir deplasmandaydı. Mourinho buna rağmen cesur davranıp, çift forvetle sahaya çıktı.
Fenerbahçe taraftarının da hocadan beklentisi buydu. Fıtratı gereği Fenerbahçe taraftarı korkak hocayı da kapanan takımı da sevmez. Hücum hattındaki bu tercihler, Göztepe karşısında ilk dakikadan itibaren bir Fenerbahçe baskısını hissettirdi.
Ama ilerleyen dakikalarda ev sahibi takım dengeyi kurup, tehlikeli ataklarla gelmeye de başladı. Göztepe üçüncü bölgede baskı yaptığı zaman Fenerbahçe çıkmakta zorlandı. Bu nedenle ilk yarının en iyilerinden biri İsmail'di. Fenerbahçe'nin yediği golün iptal edilmesinde de ona yapılan faulün etkisi olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Yeni golcü En Nesyri ilk yarının sonunda güzel bir kafa golü attı ama onun dışında ilk yarı etkili değildi. Gol attığı sürece oynar, atamadığında ise hoca onu yanında oturtur diye düşünüyorum.
Yine yeni transfer Maximin'i ilk hafta çok beğendiğimi söylemiştim. Düşüncem aynı. Ama biraz daha takım oyunu oynarsa, katkısının da artacağını düşünüyorum. Topla rakip savunmanın üzerine gidip, savunma düzeninin bozulmasına etki etmek doğru bir taktik ama bunu abartmamak gerekiyor. Toplu oyunda olduğu kadar topsuz oyunda da katkı sağlamayı öğrenmeli.
Bir başka konu da Fenerbahçe'nin kulübesinde oturanlar. Fred ve Ferdi Kadıoğlu'nun kulübede oturmasına anlam veremedim. Yıllarca futbol oynamış biri olarak şunu biliyorum ki sakat oyuncu kadroya giremez, hocanın yanında kulübede oturmaz. Hadi diyelim ki Fred sakatlıktan döndü, hazır değil. Peki Ferdi... Kadroda olmasına rağmen oynamıyorsa bu ne anlama geliyor.
Fenerbahçe'nin İzmir'de puan kaybetmesi çok anormal bir sonuç değil. Ama böyle bir maçtan sonra puan kaybetmek, üstelik 2-0'ı yakalamışken kazanamamak takımda büyük moral çöküntüsüne neden olacaktır. Bence kaybedilen 2 puandan çok daha fazlası. Camiada bu kadar şampiyonluk gerginliği varken, bunu ne kadar sağduyulu yapabileceklerini bilemiyorum. Bu arada Göztepe'nin de emeğini ve mücadelesini tebrik etmek lazım. Çok iyi takım. 2-0'da bile umudunu kesmediler, 1 puanı kurtardılar.