NBA efsanesi Vince Carter, Golden State Warriors süperstarı Stephen Curry'nin, büyük bir oyuncu olmasının küçüklüğünden beri kaderinde olduğunu söyledi.
Toronto Raptors ile oynadığı dönemde Carter, Stephen Curry'nin babası Dell Curry ile takım arkadaşıydı. Carter, genç Curry'yi her zaman kenarda ya da şutuna çalışırken gördüğünü açıkladı. O zamanlar, Carter halihazırda 11 yaşındaki bu çocuğun, büyük bir oyuncu olacağına dair bir önsezisi olduğunu açıkladı.
Carter, TNT'den Ernie Johnson ile konuştu ve Toronto'da geçirdiği zamanı hatırladı. O dönemde Curry kardeşler Steph ve Seth'i her gün gördüğünü belirten VC, Steph'in çoktan iyi bir atış formuna sahip olduğunu hatırladı.
Ancak bunun dışında Carter, Curry'nin bu şut formunu mükemmelleştirmek için çok çalıştığını da belirtti:
"Her gün oradaydı. Kenarda, bir topla dururdu. Seth de aynı şekilde. İkisi de çok çalışkandı. Oyunu seviyorlardı. Oyuna dair bağlılığı ve takdiri görebiliyordunuz. Her zaman şutları üzerinde çalışırlardı. O zamanlar bile şut sonrasında kollarını güzel bir şekilde havada tutarlardı. NBA oyuncusu olmaları kaderlerinde varmış gibi. Bir, ortamın içinde olmak ve iki, sadece kendi kendilerine ortaya koydukları çalışma. Ve elbette, babaları da oldukça iyi bir şutördü, bu yüzden iki çocuğu da buna yakın olunca, böyle bir şey çıktı."
Toronto Raptors ile oynadığı dönemde Carter, Stephen Curry'nin babası Dell Curry ile takım arkadaşıydı. Carter, genç Curry'yi her zaman kenarda ya da şutuna çalışırken gördüğünü açıkladı. O zamanlar, Carter halihazırda 11 yaşındaki bu çocuğun, büyük bir oyuncu olacağına dair bir önsezisi olduğunu açıkladı.
Carter, TNT'den Ernie Johnson ile konuştu ve Toronto'da geçirdiği zamanı hatırladı. O dönemde Curry kardeşler Steph ve Seth'i her gün gördüğünü belirten VC, Steph'in çoktan iyi bir atış formuna sahip olduğunu hatırladı.
Ancak bunun dışında Carter, Curry'nin bu şut formunu mükemmelleştirmek için çok çalıştığını da belirtti:
"Her gün oradaydı. Kenarda, bir topla dururdu. Seth de aynı şekilde. İkisi de çok çalışkandı. Oyunu seviyorlardı. Oyuna dair bağlılığı ve takdiri görebiliyordunuz. Her zaman şutları üzerinde çalışırlardı. O zamanlar bile şut sonrasında kollarını güzel bir şekilde havada tutarlardı. NBA oyuncusu olmaları kaderlerinde varmış gibi. Bir, ortamın içinde olmak ve iki, sadece kendi kendilerine ortaya koydukları çalışma. Ve elbette, babaları da oldukça iyi bir şutördü, bu yüzden iki çocuğu da buna yakın olunca, böyle bir şey çıktı."