Spor yazarlarından Galatasaray-Lazio değerlendirmeleri

Lazio, beraberliğe razı, deplasmanda oynuyor. G.Saray'a da galibiyet lazım. Kadroları alıyorsunuz elinize, G.Saray'ın kadrosuna baktığınızda 11 oyuncunun 8 buçuğu defans, 2 buçuğu hücumcu. Bu 2 buçuğun bir tanesi Sneijder, bir tanesi Podolski, buçuk olan da Selçuk.

Hani Mustafa Denizli hep söylüyor ya "Ben hücum ederim, galibiyete oynarım" diye.. Yaşlandıkça iyice korkaklaşmış. İkinci yarı başlıyor, yine hücumcu sokmuyor oyuna. Maçın bitimine 3 dakika kalmış, eğer sakat değilse Sneijder'i oyundan alıyor, Yasin'i oyuna sokuyor. Anlamak mümkün değil! Belki bir top gelir, vurur, kaleyi bulur. Bunu yapabilecek bir adam Sneijder!

G.Saray'ı izliyorsun ite-kalka futbol oynuyorlar. Düşünün, kaç tane gol kaçırdı G.Saray, Lazio'yu güç pozisyona kaç kez düşürdü ki, Lazio da öyle aman aman bir takım değil. Uzun lafın kısası şu G.Saray keyif vermiyor. Denizli'nin bu takıma bir şey veremeyeceği belliydi. Denizli ile G.Saray seneye devam edecek mi?

Mustafa Hoca'nın talebeleri, maç boyunca çok az pozisyona girdi. Bu kadro tercihi ile ilgili bir durum değil. Eldeki hücum oyuncuların ve bu oyuncuların birbiriyle uyumundan, tercih azlığından kaliteye kadar birçok sebep bu kısırlığın nedeni. Diğer taraftan verilen pozisyonlarsa azımsanmayacak kadar fazlaydı. İtalya'daki maç her şeye açık.

Mustafa Hoca bu güne kadar büyük tecrübeler yaşadı, çok önemli maçlara çıktı, kritik galibiyetler aldı, unutulmaz zaferler kazandı. Ama şu anda yaşadığı sıkıntı ve içinde bulunduğu durum gibi bir dönem az yaşamıştır. Hocanın eli kolu bağlı desek abartmayız. Bu yüzden çıkardığı kadro şaşkınlıkla karşılanabilir ama elde bu var.

İtalya Ligi'nde en can sıkıcı futbolu oynayan; fazla değil, 5 hafta önce, Sportif Direktörü İgli Tare'nin, Udinese maçında takımını seyrederken uyuduğu Lazio karşısında bu kadar defansif taktik fayda getirmiyorsa, hücum arayışında olmak, bozgun getirirdi.

Peki Galatasaray bu kadar defansif oyuncuyla niye kontratak yapamadı derseniz, bu uzun çalışmayı gerektirir, sürpriz kadrolarla işiniz şansa kalır. Bu sonuç, rövanşta umutlu kalmanızı sağlayabilir ama tek şartla, Denizli'nin en başta yazdığım sözlerinin sahaya yansımasıyla. "Galatasaray ruhu"...

Maç başında Sabri’yi Podolski’nin yanında ileri uçta görünce çok şaşırdım ama dakikalar ilerledikçe Sabri’nin Sneijder’den de Umut’tan da daha verimli oynadığını gördüm. Sabri’nin golü kolay gibi gözüküyor ama Umut o golü atamazdı. Dünkü G.Saray’da Sabri santrfor gibi oynuyorsa artık söyleyecek lafım yok. İşte G.Saray’ın içinde bulunduğu durum böylesine vahim.

Gerçek olan şu ki; kalite yok, yaratıcılık yok G.Saray’da. G.Saray’da oynamak için çok mücadele etmek, iyi niyetli olmak yeterli olamaz. Eğer o formayı giyeceksen başka hünerlerin olacak. En önemlisi sonuca katkı yapacak yeteneklerin olacak. Elde kala kala Ziraat Kupası kaldı...

Bence 1-1 kötü sonuç değil ama tur için yeterli olmaz. İtalya’da biraz zorlar ama kaybedersin, ezeli rakibin F.Bahçe ise finali oynarsa sakın ağlama. F.Bahçe’nin bu kupayı alması benim için asla sürpriz olmaz ama G.Saray’ın Roma’da Lazio’yu yenmesi büyük sürpriz olur.

Eğer bir takım kendi sahasında dün geceki gibi oyuna hükmedemiyorsa, attığı gol dışında tek gollük pozisyonu son dakikada bulabiliyorsa böyle bir 90 dakikayı beraberlikle bitirmesine iyi sonuç denir.

Bir zamanlar bir teknik adam vardı. Kamuoyuyla kavga etme pahasına kritik maçlara en hücumcu kadrolarla çıkar yenilse bile yolundan vazgeçmezdi. 8 yemeyi göze alarak Wembley'e hücum oyuncularıyla çıkar, "Kazanırsam gruptan çıkma şansım var. 1-0 yenilmeyle 5-0 yenilme arasında fark yok" derdi.

Aynı teknik adam 25-30 yıl sonrasında sahaya 3 hücum özellikli oyuncuyla çıkıyor takımdaki stoper özellikli oyuncuların biri dışında tümünü sahaya sürüyor. Evinde İtalya Ligi'nde zor günler yaşayan Lazio'dan gol yememek için gol atamama riskini alıyor. Bu önlemlere rağmen takım, evinde o golü yiyor, yemekle kalmıyor iki stoperin koruduğu orta sahadaki şeffaflık karşısında çaresiz kalıyor.

Bu kadar doymuş, birbirinden kopmuş, heyecanı kaybolmuş futbolcuları, bu saatten sonra Mustafa Denizli bile toparlayamaz. Çin’e giderken “Kader arkadaşlarımı yalnız bırakmayın” diyerek, takımı G.Saray camiasına emanet eden Burak, aslında yaraya parmak basıyordu.

Dünkü Galatasaray’ın performansı, ligin biraz daha üstündeydi. Koray’ın stopere, Chedjou ve Donk’un da geri dörtlü önüne konulması fazla bir şey değiştirmedi. Çünkü motivasyonu olmayan bir kadro vardı sahada. Bu G.Saray’ın Roma’da bu Lazio karşısında turu geçmesi sadece mucizelere bağlı. G.Saray için nekahet dönemi başlamıştır.

Galatasaray, Roma'da çok zorlanacaktır. Çünkü Lazio mükemmel alan savunması yapıyor. Galatasaray böyle bir savunmayı ancak ayağa çabuk pas yapıp, kanatlardan hızlı bindirmelerle aşabilir. Ama görünen köy Lazio'nun turu geçtiğini söylüyor.

Lazio orta sahasının gücünü kırmak için Mustafa Denizli sürpriz bir hamle ile Chedjou- Donk ikilisini ön liberoya koydu, kaptan Selçuk'u da hücuma destek vermesi için, bu ikilinin önüne monte etti. Denizli'nin bu hamlesi Fenerbahçe hocası Pereira'nın Topal-Souza-Ozan anlayışı ile eşdeğerdeydi. Pereira modeli üçlü orta saha Galatasaray'da Sabri'nin attığı gole kadar mükemmel işledi