Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, gündemde yer alan konularla ilgili DHA'ya açıklamalarda bulundu.
Camiayı mutlu etmek adına hem amatör branşlarda hem de futbolda çalışmaların devam ettiğini belirten Dursun Özbek, "Aşağı yukarı 18, 19 aydır görevdeyiz. 2022 Haziran ayından beri Galatasaray Kulübü'ne hizmet etmek için genel kurul bize görev verdi. Şurası çok net. 2022 Haziran ayında, seçim döneminde biz genel kurula ne söz verdiysek hepsini realize ettik. Az bir şey kaldı. Bunlar nelerdir. Özellikle Kemerburgaz'ın bitmesi. Florya'nın Kemerburgaz'a taşınması. İkincisi Mecidiyeköy'deki rezidansların bitirilip, hak sahiplerine teslim edilmesi kaldı. Bunları da Mayıs'a kadar yani önümüzdeki seçim dönemine kadar bitirmeyi planlıyoruz. Bu konuda çok yoğun çalışmamız var. Başarılı mıyız, evet. Söylediğimiz her şeyi yaptık. Özellikle futbolda Cumhuriyet'in 100'üncü yılındaki şampiyonluk da vaatlerimiz arasında vardı. Şampiyon olduk, onu çok değerli buluyorum. Amatör branşlarda kulübümüzün mali yapısı el verdiği sürece en iyi, en başarılı şekilde kulübümüzü temsil ettik. Bu sene de şampiyonluğun en büyük adayı Galatasaray. Bu manada camiamızı mutlu etmek hiç hem amatör branşlarda hem futbolda çalışmalarımız sürüyor. Taraftarımıza teşekkür etmek istiyorum. Her yerde bizim arkamızda durdular. Sahadaki performansı yukarı çekmek için en yüksek seviyede desteklerini gösterdiler. Camiama teşekkür ederim. Geldiğimiz günden beri huzur içinde, sevgiyle çalışmalar yapmak için onlara çağrı yapmıştım. Camiamız bize bu güzel günleri, sevgi dolu iklimi sundu. Biz de gereğini yapmaya çalıştık. Bir teşekkür de yönetim kurulu arkadaşlarıma gönderiyorum. Onlar da aldığımız bu emaneti en iyi şekilde temsil etmek için ellerinden geleni yaptılar. Dolayısıyla 2024'te emaneti teslim edeceğimiz bir seçim dönemine geliyoruz. Galatasaray'a önümüzdeki dönemin hayırlı olması ve bu dönemde yapılan işlerin bir tık daha üste taşınması için yeni gelecek arkadaşlara başarılar diliyorum. Seçim vaatlerimizin hepsini gerçekleştirdik. Yaklaşık 4 aylık bir süremiz daha var. Bu 4 ayda da gerçekleştiremediğimiz ya da eksik kalan kısımları tamamlayacağız" ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilir başarı için finansal bağımsızlığın şart olduğu, bunun için de Bankalar Birliği anlaşmasından çıkmak için çalışmalara devam ettiğini söyleyen Özbek, "Bankalar Birliği anlaşmasından çıkmak için uzun zamandan beri çalışıyoruz. Seçim vaatlerimizin içinde o da vardı. Çünkü Galatasaray'ın finansal bağımsızlığını almasını çok önemsiyoruz. Sürdürülebilir başarı için bu finansal bağımsızlık şart. Bankalar Birliği Konsorsiyumu tarafından devamlı kontrol edilen, kontrol derken şu; daha başarılı olmak, finansal yapıyı daha çabuk düzeltmek için yapacağınız hareketlerde kısıtlama var. Borçlanamazsınız, şunu, bunu yapamazsınız gibi kısıtlamalar var. Geldiğimiz günden beri bu bağımsızlığı kaybetmenin Galatasaray'a yakışmadığını hep ifade ettik. Onun için arkadaşlarımla beraber bu konuyu önceledik, bu konuyu ele aldık. Şu anda A ve B planları olmak üzere iki çerçevede bunu sonuçlandırmak için hareket halindeyiz. Bunu geçen divan konuşmamda da söyledim. Kısa sürede camiaya müjde vermek için şu anda çalışıyoruz. Bu hareketlerimiz sadece camiamız tarafından değil, aynı zamanda Bankalar Birliği tarafından da takdir görüyor. Biz bunları yaparken sadece laf olarak değil, konsorsiyumun önüne projeler koyarak onlara anlattık. Biz şunları yaparak yapılandırmadan çıkacağız diye söyledik. Projeleri önlerine koyduk. Onlar da bu projeleri takip ediyorlar. Kademe kademe sona doğru yaklaşıyor. Bizi takdir ettikleri husus şu. Bunun bir örnek olacağını, çünkü mali yapısı güzel olmayan kulüp sadece Galatasaray değil. Bütün kulüplerin bu manada sorunları var. Onun için Bankalar Birliği Konsorsiyumu çalışanları, genel müdürleri, genel müdür yardımcıları hep şunu söylüyorlar. Sizin bu çalışmalarınız, Türk spor kamuoyuna örnek teşkil edecek. Dolasıyla onlar da en süratli çıkış için bize destek veriyorlar. Kısa sürede bu projeyi tamamlamak suretiyle 2022 Haziran ayında ne söylediysek hepsini realize etmiş olarak 2024 Mayıs seçimlerine gideceğiz" şeklinde konuştu.
Florya Projesi'nin başlaması için öncelikle Kemerburgaz Projesi'nin bitirmek gerektiğini ifade eden Dursun Özbek, "Florya Projesi için görüşmelerimiz devam ediyor. Kısa sürede açıklayacağız. Florya Projesi'nin başlaması, Kemerburgaz Projesi'nin bitmesiyle olacak. Kemerburgaz'da biz divan toplantısı yaptık. Orada da görüldü, kabası bitmişti. Şimdi duvarları örülüyor. Kısa süre içinde cephe kapamasına başlayacağız. Bu arada sahalarımızın imalatı da başladı. Burada Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği'ne (GSYİAD) teşekkür borçluyum. Onlar sahaların yapılmasını üstlendi. Saha çalışmalarını, ihale süreçlerini tamamladılar diye biliyorum. Orada çalışma da başladı. Dolayısıyla Mayıs ayında seçimlere gitmeden oradaki yerleşkemizi Galatasaray camiasına bitirmiş olarak teslim etmek istiyoruz. Bu süreçle beraber Florya'daki projemiz de başlayacak" dedi.
2022 yılının Haziran ayındaki seçimde söz verdikleri işlerin bitirilmesine konsantre olduklarını ve şu anda bir seçim çalışması içinde olmadıklarının altını çizen Özbek, şöyle konuştu:
"Galatasaray'da şöyle bir usul yok. Ben Galatasaray'a başkan olmak istiyorum gibi bir söylemle ortaya çıkılmaz. Bütün Galatasaray üyelerinin çıkmaması lazım. Camia zaten birbirini tanıyan bir camia. Camia üyelerinin kapasitesini, yapabilecekleri şeyleri çok iyi tahlil eden bir genel kurulumuz var. Dolayısıyla Galatasaray'a hizmete sıra geldiği zaman zaten camia size bu çağrıyı yapar. Hiçbir kulüp üyesi de camianın, genel kurulun yaptığı bu çağrıyı cevapsız bırakmaz. Galatasaray'da görev verilir. Elbette Galatasaray'ın ihtiyacı olunan her yerde ben ve arkadaşlarım varız. Biz şu anda Mayıs ayındaki seçimden ziyade söz verdiğimiz işlerin bitirilmesine konsantreyiz. Seçime daha aşağı yukarı 4 ay var. Bu süreyi, hizmet maksadıyla değerlendirmek istiyoruz. Şu anda bir seçim çalışması içinde değiliz. Onu vakti zamanı geldiği zaman oturur, düşünürüz. Camiamızın talepleri, görüşü doğrultusunda hareket ederiz."
"Benim ve arkadaşlarımın ortak bir hayali var. Sürdürülebilir bir başarı sistemini Galatasaray'a getirmek istiyoruz. Sürdürülebilir başarının tek ve en önemli şartı finansal yapının düzgün olması. Sürdürülebilir yapıya hizmet edebilecek şekle gelmesi. Benim ve arkadaşlarımızın bütün derdi bu. Biz özellikle Mayıs'a kadar olan dönemde bunun temellerini atmak istiyoruz. Bu bir anda bitecek, sihirli değnekle dokunup düzelecek bir şey değil."
Galatasaray'ın genlerinde birlik ve beraberlik olduğunu bunun sonucunda da kendilerinin camiayı bir araya getirmelerinin daha kolay olduğunu söyleyen Dursun Özbek, "Şu kadarını söyleyeyim. Daha önce yöneticilik ya da başkanlık yapmış herkesle diyalog içindeyim. Yaptığımız her şeyi onlarla paylaşıyorum. Camiayla, divanla, genel kurulla paylaşıyorum. Onlardan aldığım tepki ve reaksiyonu da bu işi başardığımızın kanıtı olarak görüyorum. Aksi takdirde böyle bir şeyi sağlayamamış olsaydık ikazlar gelirdi. Böyle bir şey yok. Evet biz bu konuda çalıştık. Bu konuda mesai harcadık ama Galatasaray'ın hamuru burada çok önemliydi. Galatasaray bu birlik ve beraberlik ruhu zaten var. Bu varken, bunun ortaya çıkmasını, camiaya hakim olmasını sağlamak bizim yaptığımız iş devede kulak kalır. Bizim hamurumuzda birlikte ve beraberlik olduğu için işimiz de kolay oldu diyebilirim" dedi.
Teknik direktör Okan Buruk'u çok başarılı bulduğunu söyleyen Özbek, "Okan hoca ile geldiğimiz günden itibaren temas halindeydik. Futbolculuk döneminden beri çok beğendiğim, çok iyi bir Galatasaraylı. Galatasaray'dan yetişmiş bir hoca olması, bizim kendisiyle istişaremizi hedef birliğimizi kolaylaştıran bir husus. Dolayısıyla ben de kendisini çok başarılı buluyorum. Bu sene de özellikle verdiği hizmetin takdire şayan olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu sene sonunda şampiyonlukla beraber 5'inci yıldızı takarız. İnşallah orada da Okan hoca ile beraber gideriz, beşinci yıldızı da beraber takarız. Bunun için çalışıyoruz. Transfer dönemi henüz bitmedi. Bu hafta da var. Bu manada çalışmalarımız sürüyor. Transferle ilgili arkadaşlar yoğun çaba sarf ediyor. Bu haftayı da bekleyelim, göreceğiz" şeklinde konuştu.
Türkiye'de bir oyuncu için ödenen en yüksek bonservis bedeline ulaşarak Bayern Münih'e transfer olan Sacha Boey'un transfer sürecini de anlatan Özbek, şu ifadelerini kullandı:
"Boey'un satışı gerçek bir transfer başarısı olarak herkesin kabul ettiği bir şey. İlmek ilmek hazırlanmış bir şey. Sadece biz ve yönetimimiz tarafından olay bir şey değil. Burak Elmas başkanımız döneminde transferi yapılmış, demek ki o zaman performans gelişmesi ön görülmüş. Fatih hoca emek sarf etmiş. Ondan sonraki dönem Okan hoca emek sarf etmiş Boey'un gelişmesi için. Dolayısıyla bütün faktörler bir araya geldiği zaman Boey, Galatasaray'ın yıldız futbolcusu olarak bu sezonun bitimine kadar bize hizmet etti. Bundan sonra Boey'un transferiyle ilgili çalışmalar da ayrı bir önem arz ediyor. Ben geçmişte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Onların emekleri sayesinde Galatasaray başarılı bir transfer yaptı."
Takım kaptanı Muslera'nın sözleşmesiyle ilgili gelen bir soru üzerine Dursun Özbek, şöyle konuştu:
"Hem taraftar hem de başkan olarak aynı şekilde bakıyorum. Muslera bizim kıymetlimiz. Benim daha önceki başkanlı döneminde de Selçuk'un sonrasında takım kaptanımızdı. Çok değerli bir futbolcu. Galatasaray'a uzun yıllardır hizmet ediyor. Bu sorunun bir ayrılık rüzgarı gibi sorulmuş olması da beni rahatsız ediyor. Camialar ihtiyaçları çerçevesinde oyuncularını, bu kadar değerli oyuncusunu illa ki onun da arzusu çerçevesinde gerek sahada gerek yönetimde gerek idari kadroda değerlendirmek ister. Onun için böyle bir ayrılık rüzgarı gibi sorulması hoş değil. Bu benim tek başıma alabileceğim bir karar değil. Futbolu yöneten bir yönetim kurulu var. Muslera'nın isteği var. Şu anda bir tek şeye kitlenmiş vaziyetteyiz. O da bu sezon şampiyon olmak. Bu tartışmaların gündeme gelmesi, şampiyonluk yolundaki yürüyüşümüzü zayıflatır. Onun için biz ne seçim konuşuyoruz şu anda ne transfer. Transfer sezonunda yeni oyuncu almanın peşindeyiz. Ama takım içindeki yürüyüşü etkileyecek hiçbir konunun gündemimize girmesine izin vermiyoruz."
Dursun Özbek, transfer çalışmalarıyla ilgili, "Az önce de ifade ettim. Arkadaşlarım çalışıyor. Önümüzde 5 günlük bir süre var. Bu sürenin sonunda kaç transfer yapmışız görürsünüz" diye konuştu.
Ara transfer döneminde transfer yapmanın maliyetli olduğuna dikkat çeken Dursun Özbek, "Ara transfer dönemi çok verimli geçen bir transfer sezonu değildir. Galatasaray iyi, yıldız oyuncuları transfer etmek üzere hareket eden bir kulüp. İyi bir oyuncu varsa, iyi oynuyorsa kulüp neden satsın. Kulübün finansal problemi, zorluğu varsa bunu çözmek için oyuncu satıyorsa rakamların ne kadar yüksek olacağını düşünmeniz lazım. Benim söylemim şuydu. Biz ihtiyacımız olan, bize fayda sağlayacak oyuncuları alalım. Bu kiralık da olabilir, bonservis de olabilir. Şunu da ifade ettim açıkçası. Ara sezon olduğu için sezonun sonunda Galatasaray'a daha iyi hizmet edecek futbolcu portföyüne ulaşabiliriz. Şu anda eksiklerimizi tamamlayacak seviyede transfer yapalım, bunun özellikle kiralık olması tercih edilir. Daha geniş bir havuzdan oyuncu almayı planladığınız zaman, kiralık olmasında fayda var. Bu dönemde bonservis vererek alınan futbolcuyu önümüzdeki sezona da taşımak zorunda kalırız."
Başarısız olmaları halinde taraftarın istifa çağrısında bulunabileceğini ve bunu yadırgamayacağını belirten Özbek, "Galatasaray Kulübü Başkanı eğer başarısızsa bunu daha önce de yaşadım. İstifa çağrısında bulunulabilir. Bunu yadırgamıyorum. Neticede biz emanet bir görevdeyiz. Burası genel kurulun yönetmemiz için bize emanet ettiği bir yer. Elbette yanlış bir şey yaptığımızda da veya yönetemiyorsak bu çağrılar normaldir. Ama bunun yaptığınız işlerin memnuniyetsizliğinden daha ziyade bir anlık yanlış dezenformasyon sonucunda çıkmış bir şey olduğunu görüyorum. Onun için ifade ediyorum. 'Bonservisli oyuncu getirmeyin' böyle bir şey yok ama ara dönemde şu tercih edilir. Özellikle seçime giderken. Kiralık olması, kontratının da sezon sonu bitmesi tercih edilir. Bunu hiçbir zaman 'Başkan bonservisle transfer yapmaktan kaçınıyor' şeklinde yorumlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un Yüksek Divan Kurulu'nun Şubat Ayı Olağan Toplantısı'ndaki açıklamalarına da cevap veren Özbek, "Son divanı izlemedim ben fakat Fenerbahçe Kulübü Başkanı olacak zatın söyledikleri basına da yansıdı. Dolayısıyla tarafıma da geldi. Tabii hoş bir ifade tarzı değil. Bunu şöyle yorumluyorum ben. Fenerbahçe başkanı olacak kişi Vehbi Koç'un torunu. Bu kişi aynı zamanda iyi bir eğitim almış, Koç ailesinin bir mensubu. Türkiye için Koç ailesi önemli bir aile. Yurt dışında ve yurt içinde iyi bir eğitim görmüş, çok önemli eğitim almış. İyi bir iş hayatı var. Çok zengin bir aileye mensup. Peki böyle bir kişi niye Türk Futboluna bölünmeyi, kutuplaşmayı ve birbirine düşman olmayı getirmeye çalışır? Türkiye'nin yüzde 75'i Galatasaray ve Fenerbahçe'den oluşuyor. Futbolla ilgilensin, ilgilenmesin veya takip etsin, etmesin bu bir gerçek. Bizim ağzımızdan çıkan kelimeler bu insanlara ulaşıyor. Bu insanları etkiliyor. Bu insanların bizim ifadelerimizden beklentileri var. Peki niye böyle bir kutuplaşmayı, Galatasaraylı veya Fenerbahçeli diye bölünmeyi ve birbirine düşman olmayı teşvik edici söylemler niye yapılır? Çok düşündüm. Bu manada daha önce de böyle düşünmüştüm. Bir ifadem de vardı ve onun çok gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Şimdi Türkiye bulunduğu coğrafi konum ve demografik yapısı itibariyle düşmanları tarafından bölünmeye Türk, Kürt diye PKK vasıtasıyla ayrılıkçı kalkışma var. Alevi ve Sünni diye zaman zaman bunu kaşıyan düşmanlarımız var. FETÖ'cü olan veya olmayan diye 15 Temmuz'da kalkışma yaşadık. Türkiye'nin başında böyle belalar varken bir kişi Galatasaray'ı ve Fenerbahçe'yi birbirine düşman ederek hatta sokaklara çağırarak, hatta 'bunları gördüğünüz yerde tokatlayın' ifadeleri gibi ya da 'gördüğünüz yerde fotoğrafını çekin' gibi ifadeler kullanarak niye yapar? O kişi aynı zamanda Türkiye'yi seven, Atatürkçü kimlikten ve etik değerleri yüksek olduğunu ifade ediyor. Peki kardeşim bu değerlere sahipsen niye böyle bir tavır içine giriyorsun. Başkanlığı kötüle, kulübü kötüle ve hiç ağza alınmayacak şekilde ifadeler kullan Galatasaray için. Benim aklıma iki şey geliyor. Birincisi Türkiye'yi çekemeyenlerin ve düşman olanların Türkiye'yi bölmek için çeşitli davranış biçimleri var. Acaba ben de diyorum böyle birisi bir proje mi? Türkiye'yi ne PKK bölebilmiş ne FETÖ bölebilmiş. Yani kimse bölememiş. Türkiye'yi bölmek için yeni bir proje mi deniliyor yani. Galatasaraylı, Fenerli sokağa çıksın bu çağrılar var. Bunu çok sakıncalı buluyorum. Çok sakıncalı bir davranış biçimi."